Türk nüfusu yaşlanıyor
15 yaşın altındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 27'ye düşerken 65 yaş ve üzeri nüfusun payı ise yüzde 7'ye yükseldi. Evlenme yaşı ise yükseldi.
ANKARA - Hacettepe Üniversite'nin yaptığı araştırma, Türkiye'nin nüfusunun bu yüzyıl ortalarında yüz milyonun altında kalarak durağanlaşacağını ortaya koydu. Araştırma, nüfus artış hızı giderek azalan Türkiye'nin, orta vadede genç ve dinamik olma özelliğinin ortadan kalkacağını öngörüyor.
15 yaşın altındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 27'ye düşerken 65 yaş ve üzeri nüfusun payı ise yüzde 7'ye yükseldi.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından, 2008 yılında yapılan Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve TÜBİTAK'ın Kamu Araştırmaları Grubu'nun (KAMAG) katkılarıyla yürüttüğü "Türkiye'de Nüfusa İlişkin Göstergeler" başlıklı araştırmanın sonuç raporu, geçen ay tamamlandı.
Araştırma, başka veri kaynaklarından sürekli, doğru ve ayrıntılı bir biçimde elde edilemeyen Türkiye'deki doğurganlık, aile planlaması ve ana ve çocuk sağlığı konularında bilgi sağlamak üzere yürütüldü.
Araştırma kapsamında 10 bin 525 hanehalkı, 7 bin 405 kadın ile görüşüldü. Araştırma, örnekleme planı araştırmacılara klasik kent-kır ve beş bölge ayrımının ötesinde bazı göstergeler için 12 alt-bölgeya ait analiz yapma olanağı sunuyor.
Doğurganlık azalıyor
Araştırma sonuçları, kadınların doğurganlık çağlarının sonunda ortalama olarak 2.2 çocuğa sahip olduklarını gösterdi.
En yüksek doğurganlık hızı sırası ile 20-24 ve 25-29 yaş gruplarında yaşanıyor. En yüksek doğurganlık hızı Doğu Anadolu'da (3.3), en düşük doğurganlık hızı ise kadın başına 1.9 doğum ile Batı, Orta ve Kuzey Anadolu'da görülüyor.
Araştırma sonuçları, doğurganlık düzeyi sadece Batı Anadolu değil, Orta ve Kuzey Anadolu'da da yenilenme düzeyi olan kadın başına 2.1 çocuğun altına düştüğünü gösteriyor.
Araştırma, 1970'li yıllarda yaklaşık 5 çocuk sahibi olan kadınların, günümüzde 2 çocuk sahibi olmalarını ortaya koyarken, doğurganlık düzeyindeki önemli azalma dikkati çekiyor. Bu azalmanın sebebi, evliliklerin geciktirilmesi ile gebeliği önleyici yöntemlerin kullanımının artmasına bağlanıyor. Ayrıca, Türkiye'de evli her beş kadından dördünün doğurganlığını sonlandırmak veya ertelemek istiyor.
Nüfus değişimi
Raporda, cumhuriyetin ilanında 13 milyon olan Türkiye nüfusu, 1950'li yılların sonunda 2 katına ulaştığı, 1985'de 50 milyonu aşan ülke nüfusun, 2000 nüfus sayımı sonuçlarına göre 67,8 milyona ulaştığı, günümüzde ise, Türkiye nüfusunun 71.8 milyon olduğunun tahmin edildiği bilgileri yer aldı.
Araştırmaya göre, Türkiye'de doğurganlık, ölüm ve diğer demografik süreçlerde yaşanılan değişime eşlik eden bir diğer değişim de nüfus artış hızlarında meydana geldi.
1970'li yıllarda yüzde 2.5'lik bir hızla artan nüfus, günümüzde yüzde 1.8'lik bir hızla artıyor. Bu değişim, 28 yılda iki katına ulaşabilecek bir nüfus yapısından, 40 yılda iki katına ulaşılabilecek bir nüfus yapısına geçildiğini göstermesi bakımından önem taşıyor.
Sonuçlar, önceki araştırma bulguları ile birlikte ele alındığında, Türkiye'de demografik yapının önemli bir değişme süreci içinde bulunduğunu ortaya koydu. Bu yapı değişikliği ya da demografik geçişin Türkiye için sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmelere yer veriliyor:
"-Türkiye'nin nüfus büyüklüğü, içinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarında yüz milyonun altında kalarak durağanlaşacak.
-Genç nüfusun (15 yaşın altındaki nüfus) toplam nüfus içindeki payı azalmaya devam edecektir. Bu azalma, Türkiye'nin 'genç ve dinamik nüfus' olma özelliğini orta vadede ortadan kaldıracaktır.
-Yetişkin nüfusun (15-64 yaşındaki nüfus) toplam nüfus içindeki payı, yüzyıl ortalarına kadar artmaya devam edecek. Bu gelişme Türkiye'nin giderek artan oranda bir 'istihdam' sorunu ile karşılaşacağını gösteriyor.
-Yaşlı nüfusun (65 ve üstü yaşlardaki nüfus) toplam nüfus içindeki payı da artmaya devam edecek. Yaşlı nüfus hacminin artmasının temel nedeni doğurganlık hızındaki düşme.
1970'li yıllarda toplam nüfus içinde sadece yüzde 2'lik bir yer tutan 'yaşlılar', günümüzde yüzde 7'lik bir yer tutuyor. Günümüzden 25 yıl sonra yaşlı nüfus oranının yüzde 9'a, yaşlı nüfus hacminin ise 8 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu durum, Türkiye'nin yakın gelecekte 'yaşlıların finansmanı' sorununu daha kuvvetle hissedeceğini gösteriyor."
Nüfus yaşlanıyor, evlenme yaşı yükseliyor
Araştırma sonuçlarına göre, 15 yaşın altındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 27'ye düşerken 65 yaş ve üzeri nüfusun payı ise yüzde 7'ye yükseldi. Bu bulgularla uyumlu olarak Türkiye nüfusunun ortanca yaşı da 26.5'e yükseldi.
Türkiye'de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ortalama evlenme yaşı 21 olarak belirlendi. Son yirmi yıl içinde ortalama ilk evlenme yaşında da yaklaşık olarak 3 yıllık bir artış yaşandı.
Türkiye'de çok genç yaşlardaki evlenme davranışında önemli bir değişim görülmekteyse de araştırma sonuçları 15-19 yaş grubundaki kadınların yüzde 10'unun evlenmiş olduğunu ortaya koydu.
Yıllık doğum 1,3 milyondan 1,1 milyona düşecek
Yılda 1,3 milyon olan doğum sayısının 2015'de 1,1 milyona düşeceğini ve bu seviyede sabit kalacağını ortaya koydu.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından, 2008 yılında yapılan Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve TÜBİTAK'ın Kamu Araştırmaları Grubu'nun (KAMAG) katkılarıyla yürütülen "Türkiye'de Nüfusa İlişkin Göstergeler" başlıklı araştırmanın sonuç raporu tamamlandı.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sabahat Tezcan'ın yürütücülüğünde ve Prof. Dr. İsmet Koç'un teknik koordinatörlüğünde yürütülen araştırmanın sonuçları, araştırmacılar Prof. Dr. İsmet Koç, Dr. Mehmet Ali Eryurt, araştırma görevlileri Tuğba Adalı ve Pelin Seçkiner'in imzasıyla "Doğurganlık, Aile Planlaması ve Beş Yaş Altı Ölümlerdeki Değişimler:1968-2008" isimli kitapta toplandı.
Araştırma verilerinden yola çıkılarak Türkiye'nin gelecekteki demografik yapısına ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı kitapta, Türkiye'nin yaşadığı demografik dönüşüm sürecinin, nüfusun demografik yapısının gelenekselden moderne doğru evrilmesini sağladığına dikkat çekildi.
Bu sürecin henüz tamamlanmadığına işaret edilen kitapta, Türkiye'nin bugün sahip olduğu doğurganlık hızının azalmaya devam edeceği belirtildi.