”Yerli ürün teşviki için çalışma yürütüyoruz”
Bakan Ergün, özellikle elektrik üretim ve dağıtımı başta olmak üzere tüm sektörlerde 'yerli ürün' kullanımının teşviki konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.
İSTANBUL - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yerli ürün kullanımının teşviki konusunda bazı çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Özellikle elektrik üretim ve dağıtımı başta olmak üzere tüm sektörlerde, Türkiye'de üretilen ürünlerin kullanımının teşviki konusunda, ilgili diğer kurumlarla iş birliği içinde bir çalışma yürütüyoruz" dedi.
Ergün, Condrad Oteli'nde, "Elektrik ve Elektronik Sanayi Strateji Belgesi"ne nihai şeklini verileceği "Türkiye Elektrik ve Elektronik Buluşması"nda yaptığı konuşmada, son yıllarda, özellikle Uzak Doğu ülkelerinin pazar paylarını sürekli bir şekilde artırmasının, sektör için bir risk oluşturduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Sektörün öncelikli talepleri arasında yer alan yüksek gerilim ve yüksek güç laboratuvarı kurulması hususunda TSE gerekli planlamaları yaptı ve ilgili kurumlarla görüşmeleri sürdürüyor. Yine şikayet konusu olan 'yerli ürün' kullanımının teşviki konusunda da bazı çalışmalar yapıyoruz. Özellikle elektrik üretim ve dağıtımı başta olmak üzere tüm sektörlerde, Türkiye'de üretilen ürünlerin kullanımının teşviki konusunda, ilgili diğer kurumlarla işbirliği içinde bir çalışma yürütüyoruz. Kısa süre içerisinde bu konuda bir sonuç alacağımıza inanıyorum."
Sektörde kullanılan merdiven altı üretim ve özellikle Uzak Doğu'dan gelen ürünlerle ilgili şikayetler de yine bakanlığımızın gündeminde bulunan konular arasında yer alıyor. Özellikle Uzak Doğu menşeli ürünlere yönelik CE belgesi denetimi yaptığımız piyasa gözetim çalışmalarımızın yoğunluğunu artırdık. Bu yılın başında, PGD (Piyasa Gözetim ve Denetim) denetlemelerinde hem yoğunluk hem de nitelik açısından yeni bir dönem başlattık. 2008 yılında 5 bin 96, 2009 yılında ise 5 bin 253 denetim yaparken, bu yılın ilk 6 ayında yüzde 35 artışla 3 bin 506 denetim yaptık. Piyasayı güvensiz ve standart dışı ürünlerden ayıklama konusunda kararlı olduğumuzu burada bir kez daha vurgulamak istiyorum."
Bakan Ergün, Kamu alımlarında yüzde 15 pahalı olsa bile Türkiye'de üretilen ürünlerin tercih edilmesinin Başbakanlık genelgesi ile teşvik edildiği ve hukuki sıkıntı doğurmadığını belirterek, "Kamu alımlarında Türkiye'de üretilen ürünlerin alınmasında ve kullanılmasına özel önem vermeliyiz. Ayrıca bireysel ürün kullanımında da buna önem vermeliyiz. 'Milliyetçilik' dediğimiz şey sadece slogan değil ki, milli ürünlerin kullanılmasında aynı hassasiyetleri göstermiyorsak bu laflar boş laflardır" dedi.
Sektörün yaşadığı sorunlar
Yine sektörün sıkça dile getirdiği ve trafo üretiminde kullanılan soğutucu yağlardan alınan ÖTV oranının yüksekliğiyle ilgili sıkıntıların da farkında olduklarını ifade eden Ergün, bu konuyu da dikkatle takip ettiklerini bildirdi.
Bakan Ergün, Strateji Belgesi'nin hazırlık aşamasında sektörün yaşadığı sorunları 4 ana başlık altında toplamanın mümkün olduğunu gördüklerini dile getirerek, bunların 'Hukuki ve idari düzenlemelerdeki yetersizlikler', 'Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma yetersizliği', 'Altyapının ve insan kaynaklarının yetersizliği' ile 'Pazarlama, dış ticaret ve finansal araçların yetersizliği' olduğunu anlattı.
"Türkiye'nin sanayi stratejisinin uzun dönemli vizyonu, Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim, mal ve hizmet üssü olmaktır. Elektrik ve elektronik sektörünün vizyonu ise, bölgede Ar-Ge ve üretim üssü haline gelerek dünya pazarında söz sahibi olmaktır" diyen Ergün, belirledikleri 4 temel sorun alanının çözümü için oluşturdukları 28 farklı eylemin bazılarını şöyle sıraladı:
"Hukuki ve İdari Düzenlemelerin İyileştirilmesi için, gümrük ve piyasa denetim süreçlerini iyileştireceğiz. KOBİ ve yan sanayilere yönelik kümelenme projeleri geliştireceğiz. Sektörün Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma becerisinin geliştirilmesi için, yerli tasarım ve üretimi özendireceğiz. Özel sektör ve üniversiteler arasındaki işbirliğini artırarak daha fazla ortak proje yürütülmesini sağlayacağız.
Altyapının ve insan kaynaklarının geliştirilmesi için, yeni eğitim programlarını devreye alacağız. Öğrencilerin, eğitimleri boyunca özel sektörle işbirliği sağlamaları için çalışmalar başlatacağız. Pazarlama, dış ticaret ve finansal araçların geliştirilmesi için ise, Kredi Garanti Fonu'nun etkinliğini artıracağız. Agresif dış politika yürütmeyi sürdürerek, vizelerin kaldırılması ve serbest ticaret anlaşmaları gibi uygulamalara devam edeceğiz."
"Türkiye elektrikli araçlarda söz sahibi olmalıdır"
Nihat Ergün, Türkiye'nin, artık kendi ürünlerini, modellerini, markalarını oluşturması ve daha yüksek katma değerli üretime geçilmesi gerektiğini dile getirerek, elektrik-elektronik sektörünün, bu konuya hassasiyet göstermeye başladığını sevinçle müşahede ettiklerini ifade etti.
Son derece dinamik bir sektörün sağladığı avantajlardan yararlanmanın yolunun üretim anlayışını değiştirmekten geçtiğini vurgulayan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela 1990'lı yıllardan itibaren dünyada ve ülkemizde cep telefonu kullanımının ciddi oranda arttığını görüyoruz. 2002 yılının sonunda, ülkemizde 23 milyon cep telefonu abonesi mevcutken, bu sayı bugün 63 milyon civarındadır. Her gün yeniliklerin ortaya çıktığı bu sektörde, bir telefon birkaç yıl içinde özelliklerini büyük ölçüde yitiriyor.
Bu dinamik ortamda, bir telefon sattığınız müşteriye, birkaç yıl içinde yeni bir telefon daha satmanız mümkün hale geliyor. Türkiye olarak, böyle bir pazarda kendi ürünlerimizle, kendi markalarımızla var olabilseydik, çok daha iyi olmaz mıydı? Finlandiya gibi bir ülke, bu alanda dünya çapında bir marka çıkarabiliyorsa, Türkiye neden çıkaramasın? Şimdi hep birlikte öyle bir iş kültürü oluşturmalıyız ki, önümüze çıkan yeni fırsatları kaçırmayalım. Yeni döneme elektrikli araçlar damga vuracaksa, Türkiye elektrikli araçlarda söz sahibi olmalıdır."
2023 yılında 45 milyar dolar ihracat hedefi
Ergün, özellikle otomotiv ve makine gibi sektörlerde yaşanan gelişmelerin, elektrik-elektronik sektörü için de önemli fırsatlar doğurduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye, bulunduğu coğrafya ve son yıllarda etkinliği artan dış politika sayesinde, önemli bir ihracat potansiyeli taşıyor. Dünya genelinde, 2008 yılında elektrik-elektronik sektörünün toplam ihracatı, 2,78 trilyon dolara ulaştı. Ülkemizde ihracatta yaşanan hızlı yükselişe rağmen, dünya ihracatından aldığımız payın sadece yüzde 0,37 olduğunu hatırlatmak isterim. Bu nedenle, bütün firmalarımız ihracata daha ayrı ve özel bir önem vermelidirler; zira 10 milyar dolar ihracatı olan sektörün, 2023 yılında 45 milyar dolar ihracat yapmasını hedefliyoruz. Özellikle beyaz eşya ihracatında oldukça başarılı durumdayız.
2009 yılında, beyaz eşyada 16 milyon adede yaklaşan üretimin yüzde 70'i, televizyonda 9 milyonu aşan üretimin ise yüzde 80'i ihraç edilmiştir. Mart ayında, sayın Başbakanımızın yaptığı ziyarette, İngiliz Bakan Jack Straw'ın, evinde Türk çamaşır makinesini kullandığını ifade etmesi de, beyaz eşyada geldiğimiz noktayı gösteriyor. Beyaz eşyadaki bu başarımızı diğer alanlara da kaydırmalı, sektörün her alanında teknolojik yeniliklere sürekli açık olmalıyız."