”Terör, demokrasi ve özgürlükleri tehdit ediyor”
Org. Başbuğ, terörizmin küreselleşmesinin, sınır aşan niteliğinin ülkelerin işbirliğini zorunlu kıldığını belirtti
ANKARA - Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörizmin yüzyıllar süren çabalar ve fedakarlıkların birer ürünü olan yaşama hakkı dahil insan haklarını, ortak insan değerlerini, demokrasi ve özgürlükleri tehdit ettiğini belirtti.
Bilkent Otel'de gerçekleştirilen Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu Orgeneral Başbuğ'un açılış konuşmasıyla başladı.
Özellikle iki kutuplu dünya düzeninin yıkılmasından sonra güvenlik sorunu olarak değerlendirilen risk ve tehditlerin simetrikten asimetriğe doğru kaydığından söz edilebileceğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, bugün karşı karşıya kalınan en büyük riskin ardında radikal düşünceler barındıran şiddet ve terörün bulunduğunu söyledi.
Terörizmin, yüzyıllar süren çabalar ve fedakarlıkların birer ürünü olan yaşama hakkı dahil insan haklarını, ortak insan değerlerini, demokrasi ve özgürlükleri tehdit ettiğini kaydeden Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
"Terör örgütleri bugün herhangi bir zamanda, dünyanın herhangi bir yerinde terör eylemlerini başlatabilecek varlığa ve kapasiteye ulaşmışlardır. Bu bakımdan günümüz dünyasında güvenlik de küreselleşmiştir. Mevcut güvenlik anlayışlarının sorgulanması ise yeni güvenlik anlayışının doğmasına zemin hazırlamıştır. Yeni güvenlik denildiğinde çoğunlukla güvenlik anlayışının daha geniş bir tehdit yelpazesini içerecek şekilde genişletilmesi anlaşılmaktadır. Bu yeni tehditler terör ve askeri tehditlerin yanı sıra ekonomik eşitsizlik, adaletsizlik, çevre kirliliği ve doğal kaynakların yok olması, etnik anlaşmazlıklar, uluslararası göç, uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık ve enerji hatlarının güvenliği gibi sorunları da içermektedir."
"Yaşam hakkını hedef alan terörizm"
Terörizmin küreselleşmesi, sınır aşan niteliği ülkelerin işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Terörizm kaynağı, hedefi, amacı her ne olursa olsun hiçbir şekilde meşruluğu olmayan, insanlık dışı eylemlerin bütünüdür. Evet, terör insanlık dışıdır. Terör acımasızdır.
Bugün burada aramızda dost ve kardeş Pakistan'ın Peşaver'deki 11. Kolordu Komutanı Korgeneral Muhammed Mesut da var. Kendisiyle Pakistan'a yapmış olduğum ziyaret esnasında 14 Ekim 2009 tarihinde tanışmış ve görüşmüştüm. Korgeneral Mesut maalesef tek oğlunu 4 Aralık 2009 tarihinde bir terör saldırısı esnasında kaybetti. Amacım burada bu acıyı kendisine tekrar hatırlatmak değil ama hepinizin huzurunda yaşadıkları bu büyük acıyı bir defa daha kendisiyle paylaşmaktır. Ancak terör karşısında boyun eğmemeliyiz. Acımızı yüreğimize gömmeli, mücadelemize kararlılıkla devam etmeliyiz. Korgeneral Mesut'un bugün burada bizimle beraber olması işte bunun bunun güzel bir örneğidir.
Demokrasi, haklar, özgürlükler ve sorumluluklar sistemidir. Demokrasinin sunduğu fırsat alanlarını kullananlar bireylerin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terörizm faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş göremez. Terör ve terörizm desteklenemez, görmezlikten gelinemez. Yeri gelmişken Semavi bir din olan İslamı, terörle özdeşleştirmenin de küresel terörizmin politik amacına hizmet edeceğini hatırlatmak isterim."
"Terörle mücadele, mutlaka yasalar çerçevesinde yürütülmeli"
Terörle mücadelenin ana hedefinin, "Terör örgütünün ve destekleyicilerinin başarı umutlarının yok edilerek, terörle bir yere varılamayacağının gösterilmesi olması gerektiğini" ifade eden Başbuğ, şunları kaydetti:
"Bunun yapılabilmesi, terör örgütünün elemine edilmesi, etkisiz hale getirilmesiyle olur. Terörle mücadele, insan odaklı olarak yürütülmeli, mücadele insanların kalbine ve beynine hitap etmelidir. Bunun yapılabilmesi için şunlar gereklidir;
Birincisi, terörle mücadele, mutlaka ve mutlaka yasalar çerçevesinde yürütülmelidir. Terörün olduğu bölgelerde bölge halkının güvenliğinin sağlanması öncelikli önemli bir noktadır. Elbette, teröristle masum bölge halkının karıştırılmaması ise vazgeçilmez bir husustur. Ayrıca, teröristle teröristlere yardım edenler, teşvik edenler ve onlara değişik nedenlerle sempati duyanlar iyi ayırt edilebilmeli ve her birine karşı da farklı davranış biçimleri mutlaka geliştirilmelidir. Terörle mücadelede bölge halkının desteği ve güvenlik kuvvetlerinin yanında yer alması mutlaka sağlanmalıdır."
Geçici ve gönüllü köy korucuları
Bu sistemin çok önemli olduğunu, geçici ve gönüllü köy korucularının terör örgütü PKK ile mücadelede çok önemli görev ve sorumluluk üstlendiklerini dile getiren Orgeneral Başbuğ, geçici ve gönüllü köy korucularının bugüne kadar bin 343 şehit verdiğini söyledi.
Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu:
''Geçici ve gönüllü köy korucularının kanun ve devlet yanında bu mücadelede yer alması şu açıdan da çok önemli; sorunun etnik bir çatışma olmadığını ve bölücü terör örgütünün bölge halkının desteğini sağlayamadığının da çok önemli bir göstergesidir. Geçici ve gönüllü köy korucularından hata yapanlar olmaz mı? Olabilir, elbette olabilir. Ama burada önemli olan şu; hata yapan varsa sistemden ayırırsınız. Ama üç, beş hata yapan için, yapanlar için sistemin tümünü suçlamak bir noktada örgütün amacına hizmetle doğru orantılıdır.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Türkiye'de uzun süredir başarıyla uygulanan koruculuk sisteminin bir benzerinin 2007 yılından itibaren ABD tarafından Irak'ta ''Sons of Iraq'' adıyla kullanılmaya başlandığını, yine aynı ülkenin Afganistan'da da Irak'ta uygulanan koruculuk sistemine benzer mahalli güvenlik birimi ve milis gücü kurmak istediğini ve buna ilişkin pilot programa geçen yıl Şubat ayında başladığını hatırlattı.