Üçlü Danışma Kurulu toplantısı sona erdi
Toplantıda, Anayasa değişikliği ile ilgili çalışma hayatında yapılacak uyum konuları ele alındı.
ANKARA - Anayasa değişikliği ile ilgili çalışma hayatında yapılacak uyum konularının ele alındığı ''Üçlü Danışma Kurulu Toplantısı'' sona erdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Üçlü Danışma Kurulu Toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda Anayasa değişikliği sonrası yapılacak yeni düzenlemelerin çalışma hayatına etkileri ve iş kolları istatistikleri ile yetki tespit sistemi konularında bakanlıklarının yaptığı çalışmaları görüştüklerini bildirdi.
Üçlü Danışma Kurulu üyeleri olarak Anayasadaki değişiklikleri "olumlu" karşıladıklarını ifade eden Dinçer, bu değişiklikleri çalışma hayatındaki hak ve özgürlükleri artıracak nitelikte bulduklarını belirtti. Birden çok işçi sendikasına üyelik, birden çok toplu sözleşme, genel grev, dayanışma grevi gibi konuların yansımalarının iyi şekilde değerlendirilmesi kanaatinde olduklarını vurgulayan Dinçer, "Aramızda prensip kararı olarak özetle şunu belirledik. Temelde birden çok sendikaya üyeliği ya da birden çok sözleşmenin karşısında değiliz. Ancak bunların nasıl uygulanacağına dair genel bir çerçevenin çizilmesi kanaatini taşıyoruz" diye konuştu.
Konfederasyon başkanlarının bir iş yerinde aynı görevi kapsayan birden çok sendikaya üye olmayı, birden çok sözleşmeyi uygun görmediklerini dile getiren Bakan Dinçer, ancak birbirinden farklı iş kollarında sendika üyeliği, kapsamları farklı birden çok toplu iş sözleşmesi yapılabileceği kanaatinde olduklarını söyledi.
Bakan Dinçer, şöyle devam etti:
"Örneğin gıda sektöründe çalışan herhangi bir işçi, o sektörde olmakla birlikte elektrik teknisyeni olarak görev yapıyorsa hem gıda sektöründeki bir sendikaya üye olabileceğini hem de varsa kendi mesleği ile ilgili sendikaya üye olabileceğini kabullenebiliyoruz. Ancak gıda sektöründe olan bir işçinin yine gıda sektöründe başka bir sendikaya üyeliğinin çok uygun olmayacağını ve bunun bir kargaşaya sebep olabileceğini düşünüyoruz. Üzerinde durduğumuz temel husus, bunların temel çerçevelerinin iyi çizilmesi oldu. Biz bundan sonraki çalışmalarımızda hem iki sendikaya üyelik, hem birden çok sözleşme yapılması hem de genel grev, dayanışma grevi konularında genel çerçevenin ne olacağını belirleyeceğiz. Kendi aramızda tartışmalarımızı yürüterek neticelendirmeye çalışacağız."
İş kolları istatistiklerinin yayınlanması konusunda geçmişte bir sorun olduğunu belirten Dinçer, geçen sene Ağustos ayından itibaren Sosyal Güvenlik Kurumunun sahip olduğu bilgileri esas alan bir uygulamaya geçileceği yönünde karar alındığını anımsattı. Bu karar kapsamında bir çalışma yürütüldüğünü anlatan Dinçer, böylece Sosyal Güvenlik Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İŞKUR arasındaki çalışma hayatına dair istatistiklerin teke indirilmesi konusunda bir düzenleme yapıldığını belirtti.
Bu çalışmaların tamamlanmaması nedeniyle işçi istatistiklerinin yayınlanması ile ilgili sürecin uzadığını bildiren Dinçer, istatistiklerin yayınlanacağı tarihin bu yılın sonuna kadar uzatıldığını hatırlattı. Dinçer, toplantıda bu konuda yapılan çalışmalar ve yetki tespit ile ilgili sisteminin nasıl yürütüleceği hakkında bilgi verdiklerini, konuyu detayları ile anlattıklarını da söyledi.
Hem sendikal özgürlükler hem de çalışma hayatının kalitesinin artırılması konularında birçok sorunun olduğunu dile getiren Dinçer, Üçlü Danışma Kurulunda çalışma hayatındaki sorunların Anayasada yapılan değişikliklerle tamamen ortadan kalkmayacağı şeklinde görüş bildirildiğini söyledi. Dinçer, "Biz olumlu bulmakla birlikte yeterli bulmadığımızı belirtmek istiyoruz. Daha da önemlisi Üçlü Danışma Kurulu olarak Türkiye'nin çağdaş, gelişmiş ülkelerin sahip olduğu temel hakları ve evrensel standartları içeren yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu kanaatini taşıyoruz" diye konuştu.
"Sosyal barışı bozmadan değişiklik yapmak istiyoruz"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dinçer, bir gazetecinin ulusal İstihdam stratejisine ilişkin sorusu üzerine, bununla ilgili yapılacak uygulamaları kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler olmak üzere üç zaman dilimine ayırdıklarını hatırlattı. Kısa süreli stratejilerin Ekim ayında gündeme geleceğini ifade eden Dinçer, bununla ilgili çalışmaları tamamladıklarını, orta ve uzun vadeli stratejilerle ilgili konunun sosyal taraflarıyla yaptıkları görüşmelerin devam ettiğini belirtti.
Bir gazetecinin "Konuyla ilgili Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın 'İş gücü piyasasının esnekleşmesi gerekiyor' yönünde bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" demesi üzerine Dinçer, kendilerinin de çalışma hayatı için aynı kanaati taşıdıklarını söyledi. Dinçer, "Çalışma hayatının esnekleştirilmesi, bir takım maliyetlerin düşürülmesi ile ilgili olarak, her birisi kendi başına bir sorun olmaktan çok, başka sorunların ya da başka çözümlerin ortaya çıktığı bir sonuç doğuruyor. O nedenle bunların hepsini bütüncül bir yaklaşımla ele almayı planlıyoruz. Bunun sosyal tarafların mutabakatı ile sağlanmasını istiyoruz. Sosyal barışı bozmadan bir değişiklik yapmak istiyoruz. İnsanların güvencesi kaybolmadan, çalışan arkadaşlarımızın sahip oldukları güvenceleri teminat altına alarak sorunu çözmek istiyoruz. Çıkar çatışmaları nedeniyle de uzlaşmayı önemsiyoruz" dedi.
Birden fazla sendikaya üye olunması konusunda yapılacak düzenlemelere ilişkin soru üzerine Bakan Dinçer, şunları kaydetti:
"Yasağın kalkmış olması bir hakkın nasıl kullanılacağını belirlemiyor. 'Yasak kalktı, o alanda bir özgürlük meydana geldi ancak eğer birden çok sendikaya üye olmak bir hak olarak tanımlanacaksa bu hakkın çerçevesinin ne olacağı ve nasıl kullanılacağı belirlensin' talebinde bulunuyorlar. Bununla ilgili birlikte çalışacağız. Uluslararası sözleşmelere bakacağız."