Yunanistan, 'ailenin şımarık çocuğu'

TMSF Başkanı, "Türkiye Yunanistan'la aynı durumda olsaydı canımıza okurlardı" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA - TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül, Yunanistan'ın durumunu da değerlendirirken 'komşuyu' ailenin şımarık çocuğuna benzetti.

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Mehmet Yörükoğlu da finans sektörünün krizi hasarsız atlattığını bildirdi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile Uludağ Üniversitesi (UÜ) İktisat Topluluğunun organizasyonuyla 'Dünya'daki Ekonomik Modeller ve Türkiye'nin Krizden Çıkış Süreci" ana temasıyla bu yıl ikincisi düzenlenen "Uludağ Ekonomi Zirvesi"ndeki "Küresel Mali Kriz Sırasında ve Sonrasında Türk Bankacılığı" başlıklı oturuma katılan Gül, Türk bankacılık sektörünün tarihsel gelişimini anlattı.

Gül, küresel kriz sonucu ABD'de, 200'ün üzerinde bankanın, ABD'nin TMSF'sine devredildiğini vurgulayarak, Türk bankacılık sisteminin, bu süreçte, sağlıklı yapısıyla ön plana çıktığını aktardı.

Bazı iş adamları ve akademisyenlerin, küresel krizin ilk dönemlerinde, daha ne boyutta seyredeceği görülmeden krizin maliyetini kamuya yüklemeyi savunduğunu anımsatan Gül, Hükümetin bu çağrıya uymayarak doğru yaptığının geçen süreçte görüldüğünü bildirdi.

Krizin maliyetini bilen 'bir avuç insan' var

Türkiye'nin, bu süreci IMF anlaşmasıyla geçirmemiş olması, dış borcunun artmamış olması ve döviz sıçramasının olmamasını bir kazanım olarak değerlendiren Gül, şöyle konuştu:

"Türkiye, şu an dünya ülkeleri arasında krizde en az kamu harcaması yapan ülkelerden biri. 2001 krizinde bankacılık sisteminin açıkları nedeniyle kamunun yüklendiği maliyetin bize neye mal olduğunu ekonomiden anlayan bir avuç insan dışında kimse bilmiyor. Türkiye'nin iç borç rakamlarının, bir anda yaklaşık 3 kat arttığını hatırlıyor muyuz? "

Bankacılıkta "sınırlı güvence"ye geçişte bazı kesimlerin özel sektör bankacılığının biteceğini ileri sürerek "sınırsız güvence"nin sürmesi amacıyla lobi faaliyetinde bulunduğunu dile getiren Gül, "Sınırsız güvence döneminde Egebank soyuldu. Devlet belli noktalarda devreye girmeli. Ama 2001 krizinde şunu sorguladık mı? Niye finansal enstrümanları kullananlar fazla maliyet ödemedi?" dedi.

Gül, "sınırsız güvence"ye karşı olduğunu ifade ederek, "Küresel kriz sürecinde tüm dünya ülkeleri, güvence limitlerini artırdı. Avrupa Birliği'nin 20 bin euro olan mevduat güvence limiti, yıl sonunda 100 bin euroya çıkacak. Biz de mevduat güvence limitini artırabilirdik. Ama sınırsız güvence, bankacılık sistemini ahlaksızlaştırdı, bir anlamda tüm bankaları kamu bankası haline dönüştürdü. Çünkü sınırsız güvencenin olduğu yerde özel bankacılık olmaz" diye konuştu.

"Yunanistan'la aynı durumda olsaydık canımıza okurlardı"

Yunanistan'ın durumuyla ilgili soru üzerine Gül, "Ailenin şımarık çocuğu" olarak nitelendirdiği Yunanistan'ın, eğitimli insan gücüne rağmen ekonomisinde dinamizm olmadığını söyledi.

Maaşları ineceği için Yunanistan halkının canının yanacağını ifade eden Gül, "Bu durumdan kurtulması için 100 milyar euro veriliyor. Büyük bir para. Ama anlayış değişmediği sürece bu para, geçici süreyle işlerini görür. Yunanistan'la aynı durumda olsaydık, bizim canımıza okurlardı" dedi.

Amaç, sanayiye zarar vermemek

Toplantının ardından basın mensuplarının "TMSF bünyesindeki şirketler hakkında yeni yapılanma var mı?" sorusu üzerine Gül, etkin sürecin devam ettiğini belirterek, protokolleri daha etkin tahsilat odaklı yeniden yapılandırdıklarını, bu çerçevede "Balkaner" ve "Garipoğlu" protokollerini yaptıklarını kaydetti.

Gül, Olay Medya'nın ihale süreciyle ilgili soru üzerine, şunları söyledi:

"Taliplileri olduğu söylentileri var, ihale günü göreceğiz. Eski sahibine verilmesi şu an gündemimizde yok. Temerrüte düşmüş bir protokolü var ama temerrütü, sanayi tesisleri nedeniyle uygulamadık. Ama yeniden işler hale getirmeye çalışıyoruz. Çünkü bizim en önemli stratejimiz, sanayi tesislerine zarar vermemek. Bu çerçevede hiçbir sanayi tesisinin nakit akımına girmedik ve oradan tahsilat yapmadık. Bizim için ekonominin sıhhati ve özellikle Bursa ekonomisinin sıhhati, çok önemli. O çerçevede ekonomik katma değer yaratan işletmeleri yumuşak bir formülle çözmeye çalışıyoruz."

Finans sektörü krizi hasarsız atlattı

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Mehmet Yörükoğlu da sıra dışı bir ekonomik krizin yaşandığını belirterek, Türkiye'nin ihracatının bu krizden olumsuz etkilendiğini, bankacılık sektörü sağlam olduğu için finans sektörünün krizi hasarsız atlattığını bildirdi.

Türkiye ekonomisinin, 2002'den itibaren atağa kalktığını, ihracatını 6 yılda 3 kat artırdığına dikkati çeken Yörükoğlu, yapısı nedeniyle krizden olumsuz etkilenen ihracatın, taleplerin artmasıyla birlikte toparlanmasının da hızlı olacağını söyledi.

Yörükoğlu, ekonomik daralmanın, verimli sektör, firma ve ülkeleri ön plana çıkardığını belirterek, bu tür daralmaların, yükselen verimli ülkeler için gelişmiş ülkelerle aralarındaki farkı kapatması açısından fırsat olduğunu kaydetti.

Dünyada kamu harcamalarının artması eğiliminin sürmesini beklediğini dile getiren Yörükoğlu, şunları söyledi:

"Bu krizden sonra ülkeleri ayrıştıran en önemli şeylerden biri mali disiplin olacak. Türkiye'nin şu an zamanlamasını çok iyi yaparak mali kural konusundaki çalışmaları çok olumlu. Türkiye, son yıllarda olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da mali disiplinini sürdürebilirse şu anda zaten azalmış olan risk birimi, epeyce azalacak, düşen reel faizler kalıcı olarak devam edecek ve bu sayede de ekonomik büyümemiz, ihracatımız, çok daha verimli ve hızlı biçimde devam edecek. Finansal sektörümüz, oldukça sağlam. Bundan sonra da önümüzdeki dönemde çok daha hızlı büyüme potansiyeli var, büyüyecek. İnşallah Türkiye'de reel faizler kalıcı olarak düşecek, böylece reel sektöre finansal sektörümüz çok daha iyi hizmet verip, ülkemizin büyümesine katkıda bulunacak."

Oturumda, Türk Ekonomi Bankası Genel Müdür Başdanışmanı Akil Özçay ve Türkiye Bankalar Birliği Araştırma Birim Yöneticisi Emre Alphan İnan da sunum yaptı.

"Uludağ Ekonomi Zirvesi" yarın sona erecek.

Bu konularda ilginizi çekebilir