”Tek vatandaşımız dahi, İsrail topraklarında kalmayacak”

Davutoğlu, "Sessiz kalmamızı, ya da zamana bırakmamızı kimse bekleyemez. İsrail'in sözlü özür beyanları bizim tatmin etmez" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHINGTON- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "tek bir Türk vatandaşının dahi, İsrail topraklarında kalmasına ve sorgulanmasına izin verilmeyeceğini" söyledi.

Davutoğlu, Washington'da ABD'li yetkililerle temaslarının ardından kaldığı Willard Oteli'nde Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ahmet Davutoğlu, tek bir Türk vatandaşının dahi İsrail topraklarında kalmasına ve sorgulanmasına izin verilmeyeceğini belirterek, esas sorgulanması gerekenlerin ve korsanlık eylemini yapanların İsrail makamları olduğunu belirtti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İsrail'in yaptığının "uluslararası sularda başka ülkelerin vatandaşlarını kaçırmak" olduğunu ifade ederek, önümüzdeki kısa süre içerisinde tüm vatandaşların hiçbir ön şart olmaksızın serbest bırakılmasını istediklerini vurguladı.

Davutoğlu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsünün "Mavi Marmara" gemisi dahil Gazze'ye yardım filosundan gözaltına alınanların derhal serbest bırakılacağını açıkladığının ifade edilmesi üzerine de "Son Türk vatandaşı, şehitlerimiz de dahil, Türk topraklarına girene kadar bizim takibimiz bitmez. Biz haberlerle açıklamalarla yetinmeyiz" dedi.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ilk defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bir başka ülkenin iradi saldırısına maruz kaldığını kaydederek, İsrail'den sözlü bir özür beyanının kendilerini tatmin etmeyeceğini bildirdi.

Davutoğlu, ABD'nin olaya ilişkin ilk açıklamalarının beklentilerini karşılamadığı yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de buradaki temaslarının ardından ABD'nin, Türkiye'nin kaygılarını çok daha iyi anladığını söyledi.

"Sessiz kalmamızı, ya da zamana bırakmamızı kimse bekleyemez"

Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemiye saldırmasıyla ilgili olarak, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bir başka devletin iradi saldırısına muhatap olmuşlardır. Bizim bu konuda sessiz kalmamızı ya da bunu zamana bırakmamızı kimse bekleyemez" dedi.

Davutoğlu, İran ile uranyum anlaşması konusunda da "ABD'deki muhataplarımız son derece iyi bilirler ki 10 aydır bu meseleyi ABD ile koordineli bir şekilde yürütüyoruz. Türkiye'nin son dönemde başlattığı bir inisiyatif değildi" dedi.

ABD'nin İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi konusunda nasıl devreye gireceğine ilişkin bir soru üzerine, BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasının çok dikkatle kaleme alındığını belirten Davutoğlu, "Kısa süreli hedef olarak vatandaşlarımızın Türkiye'ye dönmesini, dediğim gibi şehit düşen vatandaşlarımızın da cesetlerinin Türkiye'ye dönmesini ve buna mutlak bir saygı gösterilmesini istiyoruz. Bunu sağladıktan sonra yine ABD yetkilileriyle bağımsız, uluslararası bir soruşturma komisyonunun oluşturulması konusundaki taleplerimizi dile getirdik" dedi.

İsrail tarafından yapılacak bir soruşturmayla yetinemeyeceklerini, bunun sağlıklı olduğunu düşünmediklerini dile getiren Davutoğlu, olayın İsrail'in kendi sınırlarında değil, uluslararası sularda meydana geldiğini hatırlattı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Uluslararası sularda işlenen bir suçu, saldırıyı soruşturma yetkisine uluslararası makamlar sahiptir. Biz vatandaşlarımızın serbest bırakılması sonrasında böyle bir komisyonun harekete geçmesi için de BM nezdindeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve onun sonucu olacak hususları da gündemde tutmaya devam edeceğiz.

Ayrıca, İsrail'in yardım malzemelerinin bir kısmını Gazze'ye geçirmeye başladığı haberleri geldi. Tabii bu önemlidir bizim için. Gazze'deki blokajın bir an önce kaldırılmasını bekliyoruz. Her şeyden önce Gazze blokajının kendisi yasa dışıdır. 1860 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına aykırıdır. Yasa dışı ilan edilen bir blokajı protesto etmek üzere oraya gelen kişilere karşı yasa dışı olarak eylemde bulunmayı mazur görmek mümkün değildir. Bundan sonraki gelişmeleri de adım adım takip edeceğiz."

Davutoğlu, ABD'nin konuyla ilgili ilk açıklamasından "hayal kırıklığı duydukları" yönündeki sözlerinin hatırlatılması ve ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşmesinde bu konuyla ilgili net yanıt alıp almadığının sorulması üzerine, ABD'nin ilk açıklamasından bekledikleri desteği bulamadıklarını belirtmek için bu sözü söylediğini hatırlattı.

Bugünkü görüşmenin ardından iki tarafın birbirinizi çok daha iyi anladığını düşündüğünü ifade eden Davutoğlu, "Sayın Clinton da bu konuda, görüşmenin en başından itibaren ne kadar üzgün olduğunu ve bu konuda Türkiye'nin hislerini ne kadar yakinen paylaştığını hep vurguladı. Sanıyorum bu iki buçuk saatlik görüşme ve James Jones ile yapılan görüşme sonrasında ABD tarafı Türkiye'nin kaygılarını, beklentilerini çok daha iyi anlamıştır" diye konuştu.

"Sözlü özür beyanları bizim tatmin etmez"

İsrail'in herkesin serbest bırakılacağına yönelik açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu tür haberler bize de geldi. Bu sadece İsrail'e dönük değil, tüm taraflara. Herkes bu konunun ne kadar ciddi olduğunu önüne alıp düşünmelidir. Ama son vatandaşımız Türk topraklarına girene kadar bizim takibimiz bitmez. Her yerde takip edeceğiz, her zeminde, her uluslararası forumda bunun takipçisi olacağız. Son vatandaşımız, ölü ya da diri, Türk topraklarına girmeden takibimiz bitmez bundan kimsenin şüphesi olmasın. Haberlerle yetinemeyiz, açıklamalarla da yetinemeyiz.

Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar, Türkiye Cumhuriyeti devleti, vatandaşlarının hukukunu dünyanın her yerinde korumaya muktedirdir. Bunu her zaman göstermiştir, bundan sonra da gösterir. Kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin bu konudaki ciddiyetini test etmeye kalkmasın."

Davutoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bir başka devletin iradi saldırısına muhatap olmuşlardır. Bizim bu konuda sessiz kalmamızı ya da bunu zamana bırakmamızı kimse bekleyemez. Bu konudaki tutumumuz kesindir" ifadesini de kullandı.

Davutoğlu, bir soru üzerine, "sözlü özür beyanları bizim tatmin etmez" dedi.

Tüm Türk vatandaşlarının Türkiye'ye dönmesinin ardından, kurulmasını istedikleri bağımsız komisyonda tazminat dahil bütün uluslararası hukukun gereklerinin takip edilmesi ve Gazze'deki blokajın kaldırılmasını hedeflediklerini belirten Davutoğlu, bu hedefler gerçekleşene kadar da politikalarını sürdüreceklerini kaydetti.

Yol haritası

Başbakan Erdoğan'ın "Türk-İsrail ilişkilerinde yeni yol haritası çıkarılacağına" yönelik sözlerinin hatırlatılması ve bu konuyla ilgili Washington'daki temaslarında istişarelerde bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, Erdoğan ile BM Konseyi Kararı çıktıktan sonra, Ankara'ya iner inmez görüştüğünü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dün iki kez telefonla konuştuğunu söyledi.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün sabah Sayın Başbakanımızla, Sayın Clinton'la yaptığımız görüşme esnasında görüşmeyi bölerek tekrar istişarede bulunduk. Dolayısıyla sürekli temas halindeyiz. Başbakanımızın kastettiği yol haritası biraz da İsrail'in alacağı tutumla ilgili olarak belirlenecektir.

