"Dış kulvardan gelip yarışı kazanabiliriz"

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, "Dördüncü sanayi devriminde de henüz hem yolun başındayız hem de rekabetin gerisindeyiz. Önceki sanayi devrimlerini yakalayan ülkeler sanki iç kulvardan koşarken, Türkiye uzun yıllar boyunca maalesef dış kulvardan koşmak zorunda kaldı" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye’nin dördüncü sanayi devriminde de henüz yolun başında ve rekabetin gerisinde olduğunu belirterek, "Dördüncü Sanayi Devrimi'ni yakalayarak dış kulvardan gelip yarışı kazanabiliriz, bu imkansız değil. Biz inanıyoruz ki Türkiye artık kısa vadeli koşuların değil, uzun vadeli yarışların kazananı olmak zorunda." dedi.

Bilecik, Türkiye'de dijital dönüşüm sürecinin güçlendirilmesi ve teknoloji tedarikçisi ekosisteminin desteklenmesi hedefi ile başlatılan TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Hızlandırıcı Programı'nın (TÜSİAD SD²) başarı hikayelerinin katılımcılarla paylaşıldığı etkinliğe katıldı.

Erol Bilecik, TÜSİAD SD² Programı'nın, derneğin üyeleri ve çalışanlarıyla oluşturduğu büyük ailenin Türkiye'nin geleceğine dair kurduğu hayallerin sonucu ortaya çıktığını söyledi.

"İşin özünde heyecan varsa başarı olur, umut olur, bu da bir sonraki adım için emin olun cesaret olur." diyen Bilecik, hazırlıklarıyla birlikte yaklaşık bir seneyi bulan bu güzel heyecanın ilk dönemini bugün, sunum törenimizle noktalayacaklarını aktardı.

Bilecik, gelecek dönemlerde yeni başarılar ve yeni heyecanlarla yolculuklarına cesaretle devam edeceklerini ifade etti.

TÜSİAD olarak 50 yıla yakın bir süredir demokratik, gelişmiş bir Türkiye ideali ile çalışmalarını her daim sürdürdüklerini vurgulayan Bilecik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Emin olun her zaman 'daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz' diyoruz. Bu söz, kendi içimizde içselleştirdiğimiz hedef cümlelerimizdendir. Mükemmele ulaşma hedefimizle biz hep daha iyisi olması adına çaba gösterdik ve bu çabayı da önemli çalışmalarla sürdürüyoruz. Çünkü Türkiye’nin potansiyeli bunları fazlasıyla hak ediyor.

Amacımız hem güçlü ekonomi, hem artan rekabet gücümüz, hem de katma değeri yüksek üretim. İşte bu ideali gerçekleştirmek için yollara sevgili Bahadır Balkır'ın (TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi) liderliğinde 'Sanayi 4.0' diyerek çıktık. Ve biliyoruz ki küresel rekabette de dimdik ayakta durabilmek için inanın ekonomimizin omurgasının Sanayi 4.0 olduğunu her daim tekrar ediyoruz."

"Dijital çağı yakalayan bir Türkiye hayali için harekete geçtik"

Bilecik, hayal ile gerçek arasındaki farkın eylem olduğunu belirterek, dijital çağı yakalayan bir Türkiye hayali için harekete geçtiklerini ve çok önemli yollar kat ettiklerini söyledi.

Bugüne kadar Sanayide Dijital Dönüşüm için yaptıkları tüm çalışmaların güzel ülke Türkiye için kayda değer etkiler yarattığını görmekten memnuniyet duyduklarını dile getiren Bilecik, TÜSİAD SD² Programı'nda bu çabalarımızın meyvesini somut örneklerle gördüklerini bildirdi.

Bilecik, "Emin olun yaşamış olmak tek başına kendi haline bırakırsak yeterli değildir. Bir şeyler için yaşamaya bir şeyler yapmak adına kararlı olmalıyız. Biz, TÜSİAD olarak Türkiye'nin güçlü geleceği için yaşamaya her daim kararlı olmak zorundayız. Yarının Türkiye’sinin daha güçlü ve rekabetçi olması için yüksek teknolojinin ülkemizde üretilmesinin son derece kritik önemde olduğunu söylememize gerek yok." diye konuştu.

