TTK için harekete geçtiler

İş dünyasından, meslek kuruluşlarından, hukukçulardan gelen eleştiriler etkili oldu. CHP ve MHP'li 3 milletvekili yeni TTK'nın yeniden ele alınması ve özellikle KOBİ kesimi lehine değişiklikler yapılması için kanun teklif hazırladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Canan SAKARYA-Özüm ÖRS
ANKARA - Yeni Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe gireceği 1 Temmuz 2012  tarihi yaklaştıkça başta iş dünyası çevreleri olmak üzere ilgili kesimlerden gelen eleştiriler ve değişiklik baskıları yoğunlaşırken, siyasi alanda milletvekilleri de hareketlendi. CHP ve MHP'li 3 milletvekili özellikle KOBİ kesimi lehine değişiklikleri içeren kanun tekliflerini TBMM Başkanlığına sundular.
 
Bu çerçevede, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam'ın teklifi TTK yürürlük tarihinin 1 Temmuz 2013'e ertelenmesini, bu sürede gereken değişikliklerin yapılmasını öngörüyor. CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün ile MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın teklifleriyse daha kapsamlı. Yasa teklifleri iş dünyası temsil kuruluşlarınca olumlu karşılanıyor ve destekleniyor.  DÜNYA Mikro Politika'ya konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, Türkiye Genç İşadamları Derneği Ankara Şube Başkanı Barış Aydın'ın değerlendirmeleri yasa tekliflerine yansımış görünüyor. TTK'de değişiklik taleplerine TÜRMOB da katılıyor ancak 1 Temmuz'da mutlaka yürürlüğe konması şartıyla.
 
Kanunu 'yumuşatıcı' değişiklikler
TBMM Başkanlığınca ilgili komisyonlara sevk edilen teklifler, iş dünyasında en fazla tepki gören hüküm olan ortakların şirkete borçlanması, kanunun şirket ortak ve yöneticilerine getireceği kimi yükümlülükler, denetim kapsamı ve denetçilere tanınan yetkiler, adli para cezası ve hapis ağırlıklı cezai yaptırımlar, internet sitesi zorunluluğu, kamuya açıklanacak ortak ve şirket faaliyet bilgilerinin düzenleyen maddelerde eleştiri ve tepkiler doğrultusunda "yumuşatıcı" değişikleri içeriyor.
 
Milletvekillerinin görüşleri
 
Mehmet Ali Susam - CHP İzmir Milletvekili
Şirketlerin yüzde 88'i hazırlık yapmadı
Türk Ticaret Kanunu, Meclis'te büyük bir uzlaşma ve görülmemiş bir hızla kabul edilmişti. Ancak yürürlük tarihi 1 Temmuz yaklaştıkça, ticaret hayatının tarafları, eksikliklere ve ağır cezalara dikkat çekmeye başladı. Basında da ağırlıklı olarak yer alan tartışmalara göre, yeni yasa pek çok çelişkiyi içinde barındırıyor.
 
Tek kişiyle şirket kurulmasına müsaade eden kanun bu şirketlerde bile karar almayı genel kurula bırakmış durumda. Hapis ve para cezasının yolunu açan, işletmelerin gelir gider ve borçlarının internette açıkça yayınlanmasını öngören hükümler, sektörde önemli tedirginliğe neden oldu. Yapılan bir ankette, işletmelerin yüzde 88'inin risklere karşı hazırlık yapmadığı ortaya çıktı.
Ticaret hayatını düzenleme niyetiyle yola çıkılırken aksine içinden çıkılmaz  noktaya getirecek olan kanunun yeterince tartışılması, eksiklik ve sorunlarının giderilmesi amacıyla yürürlük tarihinin bir yıl ertelenmesine ihtiyaç bulunmakta.
 
Lütfü Türkkan - MHP Kocaeli Milletvekili
Şirketlerin ticari sırları korunmalı
Gerek meslek kuruluşları ve diğer örgütlü toplumların, gerekse bu konuda görüş beyan eden akademik çevrelerin bizlere olan müracaatları, bu konunun tekrar ele alınması zaruretini beraberinde getirdi. Özellikle hapis cezası gerektiren bazı maddeler, internet sitesinde şirketin özel sırrı niteliğindeki bilgilerin de açıklanacak olması, eksik bir açıklamanın doğrudan hapis cezasını gerektirmesi, ticari defterlere kayıt ve denetim elemanına ibraz ile ilgili süreler belirtilmeden, adli para cezasına, ödenmezse hapis cezasına yer verilmesi iş çevrelerinde ciddi tedirginliklere yol açıyor. 
 
Yasanın mevcut şekliyle uygulanması halinde, hapse girmeyecek şirket ortağı kalmayacağı endişeleri mevcut iş dünyasında. Kanunun en çok tepki toplayan maddesi, şirketten borç para alan ortaklarla ilgili. Bu konuda alt sınır da konulmamış. Yasada, yıl içinde birden fazla para çekilmesiyle ilgili ceza sınırlaması yok. Buna göre; örneğin yıl içinde farklı tarihlerde 10 kez para çeken ortağa, her bir çekiş için 300 günden başlayan "adli para cezası" uygulanabilecek. Bir de, fatura, gider pusulası, ve her türlü kağıt yeniden bastırılacak. Bu bilgiler, faturalara yazılabilse bile, küçücük yazar kasa fişine, sinema biletine nasıl ve neresine yazılacak?
 
Yeni yasa ile mevcut ticari defterlere ek olarak; pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi defterler  ticari defter kabul edildi. Defterleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı denetim elemanlarına ibraz etmeyen, veya eksik ibraz edenler "üç aydan iki yıla kadar hapisle cezalandırılacak. En çok eleştirilen maddelerden biri zorunlu internet sitesi uygulaması.  Onbinlerce şirketin yöneticisi, hapse girme ve yüklü para cezası ödeme tehlikesiyle karşı karşıya. Şu anda özellikle küçük şirketlerin yüzde 90'ının internet sitesi yok. Türkiye'deki şirketlerin yüzde 99'u aile şirketi ve çok özel ticari sırlarının bilinmesi gerekmez ve onlar da istemezler. Kanunda çok ciddi eksiklikler ve hatalar var, virgülüne kadar uygulanması halinde, hapse girmeyen şirket ortağı kalmaz. İnsanlar, şirket kurma yoluna gitmez, mevcut şirketlerin önemli bir kısmı da şahıs işletmesine dönüşür. Oysa şirketleşme teşvik edilmeli.
 
Sinan Aygün - CHP Ankara Milletvekili
Plazaların yerini cezaevleri alacak
Kanun, ticaret hayatımıza çağdaş bir düzen getirecek. Ancak bazı maddelerin uygulamada iş hayatını büyük ölçüde olumsuz etkileyeceği görülmekte. Yasanın en fazla endişe uyandıran kısımları cezalarla ilgili. Kanun bu haliyle yürürlüğe girerse, cezaevine girmeyen iş adamı ve şirket ortağı kalmaz. Plazaların yerini cezaevleri alır. Şirketler cezaevlerinden yönetilir hale gelir. İş hayatında giderek büyük bir kaosa yol açabilir. Ticari faaliyetler, ceza tehdidi yüzünden kayıt dışı ekonomiye kaymaya başlar. Bu yüzden de yasa yürürlüğe girmeden düzeltmemiz gerekiyor.
Adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına dönüşmesinin yanı sıra birçok madde doğrudan hapis cezaları öngörüyor. Verdiğim yasa teklifiyle mevcut yasada yer alan adli para cezaları bu cezalara yakın tutarlarda idari para cezasına dönüştürülüyor.
Teklifle şirket sahip ve ortaklarının şirketten borçlanmalarını yasaklayan maddeleri de değiştiriliyor. Sahip ve ortakların şirkete ödenmiş sermayedeki payları kadar borçlanabilmelerine olanak tanınıyor. Şirketten borç para alan ortakları cezalandıran maddeleri Türkiye gerçeğiyle bağdaşmıyor. KOBİ niteliğindeki aile şirketlerinin yaygın olduğu Türkiye'de bu düzenleme, mevcut haliyle önemli sorunlara yol açacak. İşletme sahiplerinin işletme kasasından para kullanması ve borçlanması doğal.
Kanunun mevcut halinde şirketlerin her türlü kâğıtlarında yer vermesi gereken bilgiler de çok fazla ve ayrıntılı. Şirketler kullandıkları kâğıt ve defterleri yeniden bastırmak zorunda kalacak; Bu da önemli  maddi külfet getirecek. Yasa teklifinde fiş, fatura, gibi belgelerde yöneticilerin adları ile soyadları gibi bilgilere yer verilmesine ilişkin zorunluluğun kaldırılması da önerildi.
Yasa teklifiyle bir şirketin rakiplerine karşı ekonomik avantaj elde etmesini sağlayan türdeki bilgilerle, kişilerin şahsi gelirleri ve benzeri özel ve aile hayatına ilişkin bilgilerin internetten yayımlanması zorunluluğu kaldırılıyor. 
 
Meslek kuruluşları temsilcilerinin görüşleri
 
Ender Yorgancılar - EBSO Başkanı
Ağır yükümlülükler getiren maddelerde değişiklik istiyoruz
Kanunun geneline itirazımız yok. Ancak ticari işletmeleri rahatsız eden ceza maddelerinde değişikliklerin yapılması önemli. Dürüst, hesap verilebilir ve şeffaflık temel ilkesiyle hazırlanan yasanın tüm şirketlere ağır yükümlülükler getiren bazı maddelerinde değişiklik talep ediyoruz. Cezalandırmaya karşı değiliz. Aksine haksız rekabeti önleyecek her tür caydırıcılığı destekliyoruz. Ancak, sahte evrak düzenleyene, naylon fatura hazırlayana verilen hapis cezasının, web sitesinde bilgisini art niyetsiz eksik yayınlayana, yayınlamayı ve güncellemeyi unutana da verilmesine karşıyız. Hapis cezaları kalkarsa neden yasanın çökebileceğini de açıkçası anlamış değiliz.
 
Denetime de karşı değiliz. Zaten denetlenmekteyiz. Ancak benzer konularda farklı kuruluşlarca denetlenmeyi anlamakta zorlanıyoruz. Denetim konusunda kanunlar ve kurumların talepleri arasındaki farklılıklar giderilmeli. Denetim, şirket büyüklüklerine, türüne ve ortaklık yapısına uygun kademeli olmalı.  Denetçilerin yetkileri, patronu görevden almak dahil çok geniş ve etkili. Bu denli standartı yüksek ve  etkili bir denetim yaptıracaksak ayrıca vergi mevzuatı için niye tam tasdik yaptıralım? İkisinden biri yeterli olmalı, biri diğerini de içermeli.
 
Başka bir  konu işlem denetçiliği. Şirketin yeni kanuna göre tam denetimi yapılacaksa, bazı şirket işlemleri için niye ilaveten işlem denetçisi raporu gereksin?  Şirket sahipleri ve yöneticilerinin kamu borçlarına karşı sorumluluğu da tıpkı denetçiler için öngörüldüğü gibi kusura dayalı sınırlı sorumluluğa dönüştürülmeli.
 
İnternet sayfasına ve şeffaflığa da karşı değiliz. Ancak, şirkete özel ve ticari sır niteliğinde olabilecek bilgilerin dahi en az 6 ay, finansal tabloların ise 5 yıl internet sitesinde bulundurulması, aksi takdirde hapis ve para cezalarına mahkum edilmesini de kabul edemiyoruz. Tescile tabi işlemlerin yayınlanmasına  itirazımız yok. Ancak şirketin geleceğine dönük hususlarda özel önem arz eden yönetim kurulu kararlarının yayınlanmasını, rakiplerimiz dikkate alındığında ticari geleceğimiz açısından oldukça sakıncalı ve tehlikeli görüyoruz.
 
Borçlanma yasağı ile ilgili maddelerde genel yaklaşıma karşı değiliz. Ancak, kendi şirketinden 1 lira dahi çekeni  neredeyse hırsız konumuna getiren, itibarı yok eden bir anlayışa nasıl tepkisiz kalabiliriz ? Pay sahiplerinin, şirketten borçlanma imkanı ortadan kaldırılmamalı. Ticari belgelerde yöneticilerin  adı soyadı gibi detaylı bilgilerin yer alması önlenmeli.  Defter açılış ve kapanışlarının notere tasdik ettirilmesi yerine, şirket veya işlem denetçisinin yapması gerektiğini düşünüyoruz. Yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olma zorunluluğu, genel kurul iradesini kısıtlayıcı nitelikte. Şirket işlemlerinde özel denetim isteme hakkının, her pay sahibi yerine, sermayede belli orana sahip hissedarlara tanınması daha faydalı olacak.
 
