Küresel demiryolu çağı yeniden başlarken gelişimi yakalamak elzem
Küresel ekonomiye 1950’li yıllara kadar hakim olan demiryolu çağının 2000 yılı itibarıyla tüm dünyada yeniden trend olduğunu biliyor muydunuz? Evet iklim değişikliğiyle beraber karayolu taşımacılığından uzaklaşmak isteyen gelişmiş ülke ekonomileri ki buna otomobilin anavatanı ABD’de dahil demiryolu ağlarına ayrıca önem veriyor. Türkiye gelişimi kaçırmamak için demiryolu yatırımlarına hız vermeli.
Türkiye, “Yeşil, modern ve küresel demiryolu çağı trenini kaçırmamalı” ifadesiyle sürdürülebilir ulaştırmada demiryolunun önemine atıfta bulunmakta yarar var. Gezegenin "Yeşil, modern ve küresel ulaştırma sektörüne" yaklaşımı, ekonomik gerekçelerin dışında, insanlığın ve doğanın geleceğine olan endişelerinden kaynaklanıyor. Çünkü teknoloji başlangıç noktasına döndü. Yeşile önem veren kamuoyu baskısı ve bu baskı sonucu şekillenen yeni politikacı kuşağı için demiryolu yük ve yolcu taşımacılığı "temiz bir alternatif" olarak dünya gündemine girdi.
Otomobilin anavatanında bile “geç kalınmış” ifadesi kullanıldı
Demiryolu, otomobilin anavatanı Amerika’da bile tekrar göze girmeye başladı. Hatta dönemin ABD Başkanı Barack Obama, 10 potansiyel demiryolu koridorunda yüksek hızlı hat inşa etmek için "çok gecikmiş" bir planı hayata geçirdiklerini duyurmuştu. Hızlı tren, Avrupa’nın büyük kısmında hava taşımacılığının yerini zaten almıştı. Havaalanlarında olduğu gibi modern tren istasyonları da yolcu akışını hızlandırmak için, geliş ve gidiş mekânlarını genelde birbirinden ayırıyor. Bu istasyonlarda yolcular, şehirlerarası ve havaalanı trenine ya da hafif raylı trene binebiliyor. Tüm bunlar aslında ülkemizin demiryolu taşımacılığı konusundaki kararlı adımlarını devam ettirmesi gerçeğini ortaya koyuyor. Türkiye’de raylı sistemler alanında son yıllarda oldukça nitelikli bir sınai yapılanmasının bulunduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber yurt genelinde inşası devam eden yüksek hızlı trenler de sürdürülebilir ulaştırma alanında gelecekte nitelikli adımlar olarak görülebilir. Lakin gelişimi ıskalamamak adına demiryolu taşımacılığı üzerinde ısrarlı bir tutum sergilenmeli.
Dünyanın çağları hakkında
Dünyayı etkileyen gelişmeleri çağlarına göre ayırdığımızda açıkçası demiryolunun önemini biraz daha ince göndermeyle kavramış olacağız:
1 - Yazının icadından, Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar geçen 4 binlik "Eski Çağ Dönemi",
2 - Eski Çağ ile büyük keşifler arasında bir geçiş dönemi olan bin yıllık "Orta Çağ Dönemi",
3 - Rönesans'tan 18'inci yüzyıl sonundaki devrimlere kadar süren ve "klasik" diye adlandırılan üç yüzyıllık "Modern Çağ" veya "Yeni Çağ Dönemi",
4 - 18'inci yüzyıl sonundaki devrimlerden 19'uncu yüzyılın üçüncü çeyreğine kadar devam eden "Yakın Çağ Dönemi",
5 - 19'uncu yüzyılın üçüncü çeyreğinden 1950 yılına kadar "Demiryolu Çağı"
6 - 1950-2000 arasında "Karayolu Çağı"
7 - 2000 yılından itibaren de "Yeşil, Modern ve Küresel Demiryolu Çağı"ndan söz edebiliriz.
Evet yanlış okumadınız. Artık, yeşil, modern ve küresel bir demiryolu çağının içinde bulunuyoruz. Son çeyrek yüzyılda ulaştırma sektöründeki gelişmeler, doğa ve insan yaşamındaki korkutucu olaylar ve yaşananlar, tüm dünyayı zor bir karar aşamasına getirdi. Ekonomik gereklilikler mi? İnsan ve doğa mı? İşte bu tercih demiryolunun da tüm gezegende vücut bulmasını sağladı.
Çevreye etkileri sınırlı
Raylı ulaşım türleri, sağladıkları yüksek taşıma kapasiteleri, hız, güvenlik, konfor gibi hizmet niteliklileri ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin azlığı nedenleriyle büyük kentlerdeki ulaşım taleplerinin karşılanmasında en önemli rolü oynuyor. Diğer bir deyimle, büyük kentlerin toplu taşıma sisteminin omurgasını banliyö demiryolu, metro ve hafif metro hatları meydana getiriyor. Otobüs, minibüs gibi daha düşük kapasiteli toplu taşıma türleri bu ana hatları besleme işlevini görüyor. Bu bağlamda, Avrupa Birliği gelecek 10 yılda, mobiliteyi artıracak, yakıt tüketimindeki artışı ve istihdamı azaltacak, rekabetçi bir ulaştırma sisteminin kurulması amacıyla, içinde 40 somut önceliğin yer aldığı bir yol haritası niteliğinde olan ve 2011 yılında yayımlanan “Roadmap to a Single European Transport Area-Towards a competitive and resource efficient transport system ” adlı Beyaz Kitap’ı kabul etti. Kitabın özetini sizlerle paylaştığımzad aslına bakılırsa ülkemiz için demiryolunun ne kadar önemli olduğunu anlayacağız:
1 - AB’nin 30 yıllık hedeflerinde demiryolunun yüzde 50’lere varan bir türel dağılım payına ulaşması öngörülüyor.
2 - Ekonomik sürdürülebilirlik bağlamında baktığımızda da AB’nin enerji fakiri bir coğrafya üzerinde olması özellikle petrol ve doğalgaz anlamında tamamen dışa bağımlı olması, mevcut politikaları bu şekliyle uzun vadede devam ettirerek enerji ihtiyacını karşılayabilmesinin çok öngörülebilir olmaması ve bunun yanı sıra yeşil alanlarını halen önemli ölçülerde koruyabiliyor olması, alternatif yakıt türleri ile işletilebilen bir ulaşım türü olan demiryollarını öne çıkarıyor.
3 - Karayolunda yaygın şekilde benzin kullanırken, demiryolunda dizel yakıt veya elektrik enerjisi kullanılıyor. Dizel yakıtın meydana getirdiği kirlilik benzine göre oldukça az olduğu için demiryolu ağırlığımızı artırmalıyız.
4 - Demiryolları, gerek yük, gerekse yolcu taşımacılığında diğer sistemlere göre daha az enerji tüketiyor. Ray ile tekerlek arasındaki sürtünmenin kara yoluna oranla daha düşük olması nedeniyle, bu sistemde birim başına enerji tüketimi oldukça düşük. Bu gösterge tercih edilebilirlik üzerinde etkin rol oynuyor.
5 - Ayrıca elektrik enerjisini kullanabilen tek sistem olması demiryollarının önemli avantajları arasında yer alıyor. Bu nedenlerden, demiryollarının çevre tahribatı karayolundan çok daha az.
6 - Aynı kapasitede taşımacılık için demiryollarının karayoluna göre daha az arazi gerektirmesi hızlı, konforlu ve güvenli olması demiryollarını karayollarına göre daha cazip kılıyor.
Akıllı ulaştırma sistemleri ile entegre bir demiryolu ağı
Elbette buhar teknolojisini ardında bırakan ve elektrik enerjisinden faydalanan demiryolu taşımacılığı için karbon salımını net bir şekilde düşürdüğü tespitini yapmak mümkün. Ancak bununla beraber bir ülkenin demiryolu ağının zamandan ve enerjiden tasarruf edip, verimlilik sunması için ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS)’ entegre bir yapıdan söz edilmesi gerekiyor.
AUS insan kaynaklı hataları en aza indirgeyerek, sistemlerin verimli ve güvenli çalışmasını sağlar. Gelişen teknoloji ile pek çok alanda uygulama imkânı bulan akıllı ulaşım sistemleri, raylı sistemlerde de etkin olarak kullanılmakta ve gelişimine devam ediyor. Demiryolu araçları, altyapı, üstyapı, işletme ve bakım teknolojileri, kontrol ve sinyal sistemleri alanlarında teknik uygulamaları mevcut. Bilgisayarlar, elektronik ekipmanlar, uydular ve sensörler bu sistemlerin önemli parçaları arasında yer alıyor. AUS’da temel yenilik mevcut teknolojilerin entegrasyonuyla yeni hizmetler ortaya koymak şeklinde. Bu hizmetler sonucu, kapasite artışı, emniyet ve güvenlikte iyileşme, müşteri hizmet seviyesinde iyileşme, yüksek enerji verimliliği ve düşük zararlı gaz salımı gibi önemli teknolojik ve ekonomik iyileştirmelere ulaşmak amaçlanır.
Raylı sistemlerde AUS
Raylı sistemler; demiryolu yönetimi, araç üstü ekipmanlar, demiryolu hattı, tren istasyonu, sistem ve yönetim merkezi gibi bileşenlerden oluşuyor. Sistem müşteri hizmetleri, tren kontrol ve sevkiyat hizmetleri, acil kurtarma ve güvenlik yönetimi başlıklarını içeren üç temel kategoride sınıflandırılır.
