DEİK Başkanı Olpak: İhracat politikasında yeni manevralar gerekiyor

Dünya ticaretinde ivme kaybı yaşandığını söyleyen DEİK Başkanı Nail Olpak, “Realiteyi görüp ihracatın zorlandığı alanlarda yeni manevra gerekiyor” dedi. Ekonomik programın oturması için 1.5 yıl sabırlı olmak gerektiğini söyleyen Olpak, ekonomi yönetiminden piyasayı ayakta tutacak ‘minik dokunuşlar’ beklediklerini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Global ticaretteki ivme kaybını Türk ihracatçı­sının önünü köstekleyen bir unsur olarak yorumlayan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DE­İK) Başkanı Nail Olpak, Türki­ye’nin ihracatta elini güçlendi­recek yeni manevralar yapması gerektiğini belirtti. Olpak, “İtha­latımızın azalmasıyla cari açıkta bir iyileşme var. Ama bir gerçek daha var; ihracatımız önceki yıl­lardaki ivmelenmeyle büyüme­yecek.

Yani bundan sonra 30-40 milyar dolarlık çift hanelerle bü­yüyebilecek bir ihracat görmü­yoruz” dedi. Yeni OVP’nin açık­landığını hatırlatan Olpak, “Enf­lasyonu düşürmeye yönelik ve mali disiplinin devamını hedef­leyen süreç devam ediyor. Dola­yısıyla oradan çok büyük miktar­larda şeylerin alınamayacağının farkındayız ama hala birkaç kü­çük adımın atılabileceğini düşü­nüyorum. Örneğin, ihracatçıya verilen yüzde 2’lik döviz desteği­nin bir miktar artırılması bizim bütçe dengelerimizi çok fazla bozmayabilir” açıklamasını yap­tı.

KOBİ’ler için yüzde 2’lik kredi büyüme sınırının bir miktar es­netilebileceğini, ihracatta yüzde 30 olan döviz bozdurma zorunlu­luğunun bir miktar daha düşürü­lebileceğini ifade eden Olpak, “İç pazarda soğumayı sağla­mak için kredilerin büyütülmeye­ceğini görüyoruz ama en azından KOBİ’ler için yüzde 2’lik kredi bü­yüme sınırı bir miktar esnetilebi­lir. Merkez Bankası’nın rezervle­rinin iyiye gittiğini her gün din­liyoruz. Yüzde 30’luk rakam üzerinde bir adım atılabilir. Bun­lar programı bozacak değil, piya­sayı ayakta tutacak küçük doku­nuşlar” dedi.

“Piyasa için küçük dokunuşlar gerekiyor”

Türkiye’nin mal ihracatına ek olarak başarılı olduğu başka alan­lara daha fazla destek verilmesi gerektiğine dikkat çeken Olpak, “Türk müteahhitlerinin dün­ya pazarlarında çok ciddi başa­rısı var. Ciroda değil ama sayıda Çin’den sonra ikinciyiz.

Türk mü­teahhitleri, 2022’de dünya paza­rından 31.5 milyar dolar pay aldı. Bizim o sektördeki iş adamları­mız gözü kara. Fiyat ve kalitemiz iyi. Ama finansmanda sıkıntımız var” dedi. Müteahhitliğin başlan­gıcının teknik müşavirlikten geç­tiğini ifade eden Olpak, “Teknik müşavirlik firmalarının yurt dı­şından satın almalarına destek verilmeli. Yani büyümelerini bek­lemek yerine gitsinler, 3-5-10 fir­mamız, yurt dışından orta ölçek­li firma satın alsın” diye konuştu.

“Düzenleme çeşitli kısıtlamalarla çıktı”

Çin’in sadece düşük teknolojiyi değil, orta yüksek yüksek tekno­lojiyi nasıl terk etmeyi konuştu­ğu bir dönemde Türk firmalarının rekabetçilikte iyi bir noktada ol­madığını dile getiren Olpak, “Türk firmalarının Kuzey Afrika ülke­lerine gitme talepleri var. Maale­sef rekabetçilikte çok iyi noktada değiliz. O zaman, yeni kapı olarak yurt dışı müteahhitlik, transit ti­caret gibi yeni enstrümanlar bul­mak gerekir” diye konuştu. Tran­sit ticarete ekstra destek veril­mesi gerektiğini anlatan Olpak, Türkiye sınırları dışında gerçek­leştirilen ticarete ek destek ver­menin önemli bir açılım olduğu­nu, buna ilişkin son dönemde ya­pılan düzenlemenin ise ‘bu işin gerçekleşmesi için yeterli şekilde’ çıkmadığını belirtti.

“40’lı rakamlara gelmeden küçük adımlar dahi atılmaz”

Yeni OVP’nin ne zaman sonuç vereceği konusunda yorum yap­manın zor olduğunu ancak 1.5 yıl sabır gerektiğini dile getiren DE­İK Başkanı Olpak, “Faiz indirimi­nin zamanlaması konusunda yo­rum yapamıyorum. Ekonomi yö­netiminin, atılabilecek adımlar konusunda enflasyonda yüzde 40’lı rakamları görmeden küçük adımları dahi atmayacağını his­sediyorum.

Faiz indiriminin süre­si konusunda yorum yapmak çok kolay değil ama enflasyon 40’la­rı görürse atılacak adımlar içinde olabilir” yorumunu yaptı. Olpak, “Eğer program başarılı bir şekilde sonuçlanırsa süreç 10 yıl sürme­yecek 1-1.5 sene sonra dengelen­meye başlanacak, o zaman taşlar yerine oturabilir” diye konuştu. Piyasanın güllük gülistanlık ol­madığını söyleyen Olpak, “Piya­sada sıkıntı var derken bunları iyi okumak lazım. Sıkıntıların olması sürpriz değildi” dedi.

