'Vergi alacak stokunu naylon faturalar yükseltiyor'
Eski Gelir İdaresi Strateji Geliştirme Daire Başkanı Nazmi Karyağdı, vergi barışında ödemelerin düşük kalmasını değerlendirirken, “Vergi alacak stokunu naylon fatura kesip ortadan kaybolan şirketler yükseltiyor” dedi.
Hüseyin GÖKÇE
Eski Gelir İdaresi Strateji Geliştirme Daire Başkanı Nazmi Karyağdı, yapılandırmalara rağmen 90 milyar liraya ulaşan, taksitlendirme için başvurulmayan vergi ve ceza stokunun bir kısmının fiktif olduğunu söyledi.
Çaycı, odacı gibi çalışanlar üzerine tesis ettirilen vergi mükellefiyetleri kapsamında naylon fatura ticareti yaparak ortadan kaybolan şirketlerde gerçek sahibin bulunamasa bile vergi yanı sıra üç katı kaçakçılık cezası kesildiğini söyleyen Karyağdı, böylece tahsil kabiliyeti olmayan devasa alacaklar oluştuğunu belirtti.
Kurucusu olduğu vergialgi.net isimli internet sitesi için makale hazırlayan Karyağdı, vergi alacaklarının özel sektöre satışına ilişkin tartışmaları da hatırlatarak, bunun Türkiye’de çok mümkün olmadığı görüşünü savundu.
"31 Mart'a kadar 47.7 milyar liralık yeni alacak oluştu"
6736 sayılı bir önceki af yasası kapsamında kesinleşmiş alacak tutarının 30 Haziran 2016 itibarıyla 90.7 milyar lira olduğunu belirten Nazmi Karyağdı, bu tarihten 31 Mart 2017’ye kadar ise 30.5 milyar lirası vergi aslı olmak üzere 47.7 milyar liralık yeni alacak oluştuğu bilgisini verdi.
Mükelleflerin toplam alacağın yüzde 52.2’si kadar kısmı için yapılandırma başvurusunda bulunduğunu ifade eden Karyağdı, “Yani 43 milyarlık borç için başvuruda bulunan dahi olmadığını görüyoruz. Önceki yasadan yararlanmayan bu yasa kapsamında yeni doğan borçları topladığımızda yaklaşık (47 +43=) 90 milyarlık bir vergi ve ceza stokunun oluştuğunu görüyoruz” dedi.
Çaycı, odacı, hamal üzerine tesis ettirilen vergi mükellefiyetlikleri
Taksitlendirme için başvuruda bulunulmayan vergi alacaklarının bir kısmının fiktif (hayali) vergi ve ceza alacakları olduğunu belir- ten Nazmi Karyağdı, “Şöyle ki; çaycı, odacı, hamal, şirket personeli vb. üzerine tesis ettirilen vergi mükellefiyetleri üzerinden milyonlarca liralık naylon fatura (sahte belge) ticareti yapıp ortadan kaybolan, kendisine ulaşılamayan ya da ulaşılsa da ceketinden başka bir mal varlığı olmayan kişiler adına vergi inceleme elemanlarınca salınan vergiler ve kesilen 3 kat kaçakçılık cezaları için düzenlenen vergi inceleme raporları sözkonusu olabilmektedir” ifadelerini kullandı.
Gelir idaresinin, mükellefi takip ettiğini, bulamaması durumunda ilanen tebligat yaparak bu tutarları alacak stokuna tahsil kabiliyeti olmayan devasa rakamlar olarak eklediğinin altını çizen Nazmi Karyağdı, “İşin ikilem yaratan bir başka tarafı ise bu raporların yıllardır denetim birimlerinin sayısal başarı hanesine yüksek başarı olarak ekleniyor olmasıdır” dedi.
Karyağdı, sözkonusu gerekçelerle bu durumdaki alacakların ayıklanarak başka bir hesapta toplanmasının daha doğru olacağını bildirdi.
Nazmi Karyağdı, Türkiye’de sürekli af yasası çıktığı için mi vergi ödenmediği ile vergi ödenmediği için mi af yasası çıktığı yönünde bir tartışma olduğuna dikkat çekti.
Bankaların tahsili mümkün olmayan alacaklarını satışa çıkardığını, bir süre önce kamunun da böyle bir şey yapabileceği yönünde görüşlerin ortaya atıldığını hatırlatan Nazmi Karyağdı, özel sektör için geçerli olan bu yöntemin kamu için pek mümkün olmadığını vurguladı.
Kamunun organizasyonel ve yasal açıdan borçlulara karşı güçlü durumda olduğuna değinen Karyağdı, Osmanlı döneminde özel kişiler eliyle vergi toplama uygulamasının vergiye karşı direnç oluşturduğunu anlattı.
Özel sektör tarafından her ne pahasına olursa olsun yapılacak tahsilat uygulamalarının toplumda vergiye karşı bir direnç yarattığı gibi devlete olan güveni de sarsacağını söyleyen Karyağdı, çözümün Gelir İdaresinin tahsilat fonksiyonunu daha modern ve etkin hale getirmesinden geçtiğini söyledi.