”Türkiye bir dönüşüm içerisinde”
Bakan Arınç, Taksim Meydanı'ndaki 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin olarak açıklamalrda bulundu
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Taksim Meydanı'ndaki 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin olarak, "Demek ki Türkiye bir büyük dönüşüm içerisinde ve artık biz 2010'da Taksim Meydanı'nda yüzbinlerle hiçbir çatışmaya meydan vermeden coşku ile kutlayabiliyoruz. Yasaklar hep istisnai olmalı ama özgürlükler de esas olmalı" dedi.
Arınç, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda uzun yıllardan sonra ilk kez bayram olarak kutlandığını belirterek, "Bu, 32 sene sonra gelen bir güzelliktir" dedi.
Ak Parti Hükümeti'nin daha önce Taksim Meydanı'nda sınırlı sayıda işçi temsilcilerinin katılımıyla kutlama yapılmasına izin verdiğini hatırlatan Arınç, 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kanunla kabul edildiğini de vurguladı. Taksim Meydanı'nda devam eden mitinge değinen Arınç, şöyle devam etti:
"Yıllar sonra ilk defa işçilerimiz bir araya geldiler, gayet güzel bir olgunluk içerisinde... İyi tedbirler alındı, kötü niyetlilere çok fırsat verilmedi. Umarım sonuna kadar bu güzellik devam eder. Çünkü işçilerin kendi bayramlarını, günlerini büyük bir olgunlukla, büyük bir coşku ile kutlamaları asıl olan. Geçtiğimiz yıllarda yaşanmış çok acı olaylar vardı. En son 1977'de meydanda pek çok vatandaşımızın hayatına mal olan kargaşa yaşanmıştı. Daha sonra da Taksim Meydanı toplantı ve gösterilere yasaklandı. Şehrin en önemli, her an kalabalık olan yeri. Çevresi de dükkanlar ve işyerleri ile dolu. Ancak bu sene sendikalar da bu konuda duyarlı hareket edeceklerini söyleyerek, Hükümet'in bu yere izin vermesi konusunda ricada bulundular. Hem kanunu çıkaran AK Parti Hükümeti'dir hem de bu meydanda bu güzel günün kutlanmasına izin veren AK Parti Hükümeti ve Sayın Başbakanımızdır. Doğrusu bu duyarlılıkla ve bu bilinçle hareket eden bütün işçilerimizi, sendikalarımızı, onların yöneticilerini ve toplantıya katılan bütün yurttaşlarımızı buradan tebrik etmek istiyorum. Bizleri sevindirdiler ve bundan sonraki yıllarda da daha büyük bir coşkuyla, daha büyük bir kalabalıkla ve her fırsatta bu imkanlar kullanılır. Ben buradan bir kıssadan hisse daha çıkarmak istiyorum. Yasakların ne kadar anlamsız olduğu da bir şekilde görülmüş oldu. Korkularla, vehimlerle, yasaklarla artık hareket etmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hep 1977'yi hatırlayarak biz bir endişe içerisindeydik. Demek ki Türkiye bir büyük dönüşüm içerisinde ve artık biz 2010'da Taksim Meydanı'nda yüzbinlerle hiçbir çatışmaya meydan vermeden coşku ile kutlayabiliyoruz. Yasaklar hep istisnai olmalı ama özgürlükler de esas olmalı."
Araştırma komisyonu kurulması
Arınç, "1977 ve Gazi mahallesi olayları gibi provokasyonların kurulacak bir araştırma komisyonu ile araştırılması konusu gündeme geldi" hatırlatması üzerine, o dönemde yaşananların bir provokasyon olduğunu söyledi. "Alana girenlerin üzerine doğrudan ateş açan, bir karmaşa yaşanmasını isteyen, Türkiye'deki toplumsal kavgaları en üst düzeye çıkarmak isteyen ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinin belki de meşruiyetini sağlamaya yönelik bir olaydı bu" diyen Arınç, olayların canlı tanığı olan dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan'ın bir konuşmasından söz etti. Arın, İsvan'ın "Karşımızda pantolonlarının paçasını potinlerinin içine sokmuş farklı kıyafette 10-15 kişinin yarım ay şeklinde mevzi aldığını ve ateşe başladığını gördük ve o zaman inandık ki bu işin içerisinde bir provokasyon var. Maalesef birbirlerini ezercesine insanlar orada hayatlarını kaybettiler" dediğini hatırlattı. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maraş olaylarından tutunuz, başka toplumsal olaylara, Çorum olaylarına kadar, insanlara korku, endişe, panik yaratmak, Türkiye'deki otoriteyi zedelemek, hukuk düzenini yıkmak için bu tür ve benzeri olaylar mutlaka yapılmıştır. Meclisimizde 200'e yakın milletvekilinin imzası ile bu olayların gerçek yüzünün araştırılması maksadı ile bir araştırma komisyonu kurulması önergesi verildi."
Yakın zamanda komisyonun kurulmasını umduğunu dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
"Türkiye'de artık hiçbir şey gizli kalmayacak ve hiçbir kötü olayın faali saklanmayacak, gizlenemeyecek ve herkes yaptığı her kötü işin hesabını mutlaka verecek. Sadece bir bireysel olay olarak değil, bunun arka planında yatan kaos planlarının da ortaya çıkması açısından Meclis araştırmasına ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Tetiği çeken elin arka planlarını, onları yönlendirilenleri, kurguyu, mizanseni yapanları, planlar üzerinde çalışanları bulabilirsek, sadece kafamızdaki senaryoları gerçekleştirebilecek bir çalışma yapabilirsek herhalde faydalı olur. Çünkü bu olaylara bakarak siz bizler yorumluyoruz ama gerçek nedir? Bunu Meclis'in bir denetim mekanizması olan araştırma komisyonu ile ortaya çıkarmamız lazım."
Arınç, "Bugün böyle güzel bir 1 Mayıs geçirmemizin arkasında aslında bu karanlık güç odakları ile yapılan mücadelenin olduğunu söyleyebilir miyiz?" sorusu üzerine, "Yüzde yüz" dedi. AK Parti Hükümeti'nin 8. yılın içinde olduğunu belirten Arınç, bu dönemde 50'den fazla suç örgütünün ortaya çıkarıldığını, bunların sorumlarının yargılandığını, bir kısımının mahkum olduğunu bir kısmının yargılanmasının devam ettiğini dile getirdi. Arınç, şöyle konuştu:
"Bunların sadece çıkar amaçlı suç örgütleri değil, siyasal ve toplumsal amaçlı ve bir takım yasa dışı örgütlerle bağlantısı olan ve bildiğiniz gibi bir kaç yıldır yargılaması süren ve hatta dün ve bugün yeni iddianamelerle yeni olayların yargı önüne çıkartıldığı bir süreç yaşıyoruz. Türkiye böyle bir süreç görmedi bugüne kadar. Eminim bunlar ortaya çıktıkça, insanlar çevresinde olan bitenleri ve anlam veremedikleri olayları yorumlama konusunda daha başarılı olacaklar. Ben Hükümetimizin, bunların üzerine gitmek, bunları çökertmek, bunları eylem yapamaz hale getirmek ve geçmişte karanlık kalan olayları aydınlatabilme konusunda başarılı olduğunu düşünüyorum."