Akıllı Ulaşım Sistemleri; kaynak verimi ve sürdürülebilirlikte anahtar
Ulaştırma alanında sürdürülebilirliği teşvik etmenin, sürdürülebilirlik çalışmalarından sonuç elde etmenin en efektif yolunu Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) meydana getiriyor. Bu sistemler kullanıldıkları mevki, bölge hatta şehirde kaynak verimini artırıp, enerji israfının önüne geçiyor. Aynı zamanda şehir içinde ve otoyollarda güvenliği artıran sistemler sayesinde hem para hem de can kaybını minimize etmek mümkün. Peki nedir AUS?
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, toplumun ulaşım anlayışı ve tarzında yeni eğilimlerin ortaya çıkmasına ve beklentilerin oluşmasına neden oldu. Ortaya çıkan bu eğilim ve beklentilerin karşılanmasında akıllı ulaşım sistemleri önemli bir rol oynuyor. AUS; ulaşımın izlenmesi, analizi ve yönetimi için bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanıyor. Dolayısıyla teknolojide yaşanan gelişmeler doğrudan AUS’u etkileyip, yeni AUS uygulamalarının ortaya çıkmasını beraberinde getiriyor. Teknolojik gelişmelerin yanı sıra hızlı kentleşme, araç sayılarındaki artış, artan nüfus ile birlikte toplu taşımaya olan gereksinim ve benzeri gelişmeler AUS alanında güncellemelerin doğmasını sağlıyor.
Tanım olarak AUS
Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS); seyahat sürelerinin azaltılması, trafik güvenliğinin artırılması, mevcut yol kapasitelerinin verimli kullanılması, hareketliliğin artırılması, enerjinin verimli kullanılması ve çevreye verilen zararın azaltılması gibi amaçlar doğrultusunda geliştirilen kullanıcı, araç, altyapı ve merkez arasında çok yönlü veri alışverişi ile izleme, ölçme, analiz ve kontrol mekanizmalarını içeren bilgi iletişim temelli sistemler bütününü kapsıyor. Bu sistemler kullanılarak pek çok uygulama geliştirildi.
AUS uygulamalarını akıllı araçlar, akıllı yollar, akıllı şehirler, ekonomi ve çevre, entegrasyon sistemleri, bilişim ve güvenlik şeklinde kategorize etmek mümkün. Akıllı araçlarda AUS uygulamalarına bakıldığında akıllı navigasyon, 360 derece çevre görüşü, sürücü destek sistemleri, otomatik park ve otonom araçlardan söz edilebilir. Akıllı yollarda AUS uygulamaları ise akıllı kavşaklar, yolcu bilgilendirme sistemleri, EDS, VMS, HGS, OGS, LCS, ACC, yeşil dalga kameralar, algılayıcı ve sensörlerden meydana geliyor. Akıllı şehirler kısmında yönetim merkezleri, kaza ve acil durum yönetimi, toplu taşıma ve filo yönetimi, akıllı otoparkların yanı sıra güvenli ulaşım uygulamalarını görmek mümkün. Ekonomi ve çevre açısından AUS uygulamalarına bakıldığında akıllı enerji sistemleri, elektrikli araçlar, çevreye duyarlı ulaşım altyapısı söz konusu. Entegrasyon sistemleri tarafında ise tüm ulaşım modlarının entegrasyonu, ulaşım kontrol merkezi, Kooperatif AUS ve tüm ulaşım için tek ödeme konusu devreye giriyor. Son olarak bilişim ve güvenlik kısmında tüm ulaşım verisi, büyük veri, veri güvenliği ve paylaşımı, siber güvenlik ve haberleşme sistemleri üzerine yapılan çalışmalar öne çıkıyor.
AUS’ye neden ihtiyaç var ve faydaları nelerdir?
Dünya genelinde nüfusun dağılımına bakıldığında, 2012-2019 yılları arasında gelişmiş ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerde de kentleşme artıyor. Nüfus artışı ile ortaya çıkan kentsel büyümeye bağlı olarak çevresel, ekonomik, sosyal ve ulaşım alanlarında günlük yaşamı etkileyen bazı değişimler meydana geldi. Kentlerdeki iş olanaklarının kırsal bölgelere oranla daha fazla olması, nüfus artışının en temel sebebi. Bu durum trafik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Kentlerde yaşam alanları ile iş yerleri arasındaki mesafelerin uzun olması ve ulaşım için toplu taşımanın yanı sıra özel araç kullanımının artması trafikte yaşanan sıkışıklıkları da artırıyor. Kentleşme ile birlikte araç ve yaya trafiği yoğunlaşıyor. Trafik yoğunluğunun artması ve buna bağlı olarak yakıt tüketiminin ve karbondioksit salım miktarının artışı, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ulaşım alanında kullanımını zorunlu hale getiriyor. Bu durum ise kullanılacak en iyi yöntemlerden biri olarak karşımıza AUS’u çıkıyor.
