Enflasyonda asgari ücret belirleyici olacak
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, maliyetlerin aşağı çekilebildiği müddetçe enflasyonun yukarı çıkmasının söz konusu olmayacağını söyleyerek, öncelikle artan maliyetlerle mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.
Özlem SARSIN
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, faiz kararının ardından enflasyondaki düşüş sürecine dair en önemli göstergenin asgari ücret kararı olacağını da vurguladı. Kasım ayı meclis toplantısında konuşan Özgener, “2023 yılında asgari ücrete yıl içinde iki kere olmak üzere toplam yüzde 107’lik bir artış yapıldı.
Bu artışın işçilik maliyetlerine yansıması sonucunda hem enflasyon hem de ihracata yönelik mal ve hizmetlerin maliyetleri de olumsuz yönde etkilendi. Ücretlerdeki yüzde 10’luk bir artışın, enflasyonda yüzde 1 ile 1.2 puanlık artırıcı bir etki yaptığı düşünülürse, yapılacak asgari ücret zammı hedeflenen enflasyon oranının tutturulmasında belirleyici olacak” dedi.
Dengelerin hem çalışanlar hem işverenler açısından çok kritik olduğunun farkında olduklarını belirten Özgener, “Mevcut şartlar altında, çalışanlar asgari ücrete ve dolayısıyla ücretlere yapılan artışlara rağmen hayat pahalılığından ve alım gücünün düşmesinden, işverenler ise sürekli yükselen girdi maliyetlerinin yanı sıra istihdam maliyetlerinin artmasından şikâyet ediyor. Artan işçilik maliyetleri de enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacaktır. Haliyle asgari ücretteki artış oranı önümüzdeki yılın işçilik maliyetlerinin belirlenmesinde önemli rol oynayacaktır” uyarısında bulundu.
“2024 yılı kritik yıl"
2024 yılının, ülke ekonomisi açısından kritik bir yıl olacağını belirten Özgener, “Uygulanmakta olan Ekonomi program kapsamında özellikle enflasyonla mücadelenin kararlılıkla devam etmesi sadece 2024 için değil, önümüzdeki birkaç yıl için de önemli.
Özellikle global ekonomide beklenen yapısal değişiklikleri de göz önüne aldığımızda; ülkemiz ekonomisinin bir an önce normalleşmesi ve verimliliği artıracak adımlar atılması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Pandemi sürecinden sonra dengelerin henüz düzelmediğini ve ekonomik yapıların tam olarak eskisi gibi tesis edilemediğini ifade eden Özgener, 2024 yılında önemli olabilecek bazı yapısal değişiklikler konusunda da şu bilgileri verdi: “Pandemiden beri devam eden bölgeselleşme akımları yakın bir zamanda sona erecek gibi durmuyor.
Bölgeler arası ticaret anlaşmalarının arttığını ve dünya çapında ‘serbest ticaretten’, ‘güvenilen ortaklarla ticarete’ doğru yol alındığını görüyoruz. Bu noktada en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği’nin yakın bir zamanda Mercosur, yani Güney Ortak Pazarı ile imzalamayı planladığı dış ticaret anlaşması ülkemiz açısından büyük önem taşıyor. Avrupa Birliği’nin iç pazarını bu ülkelere açmasıyla, biz de otomatik olarak anlaşmanın bir parçası olacağız.”
“Üretimi baz alan karardan memnunuz”
Maliyetlerdeki artışların, firmaların dış pazardaki fiyat avantajını olumsuz etkilemeye devam ettiğine de değinen Mahmut Özgener, “Rakamlar, ihracatta her zaman vurguladığımız katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürün ve hizmet ihracatını daha fazla gerçekleştirebilmenin önemini ortaya koyuyor.
Zor jeopolitik koşullara rağmen ihracatını artırmaya devam eden sektörlerimizi daha fazla desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. Ticaret Bakanlığının “İllere Göre Dış Ticaret İstatistikleri”nde, 1 Ocak 2024 itibariyle şirketlerin üretim yerini baz alan yeni sisteme geçileceğini duyurmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu nedenle İzmir’in potansiyelini tam olarak yansıtmadığını uzun zamandır vurguluyorduk. Bu durumun ihracat rakamlarında da olumlu yansıyacağını bekliyoruz” diye konuştu.