Vural, dinlemeler hakkında konuştu
MHP'li Oktay Vural, 7 bin kişinin dinlendiği iddialarına yönelik, "Eğer yasa dışı dinleme varsa bu dinlemelerle ilgili herkes hesabını verecektir. Ama rüşvet ve yolsuzluk bataklığına batarak, milletin hakkına el uzatanlardan da hesap sorulacaktır" dedi
ANKARA - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, 7 bin kişinin telefonlarının dinlediği iddialarına ilişkin, "Eğer yasa dışı dinleme varsa bu dinlemelerle ilgili herkes hesabını verecektir. Ama rüşvet ve yolsuzluk bataklığına batarak, milletin hakkına, hukukuna el uzatan haramzadelerden de hesap sorulacaktır" dedi.
Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, milletin oyu ile iktidar olan AK Parti'nin, demokrasiyi, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü "ayaklar altına" aldığını iddia etti. Vural, "Bir Bilal uğruna yargı ve hukuk devleti yok edilmektedir. Görülmektedir ki Recep Tayyip Erdoğan, kendi istikbali için maalesef devletimizi, kurumlarımızı, demokrasimizi yangına atmaktadır" dedi.
Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluk dosyalarının unutturulması için bir sıkıyönetim ilan edildiğini savunan Vural, ülkenin olağanüstü hal süreci yaşadığını ileri sürdü.
"Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'ın sivil sıkıyönetimine sokulmuştur" diyen Vural, şöyle devam etti:
"Türkiye adeta demir perde ülkesi haline getirildi. Başbakan bir taraftan özel hayatın mahremiyetine vurgu yaparken diğer taraftan MİT yasası ile ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların, iş hayatlarının mahrem bilgileri MİT'e bağlanmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan, MİT aracılığıyla sadece bir hakim aracılığıyla herkesi dinleyebilecektir. Görülmektedir ki hükümet, dinleme örgütünü, baskı, tehdit ve korku örgütünü, bu millete hizmet etmesi gereken kurumların içine yerleştirmektedir. Baas rejimi Erdoğan'ın şahsında ete kemiğe bürünmüştür. İktidar tam anlamıyla McCarthy dönemi yaşatmaktadır, cadı avına çıkmıştır. Gidilen yol doğru yol değildir. Bu yol toplumu kamplaştırır.
Türkiye'yi 12 yıldır yöneten Recep Tayyip Erdoğan, başkalarını suçlayarak kurtulmak istiyor. Ama yaptıklarını başkalarının üzerine atarak sorumluluktan kurtulamayacaklar. Başbakan panik halindedir. Demek ki daha büyük bazı önemli husus korkmaktadır."
"Bu havuz olimpiyat için mi inşa edildi?"
Başbakan Erdoğan'ın, Sivas'ta yaptığı konuşmada, "utanmadan, sıkılmadan bazıları yolsuzluk diyor" ifadesini kullandığını belirten Vural, "Ayakkabı kutularına milyon dolarları üç harfliler mi getirdi? Rüşvet havuzunu nereye koyacağız? Bu havuz olimpiyat için mi inşa edildi? Urla'daki villalar gazete promosyonundan mı çıktı? Verilecek en güzel cevap: 'Utanmadan, sıkılmadan bazıları buna yolsuzluk demiyor.' Neredeyse, 'bu dolarla aslında kuş yemi' diyecekler" diye konuştu.
Erdoğan'ın en çok MHP'nin yükselişinden korktuğunu iddia eden Vural, korkunun ecele faydası olmadığını söyledi.
Oktay Vural, Usame Kutub ve Yasin El Kadı ile Başbakanlık korumasının aynı araçtayken kaza geçirdikleri ve kazayla ilgili Başbakan Erdoğan ile yapılan telefon görüşmesinin kayıtlarının yayınlandığını belirterek, "Usame Kutub, verdiği bir röportajda kazadan sonra Başbakan ya da yakınlarıyla görüşmediğini söylemişti. Ama ses kaydına göre Başbakan Usame Kutub ile görüşmüş. Koruma görevlilerin orada ne sorumluluğu var? Milletin polisini, iş verdiğiniz insanlara tahsis etmek, milletin onurunu ayaklar altına almaktır. Artık hangi kamu görevlilerinin, kimin hizmetinde kullanıldığını duyunca insanın tüyleri ürperiyor" diye konuştu.