AUS ile insan kaynaklı hatalar minimize ediliyor
Akıllı ulaşım sistemleri sayesinde insan kaynaklı hatalar minimize ediliyor. Bununla birlikte trafik kaynaklı zaman kaybı, ölümlü ve yaralanmalı kazalar, maddi kayıplar, hava kirliliği ve benzeri pek çok negatif durumun önüne geçilebiliyor. AUS’nin kullanıldığı şehirlerde sağlanan faydayı kısaca özetleyecek olursak, Hareketliliğin artması, trafik sıkışıklığındaki azalma ve toplu ulaşıma olan katkılar, trafik kazaları ile buna bağlı ölümlerin, yaralı sayılarının ve maddi kayıpların azalması, ulaşımda geçen zamanın azalmasıyla yakıt tasarrufunun sağlanması, karbon salımı ve çevre kirliliğinin azalması, araçların yıpranma süresinin gecikmesiyle bakım maliyetlerinde tasarruf sağlanması, acil yönetim sistemlerinin verimliliğinin ve etkinliğinin artması, araç-araç, araç-altyapı, araç-merkez haberleşme sistemleri ile seyahat süresini azaltıp ulaşım kolaylığı sunması, trafik güvenliğine ve toplu ulaşıma katkı sağlayan Web-mobil uygulamalarının ortaya çıkmasının sağlanması, kameralar, algılayıcılar ve benzeri uygulamalar yardımıyla araç, çevre ve altyapıdan elde edilen büyük verinin analizi ile ulaşım kolaylığının sağlanması, elektrikli ve hibrit araçların artışına bağlı olarak akıllı enerji sistemlerine geçişle enerji tasarrufunun sağlanması, kameralardan ve benzeri uygulamalardan elde edilen verilerle kamu güvenliğinin sağlanması, gerçek zamanlı verilere dayanan mobil uygulamalar ve hizmetler sayesinde elde edilecek doğru ve anlık bilgiler ile yolcu ve yük hareketliliğinin optimize edilmesi sağlanıyor.
Hangi teknolojilerde kullanılıyor?
Akıllı ulaşım sistemleri kullanılarak telekomünikasyon, elektronik ve bilgisayar teknolojileri ulaşım sektörüyle entegre ediliyor. Konum belirleme, haberleşme, haritalama gibi sistemlerin entegre bir şekilde çalışması, akıllı ulaşım sistemlerinde kullanılan uygulamalara gerekli teknolojik altyapıyı sağlıyor. Akıllı ulaşım sistemlerinde kullanılan belli başlı teknolojilere baktığımızda:
Küresel Seyrüsefer Uydu Sistemi: AUS alanında seyahat planlamada konum bilgisine ulaşma, rota belirleme uygulamaları, araç takip sistemleri ve benzeri uygulamalarda kullanılıyor.
Radyo Frekansıyla Tanımlama: RFID sistemleri, özellikle ücret toplama sistemlerinde kullanılıyor. Kendine özgü standartları olan bu yapılar gerek aktif gerekse pasif sistemler olarak AUS alanında kullanım imkanı sunuyor. Türkiye’de ücret toplamak için kullanılan HGS etiketleri RFID teknolojisi için verilebilecek en iyi örnek.
Tahsis Edilmiş Kısa Mesafeli Haberleşme (DSRC): Sistem araçtan her şeye (V2X) haberleşmesi için özel olarak tasarlanmış 5.9 GHz frekans bandını kullanan bir kablosuz haberleşme teknolojisi. AUS alanında RFID sistemlerinde olduğu gibi ücret toplama uygulamalarında kullanılan bir teknoloji. Ülkemizde 1999 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış olan OGS, DSRC ile ücret toplamaya ilişkin verilebilecek en iyi örneklerd arasında. İleriye dönük AUS çalışmalarında ise araç araç (V2V) ve araç - altyapı (V2I) haberleşmesinde önemli rol oynayacak.
Yakın Alan Haberleşmesi (NFC): NFC teknolojisi, ilk olarak 8 Aralık 2003 tarihinde ISO/ IEC tarafından standart olarak kabul edilmiş yeni nesil yakın mesafe kablosuz haberleşme teknolojisidir. NFC teknolojisinin AUS’ta kullanım alanları; bilgi paylaşımı, veri alış-verişi, toplu taşıma, ödeme ve benzeri şekilde sıralanabilir. Son yıllarda temassız kart ile ödeme yapma, toplu taşımada cep telefonu ve akıllı saat ile bilet ücretini ödeme işlemleri NFC teknolojisi için verilebilecek iyi örneklerden bazıları.
Hücresel Haberleşme Ağları: 3G, 4G, 4.5G ve yakın gelecekte devreye girecek 5G mobil haberleşme teknolojileri güvenlik, navigasyon, araç içi bilgilendirme sistemleri ve eğlence hizmetleri gibi birçok AUS uygulamasında kullanılabiliyor. Ülkemizde özellikle mobil uygulamaların geliştirilmesinde mobil haberleşme teknolojilerinin sağlamış olduğu imkanlardan faydalanılıyor.
