Alıp satmayalım yapıp satalım
AYSAD Başkanı Sait Salıcı’nın ‘sanayici bu dönemde sahipsiz kaldı’ çıkışıyla yeniden gündeme taşıdığı maliyet ve ithalat baskısı, başta ayakkabı olmak üzere birçok alanda Türkiye’nin üretim kaslarını zayıflatıyor. Salıcı’nın “Alıp satmak yok yapıp satmak var” sloganıyla yerli üretime destek çağrısı, diğer sektör başkanları tarafından da destek buldu.
Nurdoğan A. ERGÜN
Global pazarlarda yaşanan daralmanın da etkisiyle zorlu bir süreçten geçen Türkiye sanayisi, ‘bu dönemi’ ayakta atlatabilmek için üretim gücünü korumak istiyor. Daha ekonomik olması nedeniyle başta ayakkabı olmak üzere ithal ürünlerin iç piyasada artması, yerli üretimin kaslarını zayıflatıyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan İSO 500 araştırmasında da artan ithalata dikkat çekilerek “İthalattaki sert artışın etkisiyle dış talebin büyümeye katkısı negatif oldu” ifadelerine yer verildi. Ekonomik darboğazın yarattığı olumsuz tabloyu iyiden iyiye hissetmeye başlayan üretici, harekete geçti. Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sait V. Salıcı’nın “Alıp satmak yok yapıp satmak var” sloganıyla yerli üretime destek çağrısı, birçok sektör temsilcisi tarafından da karşılık buldu.
'İhracat düşüklüğü sürpriz değil'
Sanayide kullanılan ara maddenin yanında bitmiş ürün ithalatının da artmasından endişelenen sanayici, döviz kuru artışının enflasyonun altında kalmasının bunu tetiklediğine işaret ediyor. Sanayici, gelecek günlerde ithal ürün sayısında artış yaşanacağı uyarısında bulunuyor. Öte yandan Türkiye’nin ihracatında haziran ayı verilerinin düşük gelmesinin ‘sürpriz’ olmadığını söyleyen sanayiciler, ikinci yarıdan kaygılı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Kurban Bayramı tatilinin de etkisiyle haziran ayı ihracatı yüzde 10.6 oranında düşüş gösterdi. Haziran ayı ihracatı 18,6 milyar dolar oldu. 2024’ün ilk yarısındaki ihracat 125,4 milyar dolara, 12 aylık ihracat ise 257,8 milyar dolara ulaştı.
Aysad Başkanı Sait V. Salici: Sadece pansuman değil kalıcı tedavi bekliyoruz
“Sanayicimiz belki de Sanayi Devrimi’nden sonra ilk defa bu kadar zor günler geçiriyor” diyen AYSAD Başkanı Sait Salıcı, ayakkabı sektörünün emek yoğun bir sektör olduğunu belirtti ve ekledi: “Türkiye’nin de yaklaşık yüzde 30’u kırsal kesime sahip ve emek yoğun işlere ihtiyacımız var. Bu anlamda her türlü zorluğa rağmen katma değerli, yüksek teknoloji ürün yapmaya çalışıyoruz.” Bu noktada “Herkes İHA, SİHA yapamaz” yorumunu yapan Salıcı, şöyle devam etti: “Sanayici ekonomist oldu, sosyolog oldu, psikolog oldu.
Herkesin önünde televizyon, açık gözler, kurlar ne oldu, faizler ne durumda, borsa indi mi çıktı, faiz ne olacakta. Bunları düşünen bir sanayicinin yüksek teknolojili ve katma değerli ürün yapmasını bekleyemeyiz. Sanayici bu dönemde sahipsiz kaldı. Teker teker kapatmalar başladı 30-40 yıllık firmalar özellikle işin içinden çıkamaz oldular. Bunun yanı sıra konkortado sesleri duyuluyor.”
Ayakkabı sektörünün bu dalga ile bir kez daha karşılaşırsa sektörün tamamıyla kaybedileceğini vurgulayan Salıcı, bu durumun sadece ayakkabı değil tüm sektörlerde aynı olduğunu söyledi. Salıcı, sözlerine şöyle devam etti: “Ankara’nın öncelikle üretici mi olacağız, yoksa ithalatçı mı buna karar vermesi gerekiyor. İthalatımız geçen yıla göre yüzde 150 artış gösterdi. Bunun için önlem başvurularımızı yaptık, en hızlı şekilde referans fiyat uygulaması getirilmesi gerektiğini talep ettik. Fakat yapısal kalıcı reformlarla değişikliklere ihtiyacımız var. Bu sadece bir pansuman tedavi oluyor, kesin çözüm sağlanmamış oluyor.”
Tetsiad Başkanı Hasan Hüseyin Bayram: Tünelin ucunun aydınlatılması lazım
“Sektör olarak ‘Alıp satmak yok yapıp satmak var’ çağrısına sonuna kadar katılıyor ve kesinlikle yerli üretimin daha fazla desteklenmesini istiyoruz” diyen Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği (TETSİAD) Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, özellikle tekstil gibi emek yoğun sektörlerin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Bayram, “Çünkü maliyetlerdeki artışlar, tedarik sorunu gibi durumların dışında ülkemizde son yıllarda yaşanan nitelikli personel bulma sorunu da yaşıyoruz. Bu da üretimde, dünya pazarındaki rakiplerimize karşı geride kalmamızı sağlıyor. Tünelin ucu görünmüyor.
