Yeni anayasa için ilk temas tamam
Son dakika...Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş yeni anayasa turlarına CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile başladı. Kurtulmuş, “İçerikle ilgili konuşmadık, usul ve irade konuştuk” derken, Özel ise yenisini konuşurken mevcuda tam uyulmalı ifadesini kullandı.
Son dakika gelişmesi...TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş anayasa turuna başladı. Meclis'te CHP'yi ziyaret eden Kurtulmuş ile Özgür Özel ortak açıklama yaptı.
Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “İçerikle ilgili konuşmadık, usul ve irade konuştuk” açıklaması yaparken, Özel ise yenisini konuşurken mevcuda tam uyulmalı açıklaması yaptı.
"Meclis açıldığında müzakere ortamı başlar"
Kurtulmuş'un açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan partilerin genel başkanlarını, yöneticilerini ziyaret ederek Türkiye'de anayasa yapım süreciyle ilgili görüşlerini almak için bugün ilk görüşmeyi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel Bey'le gerçekleştirdik. Sürece ilişkin nasıl bir yol izleneceğine ilişkin bundan sonra birlikte müzakereyle bir süreç oluşturulması gerektiği fikrini ifade ettim. Başından itibaren bu konu gündeme geldiğinde benim dikkat ettiğim husus nitelikle ilgili, şimdiye kadar anayasanın içeriğine ilişkin bir cümle konuşmayız.
- Önce yapılacak işin usullerinin tespit edilmesi ve onun sonucu olarak da doğru bir istikametle, müzakereyle de sürdürülmesidir. Anayasa milletin anayasasıdır ve parlamentoda başından beri söylediğimiz oluşabilecek en yüksek konsensusla, yani mümkünse dört yüzün çok üstünde bir ittifakla, bir toplumsal mutabakat metni olarak Türkiye'nin yeni anayasası ortaya çıksın. Bu anlamda toplumsal mutabakatın oluşmasını arzu ettiğimiz bir sürecin, toplumsal yarılma ve toplumsal kamplaşma vesilesi haline getirilmemesi için de azami dikkat göstermemiz gerekir. Bu çerçevede benim açımdan da son derece verimli, yapıcı bir görüşme oldu. Sayın Genel Başkan da görüşlerini çok açık bir şekilde ifade etti.”
- Bundan sonra diğer genel başkanları da ziyaret ederek hep beraber bir yol bulacağız. Eğer gerçekleştirebilirsek en kısa süre içerisinde örneğin mayıs ayının sonuna kadar grubu bulunan siyasi partilerden bu işin usulüne ilişkin fikirlerini almak isteriz ve ondan sonra da belki yaz döneminde bütün siyasi partiler görüşlerini, anayasa tekliflerini olgunlaştırarak önümüzdeki sene Meclis açıldığında müzakere ortamına başlar ve sonrasındaki dönemde de inşallah usulüne uygun bu süreçleri götürdüğümüz takdirde sonuç alabileceğimizi düşünüyorum.
- Tabii bu parlamentonun şöyle bir özelliği var; bunun özellikle altını çizmek isterim. Bu parlamento uzun yıllar içerisinde temsil kabiliyeti en yüksek parlamentodur. Halkımızın verdiği oyların yaklaşık yüzde 95'i bugünkü parlementoda temsil ediliyor. Burada çok sayıda partinin olması demokratik bir tartışma zeminini kuvvetlendirmesi bakımından da önemlidir. İfade ettiğim gibi grubu olan ve olmayan partilerin de görüşlerini alacağız. Ama anayasa yapım meselesinde kararı Meclis verecektir. Bu Meclis anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahiptir.