"Erdoğan'ın, Bahçeli'ye yönelik sözleri"
Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili "aile nedir, çoluk çocuk nedir bilmez" ifadelerine de tepki göstererek, şöyle devam etti:
"Herkese dil uzatıyor ve seviyesini gittikçe düşürüyor. Seçim meydanlarında konuşurken, '+13, çocuklar izlemesin' logosu eksik edilmemeli. Erdoğan, ağzından çıkanı kulağı duymuyor, kırmızı noktalı.
Genel Başkanımıza, 'Sen ailenin kadir kıymetini bilmezsin. Anne, olmak, baba olmak ayrı bir şey. Ben dört çocuk babası olarak yavrularımın çektiği çileyi biliyorum' diyerek ipe sapa gelmez sözler sarf etti.
Allah inancı olan birinin bu sözleri söylemesi doğru değil. Çileyi, kadri kıymeti evlat sahibi olmakla tanımlamak, kan bağıyla tanımlamak, gayri insani bir anlayışın tezahürüdür. Bu anlayışı Peygamber Efendimiz ayakları altına almıştır.
Çocuk sahibi olup olmamak, nasiptir ve Cenab-ı Hakkın takdiridir. Allah, evlat nasip ederse de evlatların hayırlısını versin. Vatan ve millet sevgisiyle dolu evlatlar versin. Harama el uzatan evlat nasip etmesin. Allah, salih evlatlar ihsan etsin.
Genel Başkanımızın aile fotoğrafında, Türk İslam mefkuresi ile yetişen yüz ülkücü, bu milletin birlik ve bütünlüğü için canını veren şehitlerimiz, gazilerimiz ve bu milletin bütün asil fertleri vardır, 76 milyon insanımız vardır; Bilal uğruna değil hilal uğruna çile çeken bir ömür vardır."
"Allah kimseye rüşvet, oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer sözüyle müşahhas baba oğul ilişkisi nasip etmesin" diyen Vural, şu ifadeleri kullandı:
"Allah kimseye, Amerikalar'da okuttuğu çocuğu için iş adamlarından 20, 30 bin dolar dilenen baba çilesiyle imtihan ettirmesin. Allah kimseyi evladıyla nice zorluklarla biriktirdiği, İsviçre'deki 8 banka hesabının saklanması çilesiyle imtihan etmesin. Allah kimseyi gemicik sahibi evladının 6 gemisinin hangi limanlarına demir atacağı çilesiyle imtihan etmesin. Allah kimseyi, hazine arazisi içinde kurulmuş havuzlu villaları 'nasıl planlayacağım' diye düşünen evladın çilesiyle imtihan ettirmesin. Allah kimseyi, 'ihaleleri nasıl pay edeceğim, bakanlara randevuları nasıl halledeceğim' derdine düşen, Alo Fatihler ile muhalif partilere kumpas kuran evladın çilesiyle imtihan ettirmesin. Allah kimseyi, Bakanlarının evlatlarının evlerindeki milyon dolarlarla, ayakkabı kutularıyla, üç beş kuruş harçlıklarla, para sayma makinesi, para kasaları çilesiyle imtihan ettirmesin.
Başbakan, 'aile' dediği zaman en anlıyor bilmiyorum ama aile, kredi imkanlarını kullanarak çocuklarına kamu bankalarından ucuz kredilerle gemi filoları alıp, o filolarla İsrail ile ticaret yap mıdır acaba?"
"Onu hükümete sormak lazım"
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, 7 bin kişinin dinlendiğine ilişkin haberleri değerlendirirken, şunları söyledi:
"Türkiye'yi Recep Tayyip Erdoğan hükümeti yönetiyor. Onu hükümete sormak lazım. Hangi yapıdır, nedir ne değildir, bunları devlet bulsun. Ama bu devlet, rüşvet ve yolsuzluk içerisine girenlerin de üstüne atlasın.
Recep Tayyip Erdoğan'ın kulağı her tarafı dinliyor tabi. Onun dinlettiklerinin listeleri ne zaman yayınlanacak, bilmiyorum ama MHP Genel Merkezi'nin önündeki siyah araba acaba kime aitti? 'Balgat ne yapıyor...' Merak eden Recep Tayyip Erdoğan mı değil mi? Eğer yasa dışı dinleme varsa bu dinlemelerle ilgili herkes hesabını verecektir. Ama rüşvet ve yolsuzluk bataklığına batarak, milletin hakkına, hukukuna el uzatan haramzadelerden de hesap sorulacaktır."