'Helal'de lider olacağız'

TSE’nin İslam dünyasının en büyük gözetim kuruluşu olacağını ifade eden TSE Başkanı Hulusi Şentürk, önlerinin açılması durumunda yurtdışından milyarlarca dolarlık hizmet geliri sağlayacaklarını kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

huseyin_gokce-003.jpg

İSTANBUL - Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Hulusi Şentürk, helal gıda konusunda hizmet vermek üzere 100 milyon lira sermayeli bir şirket kuracaklarını, bunu gerçekleştirince İslam dünyasının en büyük gözetim kuruluşunun TSE olacağını söyledi. Şentürk, şirket kurulunca elde edecekleri gelirin yanında bugün 120 milyon dolar civarındaki cironun komik kalacağını bildirdi. Türkiye’de TSE’nin hizmet vermediği alanlarda yabancıların çok yüksek ücret aldığını belirtirken, bunların yanlış yönlendirmesi sonucunda bürokratların bile TSE’yi tam kavrayamadığını aktardı. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Hulusi Şentürk, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı. 

Öncelikle denetim, belgelendirmenin dünyada ve Türkiye’de nasıl işlediğini anlatabilir misiniz? 

Dünyada da aslında ekonomik rekabetin en yoğun yapıldığı alanlardan birisi. ABD ve Avrupa, bir yandan dünya ülkelerine gümrük duvarlarını kaldır, serbest, liberal ticaret diye bastırıyor, öbür yanda kendi ülkelerinde standartları bahane ederek ciddi boyutlarda koruma uyguluyorlar. ABD ve Avrupa bu alanda teknolojik olarak gerekli altyapıya sahip olduğu için bu standartları gereğinden fazla yukarı çıkararak bizim gibi ülkelerin rekabet etme imkanını ortadan kaldırıyorlar. Yakın tarihe kadar Avrupa’ya Brezilya gibi ülkelerden çok ucuza gelirken, en az yüzde 30 geri dönüşüm şartı ortaya konulunca bu ithalat kesildi. Veya fındığın girmesini istemiyorsa, bir radyasyon kriteri belirleyerek ithalatı engelleyebiliyorlar. 

Bir başka boyutu bu tür uluslararası ticarete konu mallar büyük oranda tarafsız kuruluşların gözetimiyle hareket eder. Sizin malınız bana tarafsız kuruluşun gözetiminde gelir. Onun uygunluk belgesinden sonra ürünü alırım. Bu dünya ticaretinde devasa gözetim kuruluşlarının doğmasına yol açtı. Fransız şirketleri SGS ve Buro Veritas bu alanda çok büyük pazara ulaştılar. 

Türkiye’de pazar büyüklüğü nedir gözetimde? 

Türkiye’nin pazar büyüklüğüyle ilgili elimizde veri yok. Bizde tek merkez kontrolünde yürümediği için gerçek pazar büyüklüğünü bulamıyoruz. Ancak Türkiye ile aynı gelişmişlik seviyesinde olan ülkelerde GSMH’nın yüzde 2.5-3’ü civarında olması lazım. Herkes bizi tekel zannediyor. Benim geçen sene faaliyet gelirim 140 milyon liradır. 120 milyon dolar civarındadır. En kötü ihtimalle 2 milyar dolar olan bir pazarda eğer 120 milyon dolarla tekel olunabiliyorsa bu enteresan bir durumdur. 

Bu neden kaynaklanıyor? 

Neden kaynaklandığını çok net söyleyeyim, yabancı kuruluşların Türkiye’de pazarda rahat hareket edebilme adına yaptıkları propagandalara bizim insanlarımız ve belli bürokratlarımız dahil inanmalarıdır. Fransız pazarının yüzde 40’ı Buro Veritas’tadır. Bu monopol olmaya yakındır. Pazarın hakim gücü olduğunuzu gösterir. Ben ise yüzde 6’yı bile bulmayan oranda tekel olmakta itham ediliyorum. Bu ithamın ardında da bu kuruluşları görüyoruz. Türkiye’de her ne kadar kamu kuruluşu olsak da özel hukuk hükümlerine tabiyiz. Yani devletten bir kuruş almayız. 

TSE’nin asansör konusunda bazı atılımlar yaptığını biliyoruz…. 

TSE her ne kadar yabancı kuruluşlarla ilgili bakıldığında küçük kalsa bile bir anda çok büyüme potansiyeline sahiptir. Bunun bir örneğini asansörde yaşadık. Muayene zorunlu hale getirildiğinde böyle bir şey gündemimizde yoktu, hatta bunu bir yabancı belgelendirme kuruluşundan öğrendik. Hemen üç ay içinde hiç bilmediğimiz alanda altyapıyı kurduk, akredite olduk. Bir anda pazara girdik, asansör pazarının da yüzde 60’ını aldık. Maliyeti düşürmek adına kendi personelimiz yerine dışarıdan eleman kullandık. Herkes bizim 400 lira fiyatla pazara gireceğimizi düşünüyordu. Biz sistemi geliştirerek 150 lira ile pazara girince bazılarının tüm planları alt üst oldu. TSE’nin hizmet vermediği alanlarda yabancı kuruluşlar çok ciddi rakamlarla hizmet veriyorlar. 

Bir de sürekli gündemde olan CE işareti var…. 

