Türkiye, krizin etkisinden güçlü kurtuldu

Dünya Bankası raporunda "Türkiye'de üretim kriz öncesi düzeyi rahat bir marj ile geçmiştir ve bu başarıyı gösteren birkaç Avrupa ülkesinden biri olmuştur" denildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA – Dünya Bankası Türkiye'nin 2008-2009 küresel krizinin etkisinden güçlü şekilde kurtulduğunu bildirdi.

Dünya Bankası Türkiye'yi bekleyen başlıca riskin "yüksek cari açık göz önüne alındığında sermaye girişlerinde tersine bir seyrin büyümede önemli bir yavaşlamaya yol açması olasılığı" olduğunu bildirdi.

Dünya Bankası'nın son "Küresel Ekonomik Beklentiler 2011" raporuna göre, dünya ekonomisi bu yıl ve önümüzdeki yıl toparlanmanın kriz sonrası sıçrama aşamasından daha yavaş, ancak yine de sağlam bir büyüme aşamasına geçiyor ve küresel büyümenin neredeyse yarısına gelişmekte olan ülkeler katkıda bulunuyor.

Dünya Bankası Türkiye Temsilciliği'nden yapılan açıklamada özetlenen rapora göre Türkiye, 2008-09 küresel krizinin etkilerinden güçlü bir şekilde kurtuldu ve 2010 yılında yaklaşık yüzde 8'lik bir reel GSYH artışı kaydetti. Üretim kriz öncesi düzeyi rahat bir marj ile geçti ve Türkiye bu başarıyı gösteren birkaç Avrupa ülkesinden birisi oldu.

Raporda şöyle denildi:

"Bu güçlü ekonomik toparlanmanın altında 2001 yılından bu yana yapılan ve kriz sırasında kararlı politikaların uygulanmasına olanak tanıyan reformlar yatmaktadır. Türkiye'de açık işsizlik mutlak bazda yüksek seyretmesine (Ekim 2010 itibariyle yüzde 11,3) ve hem sosyal refah hem de üretkenlik bakımından bir zorluk teşkil etmesine rağmen kadınların işgücüne katılımında kaydedilen önemli artışlar ile birlikte istihdam kriz öncesi düzeyleri aşmıştır.

Türkiye ekonomisine yüksek hacimli kısa vadeli sermaye girişleri durumu karmaşıklaştığa da, enflasyon hedeflemesi de iyi bir performans sergilemektedir. 2010 sonu itibariyle enflasyon yüzde 6,4'tür ve üst üste ikinci yıl yüzde 6,5'lık hedef içerisinde kalmıştır. Gevşek küresel para politikasının ve Türkiye ekonomisine duyulan güvenin bir sonucu olarak 2010 yılında kaydedilen yüksek kısa vadeli sermaye girişleri ekonomik faaliyeti desteklemiştir ve kriz öncesi düzeylere gelen ve keskin bir şekilde yükselen cari açığı finanse etmiştir. Yetkililer kısa süre önce sermaye girişlerinin yönetimine yönelik daha agresif bir yaklaşımla enflasyon hedeflemesini uyumlaştırmaya yönelik önlemleri uygulamaya koymuştur."

Başlıca risk sermaye akışlarının ters dönmesi ve yavaşlama

Dünya Bankası geleceği bakıldığında Hükümetin göstermiş olduğu performansın küresel resesyona karşı aldığı önlemler ile güçlendiğini belirtirken, "Vergilerin ve harcamaların bileşimi hala uzun vadeli zorluklar ortaya koymasına rağmen, 2011-13 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program kamu sektörü dengelerinde kademeli bir iyileşme öngörmektedir. Başlıca makroekonomik risk, yüksek cari açık göz önüne alındığında sermaye girişlerinde tersine bir seyrin büyümede önemli bir yavaşlamaya yol açması olasılığıdır" dedi.

Uzun vadede, daha yüksek üretkenlik, daha çeşitli pazarlara daha yüksek ihracat, daha yüksek yurt içi tasarruf ve daha fazla enerji verimliliği ve çeşitlendirmenin Türkiye'nin dış finansmana olan bağımlılığını azaltmak bakımından kilit rol oynayacağını belirten Dünya Bankası, "Bu alanlarda iyileştirmeler sağlayabilmek İçin, işgücü ve ürün piyasalarında yapısal reformların yapılması gerekecektir -bu sadece cari hesaplar dengesi üzerinde değil aynı zamanda Türkiye'nin büyüme potansiyeli üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır" dedi.

Dünyadaki tablo

Dünya Bankası'na göre, 2010 yılında yüzde 3,9 büyüyen küresel GSYH 2011 yılında yavaşlayarak yüzde 3,3 büyüyecek, 2012 yılında ise yüzde 3,6 artacak. Gelişmekte olan ülkelerin 2010 yılında yüzde 7, 2011 yılında yüzde 6 ve 2012 yılında yüzde 6.1 büyümesi bekleniyor. Gelişmekte olan ülkeler, 2010 yılında yüzde 2.2, 2011 yılında yüzde 2.4 ve 2012 yılında yüzde 2.7 büyümesi beklenen yüksek gelirli ülkelerden daha iyi bir büyüme performansı sergilemeye devam edecek.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir