Türkiye’nin %5 büyüyebilmesi için bankacılık sektörü %25 büyümeli
Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, 'Türkiye ekonomisinin yüzde 5 büyüyebilmesi için, bankacılık sektörünün yüzde 25 büyümesi lazım' dedi
Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu’nun Türk bankacılığı ve Türkiye ekonomisinde gelinen noktada 2 tespiti var. Bunlardan ilki bankacılık uygulamalarını düzenleyen kurum sayısının neredeyse 2 elin parmaklarını ulaşması ve yargı kararlarının da birer regülasyon haline gelmesi. İkincisi ise hem sektör hem de ülke ekonomisi açısından ‘büyüyememe’ daha doğrusu ‘sıçrama yaratacak büyüme’yi sağlayamama problemi. Temel Güzeloğlu, bankacılık sektörü açısından büyüme ve ülke ekonomisini kalkındırma noktasında ise “Türkiye ekonomisinin yüzde 5 büyüyebilmesi için, bankacılık sektörünün yüzde 25 büyümesi lazım” diyor.
Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu ile bankacılık sektörü ve Türkiye ekonomisini bugünden yarına yapılacaklar listesi değil, orta-uzun vadeli bir perspektifte konuştuk. Güzeloğlu, büyümeden verimliliğe mevcut gelişmeleri anlatırken bankacı olarak kendilerine de ara ara çuvaldızı batırmayı ihmal etmedi. Komisyon iadelerinde verdiği ‘uç’ müşteri örnekleri gerçekten dikkate değer. Sektörü değerlendirirken ise kendilerinin öz sermaye karlılığı ve sermaye yeterlilik rasyosu açısından bakıldığında sektör ortalamalarının üzerinde olduklarını belirtmeden de geçmedi.
Finans sektörünün yüzde 20 ve üzerinde büyümesi lazım
Bankacılık sektörünün büyümesi ve karlılık dediğimizde Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, hemen kar-öz sermaye karlılığı bağlamında söze önce bir anekdotla başladı “Geçen gün bir grup ticari müşterimizle bir araya geldik. Biri dedi ki ‘yeter kazandığınız birazda biz kazanalım’. Hemen ‘tamam’ dedim. ‘Gelin sizi bizim bankaya ortak yapayım. Ama bana her bir hisse başına 100 TL vereceksiniz. Bende size her yıl 10 TL vereceğim’ dedim. Tabii hemen itiraz ettiler. ‘Temel Bey sen ne diyorsun 100 TL yatırıp 10 TL kazanılır mı? Bizlerin anlatamadığı şey bu” dedi ve ekledi: “Yüzde 10 getirisi olan işe kimse para koymaz. Ancak karı ekleyerek büyüyebilirsiniz.”
Öz kaynak karlılığında sektör ortalaması her geçen ay biraz daha geriliyor. Güzeloğlu bankacılık sektörünün karı hep sermayeye eklediğine ve bu karların kredi olarak geri döndüğüne ve bu arada da sermaye yeterliliğinden taviz vermeden iş yapılmaya çalışıldığına değinerek “Yüzde 10 banka bilançolarının ve kredilerin büyüdüğü bir yerde ülke ekonomisi yıllık yüzde 5 büyümez. Türkiye’nin yüzde 5 büyüdüğü dönemde banka bilançolarındaki büyüme yüzde 25. Banka bilançolarının yüzde 25 büyümesi lazım ki ekonomi yüzde 5 büyüsün. Dolayısıyla uzun vadeli, 5 yıllık bir perspektifl e baktığımızda Türkiye ekonomisinin yüzde 5 civarında büyümesini istiyorsak, banka sermaye getirilerinin yüzde 10 civarında olması… Yetmez. Yüzde 2 bilemediniz yüzde 3 büyüyen bir ekonomi oluruz. Bu sermaye getirisi ile Türkiye büyür mü? Büyümez. Önümüzdeki sene yüzde 5 büyüyebilir ama bu sürdürülebilir olmaz. Reel sektörün yüzde 5 büyüdüğü ortamda finansal sektörün yüzde 20 ve üzerinde büyümesi gerekiyor. Çünkü finansal sektör, reel sektörün bütün ara adımlarını çapraz bir şekilde finanse ediyor” değerlendirmesini yaptı.
Bankaların büyümesini konuştuğunuzda iş ister istemez regülasyon ve düzenleme tarafına da geliyor. BDDK ve Merkez Bankası tarafından atılan ‘soğutma’ adımları kredi büyümesini istenen patikaya getirdi. Güzeloğlu, “Ekonomi artık o kadar sıcak değil” yorumunu yaparken 2010’ların başında söylenen yüzde 5 cari açık, yüzde 5 enflasyon, yüzde 5 büyüme mottosuna da gönderme yaparak “Yüzde 5’ler civarında bir cari açık, yüzde 5’ler civarında bir büyüme aslında Türkiye için çok sağlıklı. Ama ‘büyüme yüzde 3 olacak mı? Olmayacak mı?’ diye tartışıyoruz. Koalisyonlar dönemine gireceğiz. Ekonomi açısından zor dönemlerdir. Bazı gevşemeler fena olmaz ama regülasyonlar tarafında esas gereken düzenlemelerin en azından bir koordinasyon noktasının olması lazım” dedi.
