Uzmanlar PPK kararlarını değerlendirdi
Uzmanlar Merkez Bankasının faizleri sabit tutma kararını yorumladı.
İSTANBUL - Merkez Bankası, yüzde 5.75 olan politika faizinde ve halen yüzde 5-11,5 aralığında olan faiz koridorunda herhangi bir değişikliğe gitmedi. MB, önümüzdeki dönemde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılabileceğini açıkladı.
Enflasyonun önümüzdeki dönemde aşağı yönlü bir eğilim sergileyeceği belirtilen açıklamada, enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olmasının fiyatlama davranışlarına dair temkinli bir duruşu gerektirdiği belirtildi.
Uzmanlar Merkez Bankasının kararını yorumladı:
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren
"Üst bandın yıl sonuna kadar yüzde 9'a çekilmesini bekliyoruz"
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, mevcut koşullarda enflasyonun yıl sonunda yüzde 6,2'ye gerileyeceği öngörülerine paralel olarak, halen yüzde 11,5 düzeyinde olan faiz koridorunun üst bandının yıl sonuna kadar yüzde 9'a çekileceği beklentilerini koruduklarını belirtti.
Ağustos ayı kararında faiz koridorunun önümüzdeki dönemde kademeli olarak daraltılabileceğinin açıkça ifade edilmesine piyasanın tepkisinin olumlu olduğunu dile getiren Dağdeviren, ancak halen piyasada kısa vadeli faizlerin, bandın üst sınırının çok altında olduğuna dikkati çekti.
Dağdeviren, "Önümüzdeki dönemde üst banttaki indirimlerin daha çok mevduat ve kredi faizlerini etkileyebileceğini söyleyebiliriz. Mevcut koşullarda enflasyonun yıl sonunda yüzde 6,2'ye gerileyeceği öngörümüze paralel olarak, halen yüzde 11,5 düzeyinde olan faiz koridorunun üst bandının yıl sonuna kadar yüzde 9'a çekileceği beklentimizi koruyoruz."
Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç
"Eylül toplantısında koridorun üst bandında 50 baz puan indirim olası"
Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarına ilişkin eylül toplantısında koridorun üst bandında 50 baz puan indirimin olası olabileceğini belirtti. Altınsaç, Merkez Bankası'nın beklendiği gibi, yüzde 5,75 olan politika faizinde ve yüzde 5,00-11,5 olan faiz koridorunda bir değişiklik yapmadığını, döviz ve altın tutma opsiyonunu ise artırdığını belirtti.
Altınsaç, TL zorunlu karşılıkların döviz ve altın olarak tesis edilmesine ilişkin değişiklik ve rezerv opsiyon katsayısı (ROK) oranlarındaki yapılan düzenlemeyle piyasaya toplamda 5,6 milyar TL likidite sağlanacağını, bunun da şu an 20 milyar liraya yakın olan APİ'nin 14-15 milyar liraya düşeceğine işaret ettiğini kaydetti.
Altınsaç, şunları ifade etti: "MB önümüzdeki dönemde faiz koridorunun daraltılacağının altını çiziyor. Bu aksiyon beklenmekle beraber bu kadar açık belirtildiği için faizde gevşeme görüyoruz. Eylül ya da ekim toplantısında koridorun üst bandında 50 baz puan indirim beklenmeli. Yılın tamamında üst bantta 150 baz puan indirim bekliyoruz. Daha yüklü bir indirim beklentimiz yok çünkü MB'nın da altını çizdiği gibi enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olması, beklentiler açısından önemli ve temkinli bir duruşu gerektiriyor."
OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin
"Önümüzdeki dönem o kadar belirsiz ki..."
OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu kararlarında önümüzdeki dönemde faiz koridorunun daraltılacağından bahsedilmesinin önemli bir değişiklik olduğunu belirterek, "Bizim görüşümüz, geniş koridorun küresel belirsizliklere karşı çok ciddi bir silah olduğuydu. Fakat önümüzdeki dönem o kadar belirsiz ki... Merkez Bankası'nın böyle bir kararla elindeki o enstrümanı biraz zayıflatabileceğini düşünüyorum" dedi.
Girgin, Merkez Bankası'nın beklentiler dahilinde bir karar açıkladığını söyleyerek,"Faiz koridorunda herhangi bir değişikliğe gitmedi. Türk Lirası (TL) zorunlu karşılıkların döviz ve altın olarak tutulma miktarlarını da artırdı. Bu iki adımın Banka'nın rezervlerine katkısı yaklaşık 7,3 milyar dolar gibi bir rakam olacak" diye konuştu.
