Gizli hazine 'patates'

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, FAO'nun tanımlamalarına dayanarak, "Patates, taşıdığı ekonomik önem ve besin değeriyle, dünyadaki açlığın ve kırsal yoksulluğun azaltılmasına büyük katkı sağlıyor" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü’nün (FAO) ‘gizli hazine’ olarak tanımladığı patatesin, tahıllardan sonra insan beslenmesinde önemli bir paya sahip olduğunu vurgulayarak, “Patates, taşıdığı ekonomik önem ve besin değeriyle, dünyadaki açlığın ve kırsal yoksulluğun azaltılmasına büyük katkı sağlıyor” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, patates hasadının devam ettiği şu günlerde, planlı ve sürdürülebilir bir üretimin gerçekleşmesinin üreticilerin en büyük beklentisi olduğunu belirtti. Türkiye’de patates üretiminde meydana gelen dalgalanma ve pazarlama sorunlarının üreticiden tüketiciye tüm tarafları derinden etkilediğini bildiren Bayraktar, pazarlama sorunlarının yaşandığı dönemde düşük fiyat nedeniyle üretici mağdur olurken, arzın daraldığı dönemde ise yüksek fiyat nedeniyle tüketicilerin mağdur duruma düştüğüne dikkati çekti.

"Gelecek kuşakların gıda güvencesi"

Patatesin, tahıllardan sonra insan beslenmesinde önemli bir paya sahip olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ucuzluğu, birim alandan fazla verim sağlanması, besin değerinin yüksek oluşu, sindirim kolaylığı, endüstride farklı şekillerde kullanılması ve her çeşit iklimde yetişmesi nedeniyle patates bugün hemen hemen bütün dünya milletleri tarafından yetiştirilmekte ve tüketilmektedir.Dünyada üretilen patatesin yaklaşık yarısı taze olarak tüketilmekte, geri kalanı ise işlenmiş gıda ürünü, hayvan yemi, endüstriyel nişasta ve tohumluk olarak kullanılmaktadır. Taze tüketim daha çok fırında pişirme, haşlama, kızartma şeklinde olurken, işlenmiş gıda dondurulmuş parmak patates ve cips şeklindedir. Patates nişastası ise ilaç, tekstil ve kağıt endüstrilerinde yapışkan, tutkal şekillerinde kullanılmaktadır. Patates kabuğu ve işlendikten sonra kalan diğer değersiz atıklar ise nişasta yönünden zengin olduklarından sıvılaştırılabilmekte ve yakıt olarak kullanılan etanol yapılmak üzere mayalanabilmektedir. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) tarafından da taşıdığı ekonomik önem, besin değeri, dünyadaki açlığın ve kırsal yoksulluğun azaltılmasına sağladığı katkı dolayısıyla patates, ‘gizli hazine’ olarak tanımlanmıştır.Dünya nüfusunun giderek arttığı dikkate alındığında, doğal kaynakların korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların gıda güvencesinin sağlanmasında patates önemli bir ürün olarak karşımıza çıkmaktadır.”

"Üretim alanlarında daralma"

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2000 yılında 2 milyon 50 bin dekar alanda, 5 milyon 370 bin ton patates üretildiğini, patates siğili hastalığının 2004-2005 yıllarında yaygınlaşmasıyla uygulanan karantina tedbirleri sonucunda ekim alanlarındaki daralmaya bağlı olarak üretim miktarının da düştüğünü belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“2005 yılında 1 milyon528 bin dekar alandan 4 milyon 60 bin ton ürün elde edilmiştir. 2000 yılı ile karantina tedbirlerinin uygulandığı 2005 yıllarını kıyasladığımızda, ülkemizin patates ekim alanları yüzde 25 daralmıştır. Üretimin yoğun yapıldığı Nevşehir ve Niğde gibi illerden diğer illere yayılmasıyla patates ekim alanının 2012 yılında yeniden 1 milyon 720 bin dekar alana yükseldiğini, üretimin de 4 milyon 795 bin tonu geçtiğini görüyoruz. Ancak 2012 yılında üretim bu kadar artınca, yurt içinde ve ihracatta yaşanan pazarlama sorunlarıyla birlikte iç piyasada patates fiyatları kilogramda 15 kuruşa kadar geriledi. Üreticilerimizin ürünü tarlada veya depoda kaldı. Zarar eden üreticilerimizin ekimden vazgeçmesi sonucunda 2013 yılında bir önceki yıla göre ekim alanları yüzde 27 dolaylarında daraldı 1 milyon 250 bin dekara indi. Üretim de 3 milyon 948 bin tonla uzun yıllar sonra ilk kez 4 milyon tonun altına geriledi.Son yıllarda ekim alanları azalmakla birlikte verimdeki artış nedeniyle üretim, 4-4.8 milyon ton arasında değişiyor. Planlı ve sürdürülebilir bir üretimin gerçekleşmesi üreticilerin en büyük beklentisi. Türkiye’de hemen hemen her ilde patates üretimi yapılıyor. Üretim yoğun olarak sırasıyla Niğde, İzmir, Konya, Afyonkarahisar, Kayseri, Bolu, Adana ve Nevşehir illerinde gerçekleştiriliyor. Bu illeri sırasıyla Aksaray, Bitlis, Sivas, Erzurum ve Eskişehir takip ediyor. Toplam patates üretiminin yüzde 81.7’sini bu iller gerçekleştiriyor.”