Düzenlemeler tek elde toparlanmalı
Aldığı kararlarla Türk bankacılık sistemine yön veren bir çok kurum ve bakanlık var. BDDK, TCMB, SPK, Hazine, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı akla ilk gelenler. Son olarak da bankalar için mahkeme kararları dikkatle izlenmesi gereken bir mercii haline geldi. Güzeloğlu, “Tüm bu düzenlemelerin tek elde toplanması lazım. Herkes bir tarafından tutmaya başladığında ortada biz sektör olarak garip bir durumda kalıyoruz. Özellikle yargı kararlarına baz teşkil eden bankacılık düzenlemelerinin elden geçirilmesi lazım. Yargı kararları her zaman ekonominin en doğru şekilde işlemesi için verilmiş kararlar olmayabilir. Bizim de bankalar olarak kendi evimizi toparlamamız lazım ama koordinasyonlu düzenleme sistematiğinden ortak bir şey çıkması lazım” diye konuştu.
Hiç Finansbank müşterisi olmamış ama iade istiyor
Komisyon iadelerinde gelinen noktada artık müşterilerine ‘legal yollardan bize gelirseniz ve haklı bulunursanız iade edeceğiz’ mesajını verdiklerini de aktaran Temel Güzeloğlu bunun nedenini ise şöyle anlattı: “Komisyon iademi geri istiyorum diye gelen hiç bankamız müşterisi olmayan insanlar var. Bankamızla hiç ilişkisi olmamış. Bir başka örnekte de müşteriye zamanında sormuşuz. İki farklı konut kredisi ürünü var. Birinde 2.000 TL ücreti var ama faizi yüzde 0.59 diğerinde hiç masraf yok ama faizi yüzde 1.09. O gün aylık fonlama maliyetimiz yüzde 0.99. Müşteri 2.000 TL ücreti ama yüzde 0.59 faizi olan ürünü seçmiş. Şimdi ‘2.000 TL’yi geri istiyorum’ diyor. Yüzde 0.99 ile fonlamaya devam ediyoruz. Zarar yani. Bu arada tercihi de kendisi yapmış.” Güzeloğlu, şimdiye kadar konut kredilerinin yüzde 25’inden fazlasının komisyonlarını iade ettiklerine değinerek şöyle bir hesap yaptı: “Bizim 200 milyon TL iade yaptığımızı ve biz konut kredilerinde sektörün yüzde 10’u olduğumuzu düşünürseniz sektör 2-2.5 milyar TL öder. Bu rakamı sektör 7 katına kadar kredi verebilir. Kabaca rakamın 2.5 milyar TL olacağını ve vergiler düştükten sonra da 2 milyar TL olacağını hesaplarsanız bankaların ekonomiye vereceği 14 milyar TL kredinin önünü kesmiş olursunuz. Bir banka bunu haksızca almış olsa ortada rekabet var. Finansal sektörün zayıflaması 1-2 senede ülkeye bir şey yapmaz. Ama kriz getirdi mi… Kalp krizi gibi getirir. Finansal sektör de büyük oyuncular, reel sektörde küçük oyuncular vardır. Dolayısıyla finansal sektördeki bir oyuncuya zarar verdiniz mi sektörün büyük bir kısmına zarar vermiş olursunuz. Parmağınız kopabilir ama 10 parmağınız vardır. Kalbiniz durursa….”
Volatilite ve yüksek riski iyi yönettik
Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu bireysel bankacılıkta elde ettikleri deneyimin rüzgarını özellikle esnaf tarafında arkalarına alarak hızlı büyüdüklerini anlattı. Seçimlere kadar piyasada çok ciddi volatilite ve düşük bir büyüme yaşandığını hatırlatan Güzeloğlu, “Seçimlerden sonra da volatilite devam ediyor. Böyle dönemlerde bankalar biraz temkinli davranırlar. Sektörün volatilite devam ettiği sürece daha ihtiyatlı olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyleyebilirim. Biz temkinsiziz demiyorum ama riski ayırt etme konusunda daha kabiliyetli olduğumuzu düşünüyorum. Bu dönemde ne bankanın batık kredilerinde ciddi bir yükselme görüyoruz, ne de müşterilerimize verdiğimiz kredi hacminde bir daralma görüyoruz. Neredeyse geçen sene ki kadar büyüyoruz” dedi.
