'Büyüme ilk çeyrekte yüzde 5.8'e çıkabilir'
İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Kopuz, 'Yılın ilk çeyreği için büyüme tahminimizi yüzde 5.2 ile 6.4 arasında ifade ediyor ve orta noktası olarak, ilk çeyrekte büyümenin yüzde 5.8 bile çıkabileceğini burada belirtiyorum' dedi
İSTANBUL - İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, "Bugün açıklanan mart ayı sanayi üretim verileri, yaşanmış olan tüm ekonomik ve siyasi çalkantılara iş dünyasının, reel sektörün, sanayicimizin göğüs gerdiğini ve Türk ekonomisinin dinamiklerinin artık bu tür belirsizliklerle mücadelenin başarılı olarak yürütüldüğünü ve iş dünyasının bu süreçleri aştığını gösteriyor" dedi.
İSTİB'in mayıs ayı meclis toplantısında konuşan Kopuz, Türkiye'nin son yıllarda büyük bir başarıyla kontrol altına aldığı enflasyondaki kıpırdanmaya dikkati çekerek, beklenenden kötü gelen enflasyon verileri sonrasında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonu dikkate alarak faizlerde son derece dikkatli bir indirime gitmesi gerektiğini söyledi.
Neredeyse kurtulma noktasına gelinen 'enflasyon canavarına', yeni bir yaşam alanı açma tehlikesi ile karşı karşıya kalınabileceğini ifade eden Kopuz, "İSTİB olarak, döviz kurlarındaki hareketin uzaya, atmosfere füze göndermeye benzediğini, füzenin yakıtı bitince, yani döviz kurlarını yukarı iten siyasi ve ekonomik risklerin etkisi kaybolunca, yerçekiminin ağır basıp, kurların geri geleceğini belirtmiştik. Bugün, aylar öncesinde belirttiğimiz bu süreci yaşıyoruz" dedi.
22 Mayıs 2013'te Fed'in işaret fişeği, üstüne gelen Gezi Parkı ve 17 Aralık süreçleriyle, dolar/TL'nin 2.40 TL'ye dayandığını, sepet kurun 2.8 TL'yi geçtiğine şahit olduklarını aktaran Kopuz, döviz kurlarındaki bu sıçramanın, 6 aylık bir gecikme ile tüketici fiyatlarına yansıdığını ve enflasyonda 1.5 ile 1.8 puanlık bir sapma yaşandığını kaydetti.
Kopuz, bu doğrultuda, bugün gevşemiş olan döviz kurlarının da, tersine, 6 ay sonra, bu defa manşet enflasyonu sonbahar sonunda yumuşatacağını ve aşağı çekeceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Yerel seçimler öncesinde Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılarla 2,40 TL'lere dayanan fırlayan dolar bugün 2.10 TL'nin altında. Hatta bugün gazetelerde haber oldu: Dolar 25 Aralık'tan bu yana ilk kez 2.08 TL'nin altını gördü. Ama ne yazık ki ekonomideki iyileşmeler akşamdan sabaha olmuyor. Ekonomide bir günde bozulan dengelerin düzelmesi kimi zaman yıllar alıyor.
Ben inanıyorum ki, bu enflasyonun arkasında da Türkiye'nin yakın geçmişte karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik saldırılar yatıyor. Ama endişe etmiyorum; ekonomimiz bunu da başarıyla atlatacaktır. TCMB, BDDK ve Ekonomi Yönetimi'nin aldığı tedbirler, her ne kadar hane halkı tüketimi ve ekonomik aktiviteyi yavaşlatıyor tartışmaları gündemde olsa da, enflasyon verileri, henüz tüketimin yeterince yavaşlamadığına işaret ediyor. Bu da maliyet enflasyonundaki tortunun şirketler tarafından tüketici fiyatlarına yedirildiğini gösteriyor."
'İlk çeyrekte büyümenin yüzde 5,8 bile çıkabileceğini burada belirtiyorum'
Bugün açıklanan mart ayı sanayi üretim verilerinin, yaşanmış olan tüm ekonomik ve siyasi çalkantılara iş dünyasının, reel sektörün, sanayicinin göğüs gerdiğini ve Türk ekonomisinin dinamiklerinin artık bu tür belirsizliklerle mücadelenin başarılı olarak yürütüldüğünü ve iş dünyasının bu süreçleri aştığını gösterdiğini vurgulayan Kopuz, "Bu doğrultuda, yılın ilk çeyreği için büyüme tahminimizi yüzde 5.2 ile 6.4 arasında ifade ediyor ve orta noktası olarak, ilk çeyrekte büyümenin yüzde 5.8 bile çıkabileceğini burada belirtiyorum" dedi.
İSTİB Başkanı Kopuz, şunları ifade etti:
"Türkiye'de gündem öylesine hızlı değişiyor ki, yetişmek imkansız gibi. Daha bir ay öncesine kadar yerel seçimler, adeta bir genel seçim havasına sokulurken, bugün bakıyoruz sabah-akşam Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşuyoruz. Kamuoyu seçimle yatıp seçimle kalkıyor, ülkenin birinci gündem maddesi sanki seçimmiş gibi gösteriliyor. Ekonomiden, ekmekten, işten bahseden kimse yok. Cumhurbaşkanı kim olacak tartışmaları, her gün birinci haber.
Oysa seçime daha iki ay var. Daha çok çalışmak, daha çok üretmek zorunda olan bu ülkenin yolunu boş tartışmalarla kesmeye kimsenin hakkı yok. Cumhurbaşkanını halk seçecek. Türk Milleti ne derse o olacak. Bu yüzden, biz işadamları olarak daha çok nasıl üretebiliriz, ekonomimizi nasıl büyütebiliriz ona bakmalıyız. Yoksa, bugün yapılan tartışmalara, suni gündemlere takılmak hem bizlere, hem de ülkemize zarar verir."