Türkiye'nin kredibilitesi çok yüksek

Devlet Bakanı Babacan, Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'yi geriden takip ettiğini ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yatırımcılar açısından Türkiye'nin kredibilitesinin çok yüksek olduğunu belirtti. Babacan, "Kredi derecelendirme kuruluşları biraz geriden geliyor. Umarız Türkiye'nin hak ettiği o gerçek kredibilite noktasını onlar da yakalarlar" diye konuştu.

Babacan, DASK'ın zorunlu deprem sigortasını yaygınlaştırmaya yönelik projesi "Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor" yarışmasına ilişkin tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye her iki tarafı da izliyor

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'nin Avrupa'da faiz artırım sürecinin başlayabileceğine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Babacan, dünyada hem gıda hem petrol fiyatlarının çok yüksek seyretmeye başladığına ve Euro bölgesinde son 2 yıllık dönemde yüksek likiditenin piyasaya sürüldüğüne işaret ederek, bunlara bağlı olarak Avrupa'da enflasyon riskinin, diğer gelişmiş ülkelerin ilerisinde olduğunu belirtti.

FED'in ise bunun için henüz erken olduğu görüşünü taşıdığını söyleyen Babacan, Türkiye'nin ise her iki tarafı da izlediğini söyledi.

Rekabet Kurumu'nun 8 banka hakkındaki soruşturması konusunda ise Babacan, ceza miktarına ilişkin pek çok rakam telaffuz edildiğini, Rekabet Kurumu'nun bankacılık sektörünün kendine özgü hassasiyetlerini dikkate alarak karar vereceği görüşünde olduğunu kaydetti.

Kredi derecelendirme kuruluşları geriden geliyor

Son olayların ardından kredi derecelendirme kuruluşlarının, Mısır'ın notunu düşürmesine karşın, Türkiye'nin hala Mısır'a yakın bir nota sahip olmasına ilişkin bir soru üzerine Babacan, yatırımcılar açısından Türkiye'nin kredibilitesinin çok yüksek olduğunu belirtti.

Babacan, "Kredi derecelendirme kuruluşları biraz geriden geliyor. Umarız Türkiye'nin hak ettiği o gerçek kredibilite noktasını onlar da yakalarlar" diye konuştu.

Ali Babacan, kredi hacmine ilişkin gündemlerinde yeni bir önlem bulunup bulunmadığı konusunda ise şu anda gelişmeleri izleme döneminde olduklarını söyledi.

Dünya fiyatları Türkiye fiyatlarını yakaladı

Türkiye net tarım ürünü ihracatçısı konumunda bulunduğu için gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının cari açık üzerinde olumsuz etkisi olmadığına dikkati çeken Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enflasyon üzerinde bir miktar var. Kendi iç piyasamızdaki gıda fiyatları dünya piyasalarının zaten üzerindeydi. Şimdi dünya fiyatları, Türkiye fiyatlarını yakaladı, hatta bir miktar geçti. Özellikle tahıl için, buğday, mısır için bu geçerli. Bunun için gümrük vergilerini sıfırladık, kapıları açtık çünkü artık içeride koruma ihtiyacı yok şu anda, özellikle tahılla alakalı.

Türkiye ve dünya fiyatları paralel seyrediyor ama dünya fiyatları çok dip noktalardan yükseldiği için çok ciddi fiyat artışı tüm dünyayı etkiliyor. Türkiye'de zaten yüksekti. Bu yüksek olanın üzerine bir miktar eklenmiş oldu. Diğer ülkelerdeki kadar çok etkilemeyecek bizim enflasyonumuzu."

DASK Yasa Tasarısı çıkacak

DASK'ın kapsamını diğer doğal afetlere yaygınlaştırma konusunun  gündemlerinde olduğunu belirten Babacan, "Bu yasama döneminde bu tasarı gerçekleşemeyecek olsa da, seçim sonrasında Meclis'in ilk ele alacağı gündem maddelerinden bir tanesinin bu DASK Yasa Tasarısı olmasını önemsiyoruz" dedi.

Depremlerden kaynaklanan ekonomik kayıpların büyük bölümünün gelişmiş ülkelerde sigorta yoluyla telafi edildiğini, daha az gelişmiş ülkelerde ise sigortacılık sistemi yaygın olmadığı için bunun görülemediğine dikkat çeken Babacan, DASK'ın Türkiye'de depremin maddi sonuçlarının asgariye indirilmesiyle ilgili önemli bir sistem olduğuna işaret etti.

DASK'ın, Birleşmiş Milletler Uluslararası Afet Azaltma Strateji Merkezi 2005-2015 eylem planında yer alan afet riskinin azaltılması çalışmalarına özel sektörün dahil edilmesi, kamu-özel sektör işbirliği kurulması, sigorta ve reasüransla finansal risk paylaşımının sağlanması gibi unsurları karşıladığını aktaran Babacan, "Şu anda Türkiye'deki yaklaşık 3,4 milyon poliçeye bakarsak ortalama yıllık prim tutarı 96 lira. Bu ortalama 96 liralık primle, ortalama 60 bin lira teminat alınıyor" dedi.

Zorlamayla gönüllülük arasında bir denge kurulmalı

TBMM gündemindeki DASK'la ilgili yasa tasarısına da değinen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DASK'ın kapsamını diğer doğal afetlere yaygınlaştırma konusu da gündemimizde. Bu yasama döneminde bu tasarı gerçekleşemeyecek olsa da, seçim sonrasında Meclisin ilk ele alacağı gündem maddelerinden bir tanesinin bu DASK yasa tasarısı olmasını önemsiyoruz. Sadece kapsamın genişletilmesi değil, vatandaşların biraz daha bu konuya yönlendirileceği, zaruret haline getirileceği ortamları oluşturmak da konuşulacaktır.

Sigorta bilincini yerleştirmek için hep birlikte çalışalım ama yeterli olacak mı veya ne kadar süre alacak? Deprem kuşağında bir ülke için vaktimiz var mı? Benim ondan da kuşkum var. Burada bir orta yol gerekiyor. Zorlamayla gönüllülük arasında bir dengeyi kurup bunun uygulamasını Türkiye'de mutlaka geliştirmemiz gerekiyor."

Hedef 3 yılda 5,5 milyon poliçe

DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı da, "3,4 milyon olan poliçe sayısını 3 sene içinde 5,5 milyona çıkarmayı, bunun için 10 milyon kişiye ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.

Kimsenin endişesi olmasın

Babacan, gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili AB Komisyonu'ndan gelen açıklamaların anımsatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Türkiye'deki basın özgürlüğü konusunda hiç kimsenin endişesi olmasın. Hele hele Türkiye'deki kanunlara, kurallara, mevzuata uygun hareket eden ve sadece gazetecilik yapan arkadaşlarımızın özgürce kendi işlerine devam etmelerini tavsiye ediyorum. Ancak gazeteci olmak, basın mensubu olmak da farklı bir dokunulmazlığı beraberinde getirmemeli.

Her meslek grubunda olduğu gibi gazeteciler arasında da yanlış yollara girenler, yanlış işlere girenler, yanlış örgütlenmelerin, hareketlerin parçası olanlar varsa, onlara da özel bir ayrıcalık, özel bir dokunulmazlık düşünülmemesi lazım."

Babacan, konunun yargı tarafından ele alındığını, yargı sürecine saygı gösterilmesi ve sonucun beklenmesi gerektiğini ifade etti.

Bu konularda ilginizi çekebilir