İsrail'in en kısa zamanda vatandaşlarımızı bırakması durumunda takip edilecek yol farklıdır ve ondan sonra atılacak adımlarda soruşturma komisyonu dahil bunlar takip edilecektir ama bu tutum değişmezse ve vatandaşlarımız hala yasadışı olarak kaçırılmış insanlar, uluslararası sulardan korsanlık suretiyle kaçırılmış insanlar olarak İsrail'de sorgulanmaya kalkılırsa tabii o zaman yol haritası başka türlü şekillenir."

Davutoğlu, bir soru üzerine, Clinton'la görüşmesini bölerek Başbakan Erdoğan ile telefon görüşmesi yapmasının özel bir nedeni olmadığını bildirdi.

İran

İran konusunu da hem Clinton hem de Jones ile görüştüğünü belirten Davutoğlu, bir soru üzerine şunları söyledi:

"İran konusunda, Washington'da resmi yetkililerde demiyorum ama basında öyle bir kanaat bazen söz konusu oluyor ki sanki bu son günlerde Türkiye ve Brezilya kendi başlarına kalktılar, bir girişim başlattılar. ABD'deki muhataplarımız son derece iyi bilirler ki ve bugün özellikle görüştüğüm Sayın Jones ve Sayın Clinton, 10 aydır bu meseleyi ABD ile koordineli bir şekilde yürütüyoruz.

Türkiye'nin son dönemde başlattığı bir inisiyatif değildi. Bugün bunları tekrar paylaştık, zaten telefonda görüşüyorduk. Karşılıklı görüşlerimizi paylaştık. Biz hala ve özellikle Tahran anlaşması sonrasında bu meselenin çözümü konusunda çok büyük bir imkan doğduğunu düşünüyoruz. Bu imkanı herkesin değerlendirmesi lazım.

Son olay dahi göstermiştir ki bölgede o kadar kırılgan bir yapı var ki en ufak bir kıvılcım büyük patlamalara sebebiyet verebiliyor. Bunu herkesin göz önüne alması lazım. Bu çerçevede Brezilya ile birlikte Türkiye'nin açtığı bu barış yolunun herkes tarafından değerlendirilmesi lazım. Bölgemizin artık yeni gerilimlere tahammülü yok."

Davutoğlu, yaptırımlar konusuyla ilgili bir mesaj alıp almadıklarına yönelik soruya da "Biz yaptırımların olmayacağı bir opsiyon üzerinde çalışıyoruz. Bütün gayretimiz o yöndedir. Ama tabii, BM'ye bu konu gelirse o zaman görüşürüz" yanıtını verdi.

"İsrail'in uluslararası hukuka aykırı davranışlarının son bulmasını istiyoruz"

Davutoğlu, "İsrail'in uluslararası her türlü norma ve hukuka aykırı davranışlarının son bulmasını istiyoruz" dedi.

Davutoğlu, Washington'daki temaslarının ardından Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

İskenderun'da şehit düşen askerlerin ailelerine baş sağlığı dileyen Davutoğlu, "Milletimiz inşallah böyle acılar görmez" dedi.

Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyinde dün gece yarısı İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırmasıyla ilgili olarak, Türkiye'nin talep ettiği unsurları içeren güçlü bir başkanlık açıklamasının kabul edildiğini belirterek, kendisinin de süreci Washington'dan bizzat takip ettiğini, gerekli temaslarda bulunduğunu kaydetti.

Davutoğlu, olayın üzerinden 24 saat geçmeden BM Güvenlik Konseyinin tatil günü toplanarak, bütün üyelerin destekleriyle böyle güçlü bir kararı çıkarmasının Türkiye açısından önemli bir gelişme olduğuna dikkati çekti. Bütün üye ülkelerin Türkiye ile dayanışma içinde olduklarını vurguladıklarını ifade eden Davutoğlu, "Yakın dönemde BM Güvenlik Konseyinin çalışmalarını takip edenler bilirler ki bu, İsrail'in ilgili olduğu bir konuda çıkan en güçlü, en net karardır" diye konuştu.

"Beklediğimiz hızda davranmıyorlar"

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yaklaşık iki buçuk saat görüştüklerini hatırlatan Davutoğlu, görüşmede asıl olarak İsrail ile ilgili son gelişmeler ve İran konusunun ele alındığını söyledi.

