Türkiye Cumhuriyeti’nin stratejik yapısı

Türkiye Cumhuriyeti, senelerdir savaşa girmemiş ancak terörle mücadele etmek zorunda kalmış olmasına karşın;  güçlü insan kaynağı, ekonomisi ve kültürel zenginliği nedeniyle hem Doğu hem de Batı için çok önemli bir stratejik değer haline gelmiştir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Burak Yusuf Kösem

2024 yılı dünya nüfusunun kabaca üçte ikisinin seçimlere gittiği; Rusya-Ukrayna ve Ortadoğu’da İsrail ile Filistin arasındaki sıcak savaşta on binlerce masumun yaşamını yitirdiği, yerinden sürüldüğü ve küresel ekonomi açısından da Çin- ABD teknoloji savaşlarının önderliğinde bir fragmantasyona gidildiği, genel küresel ticaret sisteminin ise Çin’in baskın kapasite fazlası nedeniyle otomotiv başta olmak üzere riske edildiği bir dönem oldu.

Ülkemiz ekonomisinde de yüksek enflasyonla mücadele etmek adına Haziran 2023’ten itibaren sıkı para politikası yürütülmeye başlandı. Türkiye jeopolitik konumu itibariyle pandemi sürecinden sonra güçlü üretim seviyesi ve gelişmiş lojistik ağları nedeniyle dış ticarette önemli bir avantaj yakaladı ve bu durumu, ticari partneri Avrupa ülkelerine göre daha farklı bir ekonomi politikası izlemesini gerektirdi. Ardından Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşından enerjide dışa bağımlı olması nedeniyle olumsuz etkilenerek, yüksek enflasyona maruz kaldı.

Dolayısıyla sıkı para politikasına geçişi Rusya gazına bağımlı Avrupa’dan daha geç başladı. Gelinen noktada bu yıl haziran ayından itibaren bir dezenflasyon sürecine girildi ancak enflasyonun tam olarak, düşürülüp; faiz indirimlerine başlanabilmesi için kat edilecek daha fazla yol var.

Enflasyondaki görünüm, tüm dünyada olduğu gibi hizmet enflasyonundaki yapışkanlık ve enflasyon beklentilerinin çıpalanamayışı gibi nedenlerle yavaş ilerliyor.

Diğer taraftan tüm dünya ülkeleri açısından ortak olan küresel iklim krizi ve teknolojik dönüşüm gibi meseleler ülkem nezdinde de çok çeşitli politikalarla ele alınmaktadır. Türkiye, Paris Anlaşması’na imza atmış ve Avrupa Yeşil Dönüşüm Mutabakatı politikaları doğrultusunda ciddi bir yapısal dönüşüm içerisindedir.

Teknoloji alanında da özellikle savunma sanayii teknolojisinde son yıllarda önemli ilerlemeler kaydetmiş üstelik bunu yaparken de insanlığın ortak değerlerine sahip çıkma alışkanlığından uzaklaşmamıştır. Örnek vermem gerekirse Ukrayna’ya önemli düzeyde bir savunma desteği sağlanmış ayrıca Türkiye’ye gelmek isteyen çok sayıda Ukraynalıya kucak açarak da her zamanki misafirperverliğini göstermiştir.

Çok yakın bir tarihten örnek vermem gerekirse de İsrail bombardımanına maruz kalan Beyrut Limanı’na kurtarma gemileri göndererek, Türkçe bile bilmeyen üçüncü dördüncü nesil TC vatandaşlarına kucak açtığında, insanlar “Türkiye, her zaman yardıma gelir” demişlerdir.

Ülkemin bulunduğu coğrafya kadim medeniyetlerin var olduğu ancak bir o kadar da doğal afetler ve iç karışıklıklar vasıtasıyla örselenmiş, zor bir bölgedir.

Özetle Türkiye Cumhuriyeti, senelerdir savaşa girmemiş ancak terörle mücadele etmek zorunda kalmış olmasına karşın;  güçlü insan kaynağı, ekonomisi ve kültürel zenginliği nedeniyle hem Doğu hem de Batı için çok önemli bir stratejik değer haline gelmiştir.