Limon ihracatının çözümü 'Bitki Karantina Protokolü'

Narenciye sezonu yaklaşırken ihracatçılar üretimdeki artışa mevcut ihracat pazarlarında yapılacak tanıtım ve promosyon faaliyetleriyle çözüm bulmayı hedefliyor. Ferhat Gürüz, iç pazarda ise tüketimi artırıcı faaliyetler gerçekleştireceklerini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Müjde DEMİR

Bu yıl limon başta olmak üzere tüm narenciye ürünlerinde son yılların en yüksek rekoltesi bekleniyor. Azalan iç talep nedeniyle ihracatta pazar arayışlarını sürdüren ihracatçılar geçen yıl yaklaşık 5 milyon ton olan narenciye rekoltesinin bu yıl 7.2 milyon ton düzeyinde olmasını bekliyor.

Geçen yıl Türkiye geneli toplam limon ihracatının 272 milyon 614 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirten Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, “Eylül 2022-Ağustos 2023 limon ihracatı 285 milyon 343 bin dolar değerinde gerçekleşti. Geçen yıl en fazla limon ihracatı yapılan 5 ülke Rusya, Irak, Polonya, Romanya ve Ukrayna iken, 2023 yılının ilk 7 ayı sonunda en fazla limon ihracatı yapılan 5 ülke Rusya, Irak, Romanya, Ukrayna ve Polonya oldu” dedi.

Üretimdeki artışın mevcut ihracat pazarlarında yapılacak tanıtım ve promosyon faaliyetleriyle ihracat rakamlarının artacağını söyleyen Ferhat Gürüz, iç pazarda ise tüketimi artırıcı faaliyetlerle bu artışın tüketim rakamlarına da yansımasını hedeflediklerini belirtti. İhracat pazarlarının çeşitlendirilmesi için yoğun bir şekilde faaliyet gösterdiklerine dikkat çeken Gürüz, “Bakanlıklar nezdinde görüşmelerimiz devam ederken, ürün kalitesini iyileştirmeye yönelik de çalışmalarımız sürüyor.

Bu konuda en temel çalışmamız Çin’e narenciye ihracatını başlatabilmek. Limon ihracatımızı ciddi oranda artıracak yeni pazarın açılmasına yönelik Türkiye ile Çin arasındaki Bitki Karantina Protokolü’nün hayata geçirilmesi için girişimlerde bulunduk” diye konuştu.

Dünya konjonktürü ihracata yansıyor

Mevcut pazarlarda yaşanan sorunların çoğunluğunun siyasi eksenli olduğuna atıfta bulunan Ferhat Gürüz, ihracat pazarlarında yaşanan iktidar değişikliklerinin ve savaşların, Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatını olumsuz etkilediğini ifade etti.

Türkiye’de son yıllarda dövizin ve enflasyonun yükselişi maliyet hesaplarının tutmamasına dolayısıyla belirsizlik ya da zarara sebebiyet verdiğine dikkat çeken Gürüz, bu durumun mevcut pazarlara ihracatta fiyat belirlemede zorluk yarattığını belirtti. Gürüz, “Mevcut pazarlarda yaşanan başlıca sorunlar, AB ülkelerine ihracatta uygulanan analiz sıklığı ve sınır kontrolleri.

AB ülkelerine sevkiyatta Bulgaristan sınır kapısında yapılan analizlerde zorluk çıkarılması. Bulgaristan'da hükümet değişikliği yaşanırken uzun süre analiz işlemleri sekteye uğradı. Sektörün en büyük pazarlarından olan Rusya ve Ukrayna’da yaşanan savaş yüzünden her iki ülkede de döviz dalgalanmaları yaşanması ve lojistik maaliyetlerinin yüksekliğidir” diye belirtti.

Yeni pazar arayışlarının uzun zamandır sürdüğünü belirten Gürüz, bu amaçla Türkiye için yeni pazar olabilecek ülkelerde fuarlara katılım sağladıklarını söyledi. Gürüz, “Diğer taraftan sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri veya özel nitelikli alım heyetleri ile yeni pazarlar keşfetmek için ihracat yapmadığımız ülkeleri ziyaret ediyoruz ya da bu ülkelerden kimi firmaları ülkemize bizim firmalarla ikili iş görüşmesi yapmak üzere davet ediyoruz.

Bu çabamızın yanında ayrıca, karantina protokolleri henüz yapılmamış ülkelerle işlemlerin başlaması, kuvvetlenmesi, sonuçlanması için ilgili Bakanlıklarla ortak çalışmalar yapıyoruz. Son zamanlarda yeni pazar arayış çalışmalarımızda temel gündemimiz Çin, Hindistan, Japonya ve Kanada’dır” dedi.