Görüşmeyi, "çok verimli, yapıcı ve son derece samimi" olarak nitelendiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz kendi taleplerimizi çok net bir şekilde dile getirdik. Türk-Amerikan ilişkileri özel ilişkilerdir. Amerikan-İsrail ilişkileri de kendi özelliğine sahip ilişkilerdir. ABD tarafına, uluslararası sularda, sivil gemilere dönük olarak yapılan bu korsanlık faaliyetinin ne kadar hukuk dışı olduğunu bir kez daha anlatma fırsatı bulduk.

Ayrıca, yaklaşık son 48 saattir yürüttüğümüz müzakereler var. Dün Ehud Barak ile görüşmüştüm ve vatandaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını talep etmiştik. Daha sonra bir kısım uçaklarımız Tel Aviv'e ulaştı fakat İsrail yönetimi hala bu konuda beklediğimiz hızda davranmıyor."

"İsrail'in vatandaşlarımızı yargılamaya hakkı yok"

Görüşmelerinde, bunun ABD yetkililerine, dost ve müttefik bir ülke olarak sadece Türkiye'nin değil, birçok NATO üyesi ülkenin vatandaşlarının bulunduğu sivil bir konu olduğunu belirttiklerini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"NATO üyesi olmayan bir ülke tarafından yapılan bu uluslararası hukuka aykırı saldırı karşısında ortak tutum alma çağrısında bulunduk. Her şeyden önce önümüzdeki kısa süre içinde bütün vatandaşlarımızın hiçbir ön şart olmaksızın serbest bırakılmasını istiyoruz, katledilen vatandaşlarımızın cesetleri de dahil olmak üzere. Tüm yaralılarımızın ve bütün vatandaşlarımızın en kısa sürede Türkiye'ye geri dönmesini istiyoruz. İsrail Hükümetinin bu vatandaşlarımızı sorgulama, yargılama hakkı yoktur.

Her şeyden önce eğer bir sorgulanma, yargılanma söz konusu olacaksa uluslararası sularda, uluslararası sularla ilgili hukuka aykırı olarak başka ülkenin vatandaşlarını bir tür kaçırma işleminde bulunan İsrail yetkilileri sorumludur."

"İzin vermeyiz"

Bu konudaki net tutumlarını ABD tarafına ilettiklerini ve gerekli girişimlerde bulunmalarını istediklerini anlatan Davutoğlu, Amerikalı yetkililerin de samimi bir şekilde bu konuda ellerinden geleni kısa sürede yapacakları konusunda kendilerine teminat verdiklerini dile getirdi.

Davutoğlu, Clinton ile görüşmesinin ardından, kaldığı otelde kendisini ziyaret eden ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı James Jones ile de bu konunun detaylarını görüştüklerini söyledi. Jones'un ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bazı temaslarının olduğunu vurguladığını, biraz önce de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Obama ile telefonda görüştüğünü aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz her şeyden önce İsrail'in bu uluslararası her türlü norma ve hukuka aykırı davranışlarının bir son bulmasını istiyoruz. Vatandaşlarımız salimen ve bir bütün halinde ülkemize dönmelidir, tek bir Türk vatandaşının dahi İsrail topraklarında kalmasına rızamız yoktur. Tek bir Türk vatandaşının dahi İsrail makamlarınca sorgulanmasına, yargılanmasına izin vermeyiz. Eğer böyle bir işlem söz konusu olursa esas sorgulanacak ve yargılanacak makamların bu yasa dışı eylemi, bu korsanlık eylemini gerçekleştiren, en yukarıdan bunu hiyerarşik olarak gerçekleştiren İsrail makamlarının olduğunun bilinmesini isteriz. Bu konudaki net görüşümüzü de Amerikan tarafına ilettim."

Önümüzdeki saatlerde İsrail'e "aklıselim"in hakim olmasını umduklarını belirten Davutoğlu, "Başka ülkelerin vatandaşlarına yapılan bu saygısızlığı, bu kaçırma eylemini umarım sürdürmezler ve vatandaşların ülkelerine dönüşlerine izin verirler" diye konuştu.

Davutoğlu, biraz sonra da Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı William Hague ile onun talebi üzerine telefon görüşmesi yapacağını ve bütün ülkelerle bu konudaki temaslarının devam ettiğini bildirdi.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir