Ucuz yaşam formülüyle tasarruf

ATO'nun raporuna göre Türk halkı, ucuz yaşam formülüyle yüzde 30 tasarruf sağladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan 'Ucuz Hayat' raporuna göre, küresel ekonomik krizin etkilerini azaltmak için ucuz yaşam formülleri uygulayan şirketler aylık giderlerinde yüzde 50'ye varan oranlarda, vatandaş ise yüzde 20-30 oranında tasarruf sağladı. Ekonomik krizin Türk halkının yaratıcı zekasını geliştirdiği savunulan raporda, akla hayale gelmeyecek 'ucuz yaşam formülleri' üreten vatandaş, elektrikten doğalgaza, akaryakıttan gıdaya kadar her alanda tasarruf yapmanın bir yolunu bulduğuna dikkat çekildi.

Özellikle tasarruf konusunda mucizeler yaratan ev kadınları, marketlerdeki indirimleri yakından takip ederek, raf ömrü dolmak üzere olan tavuk, süt, yoğurt, salça, ketçap, meyve suyu, bisküvi gibi ürünleri yarı fiyatına satan marketlere gidiyor. Marketlerde önce promosyonlu ve indirimli ürünler ile 'Ne alırsan 1 lira' reyonlarına bakan kadınlar, sebze-meyve pazarına da, fiyatların daha düşük olduğu akşam saatlerinde gidiyor. Deterjanlı suyla önemsiz çamaşırlar ile elde yıkanması gereken çamaşırları ya da balkonu yıkıyor, durulama suyunu da yerleri silmede ya da tuvalet temizliğinde kullanıyor.

Şofben veya kombiden sıcak su gelene kadar akan soğuk suyu biriktiren kadınlar, çamaşır makinesini düşük ısıda çalıştırıyor, çamaşırı nemliyken ütülüyor, daha ucuz olduğu için kırık yumurta, kırık peynir, kırık pirinç alıyor, sağlığını riske atarak kızartma yağını birkaç kez kullanıyor, kış yiyeceklerini yazdan hazırlıyor, salça, turşu, reçel gibi yiyecekleri satın almak yerine evde yaparak ucuza getiriyor, sütü, kapıdan alıyor, yoğurdu kendisi yapıyor.

Elektrik, su ve yakıt giderleri ailelerin bütçesinde kiradan sonra en önemli yeri tutuyor. Tasarruf yapan aileler, aydınlatmada floresan lamba ya da az enerji tüketen tasarruflu ampullere yöneliyor. Televizyon izlerken ışığı kapatan vatandaş, saçını, fön makinası yerine havlu ile kurutuyor, kimi aileler de günün belli saatlerinde indirim imkanı sağlayan 'akıllı sayaç'  kullanıyor, çamaşır ve bulaşık makinasını 22.00-06.00 saatleri arasında çalıştırarak yüzde 55 civarında tasarruf sağlıyor.

Rapora göre, özellikle kış aylarında yakıt masrafları ailelerin bütçelerine ağır bir yük getiriyor. Konutlarda ısı yalıtımı yaygınlaşıyor, tüm aile bireylerinin işe ya da okula gittiği zamanlarda evlerde kombiler kapatılıyor ya da iyice kısılıyor, kullanılmayan odaların radyatörleri tamamen kapatılıyor ve sobalı evde oturan alt gelir düzeyindeki vatandaş ise sokaklardan odun parçaları, sebze-meyve kasaları, karton kutu, gazete toplayıp yakacak yapıyor.

Raporda, geçim sıkıntısının tasarruf yapmaya zorladığı ailelerin dikkat ettiği diğer hususlar da şöyle sıralandı:

-Vatandaş marketlerin indirimlerini sıkı bir şekilde takip ediyor.

-Emekli vatandaşlar marketleri tek tek dolaşarak fiyat araştırması yaparken, dolaşmaya vakti olmayanlar indirim kataloglarına bakıyor. İndirimleri yakından takip ediyor.

-Pek çok tüketici, marketlerin kapıdan kapıya servis araçlarını tercih ediyor.

-Yakıt giderlerini kısmak isteyen aileler internetten market alışverişi yapıyor.

-Ucuz elektronik eşya almak isteyen tüketiciler elektronik market zincirlerinin indirimli açılışlarında geceden sıraya giriyor.

-Tüketiciler marketlerin verdiği indirim kartlarına rağbet gösteriyor. Kiminin cebinde birkaç tane market indirim kartı bulunuyor.

-Marketler, alım gücü düşük müşterileri için kendi isimlerini taşıyan ucuz ürünlere de raflarında geniş yer veriyor.

