Tekstilci boş atölye arıyor

Avrupalı alıcıların Uzakdoğu'dan Türkiye'ye yönelmesiyle tekstil ve hazır giyim sektöründe fabrikalar tam kapasite ile çalışmaya başladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Leyla EKİNCİ

İSTANBUL - Türkiye ekonomisin en önemli sektörleri arasında yer alan tekstil ve hazır giyim eski parlak günlerine geri dönüyor.

Global ekonomik krizde diğer pek çok sektöre göre daha az kayıp yaşayan tekstil ve hazır giyim sektöründe bu yılın başından beri yaşanmaya başlanan olumlu hava gerek üretimde gerekse ihracatta artışları beraberinde getirdi. Avrupalı alıcıların Uzakdoğu'dan vazgeçip tekrar Türkiye'ye dönmesi artışların en önemli sebebi olarak gösteriliyor. Avrupa'nın Uzakdoğu'dan yüz çevirmesinde ise artan fiyatlar ve dolar ile ihracat yapma ısrarının etkili olduğu belirtiliyor.

Türkiye'nin önemli tekstil ve hazır giyim merkezlerinden İstanbul, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, İzmir, Adana, Bursa gibi şehirlerde tesisler tam kapasite ile çalışırken üretim yaptıracak atölye sıkıntısı yaşanmaya başladı. Sektör temsilcileri daha önce atölyesini kapatmış ama tesisini dağıtmamış tüm işyeri sahiplerini makine başına dönmeye çağırırken, mevcut atıl kapasitelerin değerlendirilmesi için çalışmalar da başlatıldı. 2009-2010 Ocak-Ağustos dönemleri kıyaslandığında tekstildeki ihracat artışı yüzde 20.69, hazır giyim ve konfeksiyondaki ihracat artışı ise yüzde 9.05'i buldu. Tekstil ve hazır giyimin önde gelen temsilcileri sektörün ve kendi bölgelerinin durumunu DÜNYA'ya anlattı.

Moda ve hazır giyimci olduk

Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı ve Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Nedim Örün, Türkiye'nin tekstilde eski günlerine dönmeye başlamasında iki unsurun etkili olduğunu belirterek "Bunlar geçmişten bugüne yaptığımız uzun vadeli çalışmalar ve günümüz konjonktürünün bize yardımcı olması" dedi.

Türkiye'nin 2001 krizinin ardından konfeksiyoncu olmayı bırakıp moda ve hazır giyimci olduğunu kaydeden Örün, "Sadece üretim değil bununla birlikte tasarım, koleksiyon ve pazarlamayı bir arada yürüttük. Bizim artık rakibimiz Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkeler değil İtalya'dır. Bugün geldiğimiz noktada da bunun meyvelerini almaya başladık. Türkiye'de bir numaralı sektör haline geldik" diye konuştu.

Yılbaşından bun yana yaşanan hammadde fiyatlarındaki artışı Uzakdoğu'nun fiyatlarına hemen yansıttığı bilgisini veren Örün, "Biz önemli bir dayanışma içinde bunu 5-6 ay sonrasına taşıyabildik. Uzakdoğu'ya giden siparişler bu nedenle Türkiye'ye döndü. Bir diğer etken de maalesef ki Pakistan'da yaşanan sel felaketi. Hal böyle olunca şu anda talebi karşılayamaz durumdayız" dedi. Fasoncu atölye bulmakta çok zorlandıklarını dile getiren Örün, bunun için Ege Giyim Sanayicileri olarak İzmir'de bir proje başlattıklarını bildirdi.

"Fasonculardaki gözden kaçan atıl kapasite ile hazır giyimcileri buluşturmak için bir program hazırlığı içindeyiz" diyen Örün, "Bunun yanı sıra basın aracılığıyla elemanlarını çıkarmış, üretimini durdurmuş ancak makine parkurunu dağıtmamış bütün fason atölyelerine çağrı yapıyoruz. Şu anda kapasiteler dolu karlılıklar da fasoncular için iyi. Herkese makine başına diyoruz" diye konuştu. Örün, yıl sonu için yıl sonu ihracat artış beklentisinin yüzde 20 civarında olduğunu belirterek "2012'de de artık kriz öncesi rekor rakamlarımıza ulaşacağız inşallah" dedi.

'Piyasada herkese iş var'

İstanbul'un yanı sıra Çankırı, Nevşehir, Batman, Kastamonu gibi Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde toplam 8 fabrikası bulunan Hey Tekstil'in CEO'su Aynur Bektaş da tekstilde talebin şu anda çok iyi durumda olduğunu söyledi. Avrupa'nın artık çok fazla stok tutmayıp mağazalara hızlı sokulan malları Türkiye'den almaya başladığını aktaran Bektaş, "Bu durum Türkiye'ye yönelik bir talep yarattı. Bizim sektörde kriz, 2006 yılında başlamıştı zaten. Hal böyle olunca bugüne kadar buna dayanamayan firmalar elenmiş oldu. Geri kalanlar da daha güçlü firmalar oldu. Yani sorunlar azaldı ve ihracat yapmaya devam edildi. Onun dışında da daha küçük firmalar tekstil sektörüne girmeye başladı. Bazı fasoncular ihracatçı olmaya başladı. Bu da yurtdışındaki firmaların tercih ettiği bir şey de oldu.

Sadece kendisine çalışan firmaları tercih edebiliyorlar" dedi. Bunun yanı sıra Türkiye tasarım ve pazarlamada da çok iyi bir noktaya geldiğine ve bunun da önemli bir avantaj yarattığına işaret eden Bektaş, şöyle devam etti: "Öte yandan Türkiye'nin bir diğer şansı da pariteden kaynaklandı. Euro dolar karşısında değer kaybetti. Çin'den dolar karşılığı mal alan Avrupa için artık Çin yüzde 20 civarında filan daha pahalı hale gelmeye başladı. Her ne kadar bizde de girdi maliyetleri nedeniyle pahalanma olsa da daha tercih edilebilir bir ülke konumuna geldik. Ancak şunu da unutmamak lazım ki Türkiye'de firmalar ayakta kalabilmek adına karlarından da çok fedakarlık ettiler."

Hey Tekstil olarak Türkiye genelindeki tüm fabrikalarının tam kapasite çalıştığını anlatan Bektaş, "Kendi tesislerimiz dışında 80 atölyeye de iş veriyoruz. 4 bin işçi kendi bünyemizde çalışıyor. 6 bin kişiye de fason çalıştığımız atölyeler kanalıyla dolaylı istihdam sağlıyoruz. Bu bile yetmiyor. Piyasada herkese iş var" diye konuştu. Bektaş, tek sıkıntının karlılıkların istenen seviyede olmaması olduğuna işaret ederek kurların arzu edilen seviyede olmadığını bildirdi. Girdi maliyetlerine de değinen Bektaş, şunları söyledi: "Mesela pamuk fiyatları anormal yükseldi. Türkiye pamukta önemli ithalatçılardan biri. Acilen Türkiye'de pamuk üretimi artırılmalı. Bunu teşvik edecek önlemler alınmalı. Pamuk üretimi artarsa tekstilde daha güçlü oluruz. Pakistan sel felaketi nedeniyle üretimi durdurdu. Hindistan pamuk ihracatını yasakladı. Bunlardan en çok biz zarar görüyoruz. Acilen çözüm bulunmalı."

Çin giyinmeye başladı

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Tekstil Sanayi Meclisi Başkanı Abdülkadir Konukoğlu da Türkiye'nin tekstilde hem kalitesi hem de tasarım gücüyle dünyada yerini almaya başladığını belirterek, "Bunun için de Uzakdoğu'dan Avrupa'nın yaptığı ithalat azaldı. Zaten Çin kendi kendine yetmeye başladı. Benim 8-10 sene önce söylediğim bir söz var: Çin bir giyinmeye başlarsa onun yükselmesini önlemek mümkün değil. Konfeksiyon ve pamuğu dünyaya ihraç etmesi zorlaşır demiştim. Şu anda bu yavaş yavaş gerçekleşmeye başladı" dedi.

Yeniden Türkiye'ye dönen Avrupa'nın artık basit değil katma değeri yüksek ürünleri satın aldığına da işaret eden Konukoğlu, "O bakımdan Türkiye'de tekstilin önü açıldı. İnşallah bundan sonra da daha iyi olur. Yıl sonu için ihracat artışını yüzde 15 civarında bekliyorum" diye konuştu.

Kahramanmaraş‘ta yatırımlar sürüyor

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş‘ın en büyük tekstil üreticilerinden biri olan Kipaş Grubu'nun Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öksüz, konfeksiyon sektörünün uzun bir aradan sonra ihracatta yeniden liderliği aldığını belirterek, "Uzakdoğu'dan uzaklaşan müşteriler rotayı Türkiye'ye çevirdi" dedi.

