Türk Lirası, 2010'da yüzde 11 değerlendi

TL yıllık bazda döviz sepeti karşısında reel olarak yüzde 8.2 değerlendi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Naki BAKIR

ANKARA- 2010 yılında yoğun sıcak para girişlerinin döviz arzını artırıp fiyatını düşürmesinin etkisiyle Türk Lirası'nda döviz sepetine karşı yüzde 11 dolayında bir reel değerlenme yaşandı.

Spekülatif sermaye girişlerinin yol açtığı döviz fazlası sayesinde yaşanan bu yapay değerlenme, yabancıların döviz cinsinden karını katlarken, Türkiye'ye hızla büyüyen dış ticaret ve cari işlemler açığı şeklinde yüklü bir fatura çıkardı.

Merkez Bankası'nın, Türkiye ve ticaret yaptığı ülkelerin fiyat gelişmelerine göre hesapladığı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bazlı Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi'nin 2010 sonu değerlerini açıkladı. Buna göre endeksin önceki yılın aralık ayında 116.6 olan değeri, bir yılda yüzde 8.2 artarak Aralık 2010 sonu itibariyle 126.2'ye yükseldi.

Buna göre TL yıllık bazda döviz sepeti karşısında reel olarak yüzde 8.2 değerlendi. Ancak, kur hareketlerinin yıl içindeki seyrini de gözeterek 12 aylık endekslerin ortalamasına göre yapılan hesaplamada, TL'deki değerlenmenin daha yüksek olduğu belirlendi. TÜFE bazlı endeksin geçen yılın 12 ayı ortalamasındaki değerinin, önceki yılın ortalamasına göre yüzde 10.9 arttığı hesaplandı.

Bu oran, TL'deki yıllık ortalama değerlenmeyi gösteriyor. Bu arada Türkiye ve ticaret yaptığı ülkelerin üretici fiyat endeksleri (ÜFE) baz alınarak yapılan hesaplamada da TL'de döviz sepetine karşı yıllık reel değerlenme yüzde 9.8, on iki aylık ortalamalara göre yıllık reel değerlenme de yüzde 10 olarak bulundu.

Sıcak para ilişkisi

2010 yılında da TL'de en yüksek değerlenmenin, dolar, euro gibi gelişmiş ülke paralarına karşı olduğu belirlendi. TÜFE bazlı endekse göre geçen yıl TL'de gelişmekte olan ülke paralarına karşı yıllık değer kazanımı yüzde 2.9, on iki aylık ortalamalara göre yıllık değerlenme de yüzde 6.6 olurken; sıcak para girişlerinin büyük bölümünü oluşturan dolar ve euro gibi gelişmiş ülke dövizlerine karşı reel değerlenme yıllık bazda yüzde 10.3'e, on iki aylık ortalama bazda da yüzde 12.6'ya ulaştı.

Bu durum, sıcak para girişlerinin büyük bölümünü bu dövizlerin oluşturması, borçlanmaların da yine ağırlıkla bu dövizler üzerinden yapılmasından kaynaklanıyor. TL'nin dış ticarette de en büyük paya sahip bu ülke paralarına karşı yüksek oranda değer kazanımı, Türkiye'nin ihracatını baskılayıcı ithalatını artırıcı bir rol oynuyor; dış ticaret açığının hızla büyümesine yol açıyor.

TL'nin dövizlerine karşı hızlı değer kazanımı nedeniyle Türkiye, AB ülkeleri, ABD, İngiltere, Japonya, Güney Kore gibi gelişmiş ülkelere karşı önemli boyutlarda dış ticaret açığı veriyor.

Dış açık ve borçları büyütüyor

Parayla para kazanmak için gelen spekülatif yabancı sermayenin Borsa ve DİBS'ten elde ettiği tatlı kar, Türkiye'yi yabancı yatırımcı için cazip hale getirirken, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin dışarıya yüklü miktarlarda kaynak transferi sürecini de tetikliyor.

Sıcak para ile oluşan döviz fazlasının kurları düşürüp TL'yi aşırı değerlendirmesi ithalat patlamasına; dış ticaret ve cari işlemler açıkları ile borçların aşırı büyümesine yol açıyor. Son 7 yıldaki değerlenme Reel kur endeksi, kapsadığı son yedi yıllık dönem itibariyle TL'de yüksek bir değerlenmeye işaret ediyor. 2003 temel yıllı endeksin anılan yıl 100 kabul edilen değerinin Aralık 2010 itibariyle 126.2'ye çıkması TL'de son yedi yılda yüzde 26.2'lik bir değerlenmeyi gösteriyor. Alt endeksler ise bu dönemde gelişmekte olan ülke paralarına karşı yüzde 5.4 değerlenen TL'de gelişmiş ülke paralarına karşı değerlenmenin ise yüzde 36.2'ye ulaştığına işaret.

Reel efektif kur endeks değerinin yükselmesi, TL'nin reel olarak değer kazandığını, diğer bir anlatımla Türk mallarının yabancı mallar cinsinden pahalandığını; düşmesi ise bunun tersini gösteriyor. Değerin 100'ün üstünde olması baz yılına göre TL'nin daha değerli; altında olması ise değerinin daha düşük olduğu anlamına geliyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir