IC Altyapı Genel Müdürü Soğukpınar: Ulaştırmada uçtan uca işletmecilik yapan tek Türk firmasıyız

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu ile Türkiye’nin ilk özel otoyol işletmecileri arasında yer alan IC Altyapı, IC Holding bünyesinde 2004 yılında kuruldu. Altyapı konusunda uzman bir yatırımcı olarak Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında otoyollar, limanlar, marinalar, köprüler yapan IC Altyapı hem deniz hem hava hem de kara taşımacılığında faaliyet gösteren yüzde 100 Türk sermayeli tek şirket konumunda.

IC Altyapı Grubu Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, “Dünyada otoyol, liman, havalimanı, marina, lojistik merkezi ve benzeri alanlarda ulaştırma sektörünün her branşında işletmecilik yapan ender firmalardan biriyiz. Hava, deniz ve karada faaliyet gösteren ulaştırma tesislerinin işletilmesi konusunda ülkemizde edindiğimiz tecrübeyle dünyada büyümeyi ve bu alandaki en büyük küresel şirketler arasında ilk sıralarda yer almayı hedefliyoruz” dedi.

“Yavuz Sultan Selim Köprüsü, günümüzde genç mühendislere ilham oldu”

Otoyol işletmeciliğine Kuzey Çevre Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile başladıklarını dile getiren Serhat Soğukpınar, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu 33,3 milyon metrekarelik alan içerisinde, YSS Köprüsü ve iki tünel ile birlikte bağlantı yolları dahil yaklaşık 400 kilometre uzunluğunda. Yavuz Sultan Selim Köprüsü en gelişmiş teknoloji ve bilgiler kullanılarak hayata geçirildi. Projenin inşaat süreci, dünyanın dört bir yanından sayısız üniversite ve mühendislik heyeti tarafından yerinde incelendi, genç mühendislere ilham oldu” ifadelerini kullandı.

Özel otoyol işletmecileri arasında sürdürülebilirlik raporu yayınlayan tek şirket

ICA, yüksek kaliteli, konforlu ve güven dolu yolculuklar için çalışırken gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğu doğrultusunda hareket ediyor. Sürdürülebilirliği iş stratejilerinin temeline yerleştirdiklerini vurgulayan Serhat Soğukpınar, “ICA olarak, sadece bugünü değil geleceği de düşünüyoruz. Özel otoyol işletmecileri arasında sürdürülebilirlik raporu yayınlayan ilk ve tek şirketiz. Faaliyetlerimizle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 8 maddeye hizmet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ise, kurumsal misyonlarının bir parçası olduğuna atıfta bulunan Serhat Soğukpınar, şöyle devam etti: “Kadınların ekonomik ve sosyal alanda güçlenmelerini desteklemek adına kararlı bir şekilde çalışıyoruz. Toplam istihdamda kadın çalışan oranımız yüzde 27. Yönetimde kadın çalışan oranımız yüzde 35. Saha operasyonlarımızın yüzde 18’si kadın çalışanlarımızdan oluşuyor. Öte yandan, Genç Yetenek Yeni Mezun Geliştirme Programıyla genç yeteneklere 6 ay süren iş ve eğitim imkanı sağlayarak şirketimizde görev alacak geleceğin profesyonellerini yetiştiriyoruz. 2021 yılından bu yana toplam 33 genç yetenek arkadaşımız programa dahil edildi ve programın sonucunda yüzde 52’si şirketimizde çalışıyor.”