Bununla beraber demiryollarında altyapı yatırımlarının artması, demiryolu ağının ve araç filolarının da çoğalmasını kaçınılmaz kılıyor. Demiryolu altyapısı ve araçlar birçok alt sistemin birbiriyle etkileşimi ile çalışan karmaşık sistemlerden oluşuyor. Farklı bakım ve muayene tekniklerinin, değişik periyotlarda uygulanması gerekiyor. Ray ve ray bağlantı elemanları, traversler, sinyal ve kontrol ekipmanları, katener hattı, demiryolu araçları ve aksamlarının bakım ve muayenelerinin, olası hata periyotları da göz önüne alınarak optimum sıklıkta ve personelle kontrolü; insan, zaman, maliyet açısından kaybı önlemek adına oldukça önemli Bu konuda çeşitli metodolojiler kullanılarak tasarlanmış bakım ve işletme planlama sistemleri demiryollarında verimliliği artıran akıllı ulaştırma sistemlerinden sadece bir tanesini meydana getiriyor.
Demiryolu hattı alt sistemleri
21. yüzyılda demiryolları; havaalanları ve diğer devlet binaları gibi terör saldırıları ve vandalizme açık hedef haline geldi. Bu nedenle demiryolu işletmecileri tesislerini, çalışanlarını ve yolcuları korumak için çeşitli güvenlik önlemleri alıyor. Son yıllarda, artan taleplere paralel olarak, uzun demiryolu hatlarında güvenlik ihlallerine karşı denetleme ve tespit sistemleri geliştirildi. Bu çok modlu pasif infrared, optik fiber ve mikrodalga sensörleri kullanılarak tespit sağlayan sistemler, hat üzerine onaylanmayan girişleri tespit edip, işletme güvenliğini sağlıyor.
Modlar arası ulaştırma ve sevkiyat sistemi
Yük taşımacılığında kütlesel etki göz önüne alındığında, kentsel bölgelerde çevre için negatif etkilerinin olduğu biliniyor. Bu olumsuz etkiyi en aza indirebilmek ve verimliliği artırabilmek için mobil cihazların kullanıldığı trafik yönetim sistemleri önemli uygulanabilir AUS’ler arasında yer alıyor. Ulaştırma sisteminde verimli trafik akışını sağlamak oldukça karmaşık olduğundan fonksiyonel tasarlanmış pek çok parametreyi dikkate alan AUS tercih ediliyor. Altyapı, araçlar, yönetim, yoğunluk, trafik, güvenlik ve enerji sarfiyatı gibi pek çok girdiyi dikkate alan, özel taşımacılık işletmeleriyle koordine, birden fazla ulaştırma modunu değerlendiren ileri seviye telematik bilgi sistemleri yük taşımacılığında önemli bir bileşen olarak sayılıyor. Yük taşımacılığında kullanılacak AUS, verimliliği artırıp maliyetlerin düşmesini sağlıyor. Çevresel olumsuzlukların en aza indirilmesinin yanı sıra, güvenli nakliye konusunda da gelişimi beraberinde getiriyor.
Avrupa Birliği çeşitli projelerle raylı sistemlerde akıllı ulaştırma sistemlerinin yaygınlaşması için teknik projelere destek veriyor. Avrupa Birliği’nin 2020 yılı ve ulaştırma politika stratejilerine uygun olarak, demiryolu ürünlerinde araştırma ve geliştirme olanakları sağlayacak ve bu araştırma geliştirme neticesinde ortaya çıkacak gelişmiş yeni teknoloji ürünlerin sistemlere entegrasyonunu sağlayacak yeni projeleri destekliyor. “Shift2Rail” kamu ve özel sektör ortaklarının dâhil olduğu geleceğin demiryolu sistemlerinin inşasına odaklanmış bir Avrupa Birliği program olarak dikkat çekiyor. Program sayesinde maliyet açısından verimli, güvenilir, yüksek kapasiteli ve yüksek hızlı trenlerin üretilmesi hedefleniyor.
Kalkınmanın öncüsü olur
Uluslararası Demiryolu Birliği (UIC) saatte en az 250 km hız yapabilen demiryolu araçlarını hızlı tren olarak sınıflandırdı ve ülkemizde de bu teknoloji ilk kez 2009 yılında Ankara Eskişehir hattında işletmeye alındı. Ülkemizde altyapı yatırımlarının artmasıyla hızla yaygınlaşan yüksek hızlı tren pek çok akıllı ulaştırma sistemini bünyesinde barındırıyor. Bu teknolojilerin etkin ve verimli olanlarının doğru şekilde seçilebilmesi için hükümetlerin ve politikacıların karar vermesini desteklemek amacıyla uzmanlar ve araştırma enstitüleri yeni teknolojilerin anlaşılması ve geliştirilmesi noktasında araştırmalar ortaya koymalı.
Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde altyapı yatırımlarıyla eşzamanlı olarak akıllı ulaştırma yatırımları da gelişmeli ve uygun olan yatırımlar için stratejiler geliştirilmeli. Akıllı ulaştırma sistemlerinin gelişimi sadece ulaştırma sektörüne değil, birçok yüksek teknoloji iş kollarında da potansiyel uygulama alanı bulup cazip yatırımlar haline gelir. Dolayısıyla demiryolunun birleştirici gücü bir yanı verimlilik adına sunması muhtemel potansiyeliyle her bölgede ivedi bir şekilde geliştirilmesi yeni küresel demiryolu çağını yakalamak anlamına geliyor.