- Yani 'bu Meclis kurucu Meclis değildir, Anayasa yapamaz' gibi görüşlerin gerçekten doğru olmadığını, demokratik olmadığını bir kez daha ifade etmek isteriz. Sonuçta bu süreçte sadece siyasi partilerin değil toplum bütün kesimlerinin, üniversitelerin hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının, farklı kesimlerin de görüşlerini alacağımız, iyi yönetilmiş bir süreci inşallah olgunlaştırırız. Sonuçta nasıl Meclis'te bu işin müzakeresiyle ilgili oluşacak komisyonun şekli, yöntemi bunları da yine partilerde uzlaşı içerisinde belirleyip bir sonuca ulaşacağız. Ben hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum."
"Anayasaya tam uyum beklemek hakkımızdır"
Özel'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
- Biz 31 Mart seçimlerinden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıktık. Sorumluluğunun farkında olan bir partiyiz. Siyaset halkın gündemine duyarsız olamaz. Bugün insanların yoksulluk, açlık, işsizlik, güvencesizlik gibi üst düzeyde beklentileri varken yeni bir anayasa beklentisi toplumun taleplerinin neresindedir, onu bir tartmak lazım. ”
- Prensip olarak ben partinin Genel Başkanı olsam da partinin yetkili kurullarında bir konuyu değerlendirmeden, doğrudan bir cevap vermeyi CHP’nin olmazsa olmaz parti içi demokrasi anlayışına ve kendimizin yönetim anlayışına uygun görmem.
- Sayın Başkanın bugün yaptığı değerlendirmeleri, başta MYK olmak üzere partinin yetkili organları ve grubumuzla değerlendireceğiz. Ancak şunu ifade etmek isterim, Sayın Başkana da söyledim. Bir şeyin yenisini teklif ediyorsak, örneğin yeni bir elbise alalım, giyeceksek alalım. Giymemek üzere yeni elbise alınır mı? Biz anayasaya uyacaksak, anayasayı değiştirelim. En iyisini yapalım, sonra yine uymayalım. Geçen sefer de iyisini yaptınız. Bu sözümün başkana ait olmadığını herkes bilsin. Geçen sefer de iyisi yapıldı ama yapılan o anayasaya uyulmadı. Uyulmuyor. Bir yeni anayasa konuşurken bir kere mevcut anayasaya tam uyum beklemek bizim hakkımızdır. Bu konudaki hassasiyetlerimizi ilettik.
“Diyalog zeminini önemsiyoruz”
- Vatandaşın sorunları ile ilgili de söyleyeceğim şudur. Anayasa tartışmaları daha önce de yaşandı. Siyasetin üzerine bir sis olarak çöküp de diğer meseleleri görünmez kılıyorsa, burada vatandaşın menfaati olmaz. Bugün sorun yoksulluk, işsizlik ve yüksek enflasyon, artan fiyatlar, insanları yoksullaşmasıyken biz anayasa konuşup, bir sis indirip, bu sorunları görünmez kılıyorsak, biz vatandaşın mesajını alamamış oluruz. O açıdan Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşme de benim önem atfettiğim görüşmedir. Eğer bir şeyin yenisini alacaksak, kullanacaksak alınır. Anayasa yapacaksak, uyacaksak yapılır. Anayasaya uyulmuyorken yeni anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Bu hassasiyetlerimizi Sayın Başkana ben de açıklıkla ifade ettim.
- Burası parlamento, konuşulan yerdir. Siyasiler el sıkışmazsa, siyaset düşmanları, demokrasi düşmanları el ovuşturmaya başlar. O yüzden el sıkışılacak, müzakere edilecek ama sorumlu olduklarımız kitleler için de müzakere edilecek. Bizim anlayışımız bu. O açıdan, bugün Sayın Başkan sizin de önünüzde, içeride de el sıkıştık. Bu el sıkışma demokrasiye inananların yapması gereken bir şey. Biz el sıkışmadıkça demokrasi düşmanları ellerini ovuştururlar, onlara gün doğar. Siyasi tarihimiz bunların bedelleri ile doludur. O açıdan bu diyalog zeminini önemsediğimizi de ifade etmek isterim.