KOBİ bankası oluyoruz dijitalde Apple’a benziyoruz
“Biz 2012’de Türkiye’nin KOBİ bankası olacağız dedik. Odaklandık, oluyoruz” diyen Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, “Geçen sene ticaride de yüzde 70 büyüdük. Bu sene de yüzde 40 büyüyeceğiz. Tüzelde yüksek montanlı proje kredilerini kenara ayırırsanız ticari, KOBİ ve işletme kredilerinde Türkiye’nin en hızlı büyüyen bankası olduğumuzu düşünüyorum” diye konuştu. Finansbank’ın 2004’e kadar kurumsal ağırlıklı bir banka olduğunu, 2004-2012 arasında çok yoğun bireysel bankacılık yaptığını hatırlatan Güzeloğlu şöyle devam etti: “Türkiye’nin en bireysel bankası oldu. 2012’ye kadar bizim kredilerimizin yüzde 70’i bireylere kullandırılıyordu. 2012’de cari açık yükselmeye başlayınca bizde ‘düzenleme gelecek’ beklentisi oluştu ve hemen ‘bankayı gittiği yoldan çevirmemiz lazım’ dedik. Banka bilançosunda yüzde 70 bireysel, yüzde 30 tüzel terse çevirme kararı aldık. Bunu da 2018 yılına kadar yapacağız dedik. Bugün 2015 yılındayız kredilerde bireyselin payı yüzde 40, tüzelin payı yüzde 60’a dönmüş durumda. Tahmin ediyorum; 2018 için hedeflediğimiz %70-30 dengesini 2016’da yakalayacağız. KOBİ’lere dönüş hızımız çok hızlı. Kredi organizasyonunu şube, bölge, bölgeler üstü genel müdürlük ve direkt genel müdürlük olarak yeniden organize ettik. 250 bin TL’ye kadar olan krediler şubede çözülüyor. Bölgede 12 milyon TL’ye kadar çıkıyoruz. Bölgeler üstü genel müdürlük dediğimiz İstanbul’daki genel müdürlükte ayrı bir ekip, bölgenin yetişemediği ama genel müdürlük ekibine de gelmesine gerek olmayan 20 milyon TL’ye kadar olan tüm kredi taleplerini cevaplıyor.” Temel Güzeloğlu, banka personeli ile Enpara.com’un kıyasıya mücadele ettiğini ve dijital bankacılıkta büyümeye devam edeceklerini anlatarak “Biz Apple’a benziyoruz. İlk yapmak marifet değil. mp3’ü önce başkaları çıkardı… Sonra Apple geldi, ‘bunun adı ipod’dur böyle de çalışır’ dedi. Telefon ve tablette de aynısını yaptı. Şimdi saatte aynı durum var. Hiçbir zaman teknolojide hemen biz de bir şey yapalım telaşında olmadım. Mükemmel bir şey ortaya koyalım istiyorum. Enpara.com’da böyle. İnsanlar enpara için aşk mesajları yazıyor. ‘Bir banka sevilir mi kardeşim’ diye mesaj atıyorlar. Ekşi Sözlük’te Enpara hakkında 180 sayfa var. En yakın rakibimizin sayfası sayısı ise 8. Enpara.com Finansbank’ın ürün seti kadar ama basitleştirilmiş bir ürün setiyle 3-5 senede Türkiye’de hatırı sayılır bir banka boyutlarına ulaşmış bir kanal olacak” dedi.
Minik Eller Büyük Hayaller Türkiye’nin geleceğine yatırım
Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, 2010 yılında ‘Biz orta boy bir bankaydık şimdi büyük bir bankayız. Büyük bir banka olarak da buna uygun davranmanın zamanı gelmiştir’ diyerek iletişim programlarını farklı bir kulvara çektiklerini anlatarak, son reklam konseptleri ‘Finansçı’ ile yardımsever, özü – sözü bir, çözümcü ve seni senin kadar bilen bir banka oldukları mesajını vermek istediklerini aktardı. Güzeloğlu, bugün geldikleri noktada da çocuklar üzerine odakladıkları tüm kurumsal sosyal sorumluluk projelerini tek bir çatı altında topladıklarını da belirtti. Güzeloğlu, TED ve Microsoft ile olan işbirlikleri ile zenginleştirdikleri ‘Minik Eller Büyük Hayaller’i anlatırken “Eskiden de bir sürü şey yapıyorduk. Hepimizin çocuğu var ve çocuk denilince içimiz eriyor. Bankalar büyümezse Türkiye büyümez, bankalar Türkiye ekonomisine yatırım yapar diyoruz. Ekonomiye yapılacak en iyi yatırım Türk insanına yapılacak yatırımdır. Eğitimde çocukluktan başlar. Finansal olmayarak Türkiye’nin geleceğine böyle yatırım yapmak isteriz” dedi.