Kararlarda Merkez Bankası'nın önümüzdeki dönemde faiz koridorunu daraltacağından bahsetmesinin önemli bir değişiklik olduğunu vurgulayan Girgin, "Burada bizim görüşümüz geniş koridorun küresel belirsizliklere karşı çok ciddi bir silah olduğuydu. Merkez Bankası'nın görüşü de bu yönde ve zaten bandın üstü çok uzun zamandır kullanılmıyor. Fakat önümüzdeki dönem o kadar belirsiz ki... Merkez Bankası'nın böyle bir kararla elindeki o enstrümanı biraz zayıflatabileceğini düşünüyorum açıkçası" görüşünü dile getirdi.
"MB, önde gelen merkez bankalarının yeni adımlar atacağını düşünüyor"
"Merkez Bankası, küresel belirsizlikteki iyileşmeden ziyade önümüzdeki dönem önde gelen merkez bankalarının yeni adımlar atacağını düşünüyor" diyen Girgin, şunları kaydetti:
"Likidite konusunda daha zor bir döneme gireceğimizi düşünüyoruz. Bakarsanız eğer, Haziran ayında ortalama borçlanma maliyeti 10,2 idi. Ondan sonra genel risk iştahındaki artışla birlikte Türkiye'ye gelen sermeye akımları fazlalaştı, güçlendi. Bununla beraber ortalama fonlama maliyeti yüzde 6,9'lara geldi.
Merkez Bankası, bu anlamda faizlerde bir indirime gitti. Önümüzdeki dönemde muhtemelen bunun devam edeceğini, böylece Türkiye'ye çok büyük sermaye girişinin devam edeceğini öngörüyor. Bunun da artan risk iştahı ve önde gelen merkez bankalarının yeni adımlar atma beklentisi doğrultusunda olduğunu düşünüyoruz."
Girgin, faiz koridorunda önümüzdeki dönemde bir daralma görülse de Merkez Bankası'nın gerektiği yerlerde kendine manevra alanı yaratacak kadar kontrollü bir daralmaya gideceğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.
Akbank Ekonomik Araştırmalar Bülteni:
"MB, TL zorunlu karşılıkların TL veya döviz cinsinden tutulmasındaki maliyet farkının azaltılmasını amaçlıyor"
Akbank Ekonomik Araştırmalar Bülteni'nde, Merkez Bankası'nın TL zorunlu karşılıklarının TL veya döviz cinsinden tutulmasındaki maliyet farkının azaltılması amacıyla, ilave imkanlar için birim TL başına tutulacak döviz cinsi miktarının "fazla bulundurma katsayısıyla" artırdığı belirtildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarının değerlendirildiği Akbank Ekonomik Araştırmalar Bülteni'nde faiz oranlarını sabit bırakılmasıyla ilgili olarak temkinli duruşun devam ettiği vurgulandı. Önümüzdeki dönemde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılabileceği açıklamasına dikkatin çekildiği bültende "TCMB, TL zorunlu karşılıkların döviz veya altın olarak tutulması opsiyonu devreye girdikten sonra geniş faiz koridoruna gerek kalmayabileceğini belirtmişti. TCMB fazla bulundurma katsayılarını (yeni araç) gerektiğinde aşağı ve yukarı yönlü ayarlama opsiyonunu kullanacak" denildi.
Bültende zorunlu karşılıkların döviz ve altın olarak tutulan kısmı artırılırken, katsayılarda da sınırlı artış öngörülmesiyle ilgili olarak da şunlar kaydedildi:
"Döviz tarafında mevcut imkan dahilinde TL zorunlu karşılıklar için 20 milyar dolar tutulmakta olup, sağlanan ek imkanın aynı oranda kullanılması halinde rezervler yaklaşık 4,3 milyar dolar artacak ve piyasaya 2,8 milyar lira likidite sağlanacak. TL zorunlu karşılıkların altın olarak tutulan kısmına ilişkin üst sınır da yüzde 25'den yüzde 30'a yükseltildi. Mevcut imkan dahilinde TL zorunlu karşılıklar için 8,3 milyar dolar değerinde (163 ton) altın tutulmakta olup, sağlanan ek imkanın aynı oranda kullanılması halinde rezervler yaklaşık 3 milyar dolar artacak ve piyasaya 2,8 milyar lira likidite sağlanacak. Sonuç olarak bu imkanlar aynı oranda kullanıldığı takdirde; rezervler yaklaşık 7,3 milyar dolar artarken piyasaya 5,6 milyar lira likidite sağlanmış olacak. TCMB bu imkanla döviz likiditesinin ve döviz kurunun oynaklığının azalmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor."
TL zorunlu karşılıkların TL veya döviz cinsinden tutulmasındaki maliyet farkının azaltılması amacıyla, ilave imkanlar için birim TL başına tutulacak döviz cinsi miktarı "fazla bulundurma katsayısıyla" artırıldığının dile getirildiği bültende "TCMB maliyet ve likidite kanalları yoluyla bankaların likidite ihtiyacını daha kalıcı ve esnek karşılanmasını amaçlıyor. Böylece TL likidite açığı azalırken, TCMB'nin de döviz ve altın rezervleri de artacak" ifadelerine yer verildi.