Abdullah Özdemir: Türkiye 2,5-3 milyon ton bakliyat üretme potansiyeline sahip

Ekonomik Kalkınma ve İş­birliği Örgütü (OECD) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Ta­rım Örgütü (FAO) tarafından ya­yımlanan “Tarımsal Görünüm 2024-2033” raporunu değer­lendiren Ulusal Baklagil Kon­seyi Başkanı ve Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başka­nı Ö. Abdullah Özdemir, Türki­ye’nin gelecek 10 yılda bakliyat sektörünü analiz etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özdemir, “Türkiye, halihazırda 2,5-3 mil­yon ton bakliyat üretme, işleme ve yarısını ihraç etme potansi­yeline sahip. Ana hedefimiz üre­tim, tüketim ve ihracatta daha yüksek rakamlara ulaşmak ol­malıdır. Bakliyatı ayrıcalıklı özel ürünler olarak kabul etmek, bu önemli potansiyelin değerlendi­rilmesini sağlayacaktır” dedi.

“Dünyada üretim yüzde 25, ticaret yüzde 16 artacak”

Bakliyatın olumlu özellikleri dikkate alındığında, küresel bak­liyat pazarının önümüzdeki on yıl içinde büyüme göstereceği­ni vurgulayan Özdemir, “Dün­ya nüfusunun yüzde 9 artması beklenirken, 95 milyon ton olan dünya bakliyat üretiminin yüzde 25 artarak 2033 yılında 119 mil­yon tona ulaşması tahmin edil­mektedir. Kişi başı bakliyat tü­ketiminin yüzde 21 artarak 8,6 kilograma çıkması öngörül­mektedir.

Bakliyat ticaretinde ise 2023 yılı itibariyle 19 milyon ton olan dünya ticaret hacminin yüzde 16 artarak 22 milyon tona ulaşacağı beklenmektedir. Ka­nada, Avustralya ve Rusya’nın en önemli ihracatçı ülkeler ola­cağı tahmin edilmektedir” diye konuştu. Türkiye’nin 2023 yı­lında 1 milyon 57 bin ton bakli­yat ürettiği ve bu miktarın yüzde 15 artarak 2033 yılında 1 milyon 220 bin tona çıkmasının beklen­diğini belirten Özdemir, “Ancak, bu oran dünyada öngörülen ar­tış oranının altında kalmaktadır.

2023 yılında 864 bin ton ihra­cat ve 1 milyon 124 bin ton itha­lat gerçekleştirdiği ifade edilen Türkiye’nin, ithalatının yüzde 2,4 azalması ve ihracatının aynı oranda artması beklenmektedir. Ancak, miktar olarak net ithalat­çı pozisyonunun devam edeceği öngörülmektedir. Kişi başı tüke­tim seviyesinin ise aynı seviyede kalması tahmin edilmektedir” ifadesini kullandı.

“Ayrıcalıklı özel ürünler olarak görmeliyiz”

Özdemir, “OECD ve FAO tarafın­dan hazırlanan ‘Tarımsal Görü­nüm 2024-2033’ raporu bakliyat sektörü için gelecekteki eğilim­leri öngörmekle birlikte, sonuç olarak bir tahmin raporudur. An­cak sektör olarak, raporda Türki­ye için yapılan üretim, dış ticaret ve tüketim tahminlerinin gerçek­leşmesini arzu etmeyiz” dedi.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın, son açıklamasında Türkiye’de bu yıl bitkisel üretim­de, belirlenen 13 stratejik ürün ile üretim planlamasını uygulama­ya başlayacağını hatırlatan Öz­demir, “Bakliyat da bu stratejik ürünler arasında yer almaktadır. Diğer yandan, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024-2028 Strate­jik Raporunda, 8,5 milyon dekar olan bakliyat ekim alanlarının yüzde 29 artarak 2028 yılında 11 milyon dekara çıkarılmasının he­deflendiği belirtilmiştir. Bu hedef yaklaşık 1,5 milyon ton üretime denk gelmektedir” dedi.

Türki­ye’nin, halihazırda 2,5-3 milyon ton bakliyat üretme, işleme ve yarısını ihraç etme potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Öz­demir, “Bu doğrultuda, Bakanlı­ğın üç yıllık dönemleri kapsayan üretim planlamasında bu potan­siyeli göz ardı etmemesi büyük önem taşımaktadır. Ana hedefi­miz üretim, tüketim ve ihracatta daha yüksek rakamlara ulaşmak olmalıdır. Kanada ve Avustral­ya’nın uzun yıllardır, Rusya’nın ise özellikle son yıllarda yaptı­ğı gibi, bakliyatı ayrıcalıklı özel ürünler olarak kabul etmek, bu önemli potansiyelin değerlendi­rilmesini sağlayacaktır” açıkla­masında bulundu.