"Ekipte 10 holding patronu var İTO’yu TÜSİAD’a çevireceğiz"

İstanbul Ticaret Odası başkan adaylarından Abdullah Teber, ilk olarak 2013 yılındaki seçimlerde İbrahim Çağlar’a rakip olarak çıkmayı planlamıştı. Komite seçimlerine bir ay kala çalışmalarına başlayan Teber, 68 No’lu Plastik ve Kauçuk komitesinde seçimi kazanamayınca meclis dışı kalıp adaylığını koyamamıştı. Şimdi ise seçimler için uzun süredir çalışıyor. Bugüne kadar büyük şirketlerin İTO’ya ilgisiz kaldıklarını dile getiren Teber, ekibine 10 holding patronu dahil ettiğini söylüyor, hedefinin ise “İTO’yu neredeyse TÜSİAD’a çevirmek” olarak açıklıyor.

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. İstanbul Ticaret Odası ile ilgili haberlerle başlamış olsak da bir çok iş dünyası örgütünde seçim dönemi. Böylesi anlamlı bir günde bir kadın başkan adayı ile yapmış olduğumuz röportajı vermek isterdik ama kadınlar genel olarak kadın dernekleri hariç iş dünyası örgütlerinde başkan olmayı cazip bulmuyorlar. Yapılan araştırmalara göre kadınlar profesyonel işlerinde günlük ortalama 9 saat çalışıyor ve en az 1 saatlerini de işe gidiş ve gelişlerde yolda geçiriyorlar. Sonrasında ise 3.5 saat de evde çalışıyorlar. Bu nedenle bir de sivil toplum kuruluşlarına vakit ayırmaktan imtina ediyorlar. Gelecek dönemde gerekli düzenlemelerin yapılıp, kadınların daha fazla sivil toplum kuruluşu yönetiminde görmek dileklerimizle bugünkü röportajımıza başlıyoruz.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) başkan adaylarından Abdullah Teber, ilk olarak 2013 yılındaki seçimlerde Merhum başkan İbrahim Çağlar’a rakip olarak çıkmayı planlamıştı. Komite seçimlerine 1 ay kala çalışmalarına başlayan Teber, 68 no’lu Plastik ve Kauçuk komitesinde Şekib Avdagiç ve Yavuz Eroğlu ile yarışmıştı. O seçimde Avdagiç’in listesi daha fazla oy alınca, Teber meclis dışında kalmış ve başkanlığa adaylığını koyamamıştı.

Şimdi ise seçimler için 1 yıldır çalışmalar yürüttüklerini ifade ediyor Teber. Geniş bir ekip kurduklarını ve hemen hemen tüm komitelerde çalıştıklarını anlatan Teber, ekibine 8- 10 holding patronunu da dahil etmiş. Hedefini “İTO’yu neredeyse TÜSİAD’a çevirmek” olarak açıklayan Teber, bugüne kadar büyük şirketlerin İTO’ya ilgisiz kaldıklarını dile getiriyor.
Teber, çalışmalarını Florya’daki bin 500 metrekarelik irtibat ofisinde sürdürüyor. Bugün için liste yapmayı doğru bulmadığını anlatan Teber, “Liste yaparsam zarar veririm kendime. ‘Adam ne de olsa listedeyim’ deyip çalışmayabilir. Kim çok oy getirirse, getirdiği oylara göre sıralayacağım. Şu an gelen bir çok evrak var” diyor. “Başkan olursam 380 bin kişiden özür dileyeceğim” İTO seçimlerinde mümkün olduğunca fazla kişinin oy kullanması için çalıştıklarını kaydeden Teber, tek noktada seçim yapılmasını da eleştiriyor. İstanbul’da 3 büyük futbol kulübü olduğunu hatırlatan Teber, şöyle devam ediyor: “İTO’nun 420 bin üyesi var. 3 büyük kulübün stadında 3’e bölünerek seçim yapılması gerekir. O zaman oy kullanma oranı artar, ilgi artar. İnsanlar tek noktada olunca gitmeye korkuyor. Yüzde 4.5 katılımla seçim yapılıyor, 2 oyla meclise giren var. 19 bin 500 kişiyle seçim yapılıyor. Başkan olursam geri kalan 380 bin kişiden özür dileyeceğim.”

"Üniversite fabrika gibi üretim yapacak"
Teber, Başkan olması halinde İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin de tıpkı bir fabrika gibi üretime başlayacağını belirtiyor. 1930’lu yıllarda Türkiye’de silah üretimi yapan üniversitelerin olduğunu ileri süren Teber, “Bizim üniversitemizde sadece ders değil aynı zamanda bir fabrika gibi üretim merkezine dönüşerek burada okuyan öğrencilerimizin üretimi, iş yaşamını okurken öğrenmesini sağlayabiliriz. Bir eğitim seferberliği başlatacağız” diyor.

İTO üyelerinin haklarından haberi olmadığını savunan Teber, seçilmesi halinde İTO’ya küskün üyelerin tamamıyla barışacaklarını belirtiyor. Gerekirse 400 bin üyeyle telefon numarasını paylaşacağını vurgulayan Teber, “Odamın kapısı olmayacak. Hiç kimsenin faaliyet belgesi problemi olmamalı. Herkes istediği zaman bilgisayarından almalı” ifadelerini kullanıyor.

Teber de İstanbul’u tanıtıcı faaliyetlerin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Fakat bu işi profesyonel kişilerle yapmak gerektiğine vurgu yapan Teber, dünyada öne çıkmış şehirlerinin yapmış olduğu tanıtıcı faaliyetlerin İstanbul için uygulanabileceğini anlatıyor.

İTO’nun ekonomik durumunu şu an için yönetimde olmadığı için tam olarak bilmediğini dile getiren Teber, yine de ciddi bir bütçenin olduğunu hatırlatıyor. Bu bütçenin bankada durması yerine İTO üyelerine batırmamak kaydıyla sıfıra yakın faizle kredi olarak verilebileceğini anlatan Teber, bunun ekonomiye dinamizm kazandıracağını söylüyor. Üye aidatlarını yasal sınırın en alt seviyesine çekeceklerini bildiren Teber, Hasan Gülbaran gibi isimlerin ekibinde olduğunu ve kendi komitesi için şu anda 2 binin üstünde yetki belgesi topladıklarını kaydediyor.