Geleceğin kentleri akıllı ulaşım sistemleriyle daha verimli olacak

DÜNYA Gazetesi Yazarı Koray Öztopçu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen Akıllı Ulaşım Sistemleri başlığı altında; Nesnelerin İnterneti (IoT) ve Trafik Yönetimi, Yapay Zeka Destekli Ulaşım Çözümleri, Dijitalleşme ve Akıllı Altyapılar konusu ele alındı. Oturumda Karayolları Genel Müdürlüğü, Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığı, Akıllı Ulaşım Sistemleri Şube Müdür Yardımcısı Yalçın Özer, TRIPY Genel Müdürü Dr. Ali Onuralp Ünal, BinBin Kurucu Ortak ve CEO’su Kadir Abdik de konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi’nin ikinci oturumu, Akıllı Ulaşım Sistemleri başlığı altında; Nesnelerin İnterneti (IoT) ve Trafik Yönetimi, Yapay Zeka Destekli Ulaşım Çözümleri, Dijitalleşme ve Akıllı Altyapılar başlığı ile yapıldı. Oturumun moderatörlüğünü yapan DÜNYA Gazetesi Yazarı Koray Öztopçu, hem sürdürülebilir mobilite hem akıllı ulaşım sistemlerini konuştuklarını ancak geleceği şekillendirdiğimiz, yeni kuşaklara göre oluştuğumuz bir dönemin içinde yer aldığımızı söyledi. Öztopçu, ilk sözü Karayolları Genel Müdürlüğü, Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığı, Akıllı Ulaşım Sistemleri Şube Müdür Yardımcısı Yalçın Özer’e verdi.

YALÇIN ÖZER: “Birçok akıllı ulaşım sistemlerine dair algılayıcıları hayata geçireceğiz”

Karayolları Genel Müdürlüğü, Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığı, Akıllı Ulaşım Sistemleri Şube Müdür Yardımcısı Yalçın Özer, Karayolları Genel Müdürlüğü olarak geniş teşkilatlı kullanma altyapısıyla, personel sayısıyla, görev yaptığı otoyol devlet ve yollarındaki 70 bin kilometrelik yol ağı ile kullanıcılarına hizmet verdiklerini söyledi. Türkiye’deki yol ağı, bunların çevresel koşulları, altyapının durumu, kullanıcıların ihtiyacı dikkate alınarak birçok akıllı ulaşım sistemlerine dair algılayıcıları hayata geçireceklerini söyleyen Özer, ilk etapta araç algılayıcılar kapsamında darband, radar, lidar, 3D lidar, kesit bazlı radar, hareketli araç verileri gibi birçok tümleşik sistemi aynı altyapı içinde kullanarak, bunların avantajları ve dezavantajlarını belirleyeceklerini kaydetti. Özer, tüm bu çalışmaların standartlarını ve protokollerini oluşturacaklarını bildirdi.

Konuyu meteorolojik bilgi istasyonlarından bir örnek vererek anlatan Özer, “Biz asfaltın 5 ve 30 cm altına sensörler koyuyoruz. Aynı zamanda asfalt yüzeydeki tuz oranını, gizli buzlanma oranını tespit ediyoruz. Koyacağımız nem, sıcaklık, hava durumu sensörleri vasıtasıyla gizli buzlanmayı tespit ettikten sonra yol kullanıcılarımıza değişken mesaj işaretleri, mobil uygulamalar vasıtasıyla sunuyoruz” dedi. Bundan sonraki süreçte en önemli projelerinden birisi olan kooperatif akıllı ulaşım sistemleri olduğunu belirten Özer, bu kapsamda araç-araç, araç-altyapı haberleşmelerinin olduğu ve altı adet senaryonun da uygulanabileceği sistemlerin Hasdal Kavşağı-İstanbul Havalimanı arasında devreye sokacaklarını açıkladı. Özer, işleyişi şöyle anlattı: “Geleneksel sistemlerden elde edilen verileri, merkezi yazılım üzerinden yönetimsel kararlara çevirip analiz edeceğiz. Bu noktadan sonra, diyelim bir yol kullanıcımıza yol çalışma uyarısı vermek istiyoruz... Yol çalışma güzergahına yaklaşan araçların ekranlarına altyapı araç haberleşmesini kullanarak, bir kilometreye kadar olan mesafede koyduğumuz yol kenarı ekipmanları vasıtasıyla, yol çalışması uyarısını doğrudan araç içi ünitelerle vereceğiz. Yine meteorolojik açıdan gizli buzlanma verilerini araç içi onboard ünitelerine vermeyi planlıyoruz. Bunun gibi pek çok çalışmayı hayata geçireceğiz.” Bu tip sistemlerin gerek enerji altyapısı, gerek haberleşme altyapısı dikkate alındığında oldukça maliyetli olduğunu söyleyen Özer, dolayısıyla bu tip verileri doğrudan araç ünitelere aktaracaklarını belirtti. Özer, sürücülerin ilerideki bir yol çalışması, meteorolojik olay veya trafik işaretleri hakkındaki her türlü bilgiyi araç içinde görebileceğini kaydetti.

ALİ ONURALP ÜNAL: “Araba odaklı tasarımda artık dönüşme zamanı”

Ülkemizde kent insanının maalesef arabalar kadar değer görmediğini söyleyen TRIPY Genel Müdürü Dr. Ali Onuralp Ünal, arabalara karşı farklı bir bağlılığımızın olduğunu belirtti. Şehirlerimizin araba odaklı tasarlandığını bildiren Ünal, artık bir şeylerin dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti. İstanbul’un trafik noktasında yaşanabilir seviyenin altında kaldığını, araba odaklı bir şehir olduğunu kaydeden Ünal, “25 milyon metrekarelik bir alan çocuklara, gençlere ayrılırken, 48 milyon metrekarelik alan ise arabalar park etsin diye hazırlanmış. Bir oranlama yaparsak tüm şehirlerimiz bu halde. Bu durumu değiştirebilmek için bazı adımlar atmamız lazım. Bu adımı atan ülkelerin örneklerini incelemeliyiz” dedi.

Trafik kazaları ve hava kirliliği kaynaklı harcamaların ciddi ekonomik zarara sebebiyet verdiğini anlatan Ünal, yaya ve bisiklet altyapısına yapılan yatırımların ise çok büyük geri dönüşlerinin olduğuna işaret etti. Avrupa genelinde aktif mobilite denilen ulaşım araçlarına, bisiklete, mikromobilite araçlarına, scooter’a veya yayaya yapılan yatırımların geri dönüşümlerinin oldukça iyi olduğunu bildiren Ünal, “Avrupa, sadece bu yatırımlardan son iki yılda 25 milyar euro hava kirliliğinden kaynaklı tasarruf ve kamu sağlık harcamalarından kaynaklı tasarruf elde etti. Bizlerin de bunları görerek bilerek hareket etmesi lazım. Hem şirket olarak hem kamu tarafı olarak hem de politika yapıcılar olarak bu doğrultuda ilerlememizde fayda görüyoruz” diye konuştu. Türkiye’deki 12 büyükşehrin sürdürülebilir kentsel hareketlik planını hazırlama sürecinde olduğunu söyleyen Ünal, ulaşım ana planını belediyelerin yapıyor olması gerektiğini belirtti. Beş yılda bir revize edilmesi konusuna dikkat çeken Ünal, ne yazık ki ulaşım ana planlarının tamamen araba odaklı olduğunu belirtti. Araba yollarının nereye yapılması gerektiğini planlayan bir ulaşım planına ihtiyaç olduğunu kaydeden Ünal, bütün belediyelerin bunu yapmak zorunda olduğunu ifade etti. Bisiklet için yapılan yollarla araç trafiğinin azaltılmasının amaçlandığını kaydeden Ünal, “Maalesef mikromobilite araçları kaldırıma park edildiği için insanlar her gün onlarca kez belediyeyi arıyor. Kaldırımların işgal edildiğini ve bu durumdan rahatsız olduklarını dile getiriyorlar. Bizler öncelikle merkezi ve yerel yönetimlerden bisiklet yolu yapılarak, kaldırımların genişletilmesini isteyeceğiz” diye konuştu.