Radyo Veri Sistemi (RDS) ve Sayısal Radyo Yayını (DAB): FM radyo tabanlı Radyo Veri Sistemi (RDS) ve Sayısal Radyo Yayını (DAB) geniş alanlara trafik, seyahat ve acil durum anonslarının yapılması için kullanılıyor. Günümüzde radyo dinleme esnasında o an dinlenmekte olan şarkı, şarkıcı, şarkı süresi gibi bilgilerin radyo ekranı üzerinden görüntülenebilmesi RDS ile sağlanıyor. Bunun yanında yolda meydana gelen olaylara dair sürücülere yapılacak bilgilendirmeler yine RDS üzerinden gerçekleşiyor.
Düşük Güç Geniş Alan Ağı (LPWAN) Teknolojileri: LPWAN, çok geniş alanlara dağıtılmış, düşük güçlü M2M ve IoT cihazları için kablosuz haberleşme imkanı sunuyor. LPWAN teknolojilerinden bazıları NarrowBand-IoT, LoRa ve Sigfox’tur.
Dar Bant-Nesnelerin İnterneti (NarrowBand-IoT) Teknolojileri: NB-IoT lisanslı frekanslarda çalışmakta olup mevcut LTE ağını, yani GSM şebekesini kullanıyor. Bu teknolojide sensörler, kameralar vb. tüm uç cihazlar farklı haberleşme teknolojileri ile (İnternet, DSL, M2M, data hattı vs.) verilerini merkezi bir yerde toplayabiliyor. AUS alanında kameralar ve sensörlerden elde edilen veriler kablolamanın mümkün olmadığı alanlarda bu teknoloji sayesinde trafik kontrol merkezlerine iletilebiliyor. Bu teknoloji akıllı otopark, ücret toplama sistemleri, araç içi bilgilendirme sistemleri ve benzeri AUS uygulamalarında daha çok tercih ediliyor.
LoRa (Long Range): Ticarileştirilmiş, patentli bir dijital kablosuz veri haberleşme teknolojisi olan LoRa, geniş alanlara dağıtılmış olarak bulunan IoT cihazları için pahalı olmayan, uzun-mesafeli bağlantıyı mümkün kılıyor. Bu teknoloji genel olarak madencilik, doğal kaynak yönetimi, yenilenebilir enerji, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi için kullanılıyor.
Sigfox: Bu teknoloji sayesinde en fazla 100 bps veri hızı ile şehir alanlarında 10 km’ye kadar ve kırsal alanlarda 50 km’ye kadar veri iletimi yapılabiliyor. AUS alanında akıllı otopark, anlık yol çalışması bilgilendirmesi ve bisiklet paylaşımı gibi uygulamalarda bu teknolojiden faydalanılıyor.
Algılama Teknolojileri: AUS’un ihtiyaç duyduğu yol, çevre, hava ve araç bilgilerinin ölçülmesine imkan sağlıyor. Algılama teknolojileri sensörlere dayalı bir sistem olarak öne çıkıyor. AUS alanında araç sayımı, trafik yoğunluğu, yol, hava ve emisyon durumu hakkında veri sağlamak amacıyla kullanılıyor. Özellikle seyahat planlama yazılımları yüklü oldukları mobil cihazlardan elde ettikleri verilerin yanı sıra yol kenarında konumlandırılmış olan sensörlerden gelen verilerin işlenip kullanılması sayesinde sürücülere gidecekleri rota üzerinde alternatif güzergah önerilerinde bulunabiliyor. Bunlar endüktif, ultrasonik, lidar, video kamera, radar ve benzeri sensör teknolojilerinden oluşuyor.
Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemleri (K-AUS): K-AUS, karayolu taşımacılığının verimliliğini, güvenliğini ve çevresel performansını artırmayı amaçlayan, araçların birbirleriyle ve çevresindeki yol altyapısıyla doğrudan etkileşime girmesini sağlayan yenilikçi teknolojiler arasında anılıyor. K-AUS, araç-araç (V2V), araç-altyapı (V2I) ve altyapı-altyapı (I2I) iletişimi ve araçlar ile yayalar veya bisikletliler araç-herşey (V2X) arasındaki iletişimi içerir. K-AUS ile araç içinde ve yol kenarında yerleştirilmiş olan haberleşme cihazları ile araç-araç ve araç-altyapı iletişimi sağlanarak yolda meydana gelen tüm olaylar hakkında sürücüler bilgilendirilerek güvenli ve konforlu bir seyahat sağlanıyor. Bunun yanında gelişen haberleşme teknolojileri sayesinde özellikle geçiş önceliği bulunan ambulans, polis ve benzeri araçlar hakkında sürücülere gerekli bilgilendirme yapılarak, karayolu üzerinde meydana gelen olaylara müdahalenin daha hızlı olması sağlanıyor. Ülkemizde henüz test çalışmaları yürütülen K-AUS özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde test koridorlarının oluşturulması ve sürücüsüz/bağlantılı araç uygulamalarının geliştirilmesiyle gündemde olan bir çalışma.
Yıkıcı ve yenilikçi teknolojiler (disruptive technologies): Sektörü doğrudan etkileyen, geleneksel teknolojileri yerinden eden, tamamen yeni sektörler ve hizmetler ortaya çıkaran teknolojileri kapsayan genel bir kavramdır. Gelecekte yıkıcı ve yenilikçi teknolojilerin etkisiyle ulaşım sektörünün dolayısıyla insanların ulaşım anlayışının ve tarzının köklü bir dönüşüme uğraması bekleniyor. Yapay zeka, makine öğrenmesi ve otonom araçların etkisiyle ulaşıma ait tüm bileşenlerin tamamen kullanıcı bağımsız hale gelmesi artık kaçınılmaz. Büyük veri, bulut bilişim ve MaaS hizmetleri ile ulaşım modlarının entegrasyonunun hızlanacağı ve birbirine entegre sistemlerin çok daha verimli, hızlı ve kolay hizmet sunacağı düşünülüyor. V2X, 5G haberleşme sistemlerinin ve nesnelerin interneti teknolojilerinin yaygınlaşması ile mevcut altyapıda gördüğümüz kavşak kontrol cihazları, değişken mesaj işaretleri ve benzeri sistemlere olan ihtiyaç ortadan kalkacak. Bu altyapıların sağladığı hizmetlerin araç üzerinde bulunan bilgi sistemleri ve sarmal arayüzler ile doğrudan sürücüye ve otonom araçlara iletilmesi öngörülüyor. Bu teknolojilerin ulaşım sektörüne ve akıllı ulaşım sistemlerine muhtemel etkilerini baktığımızda ise ortaya şu tablo çıkıyor:
Otonom Araç Teknolojileri: Otonom araçlar radar, lidar, GPS, odometri, yapay zeka, sensörler, kameralar ve benzeri teknolojiler kullanarak çevresindeki nesneleri algılayabiliyor. Bu sayede bir sürücüye ihtiyaç duymadan gerçek zamanlı verileri kullanarak hareket edebiliyor.
Sarmal Arayüzler: Sarmal arayüzler (Immersive Interfaces), sanal gerçeklik (virtual reality) ortamları ile etkileşebilmek için kullanılan teknolojileri temsil ediyor. Bu teknolojiler ile dikkati dağılmadan sürücüye bilgi gösterilmesine imkan sağlayan yeni araç içi arayüzler oluşturulabiliyor. Ek olarak, sürücü davranışlarının modellenebilmesi için yeni nesil sanal gerçeklik benzetimlerinin ortaya çıkmasına öncülük edebiliyor.
Nesnelerin İnterneti (IoT): Çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirleri ile haberleşen ve birbirine bağlanarak, bilgi paylaşımı ile akıllı bir ağ oluşturmuş cihazlar sistemidir. Diğer bir ifadeyle sensörlerin ve veri iletim teknolojilerinin yollar, altyapılar, mobil cihazlar ve benzeri fiziksel objelerin içine gömülmesiyle objelerin veri ağları veya internet üzerinden takip, koordine veya kontrol edilmesinin mümkün olmasıdır. IoT (Internet of Things) sayesinde trafik yönetim sistemleri, şehir yollarında trafik hızını ve hacmini ölçerek gerçek zamanlı trafik durumu verisi sağlayabiliyor. Buna ek olarak IoT tabanlı teknolojiler mobil internet tabanlı seyahat uygulamalarında veya otonom araçlarda kullanılmak üzere ciddi miktarda ulaşım verisi sunabilecek.
5.Nesil (5G) Mobil Ağlar: 5.Nesil (5G) mobil ağlar geleceğin mobil haberleşme altyapısını oluşturacak. Mevcut 4,5G sistemlerine göre çok daha yüksek kapasiteye ve daha az gecikme sürelerine sahip olacak. Bu ağların sağlayacağı kablosuz genişbant altyapısı, sadece akıllı ulaşım hizmetleri için değil birçok IoT uygulaması için de bağlanabilirlik imkanı sunacak.
Bulut Bilişim (Cloud Computing): Bilgisayarlar ve diğer cihazlar için, istendiği zaman kullanılabilen ve kullanıcılar arasında paylaşılan bilgisayar kaynakları sağlayan, internet tabanlı bilişim hizmetlerinin genel adıdır. Bulut bilişimin, otomotiv sektörünü, ulaşım modları ve hizmetlerini yeniden şekillendireceği öngörülüyor. Bulut bilişim ve nesnelerin interneti teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, trafik tıkanıklığı ve araç güvenliği gibi ulaşım problemlerinin çözümüne katkı sağlayacak. Son yıllarda araştırmacılar tarafından akıllı ulaşım sistemlerine yönelik olarak, araç-araç haberleşmesini ve yol güvenliğini iyileştirmek amacıyla AUS-Bulut (ITS-Cloud) gibi bulut bilişim modelleri öneriliyor.
Büyük Veri (Big Data): Yeni teknoloji ve algoritmalar kullanılarak, geleneksel verilere göre farklı şekilde toplanması ve analiz edilmesi gereken çok büyük veri kümeleridir. Başka bir ifadeyle, algılayıcılardan ve bilimsel araçlardan büyük hacimde, yüksek çeşitlilikte ve hızla gelen verilerin toplanması, saklanması, temizlenmesi, görselleştirilmesi, analiz edilmesi ve anlamlandırılmasıdır. Bu büyüklük günümüzde onlarca terabayttan petabaytlara uzanıyor. Büyük veri platformunun çeşitlilik (variety), hız (velocity), hacim (volume), doğrulama (verification) ve değer (value) olmak üzere beş bileşeni var. Büyük veri, yüksek hacmin yanında, yüksek veri üretim hızı ve yüksek veri değişkenliğine sahip bilgiden oluşuyor. Anlam çıkarma ve süreç optimizasyonu yapabilmeyi sağlıyor.
Akıllı ulaşım çerçevesinde, sensörler, kameralar, yazılımlar, trafik yönetim merkezleri, araçlar ve benzeri kaynaklardan edinilen verilerin işlenerek anlamlı hale getirilmesi, karar mekanizmalarının oluşmasında çok büyük role sahip. AUS’un hayata geçmesiyle birlikte, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yardımıyla, altyapılardan, araçlardan, sürücü davranışlarından büyük çaplı trafik ve ulaşım verisi toplanıyor. Büyük veri kullanılarak yapılan hızlı ve dinamik modelleme ile AUS için daha iyi benzetim ve modelleme kabiliyetleri sunulabilecek. Bu sayede trafik yönetimi kolaylaşırken trafik tıkanıklığı, trafik kazaları ve benzeri olumsuz durumların önceden tahmin edilmesiyle önlenebileceği öngörülüyor.
Açık Veri (Open Data): Herhangi bir telif hakkı, patent ya da diğer kontrol mekanizmalarına tabi olmaksızın herkes tarafından ücretsiz ve özgürce kullanılabilen ve dağıtılabilen veriye denir. Veriye erişim boyutlarından birisi olan ve dünyada birçok kullanım örneği bulunan “Açık Veri” ile kamu, özel sektör ve vatandaş tarafından oluşturulan ekosistem içerisinde, farklı sektörlere hizmet verilerek, tüzel ve gerçek kişilerin hayatlarına dokunulmakta ve açık verinin yarattığı erişim kolaylığı sayesinde veri ekseninde yeni fırsatlar doğuyor. Bu fırsatlardan en dikkat çekici ve pratik etkiye sahip olanı ise devletler tarafından toplanan verilerin, açık veri standartlarını karşılar bir şekilde vatandaşlara ve girişimcilere sunulduğu açık veri platformları.
Açık veriler, bir şehrin işletilmesi ve sakinlerinin yaşamında önemli değişiklikler yaratma potansiyeline sahip. Açık verinin, ücretsiz ve sürekli erişilebilir olması, yeniden kullanılabilir olması, inovasyon odaklı olması gibi prensipleri başta olmak üzere pek çok prensibi gereği üst düzey kalitede veriye erişimi kolaylaştırması sebebiyle vatandaşlar, kamu sektörü ve özel sektör açısından getirileri var. Açık veri politikalarının verimliliğin ve şeffaflığın artırılması anlamında da faydalar sağladığı biliniyor. Tüm kamu kurumlarının uygulayacağı açık veri uygulamaları, çok daha şeffaf politikaların üretilmesine katkı sağlayacak olup, vatandaşa ülke genelindeki uygulamalara geri bildirim verme imkânı sağlıyor. Açık veriler, sivil sorunları çözmek, şeffaflığı artırmak ve yerel yönetim ile vatandaşlar arasındaki uçurumu kapatmak için değerli bir kaynak olarak dikkat çekiyor.
Blokzincir Teknolojileri (Blockchain): Blokzincir, şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık bir veri kayıt sistemi. Blokzincirin veri tabanından ziyade veri kayıt sistemi olarak adlandırılmasının sebebi kaydedilen verinin bir daha değiştirilememesi veya silinememesi. Bu özellik, verilerin biriktirildikleri blokları aynı bir zincir gibi birbirine şifreleme algoritmaları ile bağlayarak saklanmasından ve bu zincirin birçok kişiyle dağıtık olarak paylaşılmasından kaynaklanıyor. Bu teknoloji kapsamında, her kullanıcı bir aracı olmadan ağa bağlanabilir, yeni işlemler gönderebilir, işlemleri doğrulayabilir ve yeni bloklar oluşturabilir. Kullanıcıya bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapabilme imkânı sağlar. Böylece işlemler güvenli bir şekilde gerçekleştirilir. Blokzincir teknolojisinin ulaşım sektöründe potansiyel kullanım alanlarına MaaS, veri paylaşımı, yük ve lojistik hizmetleri örnek olarak verilebilir. Blokzincir teknolojisi MaaS platformları oluşturulmasına olanak sağlayacak, ulaşımda veri paylaşımını kolaylaştıracak, bağlantılı araçlar üzerinde çalışacak yazılımların ve yazılım güncellemelerinin daha güvenli olmasını sağlayacak olup otonom ve bağlantılı araçların geleceğinde çok büyük rol oynayacak.
