'Taksit sınırlaması'nı yargıya taşıdılar
İstanbul Kuyumcular Odası, şubat ayında yürürlüğe giren kredi kartına taksit sınırlaması getiren düzenleme için Danıştay'da dava açtı
YILDIZ TAŞDELEN ERLİ
İSTANBUL - Altın piyasasının kalbi İstanbul’daki kuyumcular, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) şubat ayında yürürlüğe giren kredi kartına taksit sınırlaması getiren düzenlemesini yargıya taşıdı.
İstanbul Kuyumcular Odası (İKO), kuyumculukta kredi kartıyla taksitli alışverişi de yasaklayan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişikliğin sektörü zarara uğrattığı gerçekçesiyle yürütmenin durdurulması, sonrasında da iptali için Danıştay’da dava açtı. Davaya ilişkin söz konusu tebliğ geçen hafta BDDK’ya gönderildi.
Dava dilekçesinde, BDDK’nın kanunen yetkisi olmayan bir düzenleme yaptığı, düzenlemenin BDDK’nın ekonomik sisteme müdahalesi anlamına geldiği ve anayasanın 48. maddesindeki sözleşme hürriyetini engellediği, altın ve türevlerinin bir tüketim aracı değil, tasarruf ve yatırım aracı olduğu, POS tefeciliğinin önlenmesi için Çek Kanunu’nda olduğu gibi bankalara üye işyerleri hakkında araştırma yükümlülüğü getirilmesi gerektiği belirtildi.
İKO avukatı Ulusoy Hukuk Bürosu’ndan Prof. Dr. Erol Ulusoy, yönetmelik ile kuyum ürünlerinde altın ve türevlerinin kredi kartına taksitle satışı yasaklandığından birçok kuyumcunun zor durumda kaldığını belirterek, yönetmeliğin hukuka aykırı olmasının yanı sıra ekonomik ve sosyal olumsuz sonuçları bulunduğunu da savundu. Düzenleme nedeniyle kuyumculuk sektörüyle bağlantılı çalışan kişilerin işini kaybetme tehlikesi taşıdığını kaydeden Ulusoy, kredi kartına taksit yasağı getirilen ürünlerin tamamının tüketim malzemesinden oluştuğunu, altının ise tasarruf ve yatırım aracı olduğunu söyledi.
'POS tefeciliğini önleme görevi bankaların'
Kuyumculuk sektöründe POS tefeciliğinin çok az olduğunu, bunu önlemek için altının kredi kartıyla satılmasının yasaklanmasının doğru bir metot olmadığını belirten Ulusoy, “Kuyumculukta POS tefeciliğini önleme görevi bankalardadır. Türkiye Bankalar Birliği, bu görevin bankalarda olduğu bilinciyle bir tebliğ hazırladı, ancak tebliğin uygulanması ertelendi. 300-400 kişi suç işliyor diye 29 bini aşkın kuyumcunun cezalandırılması doğru değil” dedi.
Taraflar sözleşmeyi dilediği gibi belirleyebilir
TBB tebliğinde, POS tefeciliğinin önüne geçilmesi için ne gibi işlemler yapılması ve alınması gereken önlemlere yer verildiğini hatırlatan Ulusoy, dürüst ve namuslu kuyumcunun satışlarının düşürülmesi ile POS tefeciliğinin önlenemeyeceğini savundu. Erol Ulusoy, düzenlemeye dayanak olarak gösterilen Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda, BDDK’ya, yapılan alışverişlerin ne şekilde ödeneceğine dair bir yetki verilmediğini, tarafl arın sözleşmeyi kendi aralarında diledikleri gibi belirleyebildiğini söyledi. Ulusoy, “BDDK’nın özel hukukta buna hakkı ve yetkisi yok” dedi.
Cumhuriyet altınında 'ret' kararına itiraz
İstanbul Kuyumcular Odası’nın (İKO), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bankalara Cumhuriyet ve ziynet altınları alıp satma yetkisi vermesiyle ilgili yürütmeyi durdurma talebi Danıştay tarafından bir süre önce reddedildi. Prof. Dr. Erol Ulusoy, Danıştay’ın, yürütmeyi durdurma talebinin reddiyle herhangi bir gerekçe göstermediğini ifade ederek, yürütmeyi durdurma talebinin reddi için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda itiraz ettiklerini bildirdi. Bankaların sattığı Cumhuriyet altını için devletin yüzde 5 BSMV tahsil ederken , aynı ürün için kuyumculardan yüzde 18 KDV alındığını, devletin yüzde 13 vergi kaybı olduğunu savunan Ulusoy, bu durumun yasaya ve vergi mevzuatına da aykırı olduğunu söyledi.
PTT’ye de altın satışı davası
İstanbul Kuyumcular Odası’nın (İKO), bir süre önce şubelerinde altın satışı yapmaya başlayan PTT’ye karşı İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde açtığı dava da reddedildi. Mahkeme, PTT'nin bir anonim şirket (A.Ş) olduğunu hatırlatıp, A.Ş'lerin istedikleri her alanda ticaret yapabileceklerini gerekçe göstererek davayı reddetti. PTT’nin altın satışının Posta Hizmetleri Kanunu ve eski PTT Kanunu’na aykırı olduğu gerekçesiyle dava açan İKO, bu kararı Yargıtay'da temyize götürdü.