Yeşim Tekstil'den 250 yeni istihdam
Yeşim Teksti CEO'su Şankaya, "Şimdi hükümetimizin de biz sanayicileri destekleyecek politikalarla, yanımızda olduğunu göstermesini bekliyoruz" dedi
BURSA - Nike, Gap ve Zara gibi dünya markalarına üretim yapan Yeşim Tekstil'in, 250 kişiyi işe aldığı bildirildi.
Yeşim Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ'nin üst yöneticisi (CEO) Şenol Şankaya, yazılı açıklamasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği ve sanayicilerden beklediği desteği ifade eden söylemlerine kayıtsız kalmadıklarını belirtti.
Şankaya, toplumun en acil çözülmesi gereken meselelerinden birinin işsizlik olduğuna inandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yeşim olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle ve şartlarımızı zorlayarak 250 kişiye daha istihdam imkanı yarattık. Şimdi hükümetimizin de biz sanayicileri destekleyecek politikalarla, yapısal reformlarla yanımızda olduğunu ve önümüzü açtığını göstermesini bekliyoruz. Toplumsal barışı ve huzuru sağlamamız için hem hükümetimiz hem işverenler el ele vererek ülkemizin işsizlik sorununun üstesinden gelmemiz gerekiyor. Biz grup olarak 5 bini kendi bünyemizde, 5 bini de bizim için üretim yapan fason firmalarda olmak üzere 10 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Grup olarak istihdama büyük önem veren ve bir kişiye bile iş imkanı sağladığımızda mutlu olan bir yapıya sahibiz. Bu sebeple bünyemize aldığımız 250 kişi hem grubumuza hem de Bursa halkına umut verecek. Eğer şartlar koşullar istediğimiz gibi olursa bu sayıyı artırmayı ve işini kaybetmiş vatandaşlarımıza iş imkanı sağlamayı hepimiz yürekten istiyor ve destekliyoruz."
Global krizin olumsuz etkilerinin azalmasıyla birlikte perakende sektöründe bir canlanma başladığını ve buna paralel olarak Avrupa'dan gelen siparişlerin de artacağını ifade eden Şankaya, Uzakdoğu'nun hızlı cevap verememesi sebebiyle siparişlerin Türkiye'ye kayacağını öngördüğünü belirtti.
Şankaya, yaşanan bu ekonomik dar boğazdan çıkmak için Türk sanayicisinin güzel fırsatlar yakalayabileceğini belirterek, "Artık emeğimizin ve çabalarımızın karşılığını maddi olarak da alabileceğimiz şartların ve koşulların oluşmasını bekliyoruz" dedi.
Hükümetin geri kalmış bölgelerde uyguladığı 5084 Sayılı Teşvik Yasası'nın 10 yıla çıkartılıp diğer illere de yansıtılması gerektiğini savunan Şankaya, ancak bu şekilde sanayicinin yeni yatırımlar yapma cesareti bulabileceğini kaydetti.
"Kurların gerçek seviyesine yükselmesini istiyoruz"
Şankaya, üretimlerini ve ihracatlarını devam ettirebilmeleri için hükümetten sanayiciyi global rekabette ezdirmeyecek bir kur politikası beklediklerine de değinerek, şöyle devam etti:
"Yılbaşında euroyu 2.10, doları 1.55 olarak hesaplayarak bütçemizi yaptık, siparişlerimizi aldık. Şu an euro 1.98, dolar da 1.48 seviyelerinde. Bu demektir ki zaten çok düşük olan kar oranımız bu kur farkı sebebiyle tamamen eriyip gidecek. Biz ihracat yapan sanayiciler olarak kurların gerçek seviyesine yükselmesini ve bizleri ayakta tutabilecek rakamlara çıkmasını istiyoruz. Ancak o zaman ürettiğimizin karşılığını alabilir ve ek istihdam imkanı yaratabiliriz. Ülke olarak zor günler geçirdiğimizin ve tüm güç birliklerinin birbirine kenetlenerek bu sorunları aşabileceğimizin farkındayız. Biz de global rekabeti en yakından yaşayan bir grup olarak hükümetimizin bu konuda yapacağı çalışmaları büyük bir heyecanla bekliyoruz."
TL'nin aşırı değer kazanmasından sadece ithalatçı firmaların kazanç elde ettiğini, bu durumun ülkenin büyük bir istihdam potansiyelini elinden tutan ihracatçının zararına olduğunu anlatan Şankaya, Türkiye'de en çok istihdam yaratan sektörün hazır giyim ve tekstil sektörü olduğunu, bu sektörün yaşatılması için hükümetin acilen önlemler almasını beklediklerini, aksi takdirde istihdam yaratmalarının çok zor olduğunu ifade etti.
Şankaya, bugün dünyada yaşanan ekonomik krizin, üretimden uzaklaşan, ihracat değil, ithalat odaklı ekonomik büyümenin görüldüğü ülkelerden kaynaklandığına dikkati çekerek, "Avrupa'da başta Yunanistan olmak üzere İspanya, İtalya ve Portekiz'in yaşadığı ekonomik sıkıntının en büyük nedeni bu ülkelerin üretimden uzaklaşmasıdır. Üretmeyen ülkeler sürdürülebilir büyümeyi sağlayamaz" dedi.
İstihdam yaratılmadan, toplumun genelinin değil küçük bir kesiminin ekonomik refahıyla gerçekleşen rakamsal büyümenin gerçekçi bir büyüme olmadığını vurgulayan Şankaya, "Bizler üretim ve ihracat odaklı, geniş istihdam imkanlarıyla örülü bir büyümeyi doğru buluyor ve destekliyoruz" görüşüne yer verdi.
"Bankalar hiç risk almıyor"
Şankaya, kar rakamlarını ve cirolarını açıklayan bankaların bu zor günlerde, onları bu noktalara taşıyan sanayiciyi ayakta tutabilmek için daha özel bir çaba sarf etmesi gerektiğini ifade ederek, "Bankaların müşterilerini incelediğimizde genelde en büyük müşterilerinin devlet olduğunu görüyoruz, özel sektörde hiç risk almadıklarını görmek sanayiciler olarak bizi üzüyor" dedi.
Tekstilin en önemli girdisi olan pamuğun Türkiye'de uygulanan yanlış tarım politikaları yüzünden neredeyse üretilmez duruma geldiğine dikkati çeken Şankaya, ABD'den en büyük pamuk alıcısının Türkiye olmasının, ekonomi adına büyük bir kayıp olduğunu vurguladı.
Şankaya geçmişte 1 milyon 150 bin ton pamuk üreten Türkiye'nin, pamuk üretiminin bugün 400 bin ton seviyesine gerilediğini hatırlatarak, en büyük rakipleri olan Çin ve Hindistan'ın kendi ihtiyaçları kadar pamuk ürettiklerini ve bu durumun onlara fiyat rekabetinde büyük avantaj sağladığını bildirdi.
En kısa sürede Türk tekstilcisinin ana ham maddesi olan pamuğun ülkemizde üretilmesi için gereken teşvikin verilmesini istediklerini belirten Şankaya, "Bugün kilosu 3 lira olan pamuk işlenip "tişört"e dönüştüğünde yaklaşık 70 liralık değere ulaşıyor. Bu süreçte yer alan tüm ara iş kollarının yarattığı değeri ve sağladığı istihdamı gözardı etmememiz gerekiyor" dedi.