Unilever, çevresel etkiyi azaltarak büyüyecek
Unilever Türkiye CEO'su Karaca, ürünlerinin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltacaklarını bildirdi.
İSTANBUL - Unilever Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) ve Ünilever Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa Başkan Yardımcısı İzzet Karaca, dünyada 2020 yılına kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettikleri hedefleri içeren "Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı" çerçevesinde, hem şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkaracak, hem de çevresel etkilenmeyi azaltacak yeni iş yapış yöntemleri geliştirdiklerini, bu kapsamda ürünlerinin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltacaklarını bildirdi.
Karaca, daha az enerji ve su tasarrufu gibi özellikleriyle ön plana çıkan "Unilever Yeşil Ofis"te düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, binada yüzde 31 daha az elektrik ve yüzde 50 daha az su kullanıldığını, yağmur suyu ve klima yoğuşma suyunun depolandığını, yağmur suyunun tuvaletlerde kullanıldığını, gün ışığından maksimum yararlanıldığını anlattı.
Unilever dünyasında 12 ülkenin Türkiye'den yönetildiğini hatırlatan Karaca, bu ülkelerde de Sürdürülebilir Yaşam Planı'nın hayata geçirilmesini gönüllü olarak üstlendiğini söyledi.
Dünyada 30 milyar ton karbon salımı bulunduğuna işaret eden Karaca, Unilever'in en çok faaliyet gösterdiği 14 ülkenin yarısında 2020'ye kadar su kıtlığının çekileceğini ve bu ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğuna dikkati çekti.
"Türkiye, ekolojik borçlu ülkeler arasında"
İzzet Karaca, 1 Amerikalı'nın tüketiminin 43 Afrikalı'nınkine, 1 Amerikalı'nın ayak izinin de 6 Afrikalı'nınkine eşit olduğunu ifade etti.
Türkiye'de tüketimin ekolojik ayak izinin 210 milyon küresel hektar, mevcut biyolojik kapasitesinin ise 108 milyon küresel hektar olduğunu belirten Karaca, bu nedenle Türkiye'nin 1974'ten beri ekolojik borçlu ülkeler arasında bulunduğuna dikkati çekti.
Dünyada her gün 2 milyar kişinin Unilever ürünü kullandığına değinen Karaca, küçük farklılıklar ile çarpan etkisiyle büyük farkındalıklar yaratabileceklerini vurguladı.
"Ham maddelerin yüzde 100'ünü sürdürülebilir kaynaklardan almak"
Unilever'in operasyonlarından çevreye verdiği zarar, karbon ayak izi 1 ise ham maddede 10, tüketici tarafında ise 30-60 katına kadar çıkabildiğini ifade eden Karaca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Unilever olarak 2020 dünya vizyonu üzerinde çalıştık. Ben de bu vizyonu belirleyen ekip içinde yer aldım. Dünyada 2020 yılına kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğimiz sosyal, ekonomik ve çevresel hedefleri içeren Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı'nı oluşturduk. Bu plan çerçevesinde, hem şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkaracak, hem de çevresel etkilerimizi azaltacak yeni iş yapış yöntemleri geliştiriyoruz. Bu kapsamda ürünlerimizin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltacağız. Bu şu demek; gelecekte 100 ayak izi yerine 50 ayak izi bırakacağız. Global 2020 için iddialı 3 hedefimiz var. Bunlar; 'ürünlerimizin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltmak', 'tarımsal ham maddelerin yüzde 100'ünü sürdürülebilir kaynaklardan almak', '1 milyar insanın sağlık ve esenliğini artırmak' şeklinde belirlendi."
Dünyadaki siyah çayın yüzde 12'sini, domatesin yüzde 6'sını, soğan ve sarımsağın yüzde 5'ini Unilever'in satın aldığının altını çizen Karaca, kaynakların sürdürülebilir olmaması halinde Unilever'in işinin de gelecekte tehlikeye gireceğini söyledi.
"Unilever Türkiye'de 2,9 milyar lira ciro"
Unilever'in ekonomik gelişmelerine de değinen Karaca, 170 ülkede faaliyet gösteren Unilever'in bu yıl yüzde 11 oranında büyüdüğünü, son 12 aylık cirosunun 43,1 milyar avro olduğunu, Türkiye'de de büyümeye devam ettiğini ve burada 4 bin 500'den fazla çalışanları bulunduğunu anlattı.
Karaca, Unilever Türkiye'nin 2,9 milyar lira ciroya sahip olduğunu ve 131 milyon dolarlık ihracat yaptığını belirterek, Unilever'de yurt dışında 53 Türk yönetici bulunduğunu, global olarak da 118 Türk yöneticinin görev yaptığını vurguladı. Türkiye'de her şeye rağmen geçen yıl büyüme tempolarını sürdürdüklerini, bu yıl da büyümeye devam edeceklerini dile getiren Karaca, ithalatı azaltmak için yerli tedarikçileri Unilever dünyasına açma yönünde çalıştıklarını hatırlattı.
İzzet Karaca, "Bu örnekleri hep beraber çoğaltmamız lazım. Biz bu işe gönül koyduk. Türkiye'nin cari açığının düşürülmesinde her şeyi hükümetten beklemek doğru olmaz. Ülkenin cari açığının azaltılması için özel sektörün de yapabilecekleri var" dedi.
"Türkiye hazır çorba, domates ve Cif'te dünya birincisi"
Unilever Türkiye'nin ürün geliştirme ve Ar-Ge konusunda oldukça başarılı olduğunu vurgulayan Karaca, dondurmanın yüzde 80'inin Türkiye'de geliştirildiğini ifade etti. Hazır çorbanın da çok ilgi gören bir ürün olduğunu belirten Karaca, "Türkiye'de 165 milyon TL lik hazır çorba pazarı var. Unilever, 170 ülkede var. 170 ülkeden oluşan Unilever dünyasında en büyük hazır çorba pazarı Türkiye'de... Ayrıca Domestos'ta ve Cif'te de dünya birinciliklerimiz var. Magnum, Cornetto, diğer çubuklu dondurma gibi ev dışı dondurmada da Türkiye dünyada ilk sırada yer alıyor. Dondurmada Avrupa'da ise yine ilk sırada yer alıyoruz" diye konuştu.