Bu tünelin aydınlatılması lazım” dedi. Şuanda üretimin darboğazda olduğuna işaret eden Bayram, “Özellikle bugün gelen ilave maliyetlerin bu döviz kuruyla karşılanması mümkün değil. Döviz kuru serbest piyasada gerçek değerine gelmeli veya ihracatçının döviz kuru, primli olarak merkez bankası tarafından alınmalı. Tüm bu nedenler üretimi etkileyen yavaşlatan ve çözümü bulunmazsa üretimi durduracak duruma getirecek ciddi sorunlar. Öncelik bu konulara verilirse, üreticilerin önündeki büyük sorunlar çözüme kavuşmuş olacak. Böylece ülkemiz üretimde ve ihracatta potansiyelinin de üzerine çıkacak” diye konuştu.
KYSD Başkanı Murat Özpehlivan: İthalat frenlenmeli iç talep artırılmalı
Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) Başkanı Murat Özpehlivan, “Sektör olarak uzun yıllardır dünyanın ikinci büyük üreticisi ve ihracatçısı konumundayız. Kendi koleksiyonlarını geliştirebilen, tam entegre sanayi tesisleriyle doğaya ve insana saygılı üretim gerçekleştiren ülkemizin gurur kaynağı diyebileceğimiz örnek bir endüstri dalıyız” dedi. Özpehlivan, sektörün yerel ve küresel talebin daraldığı, konkordatoların arttığı, işçilik ve genel giderlerin zirve yaptığı, döviz kurunun düşük, faizlerin ise pik yaptığı bir dönemde haksız rekabete maruz kaldığı ithal ürünlere karşı korunmasını ‘elzem’ olarak nitelendirdi.
“Eğer lokal ve globalde istediğimiz talep seviyesini yakalayamıyorsak ülke olarak kendi talebimizi kendimiz yaratmalıyız” diyen Özpehlivan, “Bu da kuşkusuz sektörümüzü haksız rekabete maruz bırakan ithal ürünlerin ilave vergi ve önlemlerle önünün kesilmesiyle mümkün. Firmalarımız ağır giderler altında ezilirken maalesef kapasite kullanım oranları beklenen seviyelerde gerçekleşmiyor. Bu şartlar altında kökleri on yıllar öncesine dayanan kıymetli ve seçkin sektör firmalarımız birikimlerini ve kaynaklarını tüketmeye başladılar. Bu ekonomik gidişat ve iktisadi süreç hem sektörümüz hem de ülkemiz açısından sürdürülebilir değil” vurgusu yaptı.
Yurtdışından alışveriş de online tarafta artıyor
Online pazar yerleri ya da global markaların kendi internet sitelerinde ürünlerin Türkiye fiyatının altında seyretmesi, alışveriş tercihlerini bu yöne kaydırıyor. BKM ilk çeyrek verilerine göre, yerli kredi kartlarının yurtdışı kullanımI 83 milyon 899 bin 712 adetle 80 milyar 323 milyon TL’ye ulaştı. 2023’ün aynı döneminde 60 milyon 700 bin 699 adetle 34 milyar 143 milyon TL’lik alışveriş yapılmıştı.
Trisad Başkanı Mustafa Balkuv: Siparişlerin yüzde 70'i yurtdışına kayıyor
Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa Balkuv, yerli markaların siparişlerini %70 yurtdışına kaydırdığını belirtti.
Balkuv, “Firmalar kur düşüklüğü sebebiyle tamamen Uzakdoğu ve Mısır’dan tedarike başladı. Bu firmalara üretim yapan ve birçoğu da Anadolu’da olan üreticiler ve onların alt üreticileri hızla kapanıyor. Büyük yatırımlarla kurulan ve yok parasına satılmak zorunda kalan bu tesislerin bir daha kurulma ihtimalini görmüyorum” yorumunu yaptı. Türkiye’nin ihracat ve istihdam oranı en yüksek ekonomisinin bir daha oluşamayacak şekilde yok olduğunu belirten Balkuv, “İç piyasada satışların düşmesi ve finansmana erişimin zorlanması perakende sektörünü zora soktu” dedi.
İmalatçının %79’a varan kredi faiz oranlarıyla süreci devam ettiremediğine işaret eden Balkuv, “Fason üretim yapan alt üreticiler kapanıyor. Sanayici ülke ekonomisine değer yaratmaya çalışırken, bir başkası evinde oturup, bankadan aldığı faizle sanayiciden daha fazla para kazanıyorsa, ya sistemde bir problem var ya da yatırımı yapan sanayicilerde” dedi.
Zücder Başkanı Mesut Öksüz: Hammaddemiz dünya fiyatlarının üzerinde
Hammadde konusunda yaşanan sorunlara dikkat çeken Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, paslanmaz çelikte üretim yetersiz olduğu için ürünün yarıdan fazlasının ithal edilmek zorunda olduğunu söyledi. Öksüz, “Paslanmaz çelik ithalatındaki gümrük vergisinin %12’ye çıkartılmasıfirmalarımızı zor durumda bırakıyor. Üreticilerimiz dünya fiyatlarının üzerinde fiyatlarla hammadde tedarik etmek durumunda” dedi. Yıllık 6 milyar doları aşkın ihracat gerçekleştiren züccaciye sektöründe metal mutfak eşyaları ihracatının 1 milyar dolar olduğunu açıklayan Öksüz, “İhracatta dünya sıralamasında ki yerimiz 4.'lük. İthalatımız sadece 100 milyon dolar. Dünya metal mutfak eşyaları ihracatı 40 milyar dolar. Bu büyük pastadan her geçen gün daha fazla pay alabiliriz” dedi.