İTO Başkanı Şekib Avdagiç: Güçlü şekilde ayakta durma kabiliyetine sahibiz

Yeni 15 Temmuz kalkışmalarının ve bu ihanet şebekelerinin türemesine engel olacak başlıca unsur; ekonomide, ticarette, bilimde, teknolojide, sanayide, velhasıl her alanda ülkemizin tek başına ve daha da güçlü şekilde ayakta durma kabiliyetine sahip olmasıdır.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FETÖ hain darbe girişimi­nin üzerinden tam 8 yıl geçti. Bu mayası bozuk şebeke, 17-25 Aralık yargı dar­besiyle erişemediği menfur he­define, 15 Temmuz 2016 gecesi kahraman ordumuz içine sızmış hain uzantıları aracılığıyla ulaş­maya tevessül etti.

Ama Türk halkı o gece, Cumhurbaşkanı­mız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ve öncülüğünde sokakla­ra ve meydanlara çıkıp, yek vü­cut olarak bu ihanet örgütüne geçit vermedi. Vatanın bütünlü­ğüne, ülkenin bölünmezliğine, milletin birliğine ve bağımsızlı­ğına uzanan bu karanlık ruhla­rı ve yapılanmalarını darmada­ğın etti.

Gelecek nesillere çağdaş bir destan bırakıldı

15 Temmuz gecesi Türk halkı; 1915’te yazdığı Çanakkale Des­tanı ve 1922’de tüm varıyla ger­çekleştirdiği Milli Mücadele destanı gibi eşsiz ve önemi gele­cek nesillerce daha bariz idrak edilecek çağdaş bir destan yazdı. Milletimiz 9 Eylül 1922’de man­dacı zihniyetin kuklalarını Ada­lar Denizi’nin sularına döktüğü gibi 15 Temmuz 2016’da da on­ların yeni versiyonlarını tarihin çöplüğüne süpürdü.

8 yıldır Türk halkı bu desta­nı, evlatlarına okuyor, çocukla­rına ezberletiyor, gençlerimizi emperyalist devletlerin yerli iş­birlikçilerine karşı daima uya­nık olacak şekilde yetiştiriyoruz. Ama iş dünyası olarak biz şunu biliyoruz ki, yeni 15 Temmuz kalkışmalarının ve bu ihanet şe­bekelerinin türemesine engel olacak başlıca unsur; ekonomi­de, ticarette, bilimde, teknoloji­de, sanayide, velhasıl her alanda ülkemizin tek başına ve daha da güçlü şekilde ayakta durma ka­biliyetine sahip olmasıdır.

Her gencimiz ülkesi için bir değer üretmeli

Bu yüzden her gencimizin mutlaka ülkesi için bir değer üretmesi, her bilim adamımızın ülkesi için bir icat ve teknoloji geliştirmesi; her emekçimizin alın teriyle kutsanmış nitelik­li üretim yapması, her tüccarı­mızın ülkesi için yeni pazarlar fethetmesi, her siyasetçimizin milletimizi yükseltme şuuruyla çalışması gerekiyor. Çünkü ye­ni ihanet girişim ve şebekeleri­nin filizlenmeden köklerinin ka­zınması, her ferdimizin millet ve vatan sevdasına tutulup bu sev­dayla çalışmasına bağlıdır.

FETÖ ile mücadelede İstanbul iş dünyası devletimizin yanındadır

Devletimiz, her türlü kutsal değeri hiçe sayıp kuklacılarına hizmet eden hain FETÖ terör örgütü kuklasının yeniden filiz­lenmemesi için 8 yıldır kararlı­lıkla mücadele ediyor. Bu müca­delede İstanbul iş dünyası olarak devletimizin yanındayız.

Nasıl 15 Temmuz gecesi, o za­man başkanlığını yürüttüğüm İstanbul Ticaret Odası Meclisi üyelerimizle sokaklara çıkıp bu hainlere gereken cevabı verdiy­sek;

Nasıl 16 Temmuz günü Mecli­simizi toplayıp bu hainlere had­lerini bildiren iş dünyasının en geniş kapsamlı ilk bildirisini ya­yınlayan kurum olduysak;

Nasıl 15 Temmuz gecesini, bu ülkenin şehit kanlarıyla sulan­mış topraklarının ihanet, delalet ve zillet içindeki emperyalizm uzantılarına teslim edilmeyece­ğinin tescillendiği bir geceye dö­nüştürdüysek;

8 yıldır da bu bilincin diri kal­ması, hainlerin unutulmaması, milletimizin aynı milli birlik ve kardeşlik duygusu içinde kenet­lenip darbecilere, bağımsızlık ve özgürlük düşmanı çağdaş man­dacılara karşı uyanık olması için çabalıyoruz.

 “Milli birlik ruhunu nesilden nesile yaşatmalıyız”

 O gece hiç tereddüt etme­den, ‘bir gül bahçesine ko­şarcasına’ ölümün ‘güzel ku­cağına’ atılan 251 şehidimizi rahmet, gazilerimizi minnet­le anıyorum. Onlar, hainleri ‘vatanın harîm-i ismetinde boğdular.’ Onlar bu milletin bir ana kucağı gibi olan sine­sinde ebedî istirahatgâhla­rında huzur içindeler.

Onlar ülkemizin istiklalini ve hürri­yetini savunmanın, görevini hakkıyla yerine getirmenin ebedi saadeti içindeler. Şim­di onların 15 Temmuz gecesi başlattığı ‘Demokrasi ve Milli Birlik’ ruhunu yaşatma gö­revi bizimle sürüyor. Biz de 8 yıldır haykırdığımız gibi yine haykırıyoruz, bu kez milleti­ne ihanet eden ve edecekle­re, ‘bayrak’ şairimiz Arif Ni­hat Asya’nın dizeleriyle sesleniyoruz:

“Şehitler tepesi boş değil, Toprağını kahramanlar bekliyor!”