KADİR ABDİK: “Çevre ve iklim dostu bir operasyona hizmet ediyoruz”

Mikromobilite yani hızı 25 kilometreyi geçmeyen anlık kiralanan elektrikli scooter’lara yönelik hizmet veren BinBin’in 5 milyon dolayında kullanıcısı olduğunu ve kullanıcı profillerinin çoğunun gençlerden oluştuğunu söyleyen BinBin Kurucu Ortak ve CEO’su Kadir Abdik, “Türkiye’de 15 ilden fazla yerde operasyonlarımız var” dedi. İklim ve çevre dostu bir iş yaptıklarını ayrıca bunu da teknolojik çözümlerle hayata geçirdiklerini vurgulayan Abdik, mikromobilite olarak başlayan hikayelerinin mobiliteye döndüğünü belirtti. Scooter ile başladıkları hizmetin farklı bir noktaya evirildiğini bildiren Abdik, uygulama üzerinden elektrikli mopedler, taksi çağırmalar gibi birçok hizmetten faydalanabilir hale gelindiğini söyledi. Abdik, bu sektörlere yatırım yaparken elektriğin tüketildiğini dolayısıyla çevre ve iklim dostu bir operasyona hizmet edildiğini anlattı. Kısa dönemde yüksek getiri elde edebilecekleri sektörlere yatırım yaptıklarını vurgulayan Abdik, Kyoto protokolüne bakarak dünyanın nereye gideceğini görebildiklerini söyledi. Kyoto protokolü çerçevesinde devletlerin verdiği sözlerin bulunduğunu ve 2030-2040 yıllarına gelindiğinde elektrikli araç dışında başka bir araca şehir içinde müsaade edilmeyeceği maddesine dikkat çeken Abdik, “BinBin’de elektrik harcıyor, bunlarla ilgili yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya çalışıyoruz. Tükettiğimiz elektriği kendimiz üretip, yüzde 100 çevreyle uyumlu bir yatırım yapmayı istiyoruz” dedi.

Kullandığımız araçların dünyayı çok kirlettiğini anlatan Abdik, bunun yerine paylaşımlı araçlar ya da taksilerin kullanılmasını istedi. Karbon piyasasına çok önem verdiklerini kaydeden Abdik, “Ulaşımda bir devrim olduğunu düşünüyoruz ve bu devrime de 5 milyon kullanıcımızla beraber öncülük ettiğimize inanıyoruz” diye konuştu. Gelecekte mikromobilte ve mobilitenin hayatımızda çok daha büyük bir yeri olacağını söyleyen Abdik, dünyada enflasyonist bir ortamın olduğunu, herhangi bir şeyi sahiplenmenin zorlaştığını belirtti. Bir araç almak istenildiğinde önce aracın bulunması gerektiği daha sonra maliyetini karşılamak için banka kredisi çekileceğini anlatan Abdik, tüm bunların sonrasında ise aracın sigortalatılması ve park sorununuzun çözülmesi zorunluluğuna dikkat çekti. Tüm bu maliyetlerin düşmesi için insanların artık her şeyini paylaşmaya başladığını vurgulayan Abdik, “2030 yılında her üç kişiden birisinin sisteme daha entegre olacağını öngörüyoruz. Scooter ya da elektrikli moped kiralayarak, paylaşımlı araçlara yöneleceğiz. Bu işin çok hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Oturumdan satırbaşları

Türkiye’deki yol ağı, bunların çevresel koşulları, altyapının durumu, kullanıcıların ihtiyacı dikkate alınarak birçok akıllı ulaşım sistemlerine dair algılayıcılar hayata geçirilecek. İlk etapta araç algılayıcılar kapsamında darband, radar, lidar, 3D lidar, kesit bazlı radar, hareketli araç verileri gibi birçok tümleşik sistem aynı altyapı içinde kullanılarak, bunların avantajları ve dezavantajları belirlenecek.

İstanbul, trafik noktasında yaşanabilir seviyenin altında kalıp, araba odaklı şehirler arasında yer alıyor. İstanbul’da 25 milyon metrekarelik bir alan çocuklara, gençlere ayrılırken, 48 milyon metrekarelik alan ise arabalar park etsin diye hazırlanmış. Bir oranlama yapılırsa tüm şehirler bu halde. Bu durumu değiştirebilmek için bazı adımlar atılmalı. Bu adımı atan ülkelerin örnekleri ivedi bir şekilde incelenmeli.

Gelecekte mikromobilte ve mobilite hayatımızda çok daha büyük bir yeri edinecek. Çünkü küresel ölçekte enflasyonist bir ortam söz konusu ve herhangi bir şeyi sahiplenmek artık daha zor. Bu durumu mobiliteye olan ilgiyi artıracak. 2030 yılında her üç kişiden birisinin mobilite sistemine entegre olacağı öngörülüyor. Scooter ya da elektrikli moped kiralayarak, paylaşımlı araçlara yönelim artacak. Bu işin çok hızlı büyüyeceği öngörülüyor.