Yetimhane tapusu Patrikhane'de
Heybeliada'daki Rum Erkek Yetimhanesi'nin tapusu Fener Rum Patrikhanesine teslim edildi.
İSTANBUL - Heybeliada'daki Rum Erkek Yetimhanesi'nin Fener Rum Patrikhanesine iadesine ilişkin tapusu, patrikhanenin avukatı Cem Murat Sofuoğlu tarafından teslim alındı.
Avukat Sofuoğlu, Heybeliada'da bulunan Rum Erkek Yetimhanesi'nin Fener Rum Patrikhanesine iadesine ilişkin karar üzerine, tapu işlemlerini gerçekleştirmek üzere Büyükada Kaymakamlığı binası içindeki Tapu Müdürlüğüne geldi.
Sofuoğlu, tapuyu Fener Rum Patrikhanesine vermek üzere buradan teslim aldı. Sofuoğlu, Rum Erkek Yetimhanesinin tapu devir teslim işlemlerini gerçekleştirmek üzere Büyükada'ya geçerken vapurda basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Bugüne "tarihi" demenin belki biraz abartılı olacağını, ancak önemli bir gün yaşandığını belirten Sofuoğlu, günün öneminin hukuk açısından, insan hakları açısından ileri geldiğini ifade etti.
Sofuoğlu, "Süreç, önce tapuyu almaya çalışmamızla başlayacak. Mahkeme kararı tapuyu alabilmemiz için kesinleşti" dedi.
Tapu Müdürlüğünün mahkeme kararı dışında kendisinden bir yetki belgesi istediğini dile getiren Sofuoğlu, kendilerinin yetimhaneyi satın almadıklarını, dolayısıyla mahkeme kararının işlemler için yeterli olacağını söylediklerini anlattı.
Mahkeme kararının uygulanması gerektiğini, burada tapunun yapacağı şeyin, mahkeme kararını uygulamak olduğunu kaydeden Sofuoğlu, işlemlerin bitmesinin ardından tapuyla birlikte Fener Rum Patrikhanesine geçeceğini belirtti.
Tapuyu asli sahibine takdim edeceğini söyleyen Sofuoğlu, şöyle dedi:
"Ben Bartholomeos ile bu süre içinde görüşme fırsatı bulamadım. Orada benim muhatabım ruhban sınıfından bir hukukçu var. Kendisiyle konuştuğumuzda, olaydan ötürü çok memnum olduklarını ve Tanrı'ya şükrettiklerini söyledi. Dün bir mail atmış. Bugünün hayırlı bir gün olacağını yazmış. Patrik hazretlerinin de bundan çok sevinçli ve mutlu olduğunu iletti."
"Azınlıklara saygı açısından önemli bir gelişme"
Cem Murat Sofuoğlu, durumun insan hakları, hukuk, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve azınlıklara saygı açısından önemli bir gelişme olduğunu dile getirerek, "Belki biraz abartıyorum, ama bu durumu bir dönüm noktası olarak görüyorum ve bunun burada kalmamasını diliyorum" dedi.
Bugüne kadar devlet politikasının farklı olduğunu kaydeden Sofuoğlu, şöyle devam etti:
"Ancak burada politikanın keskin bir viraj olduğunu görüyorum. Artık bundan sonra demek ki insan haklarına daha fazla değer verilecek. Bildiğiniz gibi bir ilk yaşıyoruz. Yanılmıyorsam bu Avrupa'da da bir ilk. AİHM kararını ilk uygulayan, yargılamanın yoluyla mülkiyeti geri veren ülke olduk. Dışarıya da örnek olacak bir hareketin işlemini gerçekleştirdik. Bu açıdan Avrupa'nın da önüne geçmiş olduk. Bunu duyurmamız ve devamını getirmemiz lazım. "
"Kaybolmuş bir hak, sahibine geri dönmüş oldu"
Sofuoğlu, aldıkları tapunun üstünde Rum Patrikhanesi yazdığını belirtti.
Sofuoğlu, şunları söyledi:
"Patrikhane, 5 sene önce sahip olduğu bu mülkiyeti kaybetmişti. Şimdi tekrar mülkiyetin sahibi oldu. Bu, hukukun üstünlüğü ve insan hakları açısından önemli bir başarı. Ben bunu böyle telakki ediyorum. Kaybolmuş bir hak, yasal süreç sonunda yasal sahibine geri dönmüş oldu. Bu konuda tamamen yasal süreç takip edildi. Bu da ülkemiz açısından önemli bir gelişme. Ben de bunu Türkiye'ye ve takip ediliyorsa uluslararası kamuoyuna duyurmaktan onur duyuyorum. Ama çok abartılacak bir şey değil. Bir hak sahibine geri ulaşmış oldu."
Sofuoğlu, adadan ayrıldıktan sonra Fener Rum Patrikhanesine geçerek tapuyu Patrik Bartholomeos'a takdim edeceğini bildirdi.
Yetki kargaşası
Sofuoğlu, yetki sorununu da tapu müdürünün "mahkeme kararını yerine getireceğiz" açıklaması üzerine sonuçlandırdıklarını belirtti.
Mahkemenin, tapu müdürlüğüne talimat yazdığını ve kararda Rum Patrikhanesi adına devir ve tesciline hükmedildiğini ifade eden Sofuoğlu, tapunun 1903 yılında Rum Patrikhanesi adına tescil edildiğini, bu durumun 1929 yılında kadastro geçerken tekrar edildiğini hatırlattı.
Mülkiyetin 2005 yılına kadar devam ettiğini vurgulayan Sofuoğlu, "2005 yılında mahkeme kararıyla bu mülkiyeti kaybeden Patrikhane, şimdi tekrar mülkiyetine kavuşmuş oldu" dedi.
Gazetecilerin, tüzel kişiliğin tanınması hakkındaki soruları üzerine de Sofuoğlu, şunları söyledi:
"Tüzel kişilik zaten fiilen tanınıyordu. Patrikhanenin tapuda zaten adı vardı. Mahkeme kararında adı da geçiyordu. Dava açıldığında 2005 yılında sonuçlanan davada, davalı Fener Rum Patrikhanesi idi. Bu yasal süreç devam etmiş ve o tarihte mahkeme karar vermiş. Yargıtay'dan da geçmiş. Şimdi tekrar Fener Rum Patrikhanesi adına tapuyu aldık. Benim kişisel görüşüm; fiili olarak da bir tanıma söz konusudur. Benzer durumda olan bazı mülkiyetler var. Bu karar, benzer durumda olan mülkiyetlere de örnek teşkil edecektir. Biz yine aynı durumdaki Rum Vakfı'na ait olan Bozcaada'daki 3 gayrimenkul için aynı süreci başlattık. Benzer durumda olanlar bu karardan faydalanacaktır."
Avukat Yannis Ktistakis de bu kararın benzer durumda olan mülkiyetler için emsal teşkil edeceğini belirterek, davada yardımlarından dolayı çalışan avukatlara teşekkür etti.
Davada uzun süreç yaşandığına dikkati çeken Ktistakis, şunları kaydetti:
"Birleşik karma hukukçu ekibi, bu dava için çalıştı. Bir kısmı Yunanistan'da uluslararası boyutu olan AHİM'de, Türkiye'deki boyutu için de Türk avukatlar sıkı bir şekilde çalıştı. Bu avukat grubu insan hakları için ve Patrikhane için çalışmıştır. Bu iki ekibin insan hakları, hukukun üstünlüğü için birlikte çalışmaları ve bu sonucu almaları Avrupa için de önemli bir olaydır."
"Bu kararda hükümetin aktif bir rol oynadığına inanıyorum"
Sofuoğlu, tapu teslimi öncesi patrikhane önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, bir hukukçu olarak Rum Erkek Yetimhanesi'nin tapusunun hakkın iadesi açısından önemli bulduğunu belirterek, "Kaybolmuş bir hakkın, hukuk yoluyla verilmesi önemli" dedi.
Bir gazetecinin "Bina nasıl değerlendirilecek?" sorusu üzerine Sofuoğlu, çevreyle ilgili bir enstitünün kurulacağını ve böyle bir planın bulunduğunu belirterek, "Patrik hazretleri çevre konusunda çok duyarlı bir insan" diye konuştu.
Sofuoğlu, bir gazetecinin "Ruhban Okulu'nun açılmasını hızlandırır mı?" sorusunu da, "O konunun bununla bir ilgisi yok' diye yanıtladı.
"Bu karar hukuksal bir karar mıydı? Siyasal destek var mıydı?" sorusu üzerine de Sofuoğlu, "Bu kararda ben siyasetin etkisinin var olduğuna ve bu kararda hükümetin aktif bir rol oynadığına inanıyorum" dedi.
Sofuoğlu, mahkeme dosyasında Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının yazıları olduğunu ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisi'nin kararına dayanarak davanın kabul edildiğini söyledi.