Tüfenkci: 15 Temmuz’a rağmen hızlı büyüdük
Bakan Tüfenkci'den 15 Temmuz mesajı: Yaşanan hain darbe girişimi 27 çeyrek boyunca devam eden kesintisiz büyüme performansını sekteye uğratmıştır. Ancak güçlü ekonomimiz toparlanma sürecini hızla hayata geçirmeyi başarmıştır.
BÜLENT TÜFENKCİ - Gümrük ve Ticaret Bakanı
Türkiye Ekonomisi, tüm dünyayı etkisi altına alan 2009 yılındaki Küresel Ekonomik Krizden bu yana kesintisiz bir şekilde 27 çeyrek boyunca ortalama yüzde 7 oran ile büyümeyi başarmıştır. 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimi ise, bu kesintisiz büyüme performansını sekteye uğratmıştır.
Ancak güçlü ekonomimiz toparlanma sürecini hızla hayata geçirmeyi başarmıştır. Eğer 15 Temmuz gibi hain bir darbe girişimi ile milletimize ve ekonomimize yöneltilmiş bir tehdit olmasaydı, 2016 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde büyüme oranlarımız 2015 yılının aynı dönemlerindeki gibi gerçekleşseydi ekonomimiz daha yüksek gelir seviyesine ulaşacaktı.
Öyle ki, 2015 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9, dördüncü çeyreğinde ise yüzde 7,4 oranında büyüyen ekonomimiz 2016 yılında da bu düzeyde büyümeyi başarsaydı; Bugün milli gelirimiz yaklaşık 50 milyar TL daha fazla olacaktı.
15 Temmuz musibetinin hemen ardından da paylaştığımız gibi not indirimlerinin tamamı siyasi kaygılar gütmüştür. Yine benzer olarak, gerek AB tanımlı borcun gelire oranında, gerekse de bütçe açığının gelire oranında birçok Avrupa Birliği ülkesinin gıpta ile baktığı bir konumda bulunan ülkemiz bu ülkelere kıyasla daha düşük kredi notları ile notlandırılmıştı.
Gelin size, 15 Temmuz ile beraber ekonomimiz ve ülkemiz üzerinde oynana oyunun resmini bir de şöyle çizmeye çalışayım:
İşsizlik
2015 yılı sona erdiğinde 3,2 milyon seviyesinde olan işsiz sayısını 2016 yılının ilk beş ayı sonunda 2,9 milyona kadar düşürmeyi, işsizlik oranımızı ise yüzde 9,4’e kadar geriletmeyi başarmıştık. İşsizliğin azaltılması ve vatandaşlarımıza istihdam sağlanması noktasında çalışmalarımız yoğunlukla devam etmekteydi ancak 15 Temmuz gibi bir ihanetin sonucunda ekonomimize ağır faturalar ödenmek istendi.
2016 yılı Mayıs ayı sonu itibarıyla 2,9 milyon kişi olan işsiz sayısı 2016 yılı sonu itibarıyla 3,9 milyona kadar yükseldi, istihdam edilen kişi sayısı da yaklaşık 1 milyon geriledi. 15 Temmuz gibi bir ihanet yaşanmasaydı bugün işgücü istatistikleri bazında bahsettiğim 2016 yılının Mayıs ayından daha iyi bir konumda olabilecektik. Ancak bütün bu ihanetlere rağmen işgücü piyasalarımıza yeniden can suyu ve içinde bulunduğumuz yıl itibarıyla 1,1 milyon kişiye istihdam sağladık.
Borsa İstanbul
15 Temmuz’un hemen sonrasındaki haftada BIST100 endeksi yüzde 13,3 değer kaybı ile 22 Temmuz ile sona eren haftada 71 bin puana kadar gerilemişti. Buna bağlı olarak Borsa İstanbul’un piyasa değeri bir hafta içerisinde 80 milyar TL azalmıştı. İşte bu çirkin oyuna alet olan kesimler bu gerilemenin devam edeceğini ve borsamızın çöküntüye gireceğini düşünmüş olsa da bugün geldiğimiz noktada Borsa İstanbul Cumhuriyet tarihinin rekor seviyesinde işlem görmektedir.
Esnaf kredilerinde artış
2016 yılı içerisinde faiz indirim desteği ile esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri aracılığıyla kullandırılan toplam 12 milyar lirayı aşan meblağ bulunmaktadır. Kullanılan krediler bakımından yıl içindeki en büyük düşüş Temmuz ayında gerçekleşmiştir.