Yapay Zeka (Artificial Intelligence), Makine Öğrenmesi (Machine Learning) ve Derin Öğrenme (Deep Learning): Gelişmiş ülkeler tarafından daha güvenli, verimli ve sürdürülebilir ulaşım hizmetleri sunabilmek için ulaşım sisteminin davranışının tahmin edilmesinde, ulaşım problemlerinin çözülmesinde, ulaşım planlama sürecinde, en uygun karar verme ve yönetim uygulamalarında kullanılması için yapay zekadan yararlanılması için çalışmalar yürütülüyor. Otonom araçlar, bağlantılı araçlar ve akıllı yol sistemleri konusunda yapılan çalışmalar sonucunda ulaşım sektöründe bir dönüşüm yaşanıyor. Makine öğrenmesi, derin öğrenme teknolojileri ve büyük veri ile gerçek zamanlı algılama, trafik tahmini, akıllı karar verme gibi uygulamalar ile sürücüsüz araç sektöründe hızlı ilerlemeler sağlanıyor. Tüm bu teknolojiler ile trafik senaryolarının önceden analiz edilmesi sayesinde kaza durumları erken tespit edilerek kazalardan kaçınılabileceği öngörülüyor. Gelişmiş bilgi teknolojileri altyapısı ve çözümleri, yapay zeka ve büyük veri ile derin öğrenme teknikleri akıllı ulaşım çözümleri için büyük önem taşıyor.
Drone: Kısaca insansız hava aracı olarak bilinen drone temel olarak sensörler, GPS modülü, kameralar ve benzeri bileşenlerden oluşan yazılım kontrollü uzaktan kontrol edilebilen araçlardır. Yıllardır askeri amaçlı olarak kullanılmakta olan drone son zamanlarda trafik izleme, hava durumu izleme, arama kurtarma, güvenlik, gözetim uygulamaları, hassas tarım, yangınla mücadele, ürün teslimatı ve servis hizmetleri gibi alanlarda da kullanılıyor.
Türkiye’de AUS kullanımı yeşil dönüşüm için önemli
Buraya kadar AUS’nin tam olarak neleri kapsadığını anlatıp, konu hakkında fikir sahibi olmanızın ardından artık Türkiye’deki gelişmeleri de inceleyebiliriz. Öncelikle, TÜİK 2010-2018 verilerine göre şehirlerdeki nüfus artış oranı yüzde 35 ve özel otomobil sayısı artış oranı yüzde 64,33 seviyesinde. Şehirleşme, otomobil sahipliği ve sürücü sayısındaki artışlar karayolu ulaşımına yönelik talebi ve trafik yoğunluğunu ortaya çıkarıyor. Bu durum Türkiye’de de AUS uygulamalarının yaygınlaşmasının gerekliliğini ortaya koyuyor.
Bu doğrultuda Türkiye’de pek çok kurum ve kuruluş AUS ile ilgili farklı çalışmalar gerçekleştiriyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu çalışmalarda koordinasyon sağlamak amacıyla; AUS kapsamında politika, strateji, hedef ve yürütme esaslarını belirleme ve uygulanmasını takip ediyor. Bakanlık aynı zamanda, belirlenmiş standartların ülke genelinde kullanılmasını sağlama, söz konusu sistemlere ilişkin haberleşme altyapılarını yaygınlaştırma ve bu kapsamdaki uluslararası ilişkilerin yürütülmesi konularında da çalışmalar yürütüyor. Bu çerçevede akıllı ulaşım sistemlerine ilişkin olarak ilk strateji belgesi ve eylem planı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanmış, 25 Ekim 2014 tarih ve 29156 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Strateji belgesinin eki eylem planı 2014-2016 yıllarını kapsamakta olup 5 stratejik amaç, 21 hedef ve 38 eylemden oluşuyordu. 2014-2016 yıllarını kapsayan eylem planındaki eylemlerin 9 adedi sürekli olarak tanımlandı ve 29 adedinin ise belirtilen yıllarda tamamlanması hedeflendi.
Dünyada son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda endüstriyel ve dijital alanlarda çok büyük ve kapsamlı değişim ve dönüşümler meydana geldi. Ulaştırma sektörü de bu durumdan etkilenen en temel alanlardan biri. Bu durum tüm ulaşım modlarını derinden etkiledi. Yıkıcı teknolojilerin ortaya çıkmaya başlaması ile birlikte Kooperatif AUS, bağlantılı araçlar, otonom araçlar, sürücüsüz araçlar ve benzeri pek çok kavram ortaya çıktı. Bu alandaki gelişmeleri kamu nezdinde incelediğimizde ise ortaya umut var bir tablonun çıktığını söylemek mümkün.
Hangi bakanlık, ne yapıyor?
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: Otomotiv sanayindeki üretimin uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleşebilmesi için Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2016-2019) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlandı. Ulaşım araçlarında yer alan sürücü destek sistemleri, acil durum fren sistemi, aktif hız sabitleme sistemi, şerit takip sistemi, e-Call ve benzeri AUS uygulamalarının ülkemizde de geliştirilmesi için gerekli uyumluluk çalışmaları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Ayrıca ülkemizde ulusal ve uluslararası düzeyde girişimciler, akademik personel ve özel sektör firmalarına AUS kapsamında çok çeşitli destek ve teşvikler veriliyor. TÜBİTAK TEYDEB, KOSGEB, San-Tez ve Kalkınma Ajanslarının verdikleri teşvikler bunlardan bazıları.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: 10. Kalkınma Planı (2014-2018), Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı (2016-2019), Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı (2015- 2018) ve Ulusal Genişbant Stratejisi ve Eylem Planı (2017-2020) gibi ulusal ölçekte hazırlanan strateji ve eylem planlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, akıllı kent stratejisinin ve akıllı kent programının hazırlanması hususunda sorumluluk verildi. Bu doğrultuda 2020- 2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı Genelgesi 24 Aralık 2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları: Sürüş güvenliğinin artırılması ve demiryolu güvenliğinin sağlanabilmesi için sinyalizasyon ve sürücü destek sistemlerinden faydalanılıyor. Bunun yanı sıra kamera izleme sistemleri ile demiryolu ağı sürekli takip ediliyor. Hareket kısıtlılığı olan vatandaşların ulaşım hizmetlerinden en iyi şekilde faydalanabilmesi için gerekli altyapı, araçlarda ve istasyonlarda bulunuyor. Yeni kurulan veya faaliyete geçirilen demiryolu, metro, tramvay araçları, hatları ve istasyonlarında AUS uygulamaları yaygın olarak kullanılıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü: Denizyolu ulaşımında yolcu ve yük taşımacılığına yönelik olarak belirli tonajın üzerindeki gemilerin takibinde Otomatik Tanımlama Sistemi (OTS) kullanılıyor. Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi (GTHS) ve Gemi Trafik Yönetim Sistemi (GTYS) ile de gemilerin trafik organizasyonu sağlanıp, gemilere bilgi hizmeti veriliyor. Düzenli Sefer Bilgi Sistemi ile toplu taşıma hizmetine yönelik gerçekleştirilen düzenli seferlere ilişkin bilgiler (gemi güzergah bilgileri, gemi kapasiteleri vb.) tutuluyor. Düzenli seferlerin yapıldığı iskelelerde yolcuların seferler hakkında bilgilendirilmesi amacıyla değişken mesaj işaretleri kullanılıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü: Karayolu ulaşım ağında AUS uygulamaları kapsamında sinyalizasyon sistemleri, yol ve hava durum kontrol sistemleri, ücret toplama sistemleri, ağırlık ve boyut kontrol sistemleri, olay algılama sistemleri, tünel kontrol sistemleri, radyo yayın sistemleri, mobil uygulamalar, değişken mesaj işaretleri bulunuyor. Bu çalışmalara ek olarak trafik kontrol ve yönetim merkezleri kurulmakta, haberleşme altyapısı ve sistem kurulumları yapılmakta ayrıca ulaşıma yönelik planlama faaliyetleri yürütülüyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü: AUS kapsamında yük ve yolcu taşımacılığı yapan araçların denetiminin yapılması için kullanılan sayısal takograf sistemi ve benzeri projeleri koordine etmek üzere ulusal otorite görevi yürütülüyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. Genel Müdürlüğü: AUS kapsamında, ülke genelinde tüm ulaşım araçlarında kullanılabilecek bir ulusal e-ödeme sisteminin geliştirilmesi ve mahsuplaşma merkezi (otomatik ücret toplama sistemi) kurulması çerçevesinde Türkiye Kart ve Takas Merkezi kurulum çalışmaları devam ediyor.
İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü: Ülkemizde farklı acil yardım çağrıları için (yangın, sağlık, asayiş vb.) halihazırda farklı hizmet numaraları kullanılmakta ve bunların tek numara (112) altında toplanmasını sağlamak üzere 112 Acil Çağrı Merkezlerinin kurulum çalışmaları İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildi. AUS kapsamındaki diğer çalışmalar ise Uyumlaştırılmış Araç İçi Acil Çağrı Sistemi Projesi, 112 Acil Çağrı Merkezi ve Engelsiz 112 Projesi gibi projelerdir.
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı: EGM ve JGK karayolu güvenliği ve emniyetinin iyileştirilmesi, ulaşım sistemi verimliliğinin artırılması ve işletme koşullarının iyileştirilmesi kapsamında elektronik denetleme sistemleri kurduruyor. Yol sensörleri, trafik yoğunluk haritaları, trafik kural ihlal tespiti, plaka tanıma sistemleri, trafik eğitimi ve benzeri pek çok çalışmaları ile AUS’un gelişimi ve yaygınlaştırılmasına katkı sunuyor. Trafiğin düzenlenmesi ve denetiminin yapılabilmesi için şehirler arası ve şehir içi yollarda EGM ve JGK tarafından EDS uygulamalarını yaygınlaştırma çalışmaları devam ediyor. Ek olarak, KGM’ye bağlı otoyollarda seçilen pilot bölgelerde ortalama hız denetimi uygulamaları yapılıyor. Otoyol dışında kalan karayolu ağında da ortalama hız denetiminin yapılabilmesi için gerekli çalışmalar EGM tarafından yürütülüyor. JGK ise güvenlik amacıyla plaka tanıma sistemi uygulamasını ülke genelinde yaygınlaştırıyor.
Türkiye’de politika ve strateji belgelerinde AUS
Dünyada ihtiyaçlar doğrultusunda her alanda teknoloji hızlı bir gelişim gösteriyor. Bu gelişmelere bağlı olarak AUS alanında da aynı hızla teknolojiler ilerleme kaydediyor. Gelişen teknolojileri kullanan uygulamaların ortaya çıkması ve yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte politika, strateji ve mevzuat ihtiyacı oluştu. Bu ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak çeşitli kurumlar tarafından hazırlanan politika ve strateji belgelerinde akıllı ulaşım sistemlerine yer veriliyor. Akıllı ulaşım sistemleri konusu ilk kez e-Türkiye Girişimi Eylem Planı’nda (2002) Akıllı Ulaşım Hizmetleri olarak ele alındı. Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi’nin (2010- 2020), “ulaştırma” başlığı altında, akıllı ulaşım sistemleri uygulamalarının geliştirilmesi orta vadeli amaç olarak ortaya konuldu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Türkiye Ulaşım ve İletişim Stratejisi Hedef 2023 Belgesi’nde akıllı ulaşım sistemleri konusu kapsamlı bir şekilde ele alındı. Ayrıca Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından 2014 yılında Orta Vadeli Program’a (2012-2014) dayanarak hazırlanan Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi (2014 2023) ve eki Eylem Planı (2014- 2016), AUS alanındaki ilk strateji belgesi olma özelliği taşıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından çalışmaları sürdürülen 2016-2035 yıllarını kapsayacak Ulusal Ulaştırma Ana Planı taslağında akıllı ulaşım sistemleri ile ilgili olarak birlikte çalışabilirlik, yolcu bilgilendirme sistemleri, altyapının geliştirilmesi ve gelecek teknolojilere hazırlık yapılması konuları ele alındı. Ana Plan taslağı, ulusal ölçekte tüm sektörlerde verimliliği artırmak amacıyla AUS teknolojileri ve uygulamalarının geliştirilmesine odaklandı.
Öte yandan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yayımlanan 2017-2020 Ulusal Genişbant Stratejisi ve Eylem Planı’nda “Hem Genişbant Arzının Hem Talebinin Oluşturulması” stratejik amacı altında “Akıllı Ulaşım Sistemlerinin Geliştirilmesi” eylemine yer verildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile çağın gereklerine uygun olarak ulaşım ve iletişimde, etkin, hızlı, akıllı, güvenli ve entegre AUS’ un kurulması ve yaygınlaştırılması amaçlandı. 2018-2020 Orta Vadeli Programı’nda ise “Bilgi ve iletişim teknolojileri destekli akıllı uygulamalara (akıllı ulaşım sistemleri, binalar, kent ve enerji altyapıları vb.) geçiş hızlandırılacaktır” ifadesine yer verildi. 11’inci Kalkınma Planında (2019-2023) “Mevcut altyapının daha verimli kullanılabilmesi, trafik güvenliğinin artırılması, ulaşım talebinin doğru bir şekilde yönetilebilmesi ve daha etkin bir planlama yapılabilmesini teminen ulusal ölçekte bir AUS Strateji Belgesi hazırlanacak, AUS mimarisi geliştirilecek ve AUS uygulamaları yaygınlaştırılacak” politikası duyuruluyordu.
Yine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nda akıllı şehirlerin önemli bir bileşeni olan akıllı ulaşım kapsamında eylemlere yer verildi. Ulusal AUS Strateji Belgesi ve 2020- 2023 Eylem Planı’nda belirlenen; AUS alanında ülke politika, strateji ve hedeflerinin belirlenmesi, ulusal AUS mimarisinin ve standartlarının belirlenmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinden en üst düzeyde yararlanılması, başta karayolu olmak üzere ulaştırmanın tüm modlarında yol, sürüş ve trafik güvenliğinin artırılması, trafik kontrol merkezlerinin kurulması, trafik ölçüm ve gözlem altyapısı ile birlikte yerli ve milli teknolojileri geliştirecek. Sonuç olarak ulaştırmada Türkiye bir verimlilik ve başarından söz etmek istiyorsa bu kesinlikle Akıllı Ulaşım Sistemleriyle eşgüdümlü projelerle gerçekleşebilir.