-Meyve suyu, süt, ayran, peynir, zeytin, kuruyemiş, çikolata, kraker, gofret, kek, bakliyat, makarna, sıvı yağ, margarin, baharat, salça, ketçap, mayonez, sirke, çay, küp şeker, toz şeker, bal, reçel, pekmez, puding, un, salam, sucuk, deterjan, çamaşır suyu, yumuşatıcı, yüzey temizleyici, koku giderici, temizlik bezi, bulaşık süngeri, tuvalet kağıdı, kağıt havlu, kağıt peçete, kağıt mendil, şampuan, duş jeli gibi pek çok ürün artık market markalı olarak da satılıyor. Dar gelirli vatandaşlar da markalı ürünler yerine organize perakende mağazaların kendi isimleriyle fason olarak yaptırdıkları bu ürünleri kullanıyor.

-Kalabalık aileler, belediyelerin ürettiği ucuz ekmeği tercih ediyor.

-Kimileri 'halk ekmek' büfeleri önündeki uzun kuyruklara girerken, kimileri de ucuz bayat ekmek satan fırınlara yöneliyor.

-Sürekli artan akaryakıt fiyatları karşısında bocalayan vatandaş, akaryakıt giderlerini paylaşmak için, işyeri aynı güzergahta olan yol arkadaşları buluyor.

-Benzin masrafları ile baş edemeyen sürücüler araçlarına LPG taktırıyor. Dolayısıyla, araçlarda LPG kullanımı giderek artıyor.

-Kimileri mecbur kalmadıkça otomobilini kullanmıyor. İşine servisle ya da toplu taşım araçlarıyla gidiyor. Bazıları ise otostop yapıyor.

-Bazıları da marketlerin servis araçlarına müşteri gibi binerek kaçak yolculuk yapıyor.

-Dar gelirli vatandaş, bütçesinden sinemaya pay ayıramayınca, sinemayı eve taşıyor. Sinema biletine vereceği parayla 5-6 adet korsan DVD-VCD satın alarak ya da internet sitelerinden film indirerek evinde izliyor.

-Müziksever vatandaşlar da kaset ve CD'ye para vermek yerine, yine internet sitelerinden müzik parçaları indirmeyi tercih ediyor.

-Vatandaş ücretsiz olduğu için satılık otomobil, satılık ve kiralık ev gibi ilanlarını gazetelere değil bu amaçla kurulmuş internet sitelerine veriyor.

-Özellikle öğrenciler, internete para ödememek için, ücretsiz olarak bağlanabileceği alışveriş merkezlerine gidiyor.

-Kemer sıkan vatandaş, et, kıyma, pastırma gibi pahalı gıdalardan gramla alıyor.

-Vatandaş, eski ya da modası geçmiş giysilerini ve ayakkabılarını çöpe atmak yerine tamir ettirerek ya da modelini değiştirerek kullanmaya devam ediyor.

-Alt gelir grubundaki vatandaşlar eski kazakları bile söküp paspas, elbezi, lif örerek değerlendiriyor.

-Kaçık çoraplardan bulaşık bezi, eski tişört, atlet, havlu ve çarşaflardan toz bezi ya da yer bezi yapılıyor.

-Köyü ile bağını koparmayan düşük gelir düzeyindeki ailelerin kışlık erzakı memleketten geliyor.

-Sofraya kırmızı et koyamayan, beyaz et ya da sakatat alıyor.

-Zeytinyağı yerine mısır özü ya da ayçiçeği yağı, damacana su yerine çeşme suyu kullanıyor.

-Çocuğuna hazır mama alamayan pirinç unundan mama yapıyor.

-Kira giderini karşılamakta zorlanan çiftler aile büyüklerinin yanına taşınıyor ya da aile büyükleri evlerini kapatıp çocuklarının yanına taşınıyor. Aile büyüklerinin emekli maaşı da haneye ek gelir olarak giriyor.

-Büyük şehirlerde, bekarlar aynı evi paylaşıyorlar. Böylece kira, elektrik, su ve doğal gaz faturaları hafifliyor.

-Ev kiralanırken kombili, kapıcısız ve asansörsüz olanlar tercih ediliyor.

-Dar gelirli vatandaş, grip, nezle, soğuk algınlığı için doktora gitmek yerine bitki çaylarıyla, şifalı otlarla ya da ucuz ve bilindik ilaçlarla kendi kendini tedavi ediyor.

-Çocuğunun dişini kendisi çekiyor.

-Çocuğuna okul harçlığı veremeyen alt gelir düzeyindeki aileler ise ''beslenme çantası'' dönemine geri döndü. Pek çok dar gelirli aile çocuğuna harçlık vermek yerine sandviç hazırlıyor.

-Okul kitaplarını alamayan aileler, bir üst sınıftaki öğrencilerin kullanılmış kitaplarını istiyor ya da ikinci el kitap ders kitabı satın alıyor.

-Dar gelirli çiftler düğün yerine sade bir nikah töreni ile dünya evine giriyor. Düğünü evde ya da apartmanın bahçesinde yapıyor. Çiftler balayı yerine memleketlerine gidiyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir