Yargıtay'da olanları artık midem kaldırmıyor

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un "Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz" sözlerine karşılık verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EREĞLİ - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un "Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz" sözlerine ilişkin, " O şerefli arkadaşımıza şunu sormak isterim, N.Ç. davasını çok iyi biliyor. O davada karar verenlerin kendileri tarafından oraya atandığını biliyor mu acaba? Eğer daha fazla konuşursak altında kalırlar. Otursunlar yargıya baksınlar. Yargı kokuyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde partisinin ilçe başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu, insanların ağır bedeller ödeyerek hak elde ettikleri günün kutlandığını söyledi.

İnsan Hakları Günü'nün demokrasi, özgürlük ve adalet taleplerinin yoğunlaştığı günler arasında yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Eğer bir ülkede, demokrasi varsa halkın iradesine saygı vardır. Halkın iradesine saygı varsa halkın seçtiği milletvekillerinin tutuklanmaması kuraldır. Onlar seçimlere girdiler, kim izin verdi? Yargı izin verdi. İzin istediler, Yüksek Seçim Kurulu 'evet' dedi. Nasıl oluyor da aynı insanlar bugün hapiste? O zaman baştan izin vermeyin" diye konuştu.

Bir gazetecinin , Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un "Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz" sözünü hatırlatarak, "Buna yanıtınız olacak mı?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:

"Bir kimsenin şerefli olup olmadığına o kişi karar vermez. Kişinin şerefli olup olmadığına üçüncü kişiler karar verir. Ben şerefli demekle şerefli olmam, bir başkası da ben şerefliyim demekle o şerefli olmaz. Bizim yaptığımız net eleştiriler var. Ben o eleştirilere yanıt bekliyorum. Siz Deniz Feneri savcılarını hangi gerekçeyle görevden aldınız? Ben bunun cevabını bekliyorum. Şerefliymiş, bana bunun cevabını verebiliyor mu? Sayın Mehmet Haberal, kendisinin yargılandığı mahkemenin üyelerinin mahkum ettirdi. Bunlar davadan çekildi mi? Hayır çekilmedi. Biz o yargıçlara nasıl güveneceğiz? Bir duruşmayı vicdanın terazisinde değil de onu kan davası haline dönüştürerek karar verme sürecine getiren bir yargıca nasıl güveneceksiniz? Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu oturmuş oraya, seçtikleri yargıçlara baksınlar. O şerefli arkadaşımıza şunu sormak isterim, N.Ç. davasını çok iyi biliyor. O davada karar verenlerin kendileri tarafından oraya atandığını biliyor mu acaba? Eğer daha fazla konuşursak altında kalırlar. Otursunlar yargıya baksınlar. Yargı kokuyor. Bir yargıç Yargıtaydan istifa ediyor, 'Yargıtayda olanları artık benim midem kaldırmıyor' diyor. Acaba bu söze kulak veriyor mu?"

Bu konularda ilginizi çekebilir