“2024 yılında 31 mavi yaka çalışan beyaz yaka pozisyonlara terfi etti”

Altyapı sektörünün yüzde 80’inin mavi yakalı çalışanlardan oluştuğuna dikkat çeken Serhat Soğukpınar, ICA’nın “Maviden Türkiye’nin ilk özel otoyol işletmecileri arasında bulunan ICA’nın da yer aldığı IC Altyapı Grubu, küresel ölçekte ulaştırma sektörünün her branşında işletmecilik yapan ender firmalar arasında yer alıyor. IC Altyapı Grup Şirketleri Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, “Hava, deniz ve karada faaliyet gösteren ulaştırma tesislerinin işletilmesi konusunda edindiğimiz tecrübeyle, en büyük küresel şirketler arasında ilk sıralarda yer almayı hedefliyoruz. Bu alanda uçtan uca işletmecilik yapan tek Türk firmasıyız” dedi. Beyaza” adlı programına değindi. Soğukpınar şöyle konuştu: “Maviden Beyaza programıyla gençlere yeni uzmanlıklar kazandırmak adına eğitimler veriyoruz. Programla bugüne kadar toplam 165 mavi yaka çalışanımız beyaz yaka pozisyonlara yükseldi. 2024 yılında 31 mavi yaka çalışanımız beyaz yaka pozisyonlara terfi etti. Özellikle gişe operasyonu ve trafik güvenliği departmanlarından, insan kaynakları, idari işler, müşteri çözüm merkezi, muhasebe gibi departmanlara iç rotasyonlar gerçekleştirildi.”

“Altyapıya yatırım şart”

Serhat Soğukpınar altyapı sektöründe küresel ölçekteki son gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Dünya genelinde altyapı yatırım harcamalarının 2024 yılında 1.4 trilyon dolara ulaştığını belirten Soğukpınar, küresel ölçekte halen 1.8 trilyon dolarlık altyapı yatırımına ihtiyaç olduğunu söyledi. Soğukpınar, “Türkiye’de altyapı piyasa büyüklüğü 2024 yılı verilerine göre 8.29 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. İhtiyaç ise 21 milyar dolar olarak öngörülüyor. 2018-2023 yılları arasında hem dünyada hem Türkiye’de ulaştırma altyapısının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için her yıl yüzde 2'lik büyüme ile artan bir ihtiyaç oluştu. Ulaştırma sektörü için 2029 yılına geldiğimizde dünyada yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir altyapı ihtiyacı oluşacak. Sektörün modernizasyonu, yeni hatların oluşturulması ve havalimanlarının altyapısı için bu miktar gerekli” dedi.

“Son 20 yılda otoyol çalışmaları ön planda”

Önümüzdeki dönemde, ulaştırma altyapısı ihtiyacının küresel ölçekte yüzde 67’sinin otoyollar için planlandığını kaydeden Serhat Soğukpınar, Türkiye’de de son 20 yılda havalimanı ve otoyol alt yapısı çalışmalarına odaklanıldığını ve eksiklerin büyük ölçüde giderildiğini ifade etti. Kısa vadede, ülkemizin demir yolu altyapı eksiğinin giderilmesi gerektiğini ve farklı finansal modeller ile tıpkı havalimanlarının, otoyolların modernizasyonlarında kullanıldığı gibi kamu-özel sektör iş birliği modelleri kullanılarak altyapı eksikliklerinin hızla tamamlanmasını ve uçtan uca entegre yük taşımacılığında dünyada söz sahibi olunması gerekliliğini ifade etti.

Karayolu taşımacılığında altyapı kritik önemde

Karayolları taşımacılığı için altyapının kritik önemde olduğunu hatırlatan Soğukpınar, şunları kaydetti: “Bir limana gemilerle tonlarca ürün, mal taşıyabilirsiniz ya da bir havalimanından bir başka havalimanına uçaklarla insanları ve yükleri gönderebilirsiniz. Ancak entegre taşımacılığınız yoksa bu bir sorun demektir. Aynı sorun üretimde de yaşanmaktadır. Üretim noktalarının demiryolu hatlarına bağlanmasının, nihai tüketiciye, üretilen malın ulaşım hızını ve maliyetinin cazibesinin arttıracaktır. Dolayısıyla karayolları altyapısının ve demiryolu hatlarımızın çok sağlam olması gerekir.”