Seçim sonrası gündem gümrük vergisi artışları

DEİK Başkanı Nail Olpak, “Çin ve Amerika’nın birbirlerine uyguladıkları gümrük vergilerinin artışını ve yeni ABD seçimlerinin sonuçlarını bir başka başlıkta görmeliyiz” derken, ekonomist Bilge Yılmaz da Senato desteği almasa bile Başkan’ın tek başına yetkisinin olduğunu bildirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Recep ERÇİN

Princeton Üniversi­tesi’nde çalışmaları­nı yürüten ekonomist Bilge Yılmaz, Boğaziçi Zirve­si’nde DÜNYA’nın sorusunu yanıtladı. ABD Başkanı se­çilen Donald Trump’ın ikin­ci döneminde daha korumacı politikalar uygulamak istediği ancak Cumhuriyetçiler içinde buna muhalefet edenlerin bu­lunması dolayısıyla istediğini yapıp yapmayacağına yönelik sorumuzu yanıtlayan Yılmaz, “Amerika’daki başkanın ken­di gücü var.

Senato ve Temsil­ciler Meclisi daha belli değil. Ama Senato’yu da ele geçirdi­ler. Belli ölçülerde yapabilir. Yaparsa dünyayı ve Türkiye’yi etkiler. Ama şu an ne olacağı belirsiz” dedi.

Köprüler inşa edilmeli

Uluslararası İşbirliği Plat­formu (UİP) tarafından dü­zenlenen Boğaziçi Zirvesi’nin 15’incisi, ‘Geleceğe Köprü­ler Kurmak: Barış, Teknoloji, Sürdürülebilirlik’ ana tema­sı ile dün başladı.

Dış Ekono­mik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, zirvedeki konuşmasında, ticarette ser­bestleşmeyi konuşurken yeni ticaret kampları ve blokların ortaya çıktığını ifade etti. Ol­pak, “Küresel ticaret, jeopoli­tik risklerle hızla yön değişti­riyor. Bir zamanların iyi enerji ortakları olan Rusya ve Avru­pa’nın savaş sonrası durumu­nu biliyoruz. Bir dönem gün­demimizden çıkmalı denen nükleer enerjinin aniden yeşil enerji olarak kabul edildiğini biliyoruz.

Çin ve Amerika’nın birbirlerine uyguladıkları gümrük vergilerinin artışını ve yeni ABD seçimlerinin so­nuçlarını bir başka başlıkta görmeliyiz” ifadelerini kullan­dı. Açılışta konuşan UİP Ku­rucusu Cengiz Özgencil, kar­şılaşılan her yeni zorluğun biz­lere toplumları, ekonomileri ve hatta gezegenimizi koruya­cak yeni köprüler inşa etme zo­runluluğunu hatırlattığını be­lirtti. 50’den fazla ülkeden si­yasetçilerin, bürokratların ve önde gelen iş ve fikir insanları katıldığı 15’inci Boğaziçi Zir­vesi, Four Seasons Bosphorus Otel’de düzenleniyor.

UİP Onursal Başkanı Dr. Talal Abu Gazaleh ise, İsra­il’in giderek artan saldırgan­lığının büyük bir tehlike ya­rattığını dile getirdi. Filistin ile başlayan ve Lübnan ile de­vam eden sürecin çevre ülke­lere de yayılma riski olduğu­nu belirten Abu Gazaleh, “Şu anda tarihte görülmemiş şey­ler yaşanıyor” dedi.

Birleşmiş Milletler’deki sistemin şu an­da paralize olduğunu kayde­den Abu Gazaleh, “Sistemi in­san haklarına saygı duyan bir sisteme dönüştürmek ve bir reform yapmak gerekiyor. Et­kili ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalı. Sadece böyle bir sistem ülkeler arası eşitlik ve adaleti sağlar. Adalet için herkesin eşit bir şekilde tem­sil edilmesi gerekiyor. Her­hangi bir devletin kendisini başka devletten üstün görme­mesi lazım” mesajları verdi.

Hatalı politikalar kalkınma yerine servet transferine yol açıyor

 Ekonomist Bilge Yılmaz zirvede yaptığı sunumda, kalkınma için uygulanan politikaların sonuçlarının servet transferine neden olabildiğini ifade etti. “Bizim ülkemizdeki politikalar çerçevesinde bazı araçların tek başına kullanılması tehlikeli durumlara yol açabilir” diyen Yılmaz, “Tedavisi için iki farklı ilaca ihtiyacı olan insanı düşünün. Bu hastanın iki ilacı aynı anda kullanması gerekecektir.

Bu ilaçlardan birini alırsanız istediğiniz sonuç çıkmaz. Diğeri dozaj konusu. Doz artarsa yan etkiler ortaya çıkar. İstikrar sermaye birikimi getirir. İnsanlar neye teşvik edilirse onu yaparlar. İnsanların bilim ve teknolojiye yatırım yapmasını istiyorsanız insanları bu şekilde teşvik etmelisiniz. İnsanlar, yatırımcılar ekonomik özneler gibi hareket eder. Optimal yatırım, sürdürülebilir büyüme ile sonuçlanacaktır” ifadelerini kullandı.

Şirketlerin kaynakları da güç odaklarına akıyor

Politikaların bilim bazlı tasarlanması gerektiğini dile getiren Bilge Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazı politikalar, başarısız oldu ise durdurmanız gerekir. Veri toplama ve istatistik analiz gerektiriyor. Birçok ülkenin bu konuda yeterli bilim ve analiz yapacak, politika devreye sokacak, bunu test edip ince ayar yapacak kapasitesi yok. Ekonomik kalkınma için yapılan politikalar servet aktarımı ile sonuçlanabilir. Bu da karşımızda duran bir güçlük. Şirketlerin de kaynakları aslında güç odaklarına aktarılmış olur. Gelişmekte olan bazı ülkeler daha ucuz işgücüne dayanarak, bunu avantaj olarak kullanıp, eskiden olduğu gibi fayda sağlayacağını düşünüyorlar.”