Bunun sağlanması için iki hususta kendilerini geliştirmeleri gerektiğini aktaran Bilecik, bunların, "Türkiye'de teknoloji kullanıcıları ile KOBİ ölçeğindeki teknoloji tedarikçileri arasındaki kopukluğun giderilmesi" ve "Türkiye'de üretilen iyi örneklerin, kullanım senaryolarının paylaşımı" olduğunu söyledi.

Bilecik, TÜSİAD SD² Programı'nın Türkiye'deki inovasyon ekosistemini güçlendirmeye ciddi katkılar sağlamaya devam edeceğine inandıklarını bildirdi.

“Müthiş bir fırsatımız var”

Bilecik, Türkiye'nin birinci, ikinci, üçüncü sanayi devrimlerini maalesef kaçırdığını dile getiren Bilecik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dördüncü sanayi devriminde de henüz hem yolun başındayız hem de rekabetin gerisindeyiz. Önceki sanayi devrimlerini yakalayan ülkeler sanki iç kulvardan koşarken, Türkiye uzun yıllar boyunca maalesef dış kulvardan koşmak zorunda kaldı. Şimdi ise müthiş bir fırsatımız var. bu programlar da bunun önemli işaretlerinden bir tanesi. Dördüncü Sanayi Devrimi'ni yakalayarak dış kulvardan gelip yarışı kazanabiliriz, bu imkansız değil. Biz inanıyoruz ki Türkiye artık kısa vadeli koşuların değil, uzun vadeli yarışların kazananı olmak zorunda."

Bilecik, Mevlana'nın, "Ayakta duracak halin yokken, hayatta duracak nedenlerin varsa, korkma düşmezsin." sözünü hatırlatarak, "Bizim ayakta duracak nedenimize bakıldığı zaman bunun temelinde şu gelir; demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgürlükler ve insan hakları yolunda ilerleyerek Cumhuriyet değerleri ışığında Türkiye'yi aydınlık bir geleceğe taşımak." dedi.

Erol Bilecik, toplantının, Türkiye'nin güçlü, mutlu, müreffeh bir ülke olmasına katkıda bulunmasını temenni etti.

"Bu programın TÜSİAD için çok ayrı bir anlamı var"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanayi Politikaları Yuvarlak Masa Lideri Bahadır Balkır ise, sanayinin dijital dönüşümü konusunun TÜSİAD'ın ana çalışma alanlarından birisi olarak konumlandığını belirtti.

Balkır, bu alanda 2015'ten bu yana yaptıkları çalışmaları her zaman kamu, özel sektör ve akademi iş birliğinde gerçekleştirmeye gayret ettiklerini söyledi.

Hazırladıkları tüm raporlar ve gerçekleştirdikleri etkinliklerle Türkiye'de bu konudaki farkındalığı artırmaya, tecrübe ile bilgilerin paylaşılmasını sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Balkır, yaptıkları tüm faaliyetlerde bu amaçlarına bir adım daha yaklaştıklarını görmenin kendilerini memnun ve motive ettiğini anlattı.

Balkır, Türkiye'de teknolojinin sadece kullanılmasını değil aynı zamanda üretilmesini çok elzem bulduklarının altını çizerek, bu nedenle TÜSİAD SD² Programı'nın kendileri için çok ayrı bir anlamı olduğunu bildirdi.

Dört yıldır yaptıkları faaliyetlerde Türkiye'de teknoloji kullanan firmalar ile yerli teknoloji üreticisi firmalar arasında ciddi bir kopukluk olduğunu gördüklerini aktaran Balkır, bu programın söz konusu kopukluğu giderme noktasında önem arz ettiğini ifade etti.

Konuşmalardan sonra, Türkiye'de dijital dönüşüm sürecinin güçlendirilmesi ve teknoloji tedarikçisi ekosisteminin desteklenmesi hedefi ile başlatılan TÜSİAD SD² Programının başarı hikâyeleri katılımcılarla paylaşıldı.

Bu konularda ilginizi çekebilir