Bu aydan sonra yıl boyunca hiçbir ayda Haziran ayı kullandırım rakamı (1 milyar 92 milyon TL) yakalanamamıştır. Bu durum Temmuz ayı sonrasında esnaf ve sanatkârların bir müddet yatırım amaçlı kredi kullanmaktan ve ticari faaliyetlerinde riske girmekten kaçındıklarını göstermektedir.
Ancak Haziran 2017 itibariyle yıl içinde kullandırılan kredi miktarının 5,8 milyar liraya yükselmesi esnaf ve sanatkâr açısından ekonomide güven ortamının yeniden sağlandığını göstermektedir.
15 Temmuz Darbe Girişimi esnaf ve sanatkârlar için ekonomik olumsuzlukları beraberinde getirse de oturmuş kredi ve kefalet kooperatifçiliği ekonomimizin kılcal damarlarına vurulmak istenen bu darbeyi emmiş, esnaf ve sanatkârlarımızı korumuştur.
Diğer yandan kurulan-kapanan şirket istatistiklerine bakıldığında, kurulan şirketlerin sayısında azalmadan ziyade bir miktar da olsa artış yaşanmıştır. Bir başka dikkat çekeceğim nokta da darbe girişimi sonrası kapanan şirket sayısı, darbe girişimi öncesi kapanan şirket sayısından daha azdır. Yani milletimiz hain darbe girişimine karşı her alanda direncini göstermiştir.
En ağır fatura turizm sektörüne kesildi
15 Temmuz hain darbe girişiminin en ağır faturası turizm sektöründe gözlemlendi. Oluşturulan suni algı sonucu 2016 yılının Temmuz ayında ülkemize giriş yapan turist sayısı yüzde 36,7 oranında geriledi. Temmuz sonrasından yıl sonuna kadar geçen dönemde ise turist sayısındaki gerileme aylık ortalama yüzde 26 oranında gerçekleşti.
2017 yılıyla beraber bu alandaki yaralarımızı da hızla sarmaya başladık. Yılın ilk beş ayı itibarıyla ülkemize gelen turist sayısı yüzde 5,6 artış gösterirken Nisan ayında yüzde 18,1, Mayıs ayında ise yüzde 16,2 artış göstermiştir. İnanıyoruz ki bu yaz sezonunda turizm sektörü geçen yılın ağır faturasının yaralarını hızla saracak.
15 Temmuz’da yaşanan ve başarısız olan hain darbe girişiminin turizme etkisini şöyle de değerlendirebiliriz. 15 Temmuz’dan önceki 10 aylık dönemde ülkemize gelen turist sayısı 24,2 milyon iken darbe girişimi sonrasındaki 10 aylık dönemde ise bu sayı 19,9 milyon kişiye gerilemiştir.
Ortalama bir turistin harcama miktarının 700 dolar olduğu değerlendirilirse 15 Temmuz hain darbe girişimi ile beraber turizm gelirlerindeki gerilemenin yaklaşık 3 milyar dolar (yaklaşık 11 milyar TL) olduğu değerlendirilebilir.
Dışarıdan gelen yatırımlar
Ama her ne kadar bu oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıya rağmen ülke ekonomimize dış dünyanın ilgisi azalmamıştır. Darbe girişimi öncesi (1 Ağustos 2015- 1 Nisan 2016) gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı 9,6 milyar dolar iken, darbe girişimi sonrası gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı (1 Ağustos 2016- 1 Nisan 2017) 9,4 milyar dolardır.
2016 yılı ilk dört aylık doğrudan yabancı sermaye miktarı 3,4 milyar dolar iken 2017 yılı ilk dört aylık yabancı sermaye miktarı ise 3,6 milyar dolardır. Bu rakamlara bakıldığında, darbe girişiminin olumsuz etkisini yabancı yatırımlar bazında telafi ettiğimiz ve hatta dört aylık veriler bazında geçen seneye göre iyileşme olduğu görülmektedir. Ayrıca, yerli şirketlere olan uluslararası sermaye iştiraklerinde de önemli bir değişiklik yaşanmamıştır. Hatta iyileşme vardır: 2016 ilk dört ayında gelen iştirak sayısı 59 iken bu senenin ilk dört ayında gerçekleşen iştirak sayısı ise 67.
Bütün bu veriler bize hain darbe girişiminin gerek uluslararası gerek yerli yatırımcı üzerinde etkisinin neredeyse hiçe yakın olduğunu, hatta bazı verilerde artışı engelleyemediğini söyleyebiliriz.
Bunda, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, hükümet iradesinin ve politikalarının yoğun etkisi olduğu kanaatindeyim.