Yemekçilerin gündemi obezite ile mücadele ve okul yemeği
Türkiye Obezite ile Mücadele Platformu, yemek sanayicilerine yeni bir pazar oluşturacak. Sektör, okullarda öğrencilere yemek verilmesi konusunda da Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşecek
İSTANBUL - Geçtiğimiz yıllarda kırmızı et, şimdi de bakliyat, pirinç ve patateste fiyat artışlarından olumsuz etkilenen yemek sanayicisi çıkışı ‘okul yemeği ve obezite ile mücadelede’ buldu. Bazı bakanlıklar ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle kurulacak Türkiye Obezite ile Mücadele Platformu, yemek sanayicilerine yeni bir pazar oluşturacak. Sektör, okullarda öğrencilere yemek verilmesi konusunda da Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşecek.
İstanbul Sanayi Odası’nda (İSO), sektörün sorunları ve çözüm önerilerinin ele alındığı toplantıda konuşan Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ, yaptıkları çalışma ile bakliyat, patates ve pirinç fiyatlarındaki artışların yemek sanayicilerinde 1.5 milyon lira kayba neden olduğunu belirterek, “Eylül ayından bugüne kadar olan süre içerisinde fiyat değişimleri ile cebimizden 1.5 milyon lira uçtu gitti” dedi.
Bazı ürünlerdeki fiyat artışlarına dikkat çeken Bozdağ, “Kuru fasulyenin zurnasını biz çalmadık. Kuru fasulyenin zurnasını çalan var mı? 7.5 liraya, 12 liraya sattırmayalım. Kuru fasulyeye sahip çıkalım” şeklinde konuştu. Patatesin 4 liraya ve artan pirinç fiyatının da kendilerini hayli zor durumda bıraktığını kaydeden Bozdağ, “Yemek sanayicilerinin acil eylem planı hemen burada başladı” dedi. Bozdağ, bu ürünlerden para kazandıklarını, ancak menülerden kuru fasulyeyi çıkartmak zorunda kaldıklarını, patatesin türlü içerisindeki oranını azaltmaya, daha çok patlıcan ve havuç koymaya başladıklarını, pirincin yerine de bulguru koyduklarını anlattı.
TÜİK’ten kazan enflasyonu belirlesin
Zam artışlarını görüşmek üzere TÜİK’ten randevu beklediklerini ifade eden Bozdağ, “Ekmekten başlayarak, et de dahil 50 tane ürünün değişimini aldık. ‘Kazanın enflasyonunu çıkartalım’ dedik. Enflasyonu yüzde 7 olarak önümüze getiriyorlar. Bizim çıkarttığımız kazanın enflasyonu ise yüzde 13.8, hatta bir puan da yanılgı, yüzde 14.90 ile bu işi TÜİK’e rapor olarak götürüp vereceğiz. Müşteri ile yüzde 7 ile anlaştığınızda bilin ki cebinizden yüzde 7 gidiyor. Her 8 yılda sektörümüzde yıkım oluyor. Müşterilerimize bıraktığımız paralarla dükkanımızı kapatmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
Obezite ile Mücadele Platformu ne yapacak?
Türkiye Obezite ile Mücadele Platformu’nu kurmak üzere harekete geçtiklerini, bakanlıklar, sivil toplum örgütlerinin desteğiyle platformu koordine edeceklerini bildiren Bozdağ, “17 milyon çocuğu obeziteden korumaya çalışacağız, kurtaracağız, fakir-zengin çocuklara bir arada yemek yedireceğiz, tarımı da planlamış olacağız. Böylece yıllık 13 milyar liralık bütçeyi pazar olarak kendimize açmış oluruz. Bu 13 milyar liranın 6.5 milyar lirası tarıma dayalı gıda” diye konuştu.
Obeziteyle ilgili diğer çalışmalarının da, yemeklerde tuz, un ve yağ oranlarının yüzde 10 düşürülmesi olduğunu belirten Bozdağ, bu çalışma ile Türkiye’nin 60 milyar liralık sağlık harcamasının 6 milyar lirasının düşürülmüş olacağını kaydetti.
‘Okullarda yemek için MEB’le görüşeceğiz’
İYSAD Yönetim Kurulu Başkanı ve İSO Meclis Üyesi Sedat Zincirkıran, en yüksek giderlerinden olan et konusunda, İSO’nun girişimleri ile fiyatların daha da tepelere çıkmasının önlendiğini ifade ederek, “Bizim üzerimize çöktürülmek istenen bir konu da zorunlu istihdam işi. Gıda mühendislerinin projelerde zorunlu olarak işe alınması konusunda lehimize karar çıktı. Şu anda zorunlu istihdam kalktı” dedi. MEB okullarına yemek verilmesi konusunda bakanın daveti üzerine Ankara’da toplantıya katılacaklarını bildiren Zincirkıran, şunları kaydetti: “Bu toplantıdan sonra bize çok geniş yollar açılacak. Büyük bir pazar oluşacak. İYSAD Başkanı olarak burada hepinizi uyarmak istiyorum; şimdiki mevcut sistemlerimiz ile gelecek bu işlerin altından kalkamayız ve bu pazar heba olur. Bu bereketli pazarları kaybetmemek için yöntemlerimizi, altyapımızı değiştirmek ve geliştirmek durumundayız. Büyüyen bir pazar var. Aylık gıda enflasyon verilerini çok iyi kullanmamız gerekiyor. Bunları elimize alıp müşterinin karşısında dimdik durmamız gerekiyor. Zararına bu hizmet yapılır mı? Rekabeti fiyat ile değil, kalite ile yapalım.”