''Enflasyonla mücadelede daha gerçekçi hedefler koymalıyız"

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, enflasyon hedefinin çok üzerinde yapılan artışların enflasyon ataletinin kırılamamasına neden olduğunu ve enflasyonla mücadelenin inandırıcılığını kaybettiğini söyleyerek, “Enflasyonla mücadelede orta vade için de olsa daha gerçekçi hedefler ortaya koymamamız gerekiyor” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nagihan KALSIN

Ankara Sanayi Odası (ASO) ocak ayı meclis toplantısı, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün’ün de katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, “Enflasyonla mücadelede en önemli faktörlerden birisinin hedeflerin tutarlı olmasıdır” açıklamasında bulunarak, “Enflasyonla mücadelede orta vade için de olsa daha gerçekçi hedefler ortaya koymamamız gerekiyor.

Yılın başında otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yüzde 43,93’lük yeniden değerleme oranında zam geldi. Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız, “Enflasyon sepetinde karşılığı olmayan ürünleri yeniden değerlendirme oranında artırdık, enflasyon sepetinde ağırlığı, karşılığı olan ürünleri ise enflasyon hedefiyle tutarlı bir şekilde hatta onun altında artırdık” ifadelerini kullandı.

Söz konusu ürünlerin enflasyon sepetinde ağırlığı 10 binde 1 olunca TÜİK’in enflasyon hesaplamasına yansımadığı düşünülebilir. Ancak, enflasyon hedefinin çok üzerinde yapılan bu artışlar enflasyon ataletinin kırılamamasına neden olmakta ve enflasyonla mücadele inandırıcılığını kaybetmektedir “ dedi.

"Ülkemizin rekabet gücünü azaltacaktır"

Ardıç , 2025 yılı için enflasyon hedefinin yüzde 21 seviyesinde iken faiz dışı bütçe harcamalarının yüzde 34,4 oranında artmış olması, dezenflasyon sürecinin zamana yayılmasına neden olacağını belirterek, “Diğer taraftan, kamuda tasarrufun cari harcamalar yerine üretim ve rekabet için temel belirleyiciler olan yatırım kalemlerinde yapılmış olması, önümüzdeki dönemde ülkemizin rekabet gücünü azaltacaktır “ açıklamasını yaptı.

“Dönüşümün uzağında kalmadık"

Ardıç, savunma sanayisinin, teknolojik yenilikler ve jeopolitik dinamiklerin etkisiyle, sürekli dönüşüm içinde olduğunu belirterek, “Bu dönüşüm, askeri stratejilerde ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinde köklü değişimlere yol açıyor. Biz de ülke olarak bu dönüşümün uzağında kalamazdık ve kalmadık” diye konuştu.

Ülkelerarası rekabetin ve işbirliğinin merkezinde bulunan savunma sanayisinin teknolojik ilerlemeyi teşvik etme, istihdam yaratma, yerel endüstrilerin gelişimini destekleme ve ekonomik büyümeyi sağlama potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Ardıç, Türkiye’nin 10,6 milyar dolarlık askeri harcamayla dünyada bu alanda 23. sırada yer aldığını aktardı.

Ardıç, savunma sanayisi yatırımlarında yerli ve millilik oranında yaşanan yükselişe dikkati çekerek, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın önderliğinde ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonunda yapılan yatırımlarla yerli ve millilik oranımız yükseliyor. Savunma sanayimizin 2002 yılında 1,3 milyar dolar seviyesinde olan ciro hacmi bugün yaklaşık 13 kat artarak 17 milyar doları buldu” bilgisini paylaştı.

"Yerli platformlar dünyada ‘oyun değiştirici konumda"

 Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ise, yaptığı konuşmada, savunma sanayisinde son dönemde yaşanan gelişmelere dikkati çekerek, yerli ve milli imkanlarla üretilen platformların dünyada adından sıkça söz ettirdiğini ve “oyun değiştirici” olarak tanımlandığını söyledi.

Sektörün ihracatının geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 29 arttığı bilgisini veren Görgün, “Geçen yıl ihracatımız 7,1 milyar dolara ulaştı. Ankara’da yer alan firmalarımız 2024 yılı ihracatına 3,2 milyar dolarlık katkı sağlayarak, ihracatta en yüksek katkıyı veren ilin başkentimiz olmasını sağladı.

Şu anda dünyada savunma sanayisi ihracatı yapan ülkeler sıralamasında Türkiye’miz 11’inci sıradadır. Savunma sanayimizde ürettiğimiz platformlar ve platformların içindeki nitelikli alt bileşenler bize gelecekle ilgili ve geçtiğimiz süreçte yaptığımız toplantılardaki ve imzaladığımız sözleşmelerle 10 milyar doları çok yakın zamanda yakalayabileceğimizi söyleyebiliyorum” diye konuştu.

“Bürokratik süreçleri en aza indirmeyi hedefliyoruz”

EYDEP Programı kapsamında (A) veya (B) seviye sertifikaya sahip şirketlerin taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasını mümkün hale getirdiklerine işaret eden Görgün, “2024 yılının sonuna doğru tedarikçilerimizi destekleyecek iki yeni tedarikçi finansman destek programımızın tanıtımını gerçekleştirdik.

Kefalet Şirketleri ile Finansman Modeli ve Sipariş ve Sözleşmelere Dayalı Finansman Modeli ile tedarikçilerimizin üretim süreçlerini aksatmadan sürdürmelerini, yeni projelerini hayata geçirmelerini mümkün kılmayı ve tedarikçilerin finansal kaynaklara erişimini kolaylaştırarak bürokratik süreçleri en aza indirmeyi hedefliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerine tedarik hizmeti sağlayan ve KOBİ niteliğini taşıyan firmalara yönelik olarak toplamda 41 milyar lira büyüklüğü olan ‘Savunma Sanayi Tedarikçilerini Destekleme Kefalet Kredi Programı’ oluşturulmuştur. Piyasa koşullarına göre çok daha uygun şartlarda kredi imkanı sağlanmıştır” dedi.

Ar-Ge destekleri yerli teknolojiye katkı sağlıyor

Ar-Ge projelerine önem verdiklerine dikkati çeken Haluk Görgün, rek, “ArGe alanında vermekte olduğumuz destekler, yerli teknoloji geliştirme sürecine katkı sağlıyor, kritik teknolojilerin dışa bağımlılığını azaltıyor ve Türk sanayicisinin yenilikçi projelerde yer almasını teşvik ediyor. Geçtiğimiz yıl, 28 farklı firma, kurum ve kuruluş ile 20 Ar-Ge projesi imzaladık, 15 projeyi tamamladık, 4 adet savunma sanayisi geniş alan çağrısı yayımladık ve toplam 216 başvuruyu inceledik” açıklamasını yaptı. .

İhracatın finasmanı için Eximbank'la çalışıyoruz

Sektörde ihracatın finansmanı konusunda Eximbank ile koordineli çalıştıklarını vurgulayan Haluk Görgün, “Savunma sanayisinde başarının sürdürülebilirliği için önümüzdeki dönem stratejilerimizde, verimlilik, ihracat, dijital güvenlik ve dönüşüm ile çift kullanımlılık öncelikli amaçlarımız arasında yer alacaktır. Bununla birlikte çığır açan teknolojiler, finansal kaynakların çeşitlendirilerek artırılması, sanayimizdeki yeteneklerin KOBİ ve yeni girişimleri destekleyecek şekilde etkin kullanımı, kaynak yönetimi ve ömür devri yönetimi konuları da odaklanacağımız diğer alanlar arasında olacaktır” dedi.