Nail Sanlı  - TÜRMOB Genel Başkanı
Hapis cezaları gözden geçirilebilir
 İş dünyamızın ve TÜRMOB'un arzusu Yeni TTK'nın mutlaka 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe girmesi yönünde. Kanunun kuruluş temelleri yok edilmeden, üzerinde uzlaşma sağlanan teknik konularda gerekli ayarlamalar yapılmalı ve bir an önce yeni düzene geçilmeli.
Ticaretin çağdaşlaşması, gelişmesi ve kurumsal yönetim anlayışını benimsemesi için TTK uygulamalarına şiddetle ihtiyaç var. Yasanın yürürlük tarihi değişmeden, ceza maddeleriyle sınırlı bir revizyon yapılabilir. Ekonomik suça, ekonomik ceza ilkesi hayata geçirilerek, ortaya çıkması beklenen sorunlar şimdiden giderilmiş olur. 
 
TTK, şirketleri dünyanın birinci ligine taşıyacak üç temel üzerinde yükseliyor: Uluslararası standartlarda şeffaflık ve kurumsal yönetim, güçlü sermaye yapısı ve hızlı karar alma ve güvenli ticaret. Bu üç temel, sermaye şirketlerinin ortaklardan bağımsızlaştırılmasını, daha güçlü ortaklık yapılarını, daha hızlı karar mekanizmalarını, daha hızlı alacak takibi ve uluslararası standartlarda rekabet gücünü beraberinde getirecek.
 
TTK'nin özüne itirazımız bulunmamakla birlikte iş dünyasından gelen itirazların büyük bir kısmı hapis cezalarıyla ilgili, bu konunun değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Zira TÜRMOB ekonomik suça ekonomik ceza anlayışını benimsiyor. Yeni kanun mutlaka uygulamaya girmeli, sadece ekonomik suça ekonomik ceza anlayışından hareketle, hapis cezası yerine para cezası uygulanmalı. Bunun dışındaki eleştiriler, haksız ve değişime dirençten başka anlam ifade etmemektedir.
 
Barış Aydın - Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı
Cezalar şirketlere tedirgin ediyor
Milletvekillerinin verdikleri teklifler son derece yerinde, kesinlikle değerlendirilmeli. Kanunun bu haliyle yürürlüğe sokulmasıyla sayısız şirket ortağının hapse girmesi kaçınılmaz olacak. Ağır para cezaları ya da hapis ihtimali şirket yöneticilerinin çoğunu tedirgin etmekte.  Düzenleme küçük ve orta boy işletmeler ve tek ortaklı sermaye şirketlerinde sıkıntı yaratacak. 
 
Şirketten borç alan ortaklarla ilgili maddede bir alt sınır yok.  Adli para cezalarını ödenmemesi halinde hapis cezası yerine idari para cezası teklifi dikkate alınmalı. Defterlerin tutulması, belge kopyalarının saklanmasıyla ilgili sorunlarda ortaklar için öngörülen ceza yeniden düzenlenmeli, bu kapsama ortak olmayan yetkililer de alınmalı. 
 
İnternet zorunluluğu da pek çok şirket yöneticisinin hapse girmesine veya yüksek para cezası ödemesine neden olacak. Anonim ve limitet şirketlere internet sitesi kurma ve her türlü bilgiyi, herkesin ulaşabileceği şekilde yayınlamak, kimi şirketler için kabul edilemez. Ülkemizdeki şirketlerin çok büyük  bölümünün aile şirketi olduğu ve  internet sitesi bulunmadığı düşünüldüğünde, yasanın yürürlüğe girmesiyle önemli sıkıntılar yaşanacağı aşikâr. Şirket kağıtlarına onlarca bilginin nasıl sığdırılacağı tartışma konusu. Bu yönde verilen teklifler son derece yerinde. Ayrıca bağımsız denetçilerin olağanüstü yetkilerinin sınırlandırılması, önemli gider kalemi oluşturacak uygulamaların yeniden ele alınması gerekir. 
Bu konularda ilginizi çekebilir