"Beklentilerin farklılaşması fırsatçılara gün doğuruyor"

TCMB’nin beklenti anket sonuçlarını değerlendiren ASO Başkanı Seyit Ardıç, “12 ay sonrası için piyasa katılımcıları %27,5, reel sektör %53,8, hane halkı ise %73,1 enflasyon öngörüyor. Bu farklılaşma fiyatlama davranışlarını bozarken, enflasyon fırsatçılarına da gün doğuyor” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ankara Sanayi Odası (ASO) Eylül Ayı Mec­lis Toplantısı’nda ko­nuşan, ASO Yönetim Kuru­lu Başkanı Seyit Ardıç, enf­lasyonla mücadelede önemli faktörlerden birisinin güven tesisi, kamuoyu algısını doğ­ru yönetmek ve yönlendir­mek olduğunu söyledi.

TC­MB’nin beklenti anketlerine göre 12 ay sonrası için piya­sa katılımcıları %27,5, reel sektör %53,8, hane halkı ise %73,1 enflasyon öngördüğü­nü ifade eden Ardıç, “Bu fark­lılaşma fiyatlama davranışla­rını bozarken, enflasyon fır­satçılarına da gün doğuyor, gerekenden fazla fiyat artışı yapılıyor ve ortaya, enflasyon fırsatçılığı durumu çıkıyor” açıklamasını yaptı.

“Umarım stagflasyon riski ile karşı karşıya kalmayız”

Türkiye’de en önemli gün­dem maddesinin arzu edilen hızda düşmeyen enflasyon olduğunu söyleyen ASO Baş­kanı Ardıç, “Temmuzda enf­lasyon yılık bazda düşerken aylık bazda ise bir ivmelenme ortaya çıktı. Ağustosta baz etkisiyle fiyatların artış hızı azalsa da alım gücünde cid­di tahribat yaşanmaya devam ediyor. Büyüme rakamları enflasyonda düşüşün devam edeceği sinyalini veriyor.

An­cak ekonominin yavaşlaması her zaman enflasyonun düşe­ceği anlamına gelmediği gi­bi stagflasyon riski de söz ko­nusu. Önemli olan son iki ay­da baz etkisi nedeniyle düşüş eğilimi gösteren enflasyo­nun, bu etkinin ortadan kalk­masından sonra nasıl bir se­yir izleyeceği. Umarım hem yüksek enflasyon hem de dü­şük büyüme, yani stagflasyon riskiyle karşı karşıya kalma­yız” diye konuştu.

Yüksek faizden en büyük zararı sanayici görüyor

Yüksek faizden en büyük zararı sanayicilerin gördüğü­nü belirten Ardıç, ABD Mer­kez Bankası FED’in 50 baz puanlık faiz indiriminin ar­dından Türkiye’de faiz indi­rimi beklentilerinin daha çok konuşulmaya başladığına dikkat çekerek “Enflasyonla mücadele için biz sanayiciler uzun bir süredir yüksek fa­iz ortamında büyük fedakâr­lıkta bulunuyoruz. Ama şu­nu da biliyoruz ki erken bir faiz indirimi, bugüne kadar ödediğimiz bedellerin boşa gitmesi anlamına gelecektir.

Bu konuda tek karar verici mercii olan Merkez Banka­mızın alacağı kararlara güve­nimizin tam olduğunu vur­gulamak istiyorum” dedi. Enflasyonla etkin mücadele için maliye ve gelirler politi­kasının güçlü desteği gerek­tiğini vurgulayan Başkan Ar­dıç, “Kamu desteğinin sınırlı kaldığı bir enflasyonla mü­cadele politikası, faizlerin uzun süre yüksek kalmasına ve ekonomimizin daha fazla tahribata uğramasına neden olacaktır” dedi. Ardıç, enflas­yon direncini kırmak için ka­munun tasarrufunun şart ol­duğunu belirtti

Kalıcı düşüş için reel sektör güçlü kalmalı

Türkiye ekonomisinin yı­lın ikinci çeyreğindeki yüzde 2,5 büyümeye karşın sanayi sektörünün yüzde 1,8 daraldı­ğına dikkat çeken Ardıç, “Do­ğal olarak bu durum, ekono­minin istihdam ve katma de­ğer yaratabilmesi açısından önemli bir risk unsuru ola­rak karşımızda duruyor. Bü­yümenin refah seviyesi üze­rine yansıması ve özellikle de enflasyonda kalıcı düşüş için reel sektörün güçlü kalması gerektiğinin altını çizmek is­terim. Yüksek faiz nedeniyle finansman erişiminde ve kul­lanımında büyük sıkıntı ya­şayan KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır” diye ko­nuştu.

"Yüksek teknolojili üretim ve ihracat yapılmalı"

Gayrisafi milli hasıla içeri­sinde imalat sanayisinin payı­nın 2023 yılında 21,3 seviye­sine geldiğini, aynı dönemde imalat sanayiinde istihdam edilenlerin payının da %19,8’e gerilediğine dikkat çeken Ar­dıç, “İmalat sanayiinin hem toplam hasılada hem de istih­dam içindeki payında kayde­dilen bu daralma, Türkiye’nin sanayisizleşme eğiliminde olduğuna işaret etmektedir. Sanayisizleşme; ekonomi­nin büyüme potansiyeli, is­tihdamın artırılması ve kay­nakların etkin kullanımı he­deflerine ket vurduğu zaman, ekonomi açısından patolojik bir durum ortaya çıkmakta­dır.

Sanayi sektörünün milli gelir içindeki payının %30’lar seviyelerine ulaşması bekle­niyor. İddialı olan bu hedefe tutarlı, etkin politika ve des­tekler sayesinde ulaşılabilir” dedi. Türkiye’nin sınıf atlayıp devler liginde yer alabilmesi­nin tek yolu yüksek teknolojili üretim ve ihracattan geçtiği­ni belirten Ardıç, “İhracat ra­kamımız yükseliyor. Cumhu­riyet tarihinin rekorlarını kı­rıyor. Bununla övünelim ama artık övüncümüzün asıl kay­nağı yüksek teknolojili ihra­catta yapacağımız artış ve ih­racat kilogram değerimiz ol­malıdır” dedi.