‘Irak’taki kaybı Suriye ve İran’la kapatabiliriz’
“Navlun desteği konusunda imalatçı ihracatçıyı destekleyecek bir sistem kurulmalı” diyen OAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Kahraman, Irak’taki kayıplarımızı Avrupa ülkeleri, İran ve ihracattaki artışın devam ederse Suriye ile telafi edilebileceğimizi söyledi
Irak’a olan ihracattaki düşüşün İran ve Suriye ile kapatılabileceğini söyleyen Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ahmet Kahraman, “İran pazarında daha fazla çalışmamız gerekiyor. Irak’ta ki gerileme bunun için fırsat olabilir. Sonrasında hem Irak pazarı hem de kazanılan İran pazarı düşünüldüğünde komşularda ticaret arzu edilenin de üzerine çıkar. Suriye’den gelmeye başlayan talebi de unutmamak gerekir” dedi . Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Ahmet Kahraman, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Özüm Örs’ün sorularını yanıtladı.
Irak’ta yaşananlar ihracatı nasıl etkiledi?
Irak’ın Türkiye ihracatında oldukça büyük bir payı var. Bizim kendi sektörümüzde yani, ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektöründe, Irak biliyorsunuz başrolde. Geçen ay ihracatta Irak yüzde 24 geriledi. Bundan sonraki aylarda daha da gerileyeceğini tahmin ediyorum. Size r akam da vereyim; bizim geçen sene Türkiye ihracatımız ocak-haziran ayında 74.4 milyar dolarken, bu sene aynı dönem içerisinde ihracatımız 79.9 milyar dolar; yani 80 milyar dolara dayandı. Irak’ın ihracatı geçen sene 5.4 milyar dolar iken, bu sene 5.7 milyar dolar olmuş. Ocaktan hazirana kadar. Buraya kadar iyi. Ama haziranda tempo düştü. Eğer geçen ay ki düşüş bu ay da devam ederse, ki gördüğümüz kadarıyla edecek, o zaman Irak, Türkiye ihracatında bundan sonraki aylarda oldukça etkili olacaktır.
Bizim sektörde geçen yıl mayıs ayı sonunda Türkiye’nin Irak’a ihracatı 1 milyar dolardı, bu sene haziran ayı sonunda 726 milyon dolar oldu. Yüzde 24’lük bir düşüş görülüyor. Bir de, geçen ay Suriye’ye ihracatımız yükseldi. Bunun sebeplerini araştırdık. Savaş da olsa, aramız bozuk da olsa, özellikle gıda maddelerini mecburen Türkiye’den ithal ediyorlar. Oraya giden mallar genelde gıda.
Sizce süreç nasıl ilerleyecek?
Bu ay tahmin etmek bile zor. 3 ay öncenin siparişi yeni gidiyor. Bundan sonra tamamen mi kesilir, bilmiyoruz? Kuzey Irak ve Güney Irak’a ciddi ihracat yapıyoruz. Güney Irak’a ihracat durabilir. Kuzey Irak’ta kısıtlamaya gidebilir. Türkiye’nin ihracatı inşallah 166 milyar dolardan sapma olmadan tamamlanır diye ümit ediyoruz. Ama Irak bizi etkileyecek.
Irak’ta kaybettiğimiz pazarlar diğer ülkelerle kapatılabilir mi?
Irak’ta kaybettiğimiz pazarların kısa süreli olacağını tahmin etmiyoruz, uzun süreli olacak. Dolayısıyla toplam ihracat rakamlarını başka ülkelerden tamamlayacağız. Avrupa ülkelerinden ama bu kolay değil. İran biraz açıldı. Dolayısıyla İran biraz tamamlar Irak’taki kaybı. Suriye son ayda bir atak yaptı, önümüzdeki aylarda da Suriye’ye ihracatımız böyle artışla devam ederse, Irak’taki pazar kaybını bir miktar telafi eder diye düşünüyorum. Bu Türkiye’nin şanssızlığı. Ne zaman Türkiye bir yere ciddi bir ihracat, bir atak yapsa, orada bir arıza çıkarıyorlar. Örneğin; Libya’da da aynı durum oldu. İhracatımız orada bayağı bir baltalandı karışıklıktan dolayı. İran’a ambargo dolayısıyla ciddi şekilde etkilendik. İran’a mal satamaz oldu ihracatçı. Şimdi Irak, şimdi sürpriz de değil. Karışıklık ne kadar sürer bilemiyorum ama bayağı sürer gibi geliyor bana.
“İran’da tahsilatlar rahatladı”
İhracatçılar, Tahran’ın Bağdat’ı geçeceğini düşünüyorlar. Sizin düşünceleriniz nelerdir?
Bizim sektörümüz için söylüyorum; İran’da gördüğüm kadarıyla büyük bir patlama var. Alt sektör çok etkilenmişti. Mobilya sektöründe hala sıkıntı devam ediyor. Hammadde yönünden şu anda MDF ihracatımız oldukça iyi İran’a. Sanayici rahat şu anda. Tahsilatlar kolayladı biraz. Hala sıkıntı var, çok rahat tahsilat yapmıyoruz ama eskiye göre çok daha iyi. Geçen gün, Türkiye Müteahhitler Birliği’ni ziyaret ettik, onlarla bir istişare yaptık. Onlar, Irak’tan iş almak zorlaşacak diyorlar. Çünkü artık dünya Irak’ta projelere kendi malzemelerini yazdırıyor. Biz biraz kendi gayretimizle aşıyoruz. Kendi gayretlerimizle Türk mallarını yazdırıyoruz.
Siz bakanlıkla konuşacak mısınız? Bu yönde bir girişiminiz olacak mı?
Bu konuyu ileteceğiz bakanlığa. Bu ciddi bir konu. Normal şartlarda Türk malları nasıl gidiyor Irak’a? İnşaat sektörüyle müteahhitlerin kullandığı malzemeler olarak gidiyor. Ama şimdi diyorlar ki, öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki, yabancı bir ülkenin, atıyorum Avrupa ülkesinin malını yazıyor şartnameye. Bunu almak zorundasın diyor. Biz de, bu malın muadili şu markayla Türkiye’de üretiliyor diyoruz ama şu durum Libya’da çok yaşandı. Biliyorsunuz Libya’da müşavirlik firmaları hep batılı. Buralarda yazıyor malzemeyi. Sizin girmeniz çok zorlaşıyor. Dolayısıyla Irak’ta da böyle bir şeyin yakında başlayacağını ve ihracatın zorlaşacağını söylediler. Tabii bugün yaşadığımız olağanüstü bir konu. Türkiye’nin ihracatını bayağı baltaladı Irak’taki bu karışıklık. Güney Irak’ta çok iş yapıyor müteahhitler. Kuzey Irak kadar önemli diyorlar. Güney Irak’ta daha çok sıkıntı olacak. Güney Irak’ta merkezi hükümetle aramız da çok hoş değil. Bu olayların aleyhimize dönmesi daha kolay olacak. Irak’ın bütünlüğüTürkiye ile daha samimi olmasında fayda var.
Tahran’a da seyahatleriniz olacak mı?
Son zamanlarda bir İran seyahati düşünüyoruz. Mobilyacı arkadaşlarla gidelim diyoruz. Tahran şu anda Türkiye’de önemli bir hale geldi. İran’a ihracatımız git gide ivme kazanıyor. Ambargo arkasından biraz rahatlama oldu, bunun da faydasını görüyoruz. İhracatçılar paralarını tahsil edebiliyorlar. Şimdi bu ortamda İran, herhalde biraz daha rahatlayacak
Sanayici kapasitesini kullanabiliyor mu?
İç piyasadaki sıkıntı kapasite kullanım oranlarını etkileyebilir. Kendi firmamda yurtdışı, ihracat çalışmalarıyla ayakta duruyoruz. Yurtdışı daha büyüdü, daha rahatladı. İç piyasada kayıplarımızı dışarıdan telafi ediyoruz. Bu da demektir ki, ihracat yapmalıyız. İhracat yapmak için de şartların uygun olması azım. İhracatçı zor şartlar altında çok üstün gayret sarf ediyor aslında. Bakanımız sürekli yurt içi ve yurtdışı faaliyetleriyle ilgili bir şeyler yapma gayretinde. TİM, inovasyon ağırlıklı bir şey yürütüyor şu anda, ihracatı nasıl artırırız, kilogram başına ihracatı nasıl yükseltiriz? Örnek verecek olursak, mobilya ihracatımızın kilosu 3.3 dolara geliyor. Biraz yükselmiş. Ama Avrupa’da iki katını buluyor.
'İmalatçı ihracatçıyı destekleyecek bir sistem olmalı’
‘Sıkıntılı pazarlardaki alacaklarımız batık değil’ Son zamanlarda, navlun konusunda destek talepleri dile getiriliyor. Ne düşünüyorsunuz?
Geçen gün, Maliye Bakanlığı ile TOBB’da bir toplantı yaptık. Yüksek Koordinasyon Kurulu üyeleri vardı toplantıda. Orada dile getirildi. Ben de dedim ki, imalatçı ihracatçıyı destekleyecek bir sistem kurulsun. İhracat yapmışım, desteği bana verin, ben kullanayım, navlun ona göre ayarlansın. Böyle daha otomatik kontrol olur. Öbür türlü, kontrol biraz kaçıyor. Diret ihracatçıya verilirse bu destek daha iyi olur. Anadolu’daki ihracatçı, ihraç etmek için ürünlerini İstanbul’a, Mersin’e limana gönderiyor. Bu adamlar sıkıntı içerisinde. Sahilde limana yakın konumda çalışanlar avantajlı bu konuda. Kara nakliyatı oldukça pahalı. Kara nakliyatında desteğin direk imalatçı ihracatçıya verilmesi lazım. İhracat yapana destek verirse, navlun desteği, adam üretimde daha rahatlar. Mazottaki KDV’yi silebilirler, ÖTV’den fedakarlık yapabilirler. Böylece Anadolu’da imalat yapan ihracatçı firmalar biraz rahatlar.
‘Sıkıntılı pazarlardaki alacaklarımız batık değil’
Sıkıntılı olan pazarlarda ihracatçıların alacakları var mı? Sıcak ortamlarda Türk müteahhitleri var. Onların işi durmuşsa, buradaki arkadaşların da işi duruyor. Allah korusun onlar batarsa, buradakinin parası da batar. Ama biz bu duruma geçer diye bakıyoruz. Bu adam durumun farkında, borcunu da öder diye bakıyoruz. Müteahhit için de zor. Alacağın kalmaması mümkün değil, ama biz bunu batık olarak görmüyoruz. Tabii rizikosuz hayat yok. Riziko Türkiye’de de var. Bizim ihracatçımız rizikoda yaşıyor ve bu zorluklarla başa çıkmayı öğreniyor.