Yeni para birimleri uluslararası rezerv para sisteminde yer alacak

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan, "Şu gerçek ki önümüzdeki dönemde dolar, avro tarzı çift kutuplu bir uluslararası rezerv para sistemi olmayacak. Başka para birimleri de buna aday olacak" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  İstanbul Finans Zirvesi'nde konuşan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan, Asya krizinden sonra gelişmiş ülkelerin bir araya gelip G-20 ve Mali İstikrar Forumu'nu kurmaya karar verdiklerini, bu ülkelerin Asya krizinden önemli bir ders çıkarmış olduklarını söyledi.

Turhan, uluslararası para sistemi reformuna değinirken, "Şu gerçek ki önümüzdeki dönemde dolar, avro tarzı çift kutuplu bir uluslararası rezerv para sistemi olmayacak. Başka para birimleri de buna aday olacak. Ya da belki birtakım oluşumlar ortaya çıkacak" dedi.

İzlanda Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Üyesi Anne Sibert de son türbülansta İsviçre'nin, sermayenin aktığı, güvenli bir liman olmaktan çıktığını belirterek, Türkiye'ye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin iyi bir sermayesi olan bir bankacılık sistemi var. Özel sektör de küresel piyasa içerisinde iyi bir pozisyona sahip. Krizi iyi atlattıklarını söyleyebilirim. Bunun yanında Türkiye şu anda iş yapabilme kolaylığı açısından 65. sırada. Biraz daha esnek bir sisteme ihtiyaç var. Bunun sonucunda yabancı sermaye akışı hızlanacaktır ve cari açık hesabı azalacaktır."

Hindistan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Harun R. Khan ise merkez bankalarının para yönetiminden daha fazlasından sorumlu olduğunu, artık tek bir amacı bulunamayacağını, daha geniş bir makroekonomik bakış açısının olması gerektiğini söyledi.

Khan, dünyada sürekli yaşanan ekonomik krizlerin merkez bankalarına yeni roller ve görevler eklediğini belirterek, bu yeni görev ve rollerle birlikte merkez bankalarının etki alanlarının daha da arttığını söyledi.

Küresel mali krizde merkez bankalarının rolünün mali krizin engellenmesi, yönetilmesi ve çözülmesi şeklinde olduğuna işaret eden Khan, bu dönemde hesap verebilirlik ve özerklik gibi konuların da öne çıktığını kaydetti.

"Bankalar ile ilgili düzenleme yapılmazsa çöküş başlar"

Citigroup Başekonomisti Prof. Dr. Willem Buiter ise "Eğer bankalarla ilgili düzenleme hızlı bir şekilde yapılmazsa Avrupa'daki aşağıya yönlü çöküş bütün dünyayayı beraberinde götürecek" dedi.

Buiter, Avrupa'yla ilgili gerçekten büyük bir felaketle karşılaşıldığını ve bunun devam edeceğe benzediğini belirterek, 2010 son çeyreğinden bu yana bir yavaşlamayla karşı karşıya bulunulduğunu söyledi.

Talep daralmasının yatırım talebini azalttığına işaret eden Buiter, şöyle konuştu:

"Özel sektörün mali olan ve olmayan kısmında iyi bilanço ve iyi nakit akışı yakalamak çok zor. Bunu elde eden şirketler de bankaya koyuyor, paranın üzerine oturur haline geldi. Avrupa'da Merkez Bankaları, ticari bankalara para veriyor, onlar bu parayı Merkez Bankası'na yatırıyor. İş yapmak yerine bankaya mevduat yatırıyorlar. Bunun sonucunda çok ihtiyatlı bir likidite talebi ve sürekli yatırımdan kaçınma söz konusu... Daha ziyade kendini koruma, tasarrufa yönelme söz konusu... Bunun sonuçlarını da göreceğiz."

Para politikalarıyla ilgili de bozulmalar yaşandığını dile getiren Buiter, gelişmiş ekonomilerde mali politikaların gündemde dahi bulunmadığını belirtti.

Buiter, büyüme, net kamu borcu, para açığı gibi Euro Bölgesi'nde karşılaşılan sorunlara karşılık ABD'nin mali anlamda daha sürdürülebilir bir yolda devam ettiğini ve talep açısından daha güvenli bir liman haline gelmeye başladığını ifade etti.

"Bankaların 50 milyar euroya ihtiyacı var"

Buiter, gelişmekte olan piyasaların ekonomilerinin küresel mali kriz öncesinde de gelişmiş ekonomilerden iyi olduğunu ve bunun sürdüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Her gelişmekte olan piyasanın düşük faiz oranları var. Sıfır ya da eksi faiz oranları var. Halihazırda zaten faiz oranları düşüktü. Türkiye'de parasal anlamda diğer ülkelerde kıyaslandığında sıkı politikalar uygulanmadığını görüyoruz. Çin, Hindistan, Brezilya ile kıyaslandığında da benzer bir para politikası izleniyor. Muhtemelen böyle bir para politikası olsa, para biriminin tabii ki güçlendiğini görebiliriz. Son bir kaç hafta içerisinde para birimiyle ilgili birtakım savaşlar olduğunu gördük. Gelişmekte olan ülkelerde para birimleri değerleniyor, bazı para birimleri de hala göreceli olarak ucuz. Para politikaları anlamında da bazı gelişmekte olan ülkelerin hala bu 10 yılın ortasında biraz daha gelişmek için yerleri var."

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde'ın 2010'un başından bu yana Euro Bölgesi bankalarının, ülke borçlarının piyasaya oranına bakıldığında, 2 milyar euro değerinde sermaye kaybettiğini ilan ettiğine değinen Buiter, "En azından bence 50 milyar euro ek sermayeye ihtiyacı var bankaların. Ülke borcu krizine bakmadan önce bankaların bütün bu gizli kayıplarını kapatmaları için 50 milyar euroya ihtiyacı var" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir