Teşvik de yetmedi

İSMMMO'nun araştırmasına göre 2000-2009 yılları arasında teşvikli yatırımlarla sağlanan istihdamın, önceki 10 yıllık dönemin oldukça gerisinde kaldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Türkiye'nin büyüme rekorları kırdığı söylenen 2000-2009 yılları arasında teşvikli yatırımlarla sağlanan istihdamın, önceki 10 yıllık dönemin ancak yüzde 62'si düzeyinde kaldığını bildirdi.

İSMMMO'nun teşviklerin istihdam üzerindeki etkisini ortaya koymak amacıyla hazırladığı "Yatırım Teşvikleri ve İstihdam Raporu–2010" çalışmasına göre, 1990-1999 arasında düzenlenen teşvik belgeleriyle 2 milyon 212 bin kişiye iş kapısı açılırken, IMF programlarının tavizsiz uygulandığı 2000-2009 arasında teşviklerle yaratılan toplam istihdam 835 bin kişi azalarak, 1 milyon 377 bin kişi düzeyine geriledi.

Yıllar itibariyle düzenlenen yatırım teşvik belgelerinde öngörülen istihdam miktarının özellikle 2005 sonrasında hızlı bir gerileme içine girdiği belirtilen raporda, son iki yıl içinde istihdamın artırılmasına yönelik olarak birbiri ardına açıklanan teşvik paketlerinin, eylem planlarının ve kredi olanaklarının istihdam üzerinde beklenen olumlu etkiyi yaratmadığı kaydedildi.

Raporda, Hazine Müsteşarlığı, KOSGEB ve DPT verileriyle yapılan hesaplamalara göre, teşvikli yatırımlarda teşvik belgesi başına istihdam sürekli düşerken, bir kişilik istihdam için gereken yatırım miktarının sürekli arttığı, 2009 yılında gerçekleştirilen yeni teşvik düzenlemelerinin de bu eğilimde herhangi bir değişiklik yaratmadığı vurgulandı.

Teşvik artıyor, istihdam azalıyor

Teşvik belgesi sayısındaki artış ve belge başına öngörülen yatırım tutarlarının yıllar itibariyle artmasına karşın, belge başına sağlanması öngörülen istihdam miktarının düzenli olarak azaldığı belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi:

"Belge başına taahhüt edilen yatırım tutarı 1999 yılında 2,6 milyon lira iken 2009 yılında yaklaşık dört katına yükselerek 10,1 milyon liraya ulaştı. Son bir yıl içinde ekonomik durgunluğun da etkisiyle belge başına yatırım miktarında bir miktar azalma gözlense de 2009 teşvik düzenlemeleri bu artış eğiliminde çok büyük bir değişiklik yaratmadı.

 2010 Eylül ayı itibariyle belge başına yıllık ortalama yatırım tutarı 14,3 milyon lira düzeyine ulaştı. Aylar itibariyle bakıldığında ise 2010 Nisan ayı belge başına 43,9 milyon lira ile belge başına yatırım tutarının en yüksek olduğu ay oldu. Temmuz ayı ise 7,6 milyon lirayla belge başına en düşük yatırımın gerçekleştiği ay oldu.

 Son 10 yılda teşvik belgesi başına öngörülen yatırım miktarı düzenli olarak artış gösterirken, sağlanması amaçlanan istihdam artışında tam tersi bir eğilim gözlendi. 1999 yılında düzenlenen her yatırım teşvik belgesi karşılığında ortalama 65 kişiye istihdam yaratılması öngörülürken, bu sayı 2009 yılında 30'a kadar geriledi. 2009-2010 Eylül ayları itibariyle belge başına öngörülen ortalama istihdam miktarının 35 kişi olduğu görülürken, 2010'un Ağustos ayında belge başına istihdam ortalaması 27 kişiye gerileyerek rekor kırdı.

Yapılan hesaplamalar ve karşılaştırmalar Türkiye'de yatırım teşvik sisteminin istihdam yaratma kapasitesinin giderek düştüğünü gösteriyor. 2009 Haziran ayında gerçekleştirilen yasal düzenlemelerin de bu eğilimi tersine çeviremediği gözleniyor. Dünyadaki genel eğilime paralel olarak, yatırımların giderek sermaye yoğun hale gelmesi, düzenlenen teşvik belgesi başına yatırım miktarını düzenli olarak artırırken belge başına istihdamı da düzenli olarak düşürüyor. Bunun sonucunda Türkiye'de bir kişiye istihdam sağlamak için gereken sermaye miktarı da düzenli olarak artıyor." 

Yapısal önlemler gerekli

Rapora ilişkin değerlendirme yapan İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, "Kronik hale gelen işsizlik sorununun çözümü için teşvik ve kredilendirme önlemlerinin ötesine geçen yapısal önlemlerin alınması zorunlu görünüyor" dedi.

İstihdam yaratma kapasitesi daha fazla olan ve aynı zamanda daha düşük maliyetle iş yaratılabilen, tarım, hizmet ve imalat alanlarında daha gerçekçi düzenlemelere gidilmesi gerektiğine işaret eden Arıkan, ihracat potansiyeli yüksek alanların da ayrıca desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Arıkan, nitelikli iş gücü yaratılabilmesi için özellikle işsizliğin yoğun olduğu bölgelerde eğitim programları uygulanması gerektiğini, hükümetin genç ve kadın istihdamının teşvik edilmesine yönelik tedbirleri genişletmesini de olumlu bulduklarını ifade etti.

Bu konularda ilginizi çekebilir