Tarhan'dan Erdoğan'a zor sorular

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı olayları sonrasında İstanbul'da ve Ankara'da düzenlediği mitingleri Meclis'e taşıdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, "Ankara Esenboğa’da sizi karşılayan kitlenin Büyükşehir Belediye çalışanlarından toplanmak üzere, kişi başı 100 lira yakıt parası verileceğinin mesajla bildirildiği, araç plaka numaralarının listesinin yapıldığı, gelmeyenlerin sözleşmesinin yenilenmeyeceği tehdidine uğradıkları iddiaları doğru mudur?" diye sordu.

Tarhan, Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, "Basında ve sosyal medyada yer alan haberlere göre Ankara Esenboğa’da karşılanmanız sırasında sizi karşılayan kişilerin büyük bir çoğunluğunun Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanı olduğu, havaalanına zorla belediyeye ait araçlarla getirildikleri iddia edilmektedir. Belediyenin resmi araçlarına AKP bayrakları asıldığı, karşılamaya katılmak istemeyen personelin tehdit edildiği sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda açıkça gözükmektedir. Karşılama sırasında havaalanı yolunun 5 saate yakın trafiğe kapandığı iddia edilmektedir" dedi.
Tarhan, şöyle devam etti:
"Ankara Esenboğa’da sizi karşılayan kitlenin Büyükşehir Belediye çalışanlarından toplanmak üzere, kişi başı 100 lira yakıt parası verileceğinin mesajla bildirildiği, araç plaka numaralarının listesinin yapıldığı, gelmeyenlerin sözleşmesinin yenilenmeyeceği tehdidine uğradıkları iddiaları doğru mudur? Bu para verildiyse, kimin cebinden verilmiştir?
Yolu trafiğe kapattıkları gerekçesi ile göstericilere aşırı şiddet uygulayan polisin, sizi karşılamaya gelen kalabalığın havaalanı yolunu 5 saat trafiğe kapatmasına rağmen müdahale etmemesi eşitlik ilkesine aykırı değil midir?
Adam toplamada sonuç alamasa da gösterdiği olağanüstü çaba karşısında, mezkur belediye başkanını yeniden aday göstermeyi düşünüyor musunuz?
Demokratik tepkilere tahammülsüzlüğünüzü, kalabalıklara haykırarak, hala cami, başörtüsü ve din üzerinden gidermeye çalışmanız, cami imamının yalanlamasına rağmen olmayan şeyleri gerçeğe aykırı olarak kışkırtmak amacıyla kullanmanız doğru mudur? İnanç sizin her sıkıştığınızda oynayacağınız oyuncağınız mıdır? Birlikte kandil kutlayan insanları birbirine düşman etmeye çalışmak hangi etiğe sığar? Mümkünse o etiğin tarihsel kaynaklarını bize açıklar mısınız?
Göstericilere yönelik sözlerinizden bazıları olan ‘sabrın da bir sonu var, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz, ümük sıkmak’ gibi sözlerin açılımını yapar mısınız? Bunları sarfederken, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçundan sabıkanız olduğunu unuttunuz mu?
Polisi halka karşı kışkırtmak için söylediğiniz tehlikeli sözleri geri almayı düşünüyor musunuz?"

Bu konularda ilginizi çekebilir