"Örgütlenme şart"

Üreticilerimizin tam olarak örgütlenememesi nedeniyle pazarlık güçleri bulunmadığını ve bu yapıda yaşanan sorunların daha da derinleştiğini belirten Bayraktar, “Üreticilerimizin kendi ürettiği üründe söz sahibi olabilmesi,  sahip oldukları hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi ancak örgütlenmeyle mümkündür. Örgütlenme şart. Sorunun çözümüne yönelik olarak üreticilerin örgütlenmesi ve örgütlenme bilincinin oluşması eğitim ve yayım faaliyetlerine daha fazla ağırlık vermekle mümkündür. Bunun yanı sıra, Tarımsal Üretici Birlikleri’ne gerekli kaynak aktarılarak finansman bakımından güçlendirilmelidir. Birlikler bu şekilde fonksiyonel hale getirilerek bir müdahale kurumu gibi çalışmaları sağlanmalıdır” dedi.

"Tarla ürünleri de don ve kuraklık sigortası kapsamında alınmalı"

Üretimde istikrarın sağlanması bakımından üretim planlaması yapılması, çiftçinin nerede ne kadar ürün yetiştireceğini bilmesi, üretimin Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlemesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Bilindiği üzere 2014 yılında yaşanan doğal afetler pek çok ürünümüzü olumsuz etkilemiş rekoltede düşüşler meydana gelmiştir. Nevşehir İlimizde de verimde düşüş yaşanmıştır. Üreticilerimiz doğal afetler karşısında savunmasız bırakılmamalıdır. Tarla ürünlerinde don ve kuraklığın sigorta kapsamına alınması ve üreticiler sigorta yaptırmaya özendirilmesi önemlidir. Ülkemiz ekonomisi göz önüne alındığında, patates siğili hastalığı, tek geçim kaynağı patates üretimi olan bölge üreticilerini mağdur etmektedir. Ülkemizde patates üretiminin geleceğinin güvence altına alınması bakımından hastalığın ırkının tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Yurt dışında ırklara dayanım gösteren tohum çeşitlerinin ülkemizde görülen ırklara da toleranslı olup olmadığı, ülkemiz koşullarına uygunluğu test edilmeden girişine izin verilmemeli, üreticilerimiz bir riskle daha karşı karşıya bırakılmamalıdır.”

"Yapılması gerekenler"

Nevşehir ilimizde üreticilerimizin karşı karşıya kaldığı en büyük sıkıntılardan biri de sulamada kullanılan elektrik olduğunu vurgulayan Bayraktar,  “Elektrik birim fiyatın düşürülmesi bakımından; elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV, tarımda kullanılan elektrikte yüzde 1’e indirilmeli, pay ve fonlar kaldırılmalıdır. Üreticilerimizin elektrik borçları nedeniyle zor durumda kalmaları neticesinde 6552 sayılı Kanun ile TEDAŞ’a ait olan elektrik borçlarının yapılandırılmıştır.Ancak, kanunda özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerine ait olan borçların yapılandırılması ihtiyari bir karar olarak yer almıştır. Kanundan beklenen faydanın sağlanması bakımından özel dağıtım şirketlerine ait olan elektrik borçlarının yapılandırılması da sağlanmalıdır.Üreticilerimizin verimli bir şekilde üretim yapabilmeleri bakımından ucuz girdi kullanımı sağlanmalı, bu amaçla girdilerdeki vergi oranları indirilmelidir” ifadelerini kullandı. 

Bu konularda ilginizi çekebilir