Talep noktasında ciddi bir canlılık yaşandığını kaydeden Öksüz, "Kahramanmaraş‘ ta kapasiteler yüzde 100 civarında. Krizde bu rakam yüzde 50'lere kadar gerilemişti. Yılbaşından itibaren yaşanan toparlanma süreci bizi bu noktaya getirdi. Yeni yatırımlar da devam ediyor" dedi. Tek endişelerinin döviz kurunun nasıl seyredeceği olduğuna dikkat çeken Öksüz, "Şu anda kur bizim için düşük" diye konuştu.

Adıyaman tam kapasite çalışıyor

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Adıyaman'da da bir üretim tesisi bulunan Günkar Tekstil'in sahibi Kemalettin Güneş, sektördeki olumlu havanın etkilerini tüm Türkiye'de olduğu gibi Adıyaman'da da görmenin söz konusu olduğunu söyledi. Kümelenme çalışmaları ile tam bir hazır giyim ve tekstil merkezine dönüşen Adıyaman'da tüm tesislerin tam kapasite ile çalıştığını kaydeden Güneş, Sunset markası ile üretim yaptıkları mayo tesisinde bunlardan biri olduğunu bildirdi.

Güneş, sektördeki canlanmaya ilişkin olarak ise "Konjonktür Türkiye'de tekstil ve hazır giyimdeki canlanmaya önemli katkı yaptı. Uzakdoğu'da fiyatlar yükselirken kalite bakımından da Avrupalın'ın istediği standardı sağlayamadılar. Ayrıca Uzakdoğu'nun Avrupa'ya euro ile mal satmak istememesi ve doları tercih etmesi de etkili oldu. Bir de temin sürelerinde sıkıntılar oluyor. Avrupalı artık stok maliyetinden kaçıyor. Tüm bu etkenler Avrupa'nın Türkiye'ye yönelmesine yol açıyor" dedi. Güneş, Türkiye'nin bu durumu çok iyi değerlendirmesi gerektiğine işaret ederek, "Bizim de fiyat artışı yapmamız kaçınılmaz. Bu nedenle maliyetlerimizin azaltılması ve kurun kabul edilebilir bir seviyeye getirilmesi gerekiyor. Aksi halde avantajımızı kaybedebiliriz" diye konuştu.

Yaz tatilinden sonra hareketlilik arttı

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Burkay ise özellikle yaz tatilinden sonra Avrupa, Amerika ve diğer pazarlarda ciddi bir hareketlilik olduğunu ve yıl sonuna kadar yoğunluk olacağını söyledi. "Firmaların doluluk oranlarına baktığımızda bunu görebiliyoruz" diyen Burkay, şöyle devam etti:

"Ayrıca sektörün içinde de kaymalar mevcut. Pek çok fuarda alıcılar Çin'in yerine alımlarını Türkiye'ye kaydırdıklarını dile getiriyorlar. Ben bu yılın sonuna kadar tekstilin hareketliğini koruyacağını ve sene sonunda 2008 ihracat rakamlarını yakalayacağımızı düşünüyorum. Bu çok önemli çünkü diğer sektörlerde 2008 rakamlarının 2011 sonunda yakalanabileceği telaffuz ediliyor." Burkay, burada önemli olanın yaşanan olumlu havanın döviz kuruyla desteklenmesi olduğunu vurgulayarak, "İhracat ve siparişler iyi ama para kazanmak önemli. Bugün yaptığımız satışlar sene başında bağladığımız işlerin fiyatlarıyla aynı" dedi.

Adana'da işler çok iyi gidiyor

Adana merkezli Arse Tekstil'in sahibi Hilal Aksöz de "Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren tüm tekstilcilerin, istisnasız olarak işleri çok iyi gidiyor. Bu firmalar içinde ihracat ağırlıklı olanlar da olmayanlar da var. İhracat yapan tekstil firmalarının herhangi birinden şikayet duymadım ve 2011 beklentilerimiz de oldukça yüksek" dedi. Siparişlerde artış oldukça tekstilcilerin umutlarının da arttığını kaydeden Aksöz, "Daha da yükselme eğilimi var. Tek sorun döviz kurundaki dalgalanmalar. Bu konuyla ilgili düzenlemeler yapılırsa, ihracatçı çok daha mutlu olacak. Avrupa'da yerimizi tekstilde güçlendiriyoruz" diye konuştu.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir