Sürdürülebilirlik temasına uygun yatırım

Sermaye piyasalarında hisse değerinin artırılması için sürdürülebilirlikte olmazsa olmaz bir noktaya ilerlediklerini söyleyen, A1 Capital Genel Müdürü M. Serkan Esenpak, global fonların çevresel, sosyal ve yönetişim kurallarına uyum sağlayan şirketlere ilgisinin arttığını vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

M. SERKAN ESENPAK - A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü

ürdürülebilirlik haline gelmesinin şaşırtıcı olmadığını söyleyen A1 Capital Yatırım Menkul Değerler Genel müdürü M. Serkan Esenpak, “Küresel fonların, ESG (Environmental, Social, Governance) kurallarına belirli bir seviyenin üzerinde uyum sağlayan şirketlere yatırım yapma eğiliminin artması, şirketleri de bu alanda eksik yanlarını iyileştirmeye itiyor. Yani sadece borçlanma tarafında değil sermaye piyasalarında hisse değerinin artırılması için de olmazsa olmaz bir noktaya doğru ilerliyoruz. Sürdürülebilirlik alanında yeterli adımları atamamış olan şirketlerin piyasa değerleri hak edebileceğinin altındaki düzeylerde kalabilir. Şirketin gerek kontrol eden gerekse de azınlık hissedarları bu alanda bir ilerleme kaydedilmesinin önemine vakıf olmayabilir. Fakat ana görevi hissedar değerini artırmak olan genel müdürün, ESG alanında yapılacak yatırımların şirketin piyasa değerine olacak katkısı ile fazlasıyla geri alınacağını ortakların dikkatine sunması beklenir” dedi.

Karbon vergisinin borsaya etkisi

“Önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik temasına uyumun havuçları olduğu gibi uymamanın da sopası olacaktır” diyen Serkan Esenpak, “Karbon vergisi gelebileceği gibi şirketlerin karbon kredisi satabileceği de unutulmamalıdır. Tabii bunlar çok yakın bir vadede uygulanması kolay konular değil. Ayrıca ölçümü yapacak akredite kurumlar sınırlı. Yine de bunu bir borsa yatırım temasına doğru evriltirsek yaklaşım nasıl olmalı bir bakalım. Başta elektrik üreticileri arasından fosil yakıt kullanarak enerji üretenleri olumsuz tarafa koyabiliriz. Yerli ve ithal kömür kullanan santraller başta olmak üzere, her ne kadar asgari standartlar sağlansa da, yüksek karbon salınımı bu segmentin uzun vadede varlığının devamına izin vermeyecek gibi duruyor. Bir şekilde bunu ofset edecek, karbonu temizleyecek ve nötr hale getirecek yatırımlar ancak bir seviyeye kadar yardımcı olur. Kömür santrallerine kıyasla daha tolerans gösterilebilecek tarafta olsa da doğal gaz santrallerinin de karbon salınımını kompanse edecek aksiyonları alması beklenmelidir. Kömür ve doğalgaz çevrim santrallerinin yanında ağır sanayi şirketleri, çelik üreticileri, cam üreticileri, çimento ve petrokimya şirketleri de bir yol ayrımında. Bu şirketlerin, ya bazı fonların yatırım evrenlerinin dışında kalma ve vergisel yükler gibi olumsuzluklarla yüzleşmeleri ya da büyük sermaye yatırımlarıyla kendilerini karbon nötr hale getirme süreçlerine doğru yola çıkmaları gerekiyor. Öte yandan başta güneş, rüzgar ve su gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreterek sürdürülebilirliğe katkı yapanlar, bunların yanında metal, kağıt ve plastiği geri dönüştüren şirketler bu alanda avantajlı tarafta yer alıyor. Geri dönüşümcüler proseslerinde elbette karbon salınımı tarafında olumsuz katkı yapıyorlar, ancak entegre üretim sürecinde olası kontaminasyonun altında kalındığı sürece burada hak edilen bir karbon ofset kredisi ortaya çıkıyor. Dönüşüm şirketlerinin iştirak portföylerine katılmasıyla, karbon ayak izinin düşürülmesinin önümüzdeki yıllarda önemli bir temaya dönüşeceğini öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Borsa yükselmeye devam eder”

Yenilenebilir enerji ve yüksek ESG skoruna sahip hisselerin tercih edilmesi, büyük karbon ayak izli alternatiflerin ise düşük ağırlıkla taşınmasının rasyonel seçimler olacağını belirten Serkan Esenpak, “Küresel tarafta yılın devamında riskli varlıklara yatırımların azaltılacaktır. Fed’in Haziran toplantısı sonrasında paylaşılan, Nisan ayı için açıklanan kişisel tüketim harcamaları enflasyon verisi yüzde 2,8’in yıl sonunda da aynı seviyede kalacağı öngörüsünü, Fed’in durumunun bir itirafı olarak okumak lazım.”

“Tampon likiditeler tükeniyor”

A1 Capital Genel Müdürü Serkan Esenpak, Fed tarafında güçlü tarım dışı istihdam verisi ve artan saatlik ücretlerin enflasyonun düşmesiyle ilgili olumlu sinyal vermediğini belirterek, “Faizlerin yüksek gitmeye devam etmesi küresel hisse senedi yatırımları için olumlu değil, ama onun da ötesinde küresel likidite hızla azalıyor. Hem Avrupa hem de ABD tarafında merkez bankalarının likiditeyi azaltması, bu beklentiyle kendilerine likidite tamponu yaratmış bankaların rezervlerinden yemesiyle bugüne kadar pek hissedilmedi. Tampon likiditeler artık tükeniyor” değerlendirmesini yaptı.