ASO Başkanı Seyit Ardıç: Ayakta kalabilmemiz için uygun faizli kredi şart

Nagihan KALSIN

Ankara Sanayi Odası (ASO) Aralık Ayı Mec­lis Toplantısı’nda gün­cel ekonomik gelişmeler, 2024 değerlendirmesi ve sanayici­lerin yeni yıla ilişkin beklen­tileri ele alındı.

ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, 2025’te sanayinin üretim, is­tihdam ve ihracat potansiyeli­ni koruyabilmesi için acil atıl­ması gereken adımlar olduğu­nu dile getirdi. Ardıç, likiditeye ulaşmada yaşanılan sorunla­rın çözümüne ilişkin KOBİ’ler başta olmak üzere reel kesime yönelik uygun faizli kredilerin devreye alınması gerektiğine dikkat çekti.

"Uygun faizlerin devreye alınması üretimin de­vamlılığı, yani ayakta kalabil­memiz için şarttır" diyen Ar­dıç, şöyle devam etti: “Hükü­metimizin, biz sanayicilerin bu acil beklentisine kayıtsız kalmayacağına ve ülkemizin üretim, istihdam ve ihracat po­tansiyelini korumak adına ge­rekli adımları atacağına inanı­yorum."

Küresel risk algısı yüksek olmaya devam edecek

Öte yandan enflasyonla mücadelede para politikası­nın yanında maliye politika­sının daha güçlü olması ge­rektiğine de değinen Ardıç, “Kamuda tasarrufun genişle­diği, etkin olmayan harcama­ların azaltıldığı bir maliye po­litikası kamuoyunda enflas­yonla mücadeleye olan inancı kuvvetlendirecektir" dedi.

Küresel bazda risk algı­sının yüksek olduğu bir yı­lın geride kaldığını söyleyen Başkan Ardıç, mevcut göster­ge ve beklentilerin, bu risk­lerin 2025 yılında da devam edeceğine işaret ettiğini be­lirti. Gelişmiş ekonomilerin artan borç yükü, yaşlanan nü­fus ile yetersiz ve eskimiş alt­yapı gibi uzun vadeli yapısal zorluklarla karşı karşıya ol­duğunu anlatan Ardıç, “Bu sorunlara çözüm için yapılan politika tercihleri, bu ekono­milerdeki uzun vadeli büyü­me hızını belirleyecektir” ifa­delerini kullandı.

Değişimi ıskalarsak geri dönüşü yok

Dünyanın hızla değişip, dö­nüştüğünü ve buna mutlaka uyum sağlanması gerektiğinin altını çizen ASO Başkanı Ardıç, şunları kaydetti:

“Yeni yıla girerken ülkemizin, dijitalleşmeye, iklim değişikli­ğine, küresel değişimlere hızlı bir şekilde adapte olması gere­kiyor. Değişimi ıskalarsak geri dönüşü yok.

Bu çerçevede Sınır­da Karbon Düzenleme Meka­nizması’na geçiş dönemi 1 Ekim 2023’te başladı ve mali yüküm­lülüklerin doğacağı asıl uygula­ma 1 Ocak 2026’da aşamalı ola­rak yürürlüğe girecek. Yani sa­dece bir yılımız kaldı. 2025, biz sanayiciler için bu dönüşüme uyum sağlama noktasında da çok kritik bir yıl olacak. Devlet, özel sektör ve tüm kurum ve ku­ruluşlarımızla ortak akılla ha­reket edip, hızla yol almalıyız.”

ABD’de yeniden başkan seçi­len Trump’ın uygulamaya koy­mayı planladığı tarife ve güm­rük vergilerinin, ekonomik entegrasyonu tersine çevire­ceğini, yeni şoklara karşı ko­runmayı ve küresel zorluklar­la mücadele etmek için iş bir­liğini zayıflatacağını söyleyen ASO Başkanı Ardıç, “Küresel ekonomilerde; korumacı politi­kalar, ticaret yollarında ve teda­rik zincirlerinde tıkanıklıklar, küresel borç yükünün artması, karbondan arındırma etkileri büyümeyi yavaşlatacaktır” di­ye konuştu.

Başkan Ardıç, OECD'nin Aralık ayında yayımladığı Eko­nomik Görünüm Raporu’n­da küresel ekonomik büyüme­nin bu yıl yüzde 3.2, 2025 ve 2026'da yüzde 3.3 olacağı tah­min edildiğini, euro bölgesinin üç büyük ekonomisi Almanya, Fransa ve İtalya için 2025 yılı büyüme tahminlerinin de dü­şürüldüğüne dikkat çekerek, “Muhtemelen şiddetlenecek küresel ticaret savaşları, ithal girdi ve üretim maliyetlerini artıracaktır. Tarife artışlarının etkilediği ürünlerin ve sektör­lerin kapsamının genişleme­si halinde, ülkemizin dış tica­ret göstergelerinin korozyona uğraması olasılık dâhilindedir” ifadelerini kullandı.

Meclis Toplantısı’nda ASO’nun 2024 Yılı Faaliyet Ra­poru, 2025 Yılı Çalışma Progra­mı ve 2025 yılı bütçesi oy birliği ile kabul edildi.

2025, hem umut hem de dikkat yılı

Merkez Bankası’nın hedef enflasyona yakınsamasıyla başlayacak faiz indirim döngüsünün makroekonomide istikrarın sağlanması yönünde önemli bir adım olacağını belirten ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, “Enflasyonla mücadelede para politikasının yanında maliye politikasının desteği de daha güçlü olmalıdır.

Kamuda tasarrufun genişlediği, etkin olmayan harcamaların azaltıldığı bir maliye politikası kamuoyunda enflasyonla mücadeleye olan inancı kuvvetlendirecektir. Bu durum da hem enflasyonun hem de faizlerin düşüşünü hızlandıracaktır. Bu bağlamda 2025 hem umut hem de dikkat yılıdır demek yerinde olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.