“Türkiye’yi radarına alan yabancı bir fon var”

Batı Avrupalı bir aile fonunun Türkiye’yi radarına aldığını söyleyen Nail Olpak, “Geçen haftalarda bir toplantıdaydık. Bir fon bize uzun uzun Türkiye’yi sordu. ‘Niye soruyorsunuz’ dedik. ‘Türkiye’yi tekrar radarımıza almayı düşünüyoruz. Tekrar Türkiye ile ilgili düşünmeye başlıyoruz. Onun cevabını almak istiyoruz’ dediler. Bu, hemen milyar dolarlık yatırım gelecek demek değil. Birçok firmanın da sahibi olan bu fon, Türkiye’de o firmalar kanalıyla var. Hala yüksek olmakla birlikte, düşüş eğilimine giren enflasyonu görüp, politik stabilitenin devam edebileceğini hissediyorlar. Yatırım için bir iş insanının baktığı en temel konu öngörülebilirlik” dedi.

“Kuşak ve Yol ile lojistik avantajımızı kaybedebiliriz”

Çin’in, Kuşak ve Yol projesi için şu ana kadar 50-60 milyar dolar para harcadığını hatırlatan Olpak, Çin’in zengin pazara çabuk ve hızlı ulaşmaya çalıştığını kaydetti.

2-3 yıl önce Türkiye’nin yer aldığı Orta Koridor’da bir deneme yapıldığını ve Şanghay’dan Amsterdam’a 11 günde gidildiğini ancak hedefin 7-9 gün olduğunu anımsatan Olpak, şöyle devam etti: “İhracatçı illerimizden Gaziantep’ten yola çıkan bir tır 3-4 günde Amsterdam’a varıyor. Çin, 8 güne indiğinde ‘en büyük avantajımız’ dediğimiz lojistik avantajımız ortadan kalkacak.

O zaman Çin’in Kuşak ve Yol’unu alkışlarken neyi alkışladığımızı iyi bilmemiz lazım. Oradan gelen tırlar geriye boş gitmeyecek, nasıl dolduracağımızı bilmem lazım. En büyük pazarımız olan Avrupa pazarımızda ciddi bir kayıpla karşı karşıya kalacağız. Akıllı hareket edersek bu süreci fırsata da çevirebiliriz. Çin en büyük ortağımız haline geldi. Ama 1’e 10 gibi bir oranla aleyhimizde. Bunu kapatmamız lazım.”

 “Yeşil dönüşüm adıyla yeni bir dizayn yapılıyor”

 Diğer yandan başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada gündeme getirilen yeşil dönüşümün ‘doğaya saygı’ çerçevesinde konuşulduğunda zaten yapılması gerektiğini vurgulayan Nail Olpak’a göre, ‘yeşil dönüşüm’ adı altında yeni bir ekonomik dizaynın yapılıyor. Burada hem fırsatlar hem tehditler bulunduğunu söyleyen Olpak, “Belli ürün gruplarında iyi olabilirsek iyi fırsatlar da var. Eğer adım atmazsak biz burada dayak yiyen tarafta olacağız. Dijital dönüşüm ya da benim deyişimle dijital ekonomi tarafında ise biraz daha ümitliyiz. Neden? Çünkü dijital tarafta bizim altyapımız ve gelişme hızımız, aradaki farkı kapatmak için daha müsait. Bu anlamda daha iyimserim” dedi.

 Özel sektör, 23 Eylül’de ABD yolcusu

 New York’ta 23-25 Eylül düzenlenecek 15. Türkiye Yatırım Konferansı ile ilgili bilgi veren Olpak, şöyle konuştu: “DEİK’in marka etkinliklerinden biri olan ve bu yıl 15’incisi düzenlenecek Türkiye Yatırım Konferansı, BM Genel Kurulu haftasındaki 23-25 Eylül tarihlerinde Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla gerçekleşecek. İŞ insanlarımız Goldman Sachs’te ABD’li fon ve portföy yöneticileriyle bir araya gelecek. tirerek Türk özel sektörünün gücünü anlatacağımız önemli bir etkinliğimiz olacak.”

İthalat için döviz alana reeskont cezası mı var?

Son dönemlerde firmalardan özel­likle reeskont kredileri üzerinden cezalar uyguladığına dair şikayet­ler almaya başladıklarını söyleyen Nail Olpak, “İthalatı için döviz alan firmayı bile dövmeye başladık” dedi. TCMB tarafından ise, aracı bankalarına ithalat ödemesi için döviz aldığını belgeleyen firmalara herhangi bir ceza uygulanmadığı bildirildi.

İthalat ödemesinin yanı sıra diğer istisnalar şöyle; ‘döviz dönüşümlü KKM hesaplarının va­de sonundaki bakiyesi ile yapılan döviz alımları’, ‘alım işlemini takip eden 5 iş günü içerisinde en az alı­nan tutar karşılığı döviz satışı ya­pılan döviz alımları’, ‘kredi vadesi boyunca toplam 50 bin dolar kar­şılığı tutara kadar yapılacak döviz alımları’, ‘döviz dönüşüm deste­ğinden yararlanan firmalar için destekten yararlandıkları tutarın yüzde 10'una kadar yapacakları döviz alımları’.