Öncelikle şunu söyleyelim herkesin zannettiği gibi CE kalite belgesi değildir, sadece ürünün kullanıcı ve doğa açısından tehdit içermediğinin işaretidir. CE işareti ilk kullanılmaya başlandığında TSE’nin bunu yapacak altyapısı vardı. Ancak o dönemde yabancı kuruluların “TSE bunu yapamaz” iddialarını ne yazık ki dönemin bazı bürokratları kabul etmiş ve TSE’yi yıllarca oyalanmış. Pazarın yüzde 90’ını yabancı firmalar ele geçirdikten sonra TSE’ye yetki verilmiş. Biz devreye girince 30 bin euro olan ücretler 3 bin euroya düştü. Şimdi 500 euroya kadar indirdiler. Kısaca şunu ifade edeyim ki TSE’nin nükleer dahil hizmet veremeyeceği alan yoktur. TSE olarak tek yetkili olmak istemiyoruz. Sadece rekabet edebilecek şartlar istiyoruz. 

İş dünyasının TSE’ye bakışı nasıl? 

Geçenlerde bir haber yayınlandı, “Avrupalılar 1 gecede standardı değiştirdi, Türk üreticisi farkına varamadı ihalelere giremedi” diye. Oysa bir standart en az 1.5-2 yılda değişir. Bizim iş dünyamız maalesef sadece ihaleye gireceği zaman dokümanlara baktığı için bazı şeyleri iş işten geçtikten sonra öğreniyor. Biz 1 yıldır şehir şehir dolaşarak TSE’yi anlatmaya çalışıyoruz. Ancak istediğimiz sonucu aldığımızı söyleyemem. Özellikle Avrupa hayranlığı devam ettiği sürece sıkıntı yaşayacağız. Üzüldüğüm nokta milyarlarca dolarlık pazarın en az yüzde 60-70’i yerli kuruluşlar tarafından gerçekleştirilme potansiyeli var, aynı zamanda 10 milyar doları aşan Ortadoğu pazarından da Türkiye’ye milyarlarca dolarlık hizmet geliri sağlanabilir. Bunun için desteğe ve önümüzün açılmasına ihtiyacımız var. 

Nükleer santralden bahsettiniz burada TSE’nin fonksiyonu ne olacak? 

TSE’nin nükleer santral ihalelerinde iş üstlenebilmesi için şartnamelerde çeşitli engeller vardı. Enerji Bakanı sayın Taner Yıldız’a konuyu anlattık, hemen talimat verdi TSE’nin önüne bariyer konulmaması için. İlk ihale mayıs ayında yapılacak ve biz teklif vereceğiz. Sadece Akkuyu bile toplamda 500-600 milyon dolarlık test gözetim hizmeti gerektiriyor. Elektrik santralleri gözetimini yapamıyorduk, talimatla son olarak bir toplantı yaptık anlaşma imzalıyoruz, yetkilendirilmiş kuruluş olarak atanıyoruz. 

10 milyar dolarlık Ortadoğu pazarından bahsettiniz TSE olarak burada ne yapıyorsunuz? 

Yaklaşık 7-8 aydır Ortadoğu’da gitmediğimiz ülke kalmadı. Yemen’de demir çelik ile başladık tüm ürün gruplarına yetkilendiriliyoruz. Suudi Arabistan’da gıda hariç tüm ürünlerin gümrüklerde kontrol hizmetini veriyoruz. BAE ile anlaşma yaptık, su ile başladık tüm ürün gruplarıyla yaptık. Sudan ile anlaşma eylülde yürürlüğe girecek. Kuzey Irak ile el sıkıştık ama anlaşmayla ilgili oradaki hükümet değişikliğinden sonra tekrar görüşeceğiz. Dünyada 40 ülkede şubemiz var, Çin, Kanada, BAE’ye kadar her yerdeyiz. Hedefimiz 70 ülkeye çıkmak. 

Helal belgelendirmesinde neler yapıyorsunuz? 

Şu an itibarıyla helal standardı konusunda verdiğimiz belge sayısı 242’ye ulaştı. Avrupa’da da ilk belgelendirmeyi Bosna’da yaptık. Burada asıl olan belge değil, bunun ücreti de çok yüksek değil. Bazı ülkeler helal belgesini her parti mal için istiyor. Asıl para burada, asıl ticaret burada. İslam dünyasında bu gözetimi yapan hiçbir kuruluş yok. BAE ile ilk anlaşmayı yaptık. Fiji’den BAE’ye su satmak isteyen şirketin suyunu biz adam göndererek kontrol ettirdik. 

Dünyanın en büyük kuruluşlarından birisi TSE’nin temsilcisi olabilmek için yazı yazdı, bunu reddettik. Bu pazarı TSE olarak ben doldurmak istiyorum. Geçen hafta Kuveyt resmi yazıyı gönderdi, önümüzdeki günlerde Kuveyt’in de bu anlamda yetkilendirdiği kuruluş olacağız. Milyarlarca dolarlık pazardan bahsediyoruz. 

Ayrıca 100 milyon liralık gözetim şirketi kurulması için başvuru yaptık. Konu Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı, bildiğimiz kadarıyla sadece 4 imza eksik. Tamamlanınca İstanbul merkezli şirketi kurup bu ülkelerde şube açacağız. Bu kurulunca İslam dünyasının en büyük gözetim şirketi olacağız. THY bunu başardı biz de başarırız. Bu işi yapabilecek başka bir kuruluş yok. Dünyada helal belgesi veren çok kuruluş var ancak hem denetim yönüyle hem de dini yönle bizim kadar ilgilenen başka kuruluş yok. Biz TSE olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan da destek alıyoruz. Yani bu işi dört dörtlük yerine getiriyoruz.

Bu konularda ilginizi çekebilir